Yarın İsmail'in mezarındayım

Güncelleme Tarihi:

Yarın İsmailin mezarındayım
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 20, 2009 00:00

Bu bir özür yazısıdır...

Haberin Devamı

Aşağıda okuyacağınız bu yazının ne olduğunu anlayabilmeniz için sizi öncelikle 2 yıl öncesine götürmek zorundayım..

Tarih; 9 Mayıs 2007.. Â

Günlerden çarşamba..

Beşiktaş, bu tarihten 4 gün önce ligde Fenerbahçe ile oynamış ve Kezman'ın attığı golle ezeli rakibine hem de İnönü'de 1-0 yenilmiş..

Ortalık toz duman..

Fenerbahçe şampiyonluğa bir adım daha yaklaşırken, Siyah-Beyazlı ekip yarışta geri kalmış..

Ben de o gün çalıştığım gazetede o günlerin, hatta bugünlerin de çok moda sözü olan ''Beşiktaşlılık duruşu'' üzerine bir yazı yazmışım..

Yazının çıktığı tarih, işte o yukarıdaki tarih..

Yani 9 Mayıs 2007 Çarşamba..

Tam da o gün Beşiktaş'ın İzmir'de Kayseri Erciyesspor ile Fortis Türkiye Kupası Finali oynayacağı gün..

Yazımda ağır eleştiriler var..

O güne kadar kendi şahsıma olumsuz neyi görmüşsem kaleme almışım..

Zaten karışık olan ortam daha da karışmış yani..

Ve Fenerbahçe yenilgisinden dolayı öfkeli olan Beşiktaş camiasını bir de benim bu yazım kızdırmış..

Gazetenin telefonlarına hiç gelmediği kadar telefon gelmiş, bana mailler yağmış, hatta bir grup Beşiktaş taraftarı gazetenin önüne kadar gelmiş..

İşte o günlerin birinde telefonum çaldı..

Arayan uzak akrabalarımdan biriydi..

Konuyu hiç uzatmadan anlatmaya başladı;
-''Meriç sen İsmail'in Beşiktaşlı olduğunu bilmiyor musun?. İsmail şu an kan kanseri ve hastanede tedavi görüyor.. Dün sabah senin yazını okumuş. Çok üzülmüş.. Meriç abi Beşiktaş hakkında ne kadar ağır yazmış.. Benim tuttuğum takım bu kadar mı kötü?. Baba ne olur Meriç abiye bir telefon aç, böyle olmadığını söyle. İşte şimdi ben de sana söylüyorum.. Çocuğun durumu zaten kötü. Yazıyı okuyunca daha da kötü oldu.. Ne olur düzelt şu olayı..''

Akrabamın İsmail dediği çocuk 11 yaşında.. Ve benim uzaktan da olsa kuzenim..

Sonra telefonu o aldı..

Babası gibi o da başladı bana sitem etmeye..

Küçük İsmail'in konuşması beni o kadar çok etkiledi ki, o gün yine aynı gazetede ona hitaben bir yazı daha yazdım..

Ve yazının bir çoğu bölümünün ağır olduğunu belirttim..

Geliyoruz bugüne..

Yani 19 Eylül 2009'a..

Günlerden cumartesi..

Aradan tamı tamına 29 ay geçmiş..

Yani gün hesabıyla sayarsak 862 gün..

Geriye dönüp bakıyorum..

Bundan tam 680 gün önce 5 Kasım 2007'de ''Küçük İsmail'' vefat etmiş..

Ben çeşitli badireler atlatmışım..

Türkiye zaten eski Türkiye değil..

Her ÅŸey ama her ÅŸey deÄŸiÅŸmiÅŸ..

Yine bir bayram arifesi ve yine 5 Kasım'a sayılı günler kalmış..

Yani İsmail'in ölüm yıldönümüne..

O gün eleştirdiğim Beşiktaş taraftarı son iki yıldır ''Dünya'nın en iyi taraftarı'' ödülüne layık görülmüş.. Hatta dün UEFA tarafından bile ''Geçen haftanın en etkileyici taraftar grubu'' olarak seçilmiş..

Başta Başkan Yıldırım Demirören olmak üzere, gerçekten yakından tanıma fırsatı bulduğum Asbaşkan Ertunç Soğancıoğlu ile diğer yöneticiler kulübü hakikaten çok daha çağdaş bir seviyeye getirmişler..

Takımın başında başarısını kesinlikle takdir ettiğim gençliğimin idol futbolcularından abim kadar yakın Mustafa Denizli var..

Futbolcu kadrosu ise ''Kolej takımı'' havasında..

Hani spikerler maç anlatırken hep derler ya ''Bunlar yeşil sahalarda görmek istediğimiz hareketler'' diye..

Ä°ÅŸte tam o hesap..

9 Mayıs 2007'de, yani o günün şartlarında  bir yazı yazdım..

Ardından Beşiktaşlı kuzenim Küçük İsmail'i kaybettim..

2008 zaten üzücü olaylarla geçti..       
    Â
2009'da öyle geçiyor.

Bugün arife.. Yarın yine bir bayram günü..

Ben yarın sabah, hem rahmetli annemin, hem rahmetli babamın, hem rahmetli İsmail'in mezarında olacağım..

Sonra 5 Kasım gelecek..

Ellerimde siyah-beyaz çiçeklerle bir kez daha Küçük İsmail'in mezarını ziyarete gideceğim..

Ve biliyorum ki, geçen 2 senede olduğu gibi o gün orada yine çok ağlayacağım..

Küçük İsmail'den af dileyeceğim..

''Keşke o yazıyı yazmasaydım'' diyeceğim..

Af dilerken 2 yıldan fazladır kendime sorduÄŸum,Â''DeÄŸer miydi?'' sorusu da daha bir anlam kazanacak..

Ben 8 yaşımdaki kızımla yarın sendeyim İsmail..

Hem senden, hem Beşiktaş camiasından özür dilerim..

Sen keşke yaşasaydın da ben de öyle bir yazı yazmasaydım..

KeÅŸke..

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!