Güncelleme Tarihi:
Türk sporunun vefalı dostu, uluslararası ilişkilerimizin gurur odağı Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, çağdaş hizmetlerine bir yenisini daha eklemekle adına yakışanı yaptı. Muhteşem Olimpiyat Evi'nin Turgut Atakol Salonu'nda her kuşaktan, sporun değişik branşlarında ter dökmüş insanlarını biraraya getirip ödüllendirirken, rahmete göçenleri de yad ederek ruhlarını şad etti. Halit Kıvanç ağabey, buram buram spor kokan buğulu sesiyle bütünleştirdiği, zarif yorum ve esprileriyle, kabaran düşümüze sığmayan yüreğimizi çoşturdu, zaman zaman da gözyaşı döktürdü. Bütün bu güzellikler 1997 yılında ödül almaya hak kazanan sporculara, miniğinden erginine kadar olan, karikatür sanatçılarına dağıtılan ödül töreninde yaşandı.
Olimpiyat Meşalesi ödüllerini almaya ellerini uzatmış, şanlı ordumuzun iki keskin nişancısı Asb. Hakan Erdem ile Üst.Tğm. Ayşe Kil'e; merhum milli atıcı ve ünlü avcı Sait Selahattin Cihanoğlu adına konan ödülleri; beyefendinin ruhunun vekili olarak, takdimin onuru da bana düştü. Bu anlamlı tören, gençleri geleceğin mutlu düşlerine uğurlarken, bizim kuşak dostları da oldukça geçmişe götürüp anılarla kucaklaştırdı. Vefanın, çağdaşlığın ve gururun harman olduğu, bu görkemli birleşimin yaratıcılarını, Sinan Erdem ağabeyimin abideleşen kişiliğinde kutluyorum.
Sporun misyoneri
Hazır elime fırsat geçmiş, söz de Sinan ağabeyden açılmışken biraz içimi dökeyim, hem de sitem edeyim istiyorum. Çağdaş Olimpizm anlayışının ülkemizdeki yaratıcısı, bütün ömrünü spor için adamış, İstanbul'da bir olimpiyat yapabilmenin ateşiyle yanıp tutuşan, bu bağlamda yeni spor tesislerini filizlendiren, dünya ülkelerinde söz ve itibar sahibi Sn. Sinan ERDEM, Türk sporunun tartışmasız bir misyoneridir. Ama kendisine sorarsanız, nöbette bekleyen milli eşofmanlı ve mavi pasaportlu, mütevazı, gani gönüllü bir neferidir. Amatör sporcuların babası, adı cihana mal olmuş ve gönüllerde taht kurmuş bu dört uluslararası liyakat nişanı hamili Türk spor adamının Cumhuriyetimizin 75. yılında ‘‘Üstün Hizmet Nişanı’’ beraberinde kırmızı bir pasaportla ödüllendirilerek gönlünün alınıp, bu ayıbın gecikmiş de olsa, giderilmesi gerekmez mi? Elbette ki bunun öncülüğünü yapmak da Milli Sporcu Bakanımız Sn. Yücel Seçkiner'in kaçınılmaz görevidir. Onun da siyasi kişiliği elbet bir gün unutulacak, ama o da, uçan teğmen olarak gönüllerde baki kalacaktır.