Tarık DEMİR
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2017 16:30
ANTALYA'da devam eden Antalya Open ATP Tenis Turnuvası'nda tekler finalinde Japon tenisçi Yuichi Sugita ile karşılaşacak olan Fransız Adrian Mannarino kritik maç öncesi önemli açıklamalarda bulunurken ünlü raket finale çıkabileceğini tahmin etmediğini ifade etti.
İşte dünyaca ünlü Fransız tenisçi Adrian Mannarino'nun açıklamaları:
- Antalya’da çok sıcak bir iklimde karşılaşmalar oynanıyor. Avustralya’da sıcak nedeniyle hastaneye kaldırıldığını hatırlıyorum. Hastanedeki fotoğraflarını da gördüm. Fakat sonrasında yine fazlasıyla sıcak olan Miami’de iki yıl üst üste dördüncü tura yükseldin. Burada da çok zor şartlar altında finale geldin. Fiziksel anlamda özel bir hazırlık yapıyor musun, sırrın nedir?
Bir sırrım yok açıkçası, sanırım sıcak havalara alışmaya başladım. Miami’de ve bu tarz ortamlarda çok fazla antrenman yapma imkanım oldu. Önceden de sıcak havalarda rahat olduğum dönemleri hatırlıyorum. Belki de aşırı özgüvenli olduğum ve bir önlem almadığım için Avustralya’daki o talihsizliği yaşadım. Tenis kariyerimdeki en kötü anım olduğunu söyleyebilirim. Bu tekrar başıma gelebilir ama bu şapka takmadığım için olmayacaktır. Hatalarımdan ders çıkarıyorum ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.
- Avustralya ve Antalya’daki hava şartlarını karşılaştırdığında neler söylersin. En zorlandığın ortam burası olabilir mi?
Buradaki hava şartları her gün değişiklik gösteriyor. İlk geldiğim gün biraz daha serindi. Muhtemelen bugün en sıcak gündü. Rüzgar da vardı fakat o da sıcak esiyordu. Bugün bu şartlarda oynamak Avustralya’da oynamaktan daha zordu ama bu tip şeylerle başa çıkmanız gerekiyor.
- Henüz bir turnuva kazanamadın. İki yıl önce yanılmıyorsam Bogota’da bir final oynadın. Burada ilk kupanı kazanma ihtimalin var. Bu senin için ne ifade ediyor?
Çok büyük anlam ifade ediyor. Tenise başladığımda dünya 1 numarası olma gibi bir hedefim ve hayalim yoktu. İlk 100’de yer almayı istiyordum. İlk 100’e girdiğimde ilk kupamın hayalini kurmaya başladım. Bunu başarabilmek benim için oldukça önemli olacak. Çok zor olacağını biliyorum. Hem benim hem de rakibim için aynı durum geçerli ve bu büyük bir fırsat. Çünkü finalde ilk 10’dan bir oyuncu ile karşılaşmıyoruz. Başa baş bir mücadele olacağını düşünüyorum. Bu şartlarla başa çıkabilecek taraf turnuvayı kazanacaktır.
- Bugünkü zorlu karşılaşma sonrasında yarın için nasıl bir hazırlık içerisinde olacaksın?
Gidip dinlenmek ve doktorumu görmek isterdim fakat şu an buradayım. (Gülerek) Biraz buz tedavisi yapıp dinlenmeyi planlıyorum.
- Tüm seribaşı oyuncular ilk turlarda elendi. Bununla alakalı neler düşünüyorsun?
Açıkçası seribaşı oyuncuların düşük seviye turnuvaları kazanmaya çok ilgi duymadığı bir sır değil. Örneğin Dominic (Thiem) böyle bir turnuva kazandı ve bir tane daha kazanmanın onun için çok büyük bir fark yaratacağını düşünmüyorum. En iyi performansını Grand Slam’lerde sergilemeyi tercih edecektir. Kaybetmek istediğini söylemiyorum ama bu bir Grand Slam olsaydı belki daha iyi bir performans sergileyecekti. Özellikle buradaki şartların Wimbledon’dan çok farklı olduğunu görüyorsanız ve Wimbledon için büyük beklentileriniz varsa ortama alışabilmek için olabildiğince erken gitmek isteyebilirsiniz. Tabii turnuvada oldukça iyi oyuncular vardı. Fernando (Verdasco) elinden gelenin en iyisini sahaya yansıttı. Dün bana karşı oynarken de oldukça iyiydi. Biliyorsunuz ilk turda Borna Coric ile oynadım. Turnuvadan önce 2 gün boyunca onunla antrenman yaptım ve beni kolayca yeniyordu. İlk turda onunla karşılaşınca epey üzülmüştüm. Söylediğim gibi şartlar alışılmışın dışında ve çim zemin her türlü sonuca açık. Bu nedenlerden dolayı böyle bir senaryo ile karşı karşıyayız.
