Güncelleme Tarihi:
Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanlığı’na aday olan Uğur Dündar, 9 Nisan’daki seçim öncesi Hürriyet’e özel açıklamalarda bulundu. Dündar adaylık sürecini ve projelerini şu sözlerle anlattı: “Divan konusundaki düşüncelerimin gelişmeye başlaması 2021 Ekim ayıdır. Üyelerden Atilla Öztürk beni arayarak YDK’nın işlevini tamamen yitirdiğini, çay kahve içilip kahvaltı edilen, bazı üyelerin de Yüksek Divan Kurulu Başkanı tarafından azarlanıp evlerine gönderildiğini, bunların rutine döndüğü söylendi. YDK’nın bir yaptırım gücü bulunması, işlevinin olması, güçlü telkin ve uyarılar yaparak yönetime bir şekilde katkıda bulunması gereken bir makam olduğunu ifade etti.
"SOSYAL MEDYADAN ÇOK TALEP GELDİ"
Bu sözlerinin ardından benim de üyelerin teveccühlerini alacak bir aday olduğumu, ve değişimin de bu şekilde başlayabileceğini bana ifade etti. Ben de ‘Ben birdenbire karar vermem, biraz bekleyelim, gerçek ten de üyelerden benim için böyle bir talep gelirse, yoğun bir teveccüh oluşursa, o zaman düşünebilirim” dedim. Benim 5,5 milyona yakın sosyal medya takipçim var, son dönemlerde onlardan da aldığım tepki Atilla beyi destekler nitelikteydi ve YDK Başkanlığı adaylığına adımı koymaya karar verdim.
Süreç böyle gelişti ama resmi açıklamayı gerek etik anlayışım, gerek aldığım terbiye gereği kulübümüzün başkanı sayın Ali Koç’la görüşme yapmadan açıklamak istemedim.
"O ZAMAN KENDİSİ DE PROJE MİYDİ?"
Ben Fenerbahçe’nin adayıyım. Bizde Fenerbahçelilik kökleri Kuva-i Milliye’ye dayanan çok değerli bir kültürel mirastır. Ben bugüne kadar editöryal bağımsızlığıma hiçbir medya patronunu karıştırmadım, bağımsızlık benim en önemli özelliğimdir. Öyle bunun, onun, şunun adayı olmak gibi bir yakıştırmayı ancak bunu geçmişte yaşamış olanlar yapabilirler. Sayın Vefa Küçük’ün ima ettiği kişi sayın Aziz Yıldırım. Sayın Vefa Küçük sayın Aziz Yıldırım döneminde onun desteğiyle YDK Başkanlığı yaptı. O zaman Vefa Küçük proje miydi? Bu mantıkla bakarsak Vefa Küçük’e proje dememiz gerekir. Ben öyle sinsi proje filan değilim, ben çok açık bir projeyim.
MOTTOM FENERBAHÇE'NİN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜ
Fenerbahçe’nin tarihin de bulunan Cumhuriyetin kuruluş felsefesine inanmış, Atatürk ilke ve devrimlerine sıkı sıkıya sarılmış, Cumhuriyet’in savunucusu, bir yurtseverim. Eğer bu proje ise ben bu projeyim. Bu sadece benimle çerçevelenecek bir durum değil, tüm Fenerbahçeliler bu projenin bir parçasıdır. Ben Fenerbahçe Kulübü’ne o makamdan güç almak için değil, o makama güç katmak için geldim. Benim mottom; Fenerbahçe’nin birleştirici gücü. Şimdi bütün Türkiye ayrışmış, kutuplaşmışken biz 3 Temmuz’dan bugüne bir takım odaklarca birbirine düşü rülmeye çalışılan bir camia olarak birlik ve bütünlük içinde kenetlenmemiz gerekir.”
"ELiNi SIKMAM AMA SEÇiMi KAZANIRSA TEBRiK EDERiM"
“Vefa Küçük’e yönelik kötü bir söz söylemedim, hakaret etmedim, kişilik haklarına saldırmadım, onu rencide edecek ifadeler asla kullanmadım. Burada kullandığım sözcükleri de üzülerek telaffuz ediyorum ama mecbur bıraktı beni. Ben Vefa Küçük’ün elini sıkmam. Benim onurum buna izin vermez. Ama kazanırsa tebrik ederim. Çünkü Fenerbahçe için uğraşıyoruz, paylaşamayacağımız hiçbir şeyin olmaması gerekiyor.
"KAVGA ETMEMELiYiZ"
Fenerbahçe'nin bugün birleştirici bir güce ihtiyacı bulunuyor. Biz kendi kendimize kavga etmek yerine dışarıdan Fenerbahçe ile uğraşanlara yek vücut olup gereken cevabı vermeliyiz.”
