OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 04, 2004 00:00
Üç Türk motosikletçisi Rally D'Orient'e katılıyor. Biri, her yıl Paris Dakar Rallisi'ne katılmasıyla tanıdığınız şampiyon bir motosiklet yarışçıcı Kemal Merkit. Diğeri, geçmişteki uluslararası wind surf başarılarından sonra motosiklet yarışlarına katılmaya başlayan Kutlu Torunlar ve üçüncüsü de aynı zamanda ekibin en çıtır çömezi olan Oto Yaşam'ın arka sayfasının sahibi nam-ı diğer Rüzgarın Kızı, Ayşe Şule Bilgiç. Tıpkı üç silahşörler gibi.Şimdi siz yayılıp oturduğunuz koltuğunuzda gazetenizi açmış bu röportajı iştahla okurken muhtemelen üç deli fişek de motosiklet tepesinde, sıcakla ve toprakla boğuşmak suretiyle, belli sorumlulukları sırtlanmış olarak Türk bayraklarıyla birlikte, ülkelerini en iyi şekilde temsil etmek üzere, popolorundan süzülen tere rağmen dağ, tepe, bayır demeden gazlıyor. Hem de tam 7 gün boyunca günde ortalama 600 km'lik yol katederek. Bu, her sabah uyanıp 'dur ben bi Antalya'ya gideyim' demek gibi bir şey. Kemal Merkit, Kutlu Torunlar ve Ayşe Şule Bilgiç'ten oluşan Opet Cross Country Racing takımı, 31 Temmuz'da Ankara'da başlayan, halen devam eden ve 7 Ağustos'ta Antalya'da bitecek olan Dünya Cross Country Şampiyonası'nın altıncı ayağı olan Rally D'Orient'te motosiklet kategorisinde yarışıyorlar. Toplam bir haftada iki teker üzerinde katedecekleri 3000'i aşkın kilometre öncesi yarış hazırlıklarını sürdürürken daha doğrusu motosikletlerini süslerken garajda bulduk onları. Peynirli pide eşiğinde üç beş kelam ettik.Kemal sen hemen hemen her sene Paris Dakar'a katılırdın ama 2004'te teknik sebeplerden dolayı katılmadın. Uzun bir süreyi yarışmadan geçirdin. Dolayısıyla 'yarışın geldi' diyebilir miyiz? Şimdi Rally D'Orient ile bu açığı kapatacaksın. Nasıl oluştu bu takım olma işi anlatır mısın?Kemal: Kesinlikle çok acıklı bir sene geçirdim. 2003 Dakar'ı bitirip geldikten sonra herhangi bir uluslararası yarışa katılamadım. Ne kadar özlemiş olduğumu da gördüm. Tabii bu işlerin ana konusu sponsorluk. Dakar'ı birtakım eksikliklerle yapmak istemiyordum. Servissiz, teknik direktörsüz... Meşakkatli oluyor. O yüzden de aynı şartlarla gitmek istemedik açıkçası. Ve bu sene Dünya Cross Country Şampiyonası'nın ayağımıza kadar gelmiş bu ayağı, bir fırsat olarak çıktı. Opet de sponsorumuz oldu. O zaman bunun sizin için bir antreman niteliğinde olduğunu da söyleyebilir miyiz? Kemal: Tabii bu, gelen bütün yarışmacılar için geçerli. Buraya gelenler zaten, gerçek anlamda ilk 10'u, ilk 5'i kovalayanlar. Hiçbir yarışı kaçırmadan puan toplama peşinde gidiyorlar.Peki sizin bu yarışta çıtanız ne kadar yüksek? Kemal: Bizim hedefimiz her ikimiz de kendi sınıfımızda ön saflarda yer almaya çalışacağız. Senin iddian nedir mesela? Kemal: Valla ilk beşte yer almaya çalışacağım. Çok zorlu rakiplerin var bu mümkün mü? Kemal: İlk üç çok zor diyebiliriz. Çünkü geçen sene de yarışı yine ilk beş ya da ilk on içerisinde bitirmiş 6 sürücü burada şu anda ve dolayısıyla onlar arasında bir yer bulmak oldukça zor. Çünkü onlar şimdi yine dünya şampiyonasının diğer ayaklarından antremanlı bir şekilde geliyorlar. Tabii biz de normal antremanlarımızı yapıyoruz ama yarış antremanı başka bir şey. Her şeye rağmen kendimize güvenimiz her zamanki gibi tam. Maksimum atakla bu yarışı bitireceğiz. Kemal iddialı konuşuyor. Peki Kutlu senin hedefin nedir? Kutlu: Bir kere bunun heyecanını yaşıyoruz. Bu benim dördüncü rallim olacak. Aralarda hep böyle bir zaman dilimleri oluyor; sakatlıklar, işler derken, tam tempoya giremiyor insan. Daha önceki üç ralliden de edindiğim tecrübelerle her