Ve play offffffffff

Topa yüzde 70 oranında sahip olduk.
Ön sahada baskı yaptık. Rakibe pas yaptırmadık.
Vee,  arkaya adam kaçırmadık.
Önemlidir.
Azerbaycan gibi bir takıma karşı tek farkla galip gelen bir takıma bu kadar övgü fazla gelebilir.
Ama değil, bunlar sürekli yapabildiğimiz şeyler değil.
Almanya öne geçince bize beraberlik yetiyordu.
Topun sürekli olarak bizde olması ve pozisyon vermemek birinci öncelikti.
Becerdik.
Bizim gönlümüzden 3 ile 5 tane atmak geçiyor.
Ama Hiddink, Mehmet Topal’ı oyundan çıkarmayı düşünmüyor.
Forvetten oyuncu çıkartıp (Kazım), orta sahaya oyuncu sokuyor (Selçuk)
Maç 0-0.
Bize garip geliyor.
Ama golde geliyor.
Hem de rakibe hiç pozisyon vermeden.
Maçtan sonra;
“Heyecanınızı, oyun disiplinin önüne geçirmek istiyorsanız, o işi yapacak doğru adres ben değilim” diyor.
Haklı.
“Sizin ülkede bu işi yapan çok değerli hocalarınız var”. Demek istiyor adam.

Hocam gel, “şu işin bir ortasını bulalım.”

Geldiğinden bu yana 10 maçta 35 oyuncu denemişin.
Ortalama oynatılan oyuncu sayısı, 27,8.
Play off’a kalan takımlar içinde açık ara öndesin.
Elemelerdeki 10 maçı bırak, 9 maç ta birden oynayan bir tek oyuncumuz yok.
Diğer takımlarda ortalama 4,65 oyuncu tüm maçlarda en kötü bir maç eksiği ile oynamış.
Play off’a kalan takımlar içinde istikrarsızlıkta burada da öndesin.
İnanmazsan ekte tablo var.

Özetle “Takım” yapamamışın hocam.
Deneme tahtasına dönmüş milli takım.

“Hamit, Emre, Selçuk, Arda, Nuri” sağlam ve formdaydı da ben mi oynatmadım.
Derse Sayın Hiddink, pek de söylenecek bir şey kalmaz ortada.

Tartışmayı bırakıp özetlersek;
Zor ama ikinci olduk.
Önümüzde bir ay var, birde hesap kitap yapmayı iyi bilen sistem hocası.

Birde neler var bakalım;
Her zaman ekim ayında form tutan Türk futbolcuları,
Elemelerde hiçbir arada oynamaları kısmet olmayan;
Hamit, Arda, Selçuk, Emre, birde iyileşince Nuri.
Şimdi sıkı durun.
Bunlar topu sever, top onları.
Biz ülke olarak oynamayı severiz, oynatmamayı beceremeyiz.
Bu çocuklar bize özgüvenimizi kazandırır.
 
Birçok denemeden sonra,
Bu kadar hücumcu orta sahaya bir adet ilaç gibi Mehmet Topal.
Rakibini döndürmeyen korkusuzca önde basan,
Gökhan Zan ve Egemen.

Birde eski deyimle sarkık liberomuz oldu.
Hani Fenerbahçeli Alpaslan Eratlı gibi.
Tam bir ceza alanı kalecisi. Topu oyuna stoperlerimizden iyi sokuyor.
Rakibin atağı olmadığı bir maçta dört yıldızlık top oynadı.
Yenmemiz gereken her maçta oynatılması gereken bir koz.
Kalecimiz Sinan Bolat.

Avrupa’nın yakında tanışacağı, forvetimiz Burak.

Sonunda takım oluyoruz.
Sanırım seri başıyız.
Play off’u aşacağız.
Avrupa bu kez;
Hem coşkulu, kavgacı, inatçı özelliklerini yitirmemiş,  hem de oyun disiplini olan bir Türkiye görecek.
Biz dünyanın nadir mozaik ülkelerinden biriyiz. Disiplin ile coşkuyu birlikte harmanlarız.
Yeter ki sabırlı olalım.

TAKIMLARIN ELEMELERDE KULLANDIĞI OYUNCU SAYISI