Türkiye'nin gururu Sümeyye Boyacı Hürriyet'e konuştu!
Güncelleme Tarihi:
Engeller, herhangi bir canlının yalnızca ruhunda var olabilen hatalı yaklaşımlardan ibarettir... Hayatta bu bakış açısına kavuşabilmemi, Adana Genç Engelliler Spor Kulübü Kurucusu Celal Karadoğan sağlamıştı...
Yazının girişindeki cümlenin doğruluğunun yakın dönemdeki en önemli örneği oldu Sümeyye Boyacı...
Doğuştan iki kolu olmayan ve kalça kemiği çıkık şekilde dünyaya gelen Sümeyye; birey olmanın, umut etmenin, hayatı sevmenin güzelliğini gösteriyor.
“Buralara ailem sayesinde geldim”
İrlanda’daki Avrupa Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda 50 metre sırtüstünde şampiyon olan 15 yaşındaki Sümeyye, Hürriyet’e konuştu. İşte o röportajın satırbaşları...
*Yüzmeye 5 yaşında başladın. Ailenin desteği nasıldı?
- Annemin teşvikleri ile başladım. Ailemin gerek maddi, gerek manevi desteği çok büyük... Onlar olmasa buralarda olamazdım.
* Yüzmek senin için ne ifade ediyor?
- Her zaman yüzmeye başlamadan önce hissettiğim bir heyecan var. O asla bitmiyor. Aşık olmuşsunuz da, ayaklarınız mutluluktan yerden kesiliyor gibi...
“Türkiye’de artık mantalite değişmeli”
* Türkiye’de yıllarca evinden çıkamayan, hiç sevip sevilemeyen, sosyal yaşama katılamayan engelli bireyler için neler söylemek istersin?
- Ne yazık ki ülkemizde engellilere rahatsız edici gözlerle bakılıyor. Ama şu sıralarda ben ve diğer engelli sporcuların başarıları göz önünde olduğundan bu durumun değişmeye başlayabileceğini hissediyorum. Yine de engelsiz insanlar gibi normal bir hayat sürdüğümüz sürece, bize dışarıda üzücü gözlerle bakılıyor. Bu önyargıları ve mantaliteyi değiştirmek gerekiyor. Bu yüzden kendimizi her daim sosyal alanlarda kanıtlamak ve göz önünde olup, daha büyük başarılar elde etmek zorundayız.
* Çok genç yaşta büyük başarılar elde ettin. Türk halkına bir mesajın var mı?
- Ülkemle gurur duyuyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi Türk milleti çalışkan ve zekidir. Bu yüzden de asildir. İnsanların, artık ünlülerin yediklerinin, giydiklerinin fiyatı yerine sporcularının ve sanatçılarının başarılarını konuşması ve yenilerini yetiştirmeye çalışması gerektiğine inanıyorum. Bu yönde ilerlersek, Atatürk’ün istediği gibi bir millet olacağız, ona layık olacağız ve her zaman, hiç durmadan gelişmeye başlayacağız.