Güncelleme Tarihi:
İLK önce hemen şunu söylemek istiyorum. Scala inadından vazgeçmeyecekse Beşiktaş da bol bol gol yemekten vazgeçmeyecek. Ve Beşiktaş'ın tribününde oturan insan ‘‘Rahat bir maç seyrederim’’ diye de İnönü'ye gelemeyecek. Yahu hakikaten böyle şey olmaz. Takımın isim isim kadrosuna bakıyorum, en fazla oynayacak oyuncu 9 tane ile geri dörtlü. Seçtiği göbekte oynayan iki adam var, bu 9 ismin en kötüleri. Biz bu saçı sakalı boşu boşuna ağartmışız. Erman'la Ümit'in eşleşmesinden sevimli hiçbir şey çıkmayacak.
Ben kendime göre şöyle düşünüyorum; ikisinin yaptığı işi Rahim tek başına yapar. Tamam, Ali Eren sakat, Halilagiç sakat, ama Rahim sağlam. Hiç tutmadığım Sellami bile bunlardan iyi. Dün akşamki oyunda maç geldi, gitti.
Şifo'nun büyük becerisiyle attığı bir gol var, gol nefis. Attırdığı bir gol var, attığı gol kadar keyifli. Atılan ikinci golde Fazlı'nın vuruşu iyi. Oyunun devamında Fazlı iyi değildi, ama ona bir şey demeye dilim varmıyor. Çok uzun bir sakatlık geçirdi. Futbol molası vermiş oyuncuya fazla bir şey denmez.
YİNE PASCAL
Beşiktaş yine oyundan Pascal'la çıktı. İlk yarı kaçırılmayacak golü kaçırdı ama Beşiktaş'ı dün akşam için düzlüğe çıkardı. Yasin oyunu hafife almadığı anlarda iyi. Laubalilik yaptığında da kötü.
Maçın bir hakemi var, boyu 3 metre. Yani, oyuna yüksekten bakıyor. Tribünde oturmuş gibi. Yanlış düdük çalmalarına mazeret yok. Belki dün akşam için maçın neticesine tesir edecek bir hata içinde olmadı ama arada derede dolaşan toplara yanlış düdükler üfledi. Neticede Beşiktaş, sahanın içinden 3 puan çıkardı. Bu lig, alınan puana da oynanan oyuna da kızılmaz. Ama yenilecek gollere bundan sonra da tedbir gelmeyecekse Beşiktaş'ın işi zor ki zor...