- ATP profiline baktığımızda tüm zeminlerde oynamayı sevdiğini görüyoruz. Bogota’da oynadığın final sert zemindeydi. Bu yıl toprak kortta Tsonga’yı yendin ve burada da çim zeminde final oynayacaksın. En iyi oynadığını düşündüğün zemin hangisi?Gerçekten bilmiyorum. (Gülerek) Evet, tüm zeminlerde iyi oynuyorum ama çok çok iyi oynadığım bir zemin yok. Belki de herhangi bir zeminde en iyi olmamam bir sorun. Genel olarak her zaman iyi oynayan fakat asla çok çok iyi olamayan ve belirli bir standartta bir tarzım var. Sıralamada benim altımda olan oyunculara karşı galip geliyorum, üzerimdeki oyunculara karşı mağlup oluyorum. Dolayısıyla sıralamamın hiçbir zaman çok yüksek olacağını sanmıyorum.
- İlk 10’daki oyunculara karşı 2 galibiyetin var. Bununla alakalı neler söylersin?Evet doğru. Yılda bir kez karşılaştığımız için maalesef böyle. Fakat yeterli değil. Oyunumu geliştirmek için çok çalışıyorum. Daha agresif oynamak gibi. Bir oyunda 3 ace atacak bir oyuncu değilim. Sadece olabildiğince istikrarlı olmaya çalışıyorum. Oyunuma bir şeyler katmaya çalışıyorum. Özellikle iyi bir
koç bulmam gerekiyordu. Monte Carlo’dan beri yeni bir koç ile çalışıyorum. Oyununla alakalı konuşman, maç esnasındaki eksiklerini değerlendirmen gerekiyor. Saha kenarında sana bunları söyleyecek birinin olması çok iyi bir şey.
- İyi bir koç bulmakla ilgili görüşlerin nedir? Eski oyuncular ve büyük isimler arasında alternatifler var, “süper koç” olarak nitelendirebileceğimiz biri ile çalışmayı hiç düşündün mü? Mesela John McEnroe?Üst düzey bir oyuncu olmadığım için “süper koç”’ların benimle çalışmak isteyeceğini düşünmüyorum. O profilde olduğuma inanmıyorum. Benimle çalışacak koçun çok sık seyahat etmesi gerekiyor. Genelde o düzeyde koçlar Grand Slam’ler ve Masters serilerinde oynayan tenisçilerle çalışıyor. İyi bir iş çıkaracağım birini buldum ve umarım bu böyle devam eder. Monako’da iyi bir çalışma dönemi geçirdik fakat sakatlandım. Sonrasında %100 ile oynayabildiğim ilk turnuva geçtiğimiz hafta oynanan Queens’ti. Şu an iyi hissetmem iyi
haber, kötü haber ise yapabileceklerimin %50’sini yapabiliyorum. Kendini geliştirebilmek için geçmişte yaptıklarına bakıp ders alabiliyor ve neleri geliştirebileceğini biliyor olman lazım. Sanırım benim yapmam gereken de bu.
- Buraya gelirken final oynayabileceğini düşünmüş müydün? Finalde Sugita karşısındaki şansını nasıl görüyorsun?Geldiğimde 1 ya da 2 maç kazanıp sonrasına bakmayı düşünüyordum. Final oynamayı beklemiyordum. Son birkaç haftada iyi sonuçlar alamadığın zaman maç maç bakmaya başlıyorsun. Korta çıktığımda ne yapmam gerektiğimi bilerek oynuyorum. Kaybedersem de rakibin o gün benden iyi olduğunu düşünüyorum. Sugita’ya gelecek olursak %50-50 gibi görünüyor. Birini ön plana çıkaracak olursak kendim için %55 diyebilirim çünkü bu yıl onu zor da olsa bir kez yendim. Birimiz mutlaka bu şartlarla daha iyi başa çıkacak ve maçı kazanan taraf olacaktır.
- Seni daha önce İstanbul’da Challenger turnuvalarında da izlemiştik. Şimdi Antalya’dasın. Bunun özel bir sebebi var mı, Türkiye’de oynuyor olmak sana neler hissettiriyor?İstanbul’da oynadığım turnuvada çok memnun kaldım. İstanbul çok güzel bir şehir, kaldığımız otel ve tesisler de oldukça iyiydi. Orada 3 kez oynadım ve 2 kez kazanıp yalnızca bir kez kaybettim. Sevdiğim bir turnuva. Bu Türkiye özelinde bir tercih değil çünkü yalnızca İstanbul’u gördüm. Diğer şehirler ve ülke hakkında çok fazla bilgi sahibi değilim. Dediğim gibi Türkiye’de yalnızca bir kez kaybettim o sebeple de burada oynamaktan mutluyum. (gülerek) İnsanlar çok iyi davranıyor, organizasyon gayet iyi ve oyuncuların ihtiyaç duyduğu her şey mevcut. Tekrar gelmemem için bir sebep yok.