Güncelleme Tarihi:
Basın mensuplarıyla kahvaltı yapan Aysal, kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı.
Aysal, sarı-kırmızılı kulübün 107 yıllık bir kurum olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: "Dernekçilik bir gönül işi. Galatasaray'a hiç kimse art niyetli olarak gelmez. Benden evvelki başkanların Galatasaray'a hizmet etme şevki ve aşkıyla geldiğine inanıyorum. Bundan sonra art niyetli bir yönetimin gelmesine, ne bizim kongremiz müsaade eder, ne de kimse buna teşebbüs eder. Bunların hepsi bana kalırsa yanlış beklentiler. Bu endişeyi lütfen kafanızdan çıkartın, Galatasaray'a art niyetli bir yönetim gelmez. Galatasaray'ı kimse eline geçirmek istemez, geçiremez de. Biz her yönden o kadar sıkıntıların altındayız ki, en kötü niyetli yönetim dahi gelse böyle bir şeye imkanı olmaz. Hisse senedinde geçirilebillş eceği konuşuluyor. Hisse senetleri çok ciddi organlar tarafından teker teker biliniyor. Bir kişinin eline geçtiği vakit ya da bir grubun eline geçtiği vakit Galatasaray küçülür, büyümez. Kimse de küçük kulübe talip olmaz."
Ünal Aysal, uygulamaya çalıştıkları programla kulübün gelir ve giderlerinin 2014 yılında dengeleneceğini dile getirerek, "Bütün derdimiz 2014 yılına kadar kazasız belasız gitmek. UEFA'nın kriterlerine uygun olarak, taraftarlarımızı da üzmeden, başarılı bir takım yaratıp, bu kötü dönemi geçmek. Elimize bir silah verilmedi ki bu olaya başlamadan kendimizi savunalım. Kendi mutfağımızdaki görülmeyen bazı değerleri birleştirerek, Galatasaray'ı 2014 yılına ulaştırmaya çalışacağız" dedi.
Galatasaray Sportif A.Ş.'de yaptıkları sermaye arttırımının küçük yatırımcıları mağdur etmediğini savunan başkan Aysal, sözlerini şöyle sürdürdü: "İki tane yanlış bir doğru yapmıyor. Birinci etaptaki sermaye arttırımında küçük yatırımcı mağdur edilmedi. Bu tamamen spekülatörlerin küçük yatırımcıyı öne sürerek kendilerini koruma mekanizması. Bu yanlışı düzeltelim. İkinci sermaye arttırımında bu tip tedbirler alır mıyız, gerekirse alırız. Sermayenin korunmaması gibi bir şey Galatasaray'ın prensiplerinde yok. Galatasaray'ın bir programı var. 2014 yılına kadar bütün para girdilerimiz kısıtlı. İşbaşına geldiğimden beri çok az bir gelirle yaşıyorum. Ama bunun dışında her ay 16 milyon dolarlık bir masrafım var. Ben borcu arttırmamak için kendi sermaye gücümü harekete geçirdim. Gayet tabi ortaklarım da yüzde 45 nispetinde buna katılmak zorunda kaldılar. Bizim görevimiz şirketlerin içini boşaltmak değil, içini doldurmak, güçlendirmek ve yatırımcıların elindeki kağıdın değerini gerçek değer haline getirmektir. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz."
FENERBAHÇE'YE CEVAP
Yaptıkları sermaye attırımının kurallara uygun olduğunu yineleyen Ünal Aysal, dün Fenerbahçe Kulübü üzerinden verdiği örneğe de açıklık getirdi.
Aysal, şöyle devam etti: "Yaptıklarımızın kurallara uygun olduğunu vurgulamak için aynı işleri 2011 senesinde Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nun aldığı bir kararla 145-150 milyon liralık bir kira gelirini aynı şekilde şirkete devrettiklerini ve alacak farkı doğurduklarını vurgulamak istedim. Bundan dolayı sermaye artışı yaptıklarını söylemedim. İsterse o parayı şirketten geri alır, isterse sermaye olarak o şirkette içeride bırakır. Biz alacağımızı sermaye olarak içerde bırakma şıkkını tercih ettik. Fenerbahçe şu anda içerde tutuyor ama ilerde bir sermaye arttırımı yapar mı yapmaz mı, yaptığı vakit bunu kullanır mı? Kullanırsa hakkıdır, böyle bir alacağı var. O, kulübün kendi ihtiyatındadır."
