Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2002 17:42
En eski kafatası buluntusu dünyada büyük yankı yarattı ve bilim dünyasını sarstı. Çad çöllerinde bulunan 7 milyon yaşındaki kafatası yarı insansı ve yarı maymunsu özellikler taşıyor. İnsanın ve maymunun ortak atası olduğu düşünülen kafatası, insanın kökenlerine ilişkin teorileri sarstı.
Dünyanın en prestijli iki bilim dergisinden biri olan Nature yine tarihi sayılarından birini yayımlıyordu. Tarihi sayı derken kastettiğimiz, bilim dünyasında çok çok önemli, birinci derecede bir bilimsel habere sayfalarında yer vermesiydi. Konu, insana çok benzeyen ve ortak ata olduğu düşünülen bir kafatasıydı.
Çad çöllerindeki kafatası ve fosil kemik avcısı paleontologlar ve antropologlar, hayatlarının en büyük buluşunu gerçekleştirmişlerdi: Yaklaşık 7 milyon yıllık olan ve Çad dilinde Toumai adı verilen kafatası bilinen en eski insansı fosildi.
İnsana benziyor
Bu en ‘büyük baba’ bütün dünyayı heyecanlandırmıştı. Kafatasının yüzü, çok belirgin bir şekilde düz ve aynı yaştaki fosillerden çok daha fazla insana benziyor. ‘‘Bu, son 70 yılın en önemli keşfi'' diyordu Newsweek dergisine (22 Temmuz) verdiği demeçte, Harvard'lı paleontolog Daniel Liebermann ve ekliyordu: ‘‘İnsanların ve şempanzelerin ortak atası olabilecek bir şeye bakıyoruz’.
Toumai, belki bizim değil ama, evrimsel bir çizginin atası olabilir.
Paleontologlar, Homo sapienslerin ve şempanzelerin ortak bir atayı paylaştıkları konusunda hemfikirler.
Ancak, bu atadan insana uzanan yolun ne kadar doğrusal olduğu üzerine birçok tartışma var.
Soyağacı tartışması
1950'lerin ders kitaplarında anlatılan geçişin aksine birçok paleontolog, insan öncesi yaratıkların birçok farklı bir dizi izlediğine inanıyor. Bu görüşe göre, insan evrimi tek bir ‘‘soy ağacına'' değil, karmaşık bir çalı yığınına benziyor. 1974'te 3 milyon yıllık Lucy adlı fosilin kemiklerini bulan ve bu fikri benimseyen Don Johnson, ‘‘Belki de Toumai, insansı birçok farklı türün varolduğunu, ancak bu türlerin zamanla üretkenliklerini kaybederek yok olduklarının bir göstergesidir. Bu türlerin hepsi, kendi yollarını takip etmişlerdir.''
Bu teoriye göre, 2 ayağı üzerinde dik yürüyen, ancak bir şempanze gibi burnu olan Lucy ve çıkık kaş kemikleri ve düz bir yüze sahip 2 milyon yıllık Homo habilis gibi daha önce bulunan ünlü fosiller, sürekli bir ilerlemenin değil, ‘‘Ayakta kalabilme'' savaşının oyuncularıydı.
California Üniversitesi'nden Tim White ise, Time’da yayımlanan demecinde ‘‘Bu fosille birlikte ilk kez ortak ataya bu kadar yaklaşıyoruz’ görüşünü savundu.
Newsweek’te yayımlanan değerlendirme yazısına göre, Brunet'in keşfi, üzerinde düşünülmesi gereken birçok nokta ortaya çıkardı.
Kafatası, mucize denilebilecek şekilde bir bütün halinde bulundu. Toumai'nin beyni bugünkü şempanzeninkiyle yaklaşık olarak aynı boyutlarda olsa da insana benzer bir biçimde de düz. Bir erkek için bile kalın denilebilecek kaşları, sonraki insansı türlere benziyor ve köpek dişleri de şempanzeninkilerden daha küçük. Brunet ve arkadaşları gerçi iskelet bulamadı, ancak kafatasından yola çıkan bilim adamları, Toumai'nin iki ayağı üzerinde yürümüş olabileceğine inanıyor.
Bütün bulundu
Toumai'nin kesinlikle yanıtladığı bir soru var. İnsanların atalarının, 2 milyon yıl öncesine kadar Afrika'nın doğusunda yaşadığı fikrini çürütüyor. Bu ‘‘Batı Yakası Hikayesi'', bundan 5 milyon yıl önce tektonik güçlerin Rift Vadisi'ni oluşturmasıyla birlikte insanların ortaya çıktıklarını anlatıyordu. Batı'da yaşayan şempanzeler, verimli ormanlarında mutlu ve şişman yaşarken, şanssız kardeşleri kuru ve sert iklimler nedeniyle evrimleşti.
Toumai, Rift Vadisi'nin oluşumunun 1 milyon yıl daha geriye götürdü. Bu da, bilim adamlarının, insanların ve şempanzelerin farklılaşmaya başladıklarını düşündükleri zaman üzerine tahminlerini yeniden gözden geçirmeleri anlamına geliyor.
61 yaşındaki Fransız bilim adamı Brunet, 20 yıl boyunca insansı fosillerin yanlış yerlerde aranmasına karşı koydu. Pakistan ve Kamerun'daki yanlış denemelerin ardından Çad'a yerleşti. Şu anda dümdüz olmasına karşın Djourab çölünde, içinde bugün artık var olmayan balıkları ve çift yaşamlı memelileri barındıran bir göle sahipti. Hemen yanı başında, bugünün zürafalarına ve domuzlarına benzeyen yaratıklar, yeşil otlardan ve yapraklardan besleniyordu.
Yer seçimi çok iyi
Burası tam da bir insanın seveceği bir yerdi-tabii eğer yaşadıysa. İnsanların burada yaşadığını hararetle savunan Brunet, ‘‘Batı Yakası Hikayesi, düz ve çimenli alanların insanları yarattığını söylüyor; ancak en yaşlı insanlar ormanlardan çıktı’ diyor.
Brunet 1994'te bölgeye geldiğinde, kum tepeciklerinin sert çöl zemini üzerinde sürüklendiğini ve bu zemin üzerinde de fosillerin ilkel bir fayans gibi döşendiğini gördü.
Brunet 4 yıl sonra sürekli yer değiştiren kumların daha fazla fosili ortaya çıkaracağını saptadı. Çad'ın Fransız Konsolosu Jacques Corgin, Brunet'in yaptığının, samanlık içinde bir iğne aramak olduğunu söylüyor. ‘‘Bunu bulmak için de, ‘la baraka'n, yani şansın olması gerekiyor.''