Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2020 15:01
Filenin Sultanları'nın Olimpiyat biletini alan maçlarını anlatan kadın spiker Başak Koç milli takım kadar konuşulan bir isim oldu.
12 yıldır maç anlatan, defalarca Avrupa şampiyonası maçları, Dünya Kupası maçları ve Şampiyonlar Ligi maçları sunan Başak Koç, Almanya finalindeki anlatımıyla tüm dikkatleri üzerine çekti.
2008 Pekin Olimpiyat Oyunları'nda voleybol maçlarını anlatmaya başladığını ifade eden ve eski bir milli voleybolcu olan, geçen seneye kadar 2'inci ligde de maçlara sporcu olarak çıkan Başak Koç, spikerliğe başlamasını şöyle anlatıyor: "Sporu biliyorum, milli formayı giyen biriyim, aynı zamanda gazeteci biriyim, gazetecilik okulunu bitirmiştim. Çeşitli kurumlarda çalıştım. Çeşitli sunumlar da yapıyordum bir gün 'neden maç anlatmayayım' dedim. Bana şans verildi ve o günden bugüne yani 2008'den beri çok maç anlattım. Çok final gördüm ama bu maçın kıymeti bambaşkaydı. 12 senede çok maç anlattım, Dünya, Avrupa, Şampiyonlar Ligi'nde ama bu maç değer buldu. Olay olimpiyat olunca tüm dikkatleri topladık sanırım"
"TÜRKİYE BU SESİ SAHİPLENDİ"
Kadından bir maç dinlemeye alışık bir toplumumuz olmadığını dile getiren Başak Koç aldığı olumlu ve olumsuz tepkilerin bile sevimli olduğunu belirterek; "Kadından maç dinlemeyi ilk duyanlar ve garipseyenler oldu. Ön yargı ile yanaşanlar oldu. Beğenenler oldu, beğenmeyenler de oldu tabi, hepsi iç içeydi. Çok güzel geri dönüşler var, arada eleştiriler de var ama herkes sahiplendi. Türkiye bu sesi sahiplendi" şeklinde konuştu. Başak Koç kendisine gelen iletişimleri anlatırken; "Anneannem, dedem sizi dinlerken çok mutlu oldular, gözleri yaşardı diyenler oldu. Violet zamanından beri voleybol izliyorum, voleybol dinliyorum: Bu nasıl güzel anlatımdı diyenler var. Anlatıma edebiyat, felsefe nasıl katılır, nasıl yoğrulur, hepsini gösterdi diyenler var. Diksiyonu beğenenler var. Ben sahada değildim maçı off tube olarak dar bir odada anlattım ama oradaymışcasına bize duyguyu yaşattın diyenler var. Maçı anlatırken sözlerimden biri olan Oleeyyy'i sevenler olmuş, Woawww'ı sevmişler. Hani Andre Gide'in lafı var ya -Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez- sanırım bu söz herkesin içine işledi.
Başarmak şaşırtmaktır demiştim o da beğeni aldı. Toplumsal momentumu da yarattık sanırım. Türk toplumuna böyle bir başarı algısını tekrar hatırlattığımız için , final stresimizi kırıp , çok güzel bir hikaye ve bir final yazdığımız için herkese teşekkür ediyorum" dedi.
"AÇTIK KANATLARIMIZI MİLLİ TAKIM OLARAK BEKLE BİZİ TOKYO"Yayına hazırlanırken yakaladığımız Başak Koç bir yandan makyajını olurken bir yandan sorularımızı yanıtladı. Maça hazırlanmak makyajdan daha zor diyen ve sözlerini şöyle sürdüren Koç, "Maça hazırlanmak 5 dakika değil, tüm sporcuların hayat hikayelerini çıkarabilmek, ülkelerin hikayelerini çıkarabilmek çok zaman alıyor. O enerjiyi hissedebilmek. Seyirciyi dinlediklerinde kulaklarında kalabilecek o hikayeleri yaratabilmek. ilgi çekebilmek önemli. O yüzden son maçı anlatırken dedim ki ; "açtık kanatlarımızı milli takım olarak bekle bizi Tokyo. Meryem Boz'a taktığımız 'Mavi şimşek' lakabını da herkes çok beğendi. Saçlarının bir kısmı mavi, umarım Meryem de sevmiştir bu lakabı" şeklinde konuştu.
"OLİMPİYATLARDA MADALYA ŞANSIMIZ VAR, YETERKİ SAHAYA GÜCÜMÜZÜ YANSITALIM"Başak Koç olimpiyatlara giden yolu ise şöyle özetledi: "Almanya yenilgisi ile başladık, turnuvanın ilk günleri her zaman streslidir. 5 kez karşılaşmıştık Almanya ile genelde dengeli giden maçlar oldu. Türkiye'de bile olsa bu final zor olurdu. Spor literatüründe bir söz vardır; ilk günün kusuru olmaz diye. 28 -29 hata yapmak ve Almanya karşısında ayakta kalmak kolay değildi. Takım genç oyunculardan ve bir kaç tane tecrdübeliden oluşuyor. Tempolarını harika bir şekilde bulmaya başladılar. Çok hata yaptık, oyuna bir türlü giremedik. Olimpiyat bileti almak baskısı olumsuz hava yarattı, kötü başladık. Özgüven sarsıldı. Ama Almanya maçından sonra Hırvatistan mücadelesi bizim ayağa kalktığımız maçtı. Hatalarımızdan ders aldık, dünü unuttuk. Belçika ise çok genç bir jenerasyon, geriye düşseler de ayakta kalmayı başarıyorlar. Agresifliklerini gösterebiliyorlar. Onları da yendik. Milli takımımızda tek bir winnır oyuncu yok, tüm olimpiyat elemelerinde takım karakterimizi ,o zincir halkalarını öyle güzel birleştirdik ki, öyle güzel bağladık ki, bize kazandıran oydu. Polonya maçı sıçrama tahtası oldu adeta. Gecenin bir saatine kadar süren maçı 3-2 kazandık. Hhayal kırıklıkları oldu, geri dönüşler oldu; woawww etkisi yarattığımız maç oldu, yüreklerini ortaya koydular. Defans sistemini çok iyi kurduk, bloklarını geçmek zordu fizik olarak üstünler ama atakları çok organize yaptık. Çok özel işler yaptık, 2003 avrupa şampiyonasında finali kaybetmiştik Polonya'ya karşı ama rövanşı alma isteğimiz vardır ya hep onu başardık. Meryem adeta ben buradayım dedi. Sırtıma binin sizi götüreyim dedi. 36 sayı dile kolay, kaptan Eda altın çağını yaşıyor, Meryem de müthiş bir performans verdi. Şimdi olimpiyatlara baktığımızda şansımız var tabii ki, tüm dünyadan 12 takım var. Arjantin var, Kore, var. Her daim şansımız var, biz Brezilya'yı da Rusya'yı da ABD'yi de yendik, gücümüz yetiyor. Önemli olan rakipler değil kendi performansımızı, gücümüzü ortaya koymak. Olimpiyat komitesi son güne cinsiyet eşitliğini sağlayabilmek için voleybol finalini koydu. İnşallah kapanış maçında kızlarımızı orada görürüz"