Tarih, 24 Mart 2013. Yer, Formula 1 sezonunun ikinci yarışının yapıldığı Malezya'daki Sepang Pisti. Dördüncü "pit stop"lardan sonra, yumuşak lastik takan Red Bull-Renault'dan son üç sezonun şampiyonu Sebastian Vettel, pit çıkışında sert hamurlu lastiği tercih eden takım arkadaşının hemen arkasında ikinci sırada piste dönüyordu. Vettel'in, takım telsizinden direktörlere Mark Webber'den daha hızlı olduğunu belirterek, önünden çekilmesini istemesinden sonra Red Bull takım telsizinden, yaklaşık iki haftayı aşkın süredir
spor gündemini meşgul eden o anons geçti: Multi 21Takım tarafından uzun zamandır kullanılan ve "2 numaralı otomobil (Webber), 1 numaralı otomobilin (Vettel) önünde kalsın" anlamına gelen "Multi 21" kodunu duymazdan gelen Vettel, Webber'in yol vermemesine karşın 3 turluk rekabetin ardından takım arkadaşını geride bırakıyor ve yarışı ilk sırada tamamlıyordu.
Yarış sonrası podyuma dahi çıkmak istemediği öne sürülen Webber'in, "Takım, yarışın bittiğini söyledi. Bunun üzerine motorun gücünü düşürerek, mücadeleyi bıraktım. Ancak Sebastian kararını verdi ve her zamanki gibi takım tarafından korunacak" açıklamasına Vettel'den, "Hata yaptım. Mesajı anlamadım. Mark'ı kasıtlı olarak geçmedim. Zamanı geri döndürme şansım olsa aynı şeyi bir daha yapmazdım. Mark ve tüm takımdan özür diliyorum" yanıtı geldi.
Olay, 2010 Türkiye Grand Prix'sinde yaşananları akla getirdi. Yarışın bitimine 18 tur kala Red Bull pilotları ilk iki sırada yarışa devam ederken, Vettel'in, Webber'i geçmek için yaptığı hamle, muhtemel bir 1-2 finişine mani olmuş, Webber üçüncü sırada finişe gelirken, Vettel de yarış dışı kalmıştı. Hem başarısı hem de mütevazı karakteriyle birçok sempatizan kazanan Vettel'e, takım emirlerini ihlal etmesinden sonra başta 1969, 1971 ve 1973 Formula 1 şampiyonu Jackie Stewart olmak üzere sürücü ve motorsporları severlerden birçok eleştiri geldi.
Stewart, Vettel'in talihsiz bir karar verdiğini ve olayın hemen kapanmayacağını düşündüğünü ifade ederek, "Bu olayla itibarını lekeledi" dedi. Red Bull Takım Direktörü Christian Horner, Vettel'i savunmadığını, ancak olanları geride bırakmaları gerektiği söylerken, Red Bull Motor Sporları Danışmanı Helmut Marko da sorunun yatıştığı yönünde açıklama yaptı. Sular durulmuş gibiydi ki, Vettel şu açıklamayı yaptı:
"Bu konuda uzun süre düşündüm ve büyük ihtimalle yine aynısını yapardım. Mark kazanmayı hak etmemişti. Kazandığım için özür dileyemem. Bana para ödemelerinin nedeni bu. Yarışmayı seviyorum ve tek şey de bu."
Ne değerlendirme yapacağı merakla beklenen Webber de şu an için takımdan ayrılmasının söz konusu olmadığını dile getirerek, sezon sonuna kadar Red Bull'da kalacağını ve gelecek sezonla ilgili karar vermek için erken olduğunu belirtti.
Tüm yaşananlardan sonra Pazar günü koşulacak sezonun üçüncü yarışı Çin Grand Prix'si öncesi 66 puanla markalar klasmanında lider olan Red Bull'un, pilotları arasındaki anlaşmazlığın yarışa nasıl yansıyacağı ve benzer bir durumda her ikisinin de ne tepki vereceği ise Formula 1 taraftarı için merak konusu.
