Güncelleme Tarihi:
Bandırmalı gazeteci-yazar okurum Süleyman Takunyacıoğlu'nun geçtiği faks, ‘‘çılgınlığın intihar denemesi’’ adını taşıyordu. Takunyacıoğlu, hekimlere ve öğretim üyelerine ayda 500 dolar civarında hazin bir maaş veren ülkenin, futbolculara 12 milyon dolar ödemesini intihar denemesi olarak niteliyordu.
Bu düşünceye temelde katılıyorum ama tümüyle değil. Her şeyden önce, futbol bir olağanüstü sektördür ve bu sporda artık herşey milyon ya da milyar dolarlarla ölçülmektedir. Eğer bu sporda Avrupa ve Dünya çapında olmak istiyorsanız bu paraları gözden çıkaracaksınız.
Bu paraları gözden çıkarır ve öderken, öte yandan ülkenizde uzman hekimler ve öğretim üyelerine ayda en az on bin dolar civarında bir kazanç olanağı sağlayacaksınız. Üretim ve ücret dengesini bulacak ve kişi başına milli geliri de yılda 2 bin beş yüz dolardan, üç-dört katına çekeceksiniz. Bunu yapamazsanız, ne Avrupa ne Dünya'da esameniz okunur. Şişer kalırsınız. Verdiğiniz paralar yurt içinde caka satmanıza yarar.
YANLIŞI BİZ YAPTIK
Üstelik bu paraların böylesi yükselmesinin nedeni de biziz. Arka arkaya iki yanlış yaptık.
1- Türk vatandaşlığına geçen yabancı futbolcuların belli bir süre sonra Türk vatandaşı futbolcu statüsünde oynamalarına izin verdik. Yani yabancı statüsünden kurtardık. Böylece fiyatları en az ikiye üçe katlandı.
2- Bunu yaparken, yabancı futbolcu kısıtlamasını kaldırmadık. Yabancı futbolcu kısıtlı kalınca Türk vatandaşlığına geçen yabancıların fiyatları daha da yükseldi.
3- Birinci kararı alırken, yabancı futbolcu sayısını serbest bıraksaydık, bu zatların fiyatları yükselmeyecekti. Ayrıca yabancı futbolcuların fiyatları da düşecekti. Çünkü arz fazlalaşacaktı. Kısıtlama her zaman fiyat yükselmesini getirecektir.
4- Yabancı futbolcu kısıtlaması kalkarsa, Milli Takım perişan olacak diye safça bir sav uydurduk. Oysa yabancı futbolcu yasağı olmayan ülkelerin milli takımları bizden gömlek gömlek üstündüler. Biz yabancı futbolcu yasağını kaldırmadığımız için, bizim futbolcular rekabete girmiyorlar, yerleri garanti olduğundan çalışmıyor, profesyonelleşmiyorlardı. Bu noktada da kendi kendimizi hançerledik.
5- Yasağı kaldırmayınca kendimize de yasak koyduk. Bizim oyuncuların Avrupa'ya çıkmalarını da böyle önlediğimizin farkında olmadık. Yasaklar arasında enternasyonaleşemedik ve içimize kapandık.
Oysa yasaksız bir statü getirseydik, şimdi Türkiye'de bir çok yabancı olacak, bizim futbolcular da Avrupa'ya gidebilmek için kendilerini yeniden yapılandıracaklardı.
Bütün bunlar için geç kaldık mı bilmiyorum ama, zararın bir noktasından dönmeliyiz.
İlerleme yasakla değil, özgürlükle gerçekleşir.