Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2005 00:38
30 yıl önce uzayda büyük görevler yaptıktan sonra yıldızlararası uzay yolculuğuna çıkan Voyager 1’in Güneş Sistemi’nin en uçlarına ulaştığı belirtildi.
Yaklaşık 30 yıl önce aracın uzaya fırlatılmasına yardımcı olan Edward Stone, Voyager 1’in yıldızlararası uzay yarışının son etabına girdiğini ve bu kez aracın güneş sistemimizin en uçlarına ulaştığından emin olduğunu belirtiyor.
Voyager 1’in, üç yıl kadar önce bu aşamaya gelmesi gerekiyordu. Ancak bu yönde yeterince kanıt yoktu. Şimdi ise aracın güneş rüzgarlarının ansızın sesüstünden sesaltına geçtiği bölge olan ‘bitiş şokunu’ aşarak güneş sistemini yıldızlararası uzaydan ayıran güneş kılıfı adlı güneş rüzgarlarının yoğun olduğu kabuğa girdiği resmen belirtiliyor.
İkiz araçlar
Voyager 1 ve 2 güneş sisteminin dışındaki gezegenleri araştırmak üzere 1977’de uzaya fırlatıldı. 1998’de Voyager 1 Jupiter’i incelemek üzere gönderilen Pioneer 10’a yetişerek uzaydaki en uzak araç özelliğini kazandı. Kasım 2003’te Johns Hopkins Üniversitesi’nden Stamatios Krimigis Voyager 1’in 2002 Ağustos’unda bitiş şokunu aştığını bildirdi.
O dönemde uzay aracı güneşin 85 astronomik birim uzağındaydı. Ne var ki, birçok bilim insanı Voyager 1’in bu aşamada güneşin manyetik alanında meydana gelmesi gereken belirgin artışa tanık olmadığı gerekçesiyle bu görüşe karşı çıkmıştı.
Şimdi Voyager’in manyetometresi manyetik alanda iki katlık bir artış olduğunu gösteriyor. Aracın kozmik ışın algıcı da galaktik kozmik ışınlarda bir artış meydana geldiğini ortaya koyuyor.
Bitiş şoku aşıldı
Voyager 1’in konumunu doğrulayan bir başka kanıt da algıçlara yansıyan daha düşük enerjili kozmik ışınların yönünden geliyor. Tüm bunların Aralık 2004’te Voyager 1’in güneşin yaklaşık 94 astronomik birim uzağında olduğu bir dönemde meydana geldiği belirtiliyor. Artık tüm Voyager 1 ekibi bitiş şokunun aşıldığı görüşüne katılıyor.
Gelgelelim, ekibin kafasını karıştıran tek bir şey var. O da güneş sistemine yıldızlararası uzaydan gelen nötr parçacıklar olarak giren, ancak güneşten gelen fotonlar ya da güneş rüzgarlarının etkisiyle iyonlaşan ve bitiş şokunda ivme kazanan anormal kozmik ışınlarla ilgili. Daha önceki kestirimlere göre, Voyager 1’in bitiş şokunu aşarken çok daha çarpıcı sayıda yüksek enerjili anormal kozmik ışına tanık olması gerekiyordu.
Oysa, böyle bir şey söz konusu değildi. Bu ışınların, daha önce sanıldığının tersine, yalnızca şok cephesinin çok daha çalkantılı bölgelerinde oluşabileceğini düşünen araştırmacılar her şeye karşın Voyager 1’in yakıtı tükenmeden yıldızlararası uzaya ulaşabileceğine inanıyorlar.
Uzayın derinliklerine çağrıVoyager 1 güneş rüzgarlarının yıldızlararası parçacıklarla çarpıştığı bitiş şokuna Aralık 2004’te ulaştı
Bitiş şoku
Güneş rüzgarlarının hızı sesüstünden sesaltına düşer
Güneş kılıfı
Yoğun güneş rüzgarları bölgesi
Güneş aralığı
Güneş rüzgarının yıldızlararası parçacıklar tarafından durdurulduğu sınır
Yay şoku
Yıldızlararası rüzgarın güneşin atmosferine girdiği bölge