HAKAN ŞÜKÜR'E MÜZEDE YER AYRILACAK
Bu arada Başkan Ünal Aysal, Hakan Şükür için yeni yapılacak müzede özel bir yer ayrılacağını söyledi. Aysal şöyle konuştu; "Hakan Şükür benim için çok kıymetli bir isim. Efsane sporcu tanımına da uyuyor. Yeni yapılacak müzede onun için özel bir bölüm yapılmasını istedim. Uygun olursa onun da heykeli yaptırılabilir" diye konuştu.
"OKAN BURUK'U HEMEN ÜYE YAPARIZ"
Eski futbolcuları Okan Buruk'un kulüp üyeliği başvurusuyla ilgili kendisine herhangi bir bilginin ulaşmadığını belirten Aysal, "Galatasaray'a hizmet etmiş bir oyuncumuz. Gayet tabi öncelikle alırız. Üyeliğini ben kendim imzalarım" şeklinde konuştu. Galatasaray Kulübü Başkanı Aysal, sporun dostluk ve kardeşlik bazında yürütülen bir aktivite olduğunu, ancak fanatizmin etkisiyle son yıllardaki rekabetin farklı bir boyuta taşındığını dile getirdi.
Bugün büyük kulüplere düşen görevin, dostluğu tekrar pekiştirmek olduğunu vurgulayan Aysal, şunları kaydetti: "Fanatizmin baskısıyla sporda kardeşlik yerine sporda hasımlık, düşmanlık, rekabet bambaşka boyutlara ulaştı. Bugün özellikle büyük kulüp yöneticilerine düşen görev bu dostluğu tekrar pekiştirmek. Maçları, yarışmaları beraber seyretme zevkinin tekrar yaratılması ve hayata geçirilmesi konusundaki isteğimi ve arzumu belirtmeye çalıştım. Her şeyden evvel hepimiz mesleklerimizin ötesinde bir sporseveriz. İki takım oynuyorsa iki takımın da seyircisinin o zevki, o heyecanı paylaşması en güzelidir. Bu ortamı tekrar yapmamız için elimizden geleni yapmamız gerekeni düşünüyorum. Diğer kulüp başkanlarının da bu felsefeyi paylaşması çok kısa sürede olmasa dahi, orta dönemde bu konuda çok ciddi bir başarı yakalama ümidini canlı tutuyorum."
Ünal Aysal, transferle ilgili bir soru üzerine, özellikle medya mensuplarının transferi çok sevdiğini belirterek, "Herhalde bunun ayrı bir heyecanı var sizler için, ama bizler için tersi. Biz yöneticiler mümkün olduğu kadar transfer işinden korkarız. Transfer, kulübe yeni bir aşılamadır ama bunun yanında bir risktir. Her aldığınız elemanın o bünyeye uyup uymaması, başarılı olup olmaması, sizin ödediğiniz değerlerin karşılığını size geri ödeyip ödememesi, bunlar biz yöneticiler için bir risk faktörüdür. Biz mümkün olduğu kadar az transfer severiz" dedi.
Transfer konusunda dikkatli davranmak zorunda olduklarını anlatan Aysal, "Birinci görevimiz kurduğumuz ekibin kendi başına başarılı olması, ayakta durabilmesi ve önünü kendisinin açması şeklinde olmalı. Bizim bütçelerimiz ve mali yapımız, maalesef dışarda yarıştığımız ekiplerin mali yapılarının 4'te 1'i kadar. Biz onları yakalayıncaya kadar transfer konularında biraz daha dikkatli, kendi bütçemize daha bağlı ve mümkün olduğu kadar da angaje ettiğimiz elemanların fiyatlarında cimri olmak zorundayız" diye konuştu.
Başkan Aysal, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde uzun bir aradan sonra mücadele ettiklerini, gruptan çıkamamaları durumunda hayal kırıklığına uğramayacaklarını ifade etti. Gruptan çıkacaklarına inandığını söyleyen Aysal, "Gruptan çıkamazsak, bu sene çok çok ciddi bir hayal kırıklığına uğramam. Gruptan çıkacağımıza inanıyorum. Ama yine de fazla hayal kırıklığına uğramam. Çünkü bu bizim ilk senemiz. 5-6 senelik bir antrenman eksikliğinden geliyoruz. Eksikliklerimizi tamamlayıp, gelecek sene çok daha iyisini yapacağımıza inanırım. Bunun için de çalışırım. Ekonomik olarak da bunun Galatasaray'a çok negatif bir etkisi olmaz" görüşlerini dile getirdi.