seferinde biraz daha iyiye gitmek istiyorum. Bizim buradaki dezavantajımız motorun üzerinde geçirdiğimiz saatlerin diğerlerine göre daha az olması. Ben kendime baktığım zaman, o Kemal'in bahsettiği ilk 10'a savaşan yarışmacılardan teknik olarak daha düşük seviyede motor kullandığıma eminim. Bunun da ancak daha fazla yarışarak gelişeceğine inanıyorum. Akılcı gitmek mi?Kutlu: Evet, akılcı gitmek, kaybolmamak, enerjinizi yarışın son gününe kadar saklamak. Bunlar önemli. Bunları iyi kullandığınız zaman, iyi motor kullananlarla aranızdaki farkı kapatıp onları geçme ihtimalimiz var tabi. Teknik olarak zayıf derken şunu kastediyordum. Tabii ki onlardan daha yavaş gitmiyoruz ama o süratimizi, 5-7 gün boyunca 600 kilometrelik etaplarda aynı seviyede tutmak önemli olan.Daha sprint bir yarış olsa...Kutlu: Evet belki o zaman her şeyinizi bir kerede verebilirsiniz. Bu, o tarzda bir yarış değil. O yüzden ilk günlerde mantıklı gidip son bir iki günde de belki tempoyu artıracak şekilde yarışabiliriz. Yat kalk yarış, yat kalk yarış...Kemal: Bu nispeten orta uzunlukta bir yarış sayılıyor. Bundan daha kısası Dünya Şampiyonası'nın bir ayağı olarak bir tek Dubai var. 4-5 gün sürüyor. Evet. Şimdi hepimiz için önemli olan finişe gelmek. Bu işlerde hep aynı konu konuşulur, herhangi bir yarıştan bahsedildiği zaman, 'bitirdin mi?' diye sorulur. Ondan sonra 'kaçıncı bitirdin?' sorusu gelir. Dolayısıyla buradaki ilk hedef daima bitirmek üzerine olur. Bu, ister Türkiye'de olsun, ister Afrika'da olsun, ister Dubai'de olsun...Yürü kızım kim tutar seni Uluslararası bir motosiklet yarışına katılan ilk Türk kadını olmak bizim Rüzgarın Kızı Ayşe Şule'ye kısmetmiş. Bu yüzden 'üzerimde garip bir sorumluluk hissediyorum' diyor. Haklı tabii benim diyen pek çok erkeğin bile bitiremediği 7 günlük bir yarışa katılıyor. Üstelik, toprak ve üstelik sıcak. Ayşe Şule psikolojik olarak hazır olsa da vücudunun ne tepki vereceğini henüz bilmiyor. Toprak tecrübesi de yok. Ama belli ki yüreği var. Bir kadın için oldukça yorucu bir yarış olduğunu kendi de kabul ediyor ama Kemal Merkit ve sponsoru Opet'in kendine güvenmesini sağladığını da söylemeden edemiyor. Yarış öncesi telefondan gelen sesi heyecanını belli ediyordu. Valla tüm dualarımız seninle Ayşe; yürü be kızım kim tutar seni. Takım ruhuyla yarışıyorlarBizim Rüzgarın Kızı Ayşe Şule'nin takıma katılması nasıl oldu?Kemal: Zaten Ayşe Şule oldukça meraklıydı, biliyorsun. Bizim misyonumuz da Türkiye'deki motorsporlarının bir şekilde hareketlenmesini sağlamak. Bunu da bir fırsat bildik, dedik ki hadi böyle bir şey deneyelim, belki biraz daha ilgi artar. Belki gezgin olarak seyretmeye gelen insanlar bu işe yönelirler. Kutlu: Esasında şöyle bir şey söyledik, gün içinde 700 km gidiyorsun, dehidrasyon, kaza riski filan ama bunun dışında Paris Dakar'a da baktığın zaman 200 motosiklet start aldığında bunların arasında bunu ilk defa yapan, yarışçılık geçmişi olmayan insanlar var. Her rallide maksimum performans yapmak zorunda değilsiniz. İsteğimiz, Ayşe Şule ile beraber bunun herkes tarafından yapılabilir bir
spor olduÄŸunu göstermek.Ona ne tavsiye ettiniz? 'YavaÅŸ git, bitir' mi?Kemal: Aynen. Bu aslında hepimiz için geçerli. Takım ruhu taşıyan bir ekip olarak burada bulunuyoruz . Bu ilk defa oldu Türkiye'de. En üst düzeyde hem motor tekniÄŸimizi konuÅŸturmak, hem pozisyonları daha ilerilere taşımak; ilk günlerdeki pozisyonlara bakarak kim nerede yer alıyor, diÄŸer yarışmacıların kondisyonları nedir, onlardan kim geçilebilir, kim geçilemez, ne kadar daha hızlı giderseniz, kaç kiÅŸiyi daha geçebilirsinizi hesaplamak var.Â
button