Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2001 02:04
"Cansun, G.Saray'ı yönetemiyor" diyen Altaylı, "Terim bize hakaret etti. Başkan, ona göğsünü siper edeceğine G.Saray'ın onurunu korusun" dedi.
"Değil, İmparator, UEFA Başkanı, Birleşmiş Milletler Başkanı bile olsa, ben G.Saray'a hakaret ettirmem. Çünkü şampiyonluklar gider, ilkeler kalır."
HAKARET VAR
G.Saray Kulübü İkinci Başkanı Fatih Altaylı, "Terim-Lucescu krizi"nden sonra yaşananları HÜRRİYET'e anlattı ve, "Ben sadece G.Saray Kulübü'nün onurunu korumaya çalışıyorum. Tüm bu yaşananların nedeni Mehmet Cansun... Çünkü kulubü yönetemiyor" dedi. Altaylı, Terim'in teklife önce "evet" sonra, "hayır" diyerek G.Saray'a hakaret ettiğini söyledi.
ELEŞTİRİRİM
İşte G.Saray İkinci Başkanı Fatih Altaylı ile önceki gün yaptığımız röportajda anlattıkları; "Her sabah radyodan Hürriyet Gazetesi'ni eleştiriyorum. Eleştirmezsem dürüst sayılmam. G.Saray'ı da eleştiririm. Yanlış olan herşeyi ifade ederim. Biz 25 milyon taraftarı olan halka açık bir kurumuz. Her şeyin hesabını halka vermeliyiz.
TERİM GÜNDEMDE
Lucescu'nun söyledikleri G.Saray ilkelerine aykırıydı. Yönetim olarak toplandık. Fatih Terim ismi gündeme geldi. Ben Fatih Altaylı olarak, Terim'in gelmesini istemem. Ancak kamuoyunun isteğini dikkate almak zorundayım. Önce 2 yönetici karşı çıktı. Hatta Başkan, "Henüz erken, devre arası operasyonu yapalım" dedi.
HAYIR DEMEDİLER
Sonra Hagi ismi de gündeme geldi. "Müfit hocayı takımın başına getirelim" diyenler oldu. Sonunda Terim’de uzlaşma sağlandı. Terim'i önce saat 13.00'de Eren Talu, 15.00'de Özer Saraçoğlu aradı. Ve saat 17.00'de ben arayıp resmi teklifi yaptım. Konuşmalarda Terim "Hayır" demedi.
TİTİZ DAVRANDIK
Öylesine titiz davrandık ki, G.Afrika'daki Yiğit Şardan'ı bile bilgilendiriyorduk. O kadar ince eledik, sık dokuduk ki, Terim, Milano'da, Ali Dürüst'e hakaret etmişti. Ali Dürüst'ün yakın dostu Levent Soylu'yu arayıp, "Bir sakıncası var mı?" diye sordum. Gelen yanıt, G.Saray'ın menfaatleri her şeyin üstündedir" oldu.
YAKIŞMAZ BAŞKAN
Ada'da yaptığımız toplantıda gelişmeleri yönetim kuruluna da anlattım. Okeyi aldık. Cansun, Terim ile görüşme kararı aldı. Bana "evine gideceğim" dedi. Ben de, "Başkan yakışmaz, dışarıda buluş" yanıtını verdim. "Dışarıda herkes görür. Fatih benim aile dostum. Eşimi alır giderim" deyince sustum. Yiğit Şardan aradı.
‘GİTMEM’ DEDİM
"Görüşmeye sen de git" dedi. Ben, "Gitmem" cevabını verdim. Evde beklemeye başladım. Başkan aradı, "Sorun var, gel dedi" gittim. Terim teklifi kabul etmeyeceğini söyledi. Gazeteciler bekliyordu. Ne yapacağız, diye sordum. Başkan, "Görüş alışverişinde bulunduk" deriz dedi.
SESSİZ KALMAM
Ben de böyle bir açıklama yapmak zorunda kaldım. Başkanın yalanına ortak oldum. Bizi devrim yapmakla, acemilikle suçluyorlar. Bunun neresi acemilik. Terim, bize niçin gündüz, "hayır" demedi de evine gidince hayır cevabı verdi. Bu hareketi ile Terim, G.Saray’a hakaret etmiştir. Buna sessiz mi kalmalıydım.
BAŞKAN’IN GÖREVİ
Mehmet Cansun'un görevi, G.Saray başkanı olarak, camiamızın onurunu korumaktır. Florya'da basın toplantısı düzenleyip, Fatih Terim'e göğsünü siper etmek değildir. Terim'i koruyacağına, G.Saray'ı korusun. Terim'i koruma toplantısını G.Saray tesislerinde yapamaz. Koruma toplantısını da evinde yapsın.
TERİM DE OLMAZDI
Başkan bunu yapmadı, ama G.Saray'ın onurunu korumak benim görevim. Bizim ve G.Saray'ın onuru ile oynayan Terim'i niye koruyayım. Karşımdaki imparator da olsa, UEFA Başkanı da olsa, BM Başkanı da olsa, ben G.Saray'a hakaret ettirmem. Çünkü şampiyonluk gider, ilkeler kalır. Bu ilkeler olmasaydı, "Büyük hoca Fatih Terim"de olmazdı.