Güncelleme Tarihi:
Kayseri'de doğan, 1 yaşındayken babası hayatını kaybedince annesiyle birlikte Bursa'ya gelen İlhan Budak, çeşitli sebepler nedeniyle Çocuk Esirgeme Kurumu'na yerleştirildi. 18 yaşına gelince kurumdan ayrılan İlhan Budak, fabrika ve okullarda bekçilik yaparak geçimini sağladı. Mesai saatleri dışında her gün Uludağ'a yürüyen Budak, koşu maratonlarına katılmaya karar verdi. Hem çalışıp hem de koşu idmanlarını sürdüren Budak, farklı tarihlerde katıldığı yarışlarda birçok başarı elde etti.
Şehir yaşamının kendisine uygun olmadığını düşünen Budak, 7 yıl önce Uludağ'da yolu olmayan ormanlık alanda kendi imkanlarıyla baraka inşa etti. Elektrik olmayan barakada teknolojiden uzak bir yaşam süren Budak, suyunu ise ormanın içinde akan çeşmelerden sağlıyor. Telefon kullanmayan Budak, elma sirkesi yapıp, satarak kazandığı parayla 1,5 saat yürüyerek gittiği Zeyniler köyünden temel ihtiyaç malzemelerini alıyor. Günde ortalama 50 kilometre yol yürüdüğünü belirten İlhan Budak'a, bölgedeki insanlar 'Uludağ'ın Robinson Crusoe'su diye tanımlıyor. Budak, lise mezunu olmak için bazı yardımseverlerin getirdiği kitaplarla ders çalışmayı da ihmal etmiyor.
SALGINI 1 AY SONRA ÖĞRENDİ
Koronavirüsü Türkiye'de ilk vaka görülmesinden yaklaşık 1 ay sonra bir dağcıdan öğrendiğini belirten Budak, köye yürüdüğü zaman sokaklarda kimseyi görmediği zaman da sokağa çıkma kısıtlamasını öğrendiğini söyledi. Doğada yaşamaktan mutlu olduğunu vurgulayan İlhan Budak'ın tek isteği ise maraton yarışlarında kendisine sponsor olacak bir kurum bulmak.
'BURADA HAYAT ÇOK GÜZEL'
Tüm gününü Uludağ'da geçiren İlhan Budak, "Doğal sirke yapıp satıyorum. Gelen dağcıların faydası oluyor. Bu şekilde hayatımı devam ettirmeye çalışıyorum. Hayat burada çok güzel. Zor yönleri de var ama güzel yanları da var. Kitap okuyorum, spor yapıyorum. Odun kesiyorum. Buradan geçen dağcılara çay demliyorum. Ormanda yürüyüş yapıyorum. Zamanım böyle geçiyor. Ağırlık çalışmak için kendime bant yaptım. Ormanda koşu yaptığım için koşu bandına gerek duymuyorum. Egzersiz yapmak için küçük aletlerim var" dedi.
Dağda maddi yönden zorluk çektiğini söyleyen Budak, "Buranın başka bir zorluğu yok. Havası iyi. Temiz havada olduğum için doktora gerek kalmıyor. O yönden avantajlı. Telefon kullanmıyorum. Genel anlamda teknolojisiz hayat bana göre daha iyi. Sevgi ve spor yapma tutkusu sebebiyle burada yaşıyorum" diye konuştu.
'100 KİLOMETRELİK PARKURDA KOŞTUM'
Lise eğitimine açık öğretimden sürdürdüğünü belirten Budak, sözlerine şöyle sürdürdü:
"2017 yılında Uludağ Maratonu'na katıldım. Orada derece aldım. Zeyniler Köyü'nde yapılan bir yarışmaya katıldım. Uludağ Oteller Bölgesi'nde yapılan 70 kilometrelik parkuru da dereceyle tamamladım. Bodrum'da 100 kilometre üzeri bir parkurda koştum. Bu parkur 18 saat sürdü. Bursa'da kent koşuları oluyor. Kazancı'daki koşulara katıldım. Antrenmanlarımı Uludağ'da yapıyorum. Koşuları, hocalarım bana haber veriyor. O şekilde haberim oluyor" ifadelerini kullandı.
'AYILAR BANA BİR ŞEY YAPMIYOR"
Dağda birçok hayvanla karşılaştığını vurgulayan İlhan Budak, "Kışın bu taraflarda ayı görmedim. Domuzlar da zaten ürkek hayvanlar. Hayvanlarla anlaşmak çok kolay. Çok karşılaştım ayılarla, domuzlarla. Ben yoluma gittim, onlar da yoluna gitti. Bir tepki vermeyince hayvanlar da tepki vermiyor" şeklinde konuştu.
'SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI OLUNCA ŞEHRE DOĞRU KOŞMUYORUM'
Sokağa çıkma yasağından haberi olduğu anı anlatan Budak, "Bir gün koşu yapıyordum. Sokağa çıkma yasağı olduğunu bilmiyordum. Dışarıda kimseleri görmeyince, bunu da fark edince, o süreçte bir daha şehirde koşmadım. Dağa doğru yöneldim. Yasaklar kalktığı zaman tekrar şehirde koşmaya başladım" dedi.