Dünyanın en büyük ve görkemli otellerinin yer aldığı Las Vegas’ın arazilerinde izleyiciler, fazla gösterişli vitrinlerin birinin önünden geçip diğerine doğru yol alıyordu. Suyun en büyük zenginlik olduğu bu çöl kentinde 73 metreye fışkıran fıskiyeler, Broadway şovlarını hatırlatıyordu. Bunların tümünün sahibi ise, milyarder Robert Bigelow’dur.
Şimdi Bigelow, yeni otel girişimi için Las Vegas’ın parlak ışıklarından çok daha öteye; aslında atmosferin de ötesine gidiyor. Bütün gücünü, dünyanın yörüngesine oturtulmuş ilk otelini yapmaya harcıyor. Otelin en ucuz köşesi olan zemin odanın gecelik fiyatı tam 1 milyon dolar.
Su gösterisi içinse, dünyanın mavi okyanusları otelin camının önünden saatte 28 bin 172 kilometre hızla geçecek.
500 milyon $’lık serveti feda
330 metre küplük bir istasyona inen ziyaretçiler, ağırlığı olmayan akrobasiyi öğrenecek, dünyanın sürekli değişen görüntüsü karşısında hayrete düşecek ve her 90 dakikalık yörüngenin yarısında, galaksinin yıldızlarla ortaya çıkan alevlerine bakakalacak.
Dünya, bir hayalperestin böylesi uzay maceralarının rüyasını on yıllardır görüyor. Ancak bu kez bir fark var: Bigelow, bunun gerçekleşmesi için 500 milyon dolarlık kişisel servetini ortaya koyuyor.
Teknolojiyi en mükemmel hale getirmek için uzay yolculuğu konusundan uzman emekli mühendisleri işe aldı, hemen hemen fırlatılmaya hazır donanım üretti. Ziyaretçileri ön kapıya taşıyacak güvenli ve güvenilir bir uzay aracı yapmalarını sağlamak içinse diğer şirketleri, 50 milyon dolarlık ödülle kandırmayı planlıyor.
5 yıl öncesine kadar bu senaryo, baştan sona inanılmaz gözüküyordu.
Ancak Burt Rutan’ın X Ödülü’nü alması ve Rutan’ın uzaya turistik seyahatlerine yatırım yapacak Virgin Galactic’in kurulmasının ardından Bigelow’un projesi de, ticari uzay yolculuğu alanının gelişiminde çok önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor.
56 kişilik Ar-Ge
Robert Bigelow, Las Vegas’ın merkezinden uzakta, 0,4 dönümlük, içinde 3 bina ve 56 kişinin çalıştığı Ar-Ge laboratuvarı bulunan arazisini gezdirirken, dünyanın ilk özel uzay istasyonu için ‘Bu bir kumar; dev bir kumar’ diyor.
Bigelow, uzayda insan varlığının kalıcı olması için ta 15 yaşında hayaller kurmaya başladı. Bunun için para gerektiğini biliyordu, hem de fazla tarafından. Bu yüzden önce emlakçılık, sonrasında da bankacılık okudu. İlk işi broker’lıktı. Ardından küçük emlak işlerine girdi. 1970 ve 80’lerde, Las Vegas ve çevresinde onlarca apartman ve otel inşa ettirdi. 1988’deyse kendi şirketi olan ‘Budget Suites of America’yı kurdu.
Tüm bunları yaparken, UFO ve paranormal araştırmalara da milyonlarca dolar akıtmaya başladı ve 1995’te kendi Ulusal Keşif Bilimleri Enstitüsü’nü (NISD) kurdu. En uygun an gelene kadar hayallerini kimseyle paylaşmadı. 1999’da NASA’nın çok farklı, yeni bir uzay istasyonu programı olduğunu
haber aldığındaysa, ‘o an’ gelmişti.
Üssü hala çok gizli
Bigelow, etrafı zincir ve dikenli çitlerle çevrili üssünü hálá sır gibi saklıyor. Ziyaretçilerse, alanın sadece B Binası’nı gezebiliyor. 74 kilometrekarelik alan, Bigelow ‘bebeğinin’, yani Nautilus uzay üssü modülünün birebir ölçüdeki taklitlerini içeriyor.
14 metre uzunluğunda, 7 metre çapındaki modüllerin tamamı parlak beyaz renkte ve ABD bayrağıyla sarılmış durumda. Bir merdivenle çıkılan güvertede ziyaretçilerin, bugüne kadar inşa edilen dünyanın en büyük uzay üssü modülünde yaşamanın nasıl bir his olacağını kendi gözleriyle görmeleri sağlanıyor. Dev hacimleriyse, sıra dışı bir tasarım ürünü ve hepsi şişirilebiliyor.
TransHab adlı bir projenin parçaları olarak NASA’da geliştirilen şişirilebilir uzay üssü modüllerinin, tenekeden yapılanlardan önemli üstünlükleri var. Belirgin şekilde daha hafifler ve kompreslenmiş bir halde fırlatılırlar. Diğer bir deyişle, dış gövdeyi, sert çekirdeğe sıkıca sarılmış gibi; yuvarlak kağıt havlular gibi.
