‘Voyager’ sonsuz uzay sınırına ulaştı

Güncelleme Tarihi:

‘Voyager’ sonsuz uzay sınırına ulaştı
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2003 21:58

‘Voyager 1’ uydusu 26 yıllık uzay yolculuğundan sonra güneş sisteminin kenarına ulaştı. Önceleri sadece beş yıl kadar ömrü var denen uydu hálá tıkır tıkır işliyor ve yakında hiç bilinmeyen bölgeleri keşfedebilir.

Gezegenlerin yörüngelerini, uzun bir süre önce geride bırakan uydunun önünde şimdi yıldızlararası bölgenin sonsuzluğu serili. ‘Voyager 1’, saatte 62.000km’lik bir hızla güneşin etki alanı ve uzayın derinliği arasındaki sınıra, yani helyopoza ulaştı. Bu eşiğin ötesinde sonsuz bir ‘boşluk’ var. ‘Voyager 1’ uydusu ancak 40.000 yıl sonra bir yıldıza yaklaşabilecek. Hatta 20 Ağustos 1977 yılında fırlatılan ikizi ‘Voyager 2’ uydusunun Siriüs yıldızına ulaşması 296.000 yıl kadar sürebilecek. ‘Voyager1’ şu sıralar güneşin 13,5 milyar kilometre (veya güneş ve dünya arasındaki mesafenin 90 katına eşit 90 astronomik birim) ötede bulunuyor.

Bununla birlikte uydunun, Güneş Sistemi’nin sınırına dokunup dokunmadığı henüz tartışmalı. Astronomlar Güneş’in 85 ila 90 astronomik birimi ilersinin oldukça fırtınalı olduğunu tahmin ediyorlar.

Aletler çalışıyor

‘Termination Shock’ olarak adlandırılan bölgede güneş rüzgarları yıldızlararası mekandaki yüklü parçacıklara çarparak frenlenmekte. Michigan Üniversitesi’nden Len Fisk, Nature dergisinde bu etkinin ses ötesi bir uçağın oluşturduğu şok dalgasına benzediğinden söz ediyor. Yörüngesi samanyolunun merkezinden geçen ve kozmik ışınların yıldızlararası karşı rüzgarıyla biçimlenen, güneş rüzgarıyla dolu muazzam bir balon içinde yaşıyoruz, diye devam ediyor bilim adamı. Güneş sistemi ses ötesi hızında hareket ettiği taktirde ikinci bir şok dalgası oluşabilir.

‘Voyager 1’ uydusunun kameraları uzun bir süre önce kapatılmış olmasına rağmen, yüklü parçacıkları sayan, enerji ve hareket yönlerini belirleyen diğer enstrümanlar hala önemli veriler gönderiyor. Uydu, 1 Ağustos 2002 ve 5 Şubat 2003 tarihleri arasında yoğun enerji yüklü parçacıkların bin kat arttığını saptadı. İşte bu ölçümler uydunun güneş sisteminin sınırına ulaştığını kanıtlamakta. Bilim adamlarının değerlendirmelerine göre güneş rüzgarı ve yıldızlararası mekanın çarpışması, bu parçacıkları hızlandırarak pingpong topu gibi iki mekan arasında savrulmalarına yol açmakta. Söz konusu teori hareket yönü ölçümüyle de örtüşmekte.

Ölçümler öte yandan güneş rüzgarlarının tahmin edildiği gibi yavaşladığını da kanıtlıyor. Gerçi Voyager 1 uydusundaki uygun enstrümanın doğru çalışmaması yüzünden parçacık akımı doğrudan doğruya ölçülememiş fakat, John Hopkins Üniversitesi’nden Stamatios Krimigis, verileri dolaylı yoldan bulduğnu ve parçacık akımı hızının, yaklaşık olarak saniyede 300km’den 50km’ye düştüğü sonucuna vardığını söylüyor.

Buna göre uydu, ‘Termination Shock’ bölgesinde çok kısa bir süre kaldıktan sonra, güneş etkinliğine bağlı olan bu bölge yeniden dışa doğru genişlemiş olmalı. Bilim adamları ayrıca güneş rüzgarlarındaki yavaşlanmanın, manyetik alanın kuvvetlenmesiyle de ilgili olabileceğini düşünüyorlar. Ancak bu konuda henüz bir gözlem yapılmamış ve bu nedenle de Krimigs’in sonuçları bazı meslektaşları tarafından kuşkuyla karşılandı.

Örneğin Maryland Üniversitesi’nden Frank McDonald kozmik ışınların analizlerinden, ‘Voyager 1’ uydusunun helyopoza henüz varmadığını sadece ilk belirtilerini izlemiş olduğu sonucuna varmış. ‘Ama ne olursa olsun ‘Voyager 1’ daha önce güneş sistemimizde bilinmeyen bir bölgeye ulaşmıştır diyor Len Fisk. Nasa 2020 yılına dek ‘Voyager’ ikizleriyle iletişimi sürdürebilmeyi umuyor. Fakat eğer bozulduktan sonra bile uzayda kalacak olurlarsa son bir misyonu daha yerine getirebilecekler. Uyduların üzerinde bulunan ve uzaylılara ulaşması beklenen altın kaplama bir plak üzerinde dünyadan sesler, görüntüler ve müzik kayıtlı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!