Kazaz: “Webber iyi bir ikinci sürücü, o kadar”
Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) Asbaşkanı Ercan Kazaz, Mark Webber'in aynı otomobile binmesine rağmen çoğu yarışta Vettel'in gerisinde kaldığını hatırlatarak, "Webber şampiyonada iyi bir ikinci sürücü, o kadar. Zaten takımın kararı bence yanlıştı ama bazen takım şampiyonluğu riske atmamak için pilotunu yavaşlatabilir" diyor. 1999 Balkan ve Türkiye pist, 1999, 2002, 2006 ve 2007 Türkiye ralli şampiyonu Kazaz, sürücünün bir karakteri olması gerektiğini savunarak, Vettel'in karakterini gösterip Red Bull'a gerekli mesajı verdiğini düşünüyor. Kazaz, kariyerinde hırsına yenik düştüğü bir anısını da şöyle anlatıyor:
"2000 senesinde Bursa Rallisi'nde yarışı ikinci bitirmem, şampiyonluk için yeterli olmasına rağmen Serkan Yazıcı'yı evinde geçeyim diye Dağaakça etabında yoldan çıkıp şampiyonluğu kaybettim. Bu bana büyük bir ders oldu."
Çetinkaya: "Yılları bir olayla silmeyi doğru bulmuyorum"2006-2010 arası 5 kez Türkiye kadınlar ralli şampiyonluğunu kazanan Burcu Çetinkaya, Vettel'in, Kimi Raikkonen gibi zayıf bir otomobille bile herkesi şaşırtabilecek kadar özel bir yetenek olmasa da aldığı sonuçlar ve istikrarı göz önünde bulundurulursa yetenekli bir pilot olduğunu söylüyor. Bu yıl Ortadoğu Ralli Şampiyonası'nda olduğu gibi birçok kez yurt dışında yarışmalara katılan Çetinkaya, üst seviyede rekabetle nefes alan sporcuların arada bir hata yapmasının son derece insani bir durum olduğunu belirterek, konuyla ilgili şu yorumu yapıyor:
"Yılları bir olayla silmeyi doğru bulmuyorum. Bir kaç kez tekrarlanırsa o zaman Vettel'e bakışım değişebilir. Takım olmak fedakarlık demek. Rallide de Sebastien Ogier ve Sebastien Loeb aynı takımdayken bu sorunlar yaşandı."
Avcı: “Vettel'in o anki psikolojisini tahmin etmek güç”2012 Doğu Avrupa ve 2009, 2010, 2011 Türkiye ralli şampiyonu Yağız Avcı da hırsına yenik düşen Vettel'in o anki psikolojisini tahmin etmenin güçlüğünden bahsederek, "Motor sporlarında tek başına pilot veya otomobil başarı getirmez. Bir takımın parçası olunca direktiflere bir şekilde uymanız gerekir ama bireysel olarak da her yarışçı kazanmak ister. Sezon içindeki gidişata göre bazı kararlar verilebilir ama takım emirleri olmaması da güzel olabilirdi" değerlendirmesini yapıyor.
"Ankete katılan 500 kişinin yüzde 83'ü Vettel'in yanlış yaptığını düşünüyor"2007 sezonundan beri Formula 1 yarışlarını anlatan Serhan Acar'ın internet sitesinde yaptığı mini anket ise Türkiye'deki Formula 1 severlerin, Çetinkaya kadar anlayışlı olmadığını gösteriyor. Acar'ın internet sitesinde yaptığı, "Kendinizi Vettel'in yerine koyun. Malezya'da takımın verdiği 'yerini koru' emrinden sonra ne yapardınız?" sorulu ankette oy kullanan yaklaşık 500 kişilik grubun, yüzde 83'üne göre Vettel, Webber'i geçerek yanlış karar verdi.