Böylece, daha az güçte fırlatıcı araçlar kullanabilir ve uzay istasyonları için de yer açabilirler. Bir roket Nautilus’u uzaya fırlattığında, patlayıcı boltlar, sıkıştırılmış gövde çevresindeki kuşatmayı sona erdirecek ve merkezde bulunan, istasyonun yaşam desteği sistemi, yapıyı havayla doldurup 4.5 metre çaptan 6.7 metre çapa ulaştıracak.
Alternatif uzay istasyonu mu
Modüllerin her birinin ucunda yer alan sert ve büyük başlıklardan güneş panelleri açılıyor. Bu paneller, güç kaynağını oluştururlar. Her bir başlık aynı zamanda, bir hava kilidi ve uyum sağlama güvertesi içerir.
Bir süre sonra gelen astronotlar, hareket edebilen panelleri, ekipmanı ve kaynakları çekirdekten toplar ve 3 katlı bir yaşama ve çalışma alanı yaratırlar.
Güvertede bulunan ve Çok Yönlü İtme Otobüsü (MDPB) denilen bir roket motoru, istasyonunun Dünya’nın yörüngesinde manevra yapmasına ve yörüngeden belirli bir neden için Ğmesela Ay’a seyahat için- ayrılmasına olanak tanır. İlk MDPB’ye, CSS Skywalker adı verildi.
Bu proje, 1997’de geliştirilmeye başlandı ve bir ara, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) alternatif olabileceği bile ciddi ciddi düşünüldü. Ancak, TransHab 2000 yılında hiçbir neden gösterilmeksizin iptal edildi.
Oyun oynamıyor
Bigelow’a göre bu, NASA’nın etkisizliğinin kesin bir kanıtıydı. Ortada, daha ucuz ve varolanlardan daha güçlü bir teknoloji geliştirmeye yetecek bir program vardı, ancak sırf politik nedenlerden ötürü rafa kaldırılmıştı.
TransHab’ın iptal edilmesinden sonra Bigelow, NASA’dan gelişim haklarını satın aldı ve Ajans’la bir anlaşma imzalayarak, projede çalışan mühendislerin kendisiyle de çalışmalarının iznini ayarladı. Ardından da, NASA’dan emekli William Schneider’ın izini sürdü.
Schneider, alanı ziyaret eden Schneider ve diğer eski TransHab çalışanları, Bigelow’un mühendislerine yönlendirmelerde bulunuyor: ‘Katları ve yapısal elemanları eksik olsa da Bigelow’un sergilediği modüller beni etkilemişti. İçeri girdiğimde inanamadım. Zihnimi allak bullak etmişti, çünkü istediğim vizyon tam da buldu. O anda, ‘bu adam oyun oynamıyor’ demiştim kendi kendime.’
Bigelow’un tek bir yöntemi var: en iyi mühendisleri ve tüccarları işe almak, en iyi malzemeleri kullanmak, zaman ve bütçeye uymak. Bigelow Uzay Üssü’nde çalışan Taber MacCallum, ‘İnşaat ve deneyler olarak bakıldığında oldukça uygulanabilir bir yaklaşım benimseniyor’ diyor.
Yarışma başlattı
Bigelow, X Ödülü’nün başarısının ardından kendisi de bir yarışma başlattı. Kendisine de fayda getirecek olan Amerika’nın Uzay Ödülü’ne göre, 5 kişiyi yörünge gönderecek ve Bigelow üssünde güverteye inebilecek ilk özel uzay aracını geliştiren kişiye 50 milyon dolar verilecek. Son başvuru tarihi 10 Ocak 2010; bu tarih aynı zamanda Bigelow’un otelini açmak istediği gün.
Yörüngesel turizmin geleceği iyi gözüküyor. Şimdiden iki turist, ISS’a bir haftalık tatil için 20 milyon dolar ödedi bile. Bigelow’un 7.9 milyon dolar olan biletleriyse gerçekten çok cazip.
Bigelow turistlerin yanı sıra, kütle çekiminin olmadığı ortamlardan yararlanmak isteyen ilaç firmalarına, araştırmacılara, uzayda
film çekmek isteyen yönetmenlere de hizmet vermeyi amaçlıyor.
Kimilerine göre, Bigelow’un asıl amacı, uzay yarışında ABD’nin öncülüğü elden bırakmamasını sağlamak. Bigelow’un şu sözleri de bunu kanıtlıyor gibi: ‘Amerika’nın hedefi nedir? 50 ya da 500 kişiye, bu soruyu sorsanız ne derler? Irak’taki savaş kazanmak mı? Bu bazı çocukların hayal ettiği şey değil. Hedef, haftanın 7 günü 24 saat yanınızda taşıyacağınız bir şey olmalı.’