"YILDIRIM VE KOÇ’A ‘BANA EL VERiN’ DEDiM, ÇÜNKÜ KAZANACAĞIM"
Ben bütün Fenerbahçeliler’in ortak adayıyım. Ben sadece Aziz Yıldırım’ın değil, en başta gidip Ali Koç’tan el almak istedim, kendisini dedesinden bu yana aileyi yakinen tanırım ve hukukumuz, dostluğumuz vardır. Son konuşmada kendisine dedim ki ‘Ben sizin yerinizde olsam bana el veririm. Çünkü ben yarışacağım ve kazanacağım” dedim. Ben aynı zamanda sayın Ali Şen’i aradım, Tahsin Kaya’yı aradım onların da desteklerini istedim.
Bu süreçte bu konuda sayın Aziz Yıldırım’la konuşmam 5 dakikayı bulmaz ama sayın Ali Koç’la 1.5 saat konuştum.
"BiR BÜTÜN OLACAĞIZ"
YDK başkanı olduğum zaman yönetimin her kararını biz onaylayacağız veya her kararına da karşı çıkacağız diye bir şey yok. Biz F.Bahçe’nin ortak menfaatleri doğrultusunda bir ve bütün olacağız. Dışarıdan gelecek, ayrıştırma, kutuplaştırma girişimlerine yek vücut olarak karşı çıkacağız. Hedefimiz F.Bahçe’nin birliği bütünlüğüdür.”
"HER TOPLANTIDA YER ALMADIM ÇÜNKÜ DiVAN iŞLEViNi YİTİRDİ"
Yüksek Divan Kurulu’na 3 Temmuz’dan sonra çok fazla katılmadığım yönündeki eleştirilere gelince o dönemin en büyük mağduru olan Aziz Yıldırım’ı hiç bir zaman yalnız bırakmadım. 3 Temmuz sonrası yapılan ilk divan kurulu toplantısına katıldım ve bir konuşma yaptım, bütün üyeler ayakta alkışladılar.
Sayın Aziz Yıldırım’ı cezaevin de ziyaret ettim, hastaneye gittim, polisleri atlatarak odasına kadar çıktım, Bağdat Caddesi’ndeki yürüyüşte, ‘Adalete Fener Yak’ kampanyasında, Anıtkabir ziyaretinde, başkanın yurt dışından dönüşünde hava limanında, duruşmalarda hep hazır bulundum.
Çocuklarımın eğitimi için İzmir’e gittim ve 7 yıl İzmir’de yaşadık. YDK toplantıları işlevini yitirince her divan kurulu toplantısına tabii ki katılamadım ama mesela sayın Cumhurbaşkanı’nın YDK üyesi olduğu oturuma İzmir’den geldim, katıldım.”
"AYKUT HOCA ONURLANDIRDI"
Uğur Dündar, Aykut Kocaman’ın lansmanına katılması ile ilgili eleştirilere de “Aykut Kocaman bir Fenerbahçe efsanesidir, 3 Temmuz’da bir daha mesleğini yapamamayı göze almıştır. Biz Aykut hocayı pamuklara sarıp korumalıyız. Onun lansmanıma gelmesi beni onurlandırır” yanıtını verdi.
"3 TEMMUZ'U ASLA UNUTTURMAYACAĞIZ"
“Bir 3 Temmuz belgeseli, stadın tam önüne veya Yoğurtçu Parkı’na 3 Temmuz anıtı dikme projemiz var. Geleceğe 3 Temmuz’u mutlaka anlatmak ve unutturmamak için her 3 Temmuz’da tören düzenlemek gibi bir projemiz var.
Dini bayramlarımıza olduğu gibi mili bayramlara da sahip çıkacağız, onları da birlikte kutlayacağız.
"SADECE ÇAY-KAHVE iÇiLMEYECEK"
Kulüple divan üyeleri arasında sağlıklı bir uyarı ve öneri köprüsü kuracağız. Odamın kapısı hep açık olacak, üyelerimiz için divan başkanlığı her an dokunabilecekleri bir makam olacak. Yönetimle bugüne kadar sağlanamayan köprüyü çok sağlam temeller üzerine kuracağız.
YDK, Fenerbahçe’nin senatosudur, oradaki insanlar yaşamın imbiğinden süzülmüş çok değerli birikimlere sahip bilge kişilerdir. Bırakın onları azarlamayı, biz bu potansiyelden daha fazla nasıl yararlanırız başımızın tacı nasıl yapabiliriz bunun arayışı içinde olup çalışma grupları oluşturmalıyız.
YDK şu an işlevsiz. Çay, kahve içmek, kahvaltı etmek, yüzme havuzu, bunların fiyatlarını konuşmak... Bu mu bir camianın senatosunun konuşması gereken mevzular? Bunlar ayrıca halledilir.”