Spikerliğin yanı sıra TOSFED Sportif Direktörü ve Spor Kurulu Üyesi olan Acar, Vettel'in bunu neden yaptığını anlayabilse de takım emrine uymamasının yanlış olduğunu düşünüyor ve şunları anlatıyor:
"Malezya'daki olay beni çok fazla şaşırtmadı. Michael Schumacher, Ayrton Senna, Nelson Piquet gibi bazı büyük şampiyonlar, pistte mücadele ederken çok bencil ve acımasız olabiliyor. Vettel'in bu yüzü daha önce bu kadar net şekilde hiç görülmemişti. Dolayısıyla benim açımdan 'Vettel önceleri iyi bir adamdı, Malezya'dan sonra kötü bir adam oldu' şeklinde bir algı yok. Ancak yukarıda saydığım isimler, yarıştıkları takımları istedikleri gibi yönlendirseler de bilindiği kadarıyla yarış içindeki bir takım emrine hiç karşı gelmedi."
Lewis Hamilton veya Fernando Alonso gibi kötü otomobillerle mücadele etmese de, "Tarihin en genç puan alan, pole pozisyonu ve yarış kazanan, üç kez dünya şampiyonu olan Vettel'in yetenekli olduğuna hiç şüphe yok" diyen Acar, takım emirleri konusunda da şunları düşünüyor:
"Formula 1'de her zaman için takımın başarısı, pilotun başarısından önce gelir. Takım yönetimi açısından, takımın çıkarları, pilotların bireysel çıkarlarından her zaman daha önde gelir. Ortada bu kadar büyük paraların, unvanların döndüğü bir ortamda takımın kendi çıkarlarına göre hareket etmesi son derece doğaldır ve hiçbir takım ilk iki sırayı riske atmak istemez. Bu her zaman böyle olmuştur. Biz ne kadar bunu beğenmesek ve pilotların mücadeleyi bırakması hoşumuza gitmese de böyle olmaya devam edecek."
Takım arkadaşları Okyay ve Biter aynı fikirde değilBorusan Otomotiv Motor sporları takımının iki üyesi 2010 ve 2011 Avrupa Binek Otomobiller Kupası'nda (ETCC) 4'üncü olan İbrahim Okyay ile 2012 ETCC 5'incisi Aytaç Biter ise takım emirlerine farklı pencerelerden bakıyor. Ferrari'den Fernando Alonso'nun, Formula 1'in en yetenekli sürücüsü olduğunu düşünen 2007 süper ve 2009 maksi grup Türkiye pist şampiyonu Okyay, Vettel'in aktif pilotlar arasında en yetenekli ilk 3 pilot arasına bile giremeyeceğini, ancak iyi bir otomobilin hakkını verebilen, kazanmayı bilen ve en üst sınıfta pilotların arasında kabul edilmesi gereken, hızlı bir sürücü olduğunu savunarak, şunları kaydediyor:
"Doğru olan takım emirleridir. Çünkü bu emirler, tüm sezon ve sezon sonu hedeflenen başarıya odaklanmış bir stratejinin parçasıdır. Çoğunlukla birden fazla kişinin kafa yorarak en doğru kararları verdiği durumlardır."
2008, 2009 ve 2010'da süper, 2011'de ise maksi grup Türkiye Pist Şampiyonası'nı kazanan Biter ise kazanmak isteyen hiçbir sporcuyu haksız bulmayacağını ifade ederek, "Takım kendisi için iyi olanı talep edebilir. Sürücü ise hem bireysel hem takım hedeflerini kendi mantık potasında değerlendirip kararını vermeli. Formula 1 bana göre takım yarışı olmasından ziyade, bireysel bir yarış. Sonunda kimin kazandığı, hangi takımın kazandığından daha önce geliyor" diyor.
Biter, bir keresinde damalı bayrağı geçmek üzereyken vites kaçıran takım arkadaşını geçerek, çok az farkla birinci olduğunu ama olayın planlı olmadığını da sözlerine ekliyor.