Galatasaray'ın son yıllardan UEFA Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edememesini anlayamadığını anlatan Aysal, "Çünkü bizim geleneklerimizde bu var. Galatasaray bu geleneğini devam ettirmek zorundadır. Türkiye'de gayet güzel kendi aramızda yarışıyoruz, ama artık dünyaya entegre olma zamanı gelmiştir. Bunda kalıcı ve sürekli olmamız gerekmektedir. Sürekli olmayan hiçbir başarı, gerçek bir başarı olarak kabul edilemez" dedi.
Sarı-kırmızılı takımda kendisini en fazla hangi futbolcunun heyecanlandırdığı sorulan Aysal, "Geçen sene de bu soruyu sormuştunuz, 'Pek fazla yok' demiştim. Ama bu sene bütün samimiyetimle söyleyeyim, bütün oyuncularım heyecanlandırıyor. Akhisar Belediyespor maçına baktığımızda değişik bir kadro çıktı. Maçın sonuna kadar da heyecanla izledim" ifadelerini kullandı.
Ünal Aysal, öz eleştiri yapıp yapmadığına yönelik bir soru üzerine de şunları kaydetti: "Bir yönetici her sabah kalktığı vakit tıraş olurken öz eleştiri yapmak zorundadır. Doğrusunu bulsun, yanlışını düzeltsin diye. Ben bunu hayatım boyunca
yaptım. Bugüne kadar yaptığımız işlerde eğer seçimim olabilseydi, başka şeyler de yapabilirdim. Son derece ince bir yoldan, son derece dikkatli gitmek zorunda olduğumu iyi biliyorum. Arkadaşlarım da biliyor. Bu dayanışma içinde büyük bir disiplinle gidiyoruz. Bu herkesin hoşuna gitmeyebilir. Hastalandığımız vakit bize iğne yapıyorlar, hoşumuza gidiyor mu? Gitmiyor ama o iğneyi yaptırmak zorundayız.
Biz bu ilacı alarak sıhhatimize tekrar kavuşma yolunda ciddi bir şekilde ilerliyoruz. Ben bunun güveni ve huzuru içerisindeyim."
Ünal Aysal, amatör şubelere 2014 yılından sonra daha fazla imkan sağlayacaklarını dile getirerek, "Amatör branşlarda bütçelerimizi oldukça zorladığımız doğru. Ama yine de son derece hesaplı kitaplı gidiyoruz. Her şey para değil. Amatör şubelerde bizim için en büyük destek amatör ruhla yapmalarıdır. Sporcularımız bazen çok az imkanlarla çok büyük başarılar yakalayabiliyor. Bundan dolayı onlara teşekkür etmek istiyorum. 2014 yılından sonra onlara tanıyacağımız imkanlar daha yüksek olacak. Zaten 2020 Olimpiyatları için Galatasaray'ın çok ciddi bir çalışması var" diye konuştu. Başkan Aysal, sarı-kırmızılı taraftarların maç bileti fiyatlarını fazla bulmasıyla ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı: "Kombinelerin dışındaki fiyatlar arz-talep olayıdır. Biz kombinelerin satışını bunun için teşvik ettik. 'Lütfen gelin kombinelerinizi alın' dedik. Kombineler satıldıktan sonra kalan yerler az olacağı için otomatikman bunun fiyatları yükselir. Kombine alanların böyle bir avantajı, almayanların da böyle bir riski oldu."
Ülker Grubu'nun "Temiz Futbol' için kulüplerden bir manifesto yayınlanmasını istediğinin belirtilerek yöneltilen bir soru üzerine de Aysal, "Manifestonun içeriği çok önemli. Sponsorların bunu istemesi son derece doğal. Bizim de bunu tamamen desteklememiz gerekir. Bu bizim ayıbımız. Bu ayıbı temizlemenin yolu, buna çizgi çizip ileriye dönük olarak böyle bir şeyin olmayacağı konusunda sporseverlere gerçek güvenceyi vermektir. Vermek zorundayız" ifadelerini kullandı.
Futbol'daki "Şike Davası"yla ilgili görüşü sorulan Aysal, "Yargı süreci bitmediği için bu konuda benden cevap beklemeyin. Benim söyleyeceğim her kelime yargının görevine müdahale olur. Yargı kararını verdikten sonra görüşümü söyleyebilirim" dedi.
Bu arada, başkan Aysal, Galatasaray Kulübü'ne yaptıkları katkılardan dolayı kongre üyeleri Dikran Gülmezgil ile Cengiz Uyar'a birer plaket takdim etti. Etkinliğe katılamayan Duyar'ın plaketini kızı Müge Duyar aldı.