Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2005 21:33
Urfa’nın çöllerinden Antalya’nın ormanlarına, Kaçkar Dağları’ndan Van Gölü sazlıklarına kadar Türkiye’nin en güzel doğal ortamlarını karış karış gezildiği bu maceralı turda, 274 çeşit kuşla Türkiye kuş gözlem turu rekoru da kırıldı. Niğde-Aladağlar’ın zirvelerinde yaşayan ve sadece gün doğarken görülebilen Urkeklik kuşları da izlendi.
Stanford Üniversitesi Çevre Bilimleri Merkezi’nde görevli bilim adamı ve ekoturizm uzmanı Dr. Çağan Hakkı Şekercioğlu’nun tasarlayıp, Türkiye’nin önde gelen kuş gözlemcilerinden Soner Bekir’le beraber yönettiği ülkemizin en kapsamlı kuş gözlem turu, Biyotematur kapsamında, Funda Özevin ve İsmet Aydoğdu’nun organizasyonuyla, 27 Mayıs-19 Haziran 2005 tarihleri arasında gerçekleştirildi.
ABD, İngiltere ve Kanada’dan gelen sekiz katılımcı, ülke ekonomisine ve TEMA’nın çevre programlarına yaklaşık 30,000 dolarlık katkıda bulundu.
Şanlıurfa-Gaziantep-Osmaniye-Maraş-Adana-Mersin-Antalya-Konya-Niğde-Nevşehir-Kırşehir-Ankara-Trabzon-Rize-Erzurum-Ardahan-Kars-Iğdır-Doğubeyazıt-Ağrı-Muş-Bitlis-Van güzergahını izleyen tur katılımcıları, Türkiye’nin doğal ve kültürel çeşitliliğinden çok etkilendiler.
Kuş turu rekoru
Toplam 100’den fazla ülkeye gitmiş ve dünya kuşlarının %60’ından fazlasını görmüş olan ve dünyanın en tecrübeli kuş gözlemcilerinden oluşan kuşçuların her biri, buna rağmen daha önce görmedikleri 50 ila 100 türü görmeyi başardılar.
Türkiye’nin bu kadar zengin olacağını beklemediklerini söyleyen kuş gözlemcileri, gittikleri tüm ülkeler arasında Türkiye’nin baş sıralarda olduğunu belirttiler.
Urfa’nın çöllerinden Antalya’nın ormanlarına, Kaçkar dağlarından Van Gölü sazlıklarına kadar Türkiye’nin en güzel doğal ortamlarını karış karış gezilen bu maceralı turda, gözlenen 274 çeşit kuşla Türkiye kuş gözlem turu rekoru da kırıldı.
Yaklaşık üç haftada ulaşılan bu sayı, Türkiye’de şimdiye kadar kaydedilmiş tüm kuş türlerinin %60’ını ve her yıl düzenli olarak görülen türlerin %75’ini oluşturuyor.
Çok çalışmanın ödülü
Yaklaşık 20 türün sadece kışın görüldüğü de göz önüne alınırsa, bu rakamın önemi daha iyi anlaşılabilir. Tabii böyle bir sayıya ulaşabilmek, tipik bir tatil programından çok askeri bir disiplini gerektirdi.
Her gün sabah 4’te yenilen kahvaltıdan sonra 4.30 ila 5 arasında araziye çıkıldı ve akşam 19-20’ye kadar kuş gözlemi yapıldı.
Niğde-Aladağlar’ın zirvelerinde yaşayan ve sadece gün doğarken görülebilen Urkeklik kuşlarını izleyebilmek için sabah 3’te kalkılıp, 1.5 saat traktör römorkunda dağa çıkıldı.
Bu yoğun tempoyu hafifletmek için katılımcılar bazı günler 1-2 saatlik öğle kestirmesiyle dinlendirildi ve haftada bir gün sabah 7’ye kadar uyumalarına izin verildi.
Hiçbir katılımcı, sabah araziye çıkmayıp uyuma seçeneklerini kullanmadı ve bu tutkuları sayesinde herkes Çöl Koşarı, Doğu Alameceği, Doğu Kamışçını, Doğu Kirazkuşu, Duvar Tırmaşıkkuşu, Huş Tavuğu, Kafkas Çıvgını, Sakallı Akbaba, Sürmeli Kumkuşu, Telli Turna, Tepeli Pelikan, Terek Düdükçünü, Toy ve Urkeklik gibi Türkiye’nin en ender ve en güzel kuşlarını, Mustafa Sarı ve Hasan Şafak gibi yerel rehberlerin de yardımlarıyla üç haftada görmeyi başardı.
Büyük ekonomik potansiyel
Kuş gözlemciliği, dünya çapında doğa turizminin en hızlı büyüyen dalı olması nedeniyle büyük bir ekonomik potansiyele sahip.
Örneğin 2000 yılında, ABD’li kuş gözlemcileri, sırf kuş gözlem seyahat masrafları için 7.6 milyar dolar harcadılar.
Texas’ın küçük bir kasabası, altı haftalık kuş göçü sezonunca kuşçulardan 2 milyon dolar kazanıyor ve İngiltere’deki yıllık Rutland Water kuş gözlem festivalinin 3 günlük kazancı 3 milyon poundu buluyor.
Ülkemizde de kuş gözlemciliği, Doğa Derneği ve birçok yerel kuş gözlem topluluğunun çabaları sayesinde son beş yılda hızla arttı. Yine de daha katedilecek çok yol var.
Türkiye, Avrupa’nın kuşlar açısından en zengin ülkesi olmasına ve yıllardır yabancı kuş gözlem şirketlerinin Türkiye’ye birçok tur getirmesine rağmen, bu yıla kadar Türkiye çıkışlı bir kuş gözlem turu gerçekleştirilmemişti.
TEMA’nın kurucularından Nihat Gökyiğit’in teşvikiyle Eylül 2003’te planlanmasına başlanan bu ilk tur, aynı zamanda Türkiye’nin hem en kapsamlı hem de kar amacı gütmeyen ilk kuş gözlem turu olarak tarihe geçti.
Kár marjı yüksek
Ekoturizmin esas amacına ulaşabilmesi için, doğa turlarının gerçekleştikleri ülke halkına ve bu ülkenin çevre korumasına mümkün olduğu kadar çok gelir bırakması şarttır.
Her ne kadar kár amacı güden yabancı turlar da ülke ekonomisine katkıda bulunuyorlarsa da, TEMA gibi kar amacı gütmeyen bir sivil toplum örgütünün düzenlediği bu turun faydası daha fazla olmaktadır.
Bozulmamış ortamlarda doğal tecrübeleri ön plana çıkaran ekoturizm, normal turizme göre daha az maddi yatırım gerektirmekte, doğal ve kültürel tahribin önüne geçmekte ve özgün doğal ortamlar ve yüksek uzmanlık gerektirdiğinden alternatifi düşük ve kár marjı yüksek olmaktadır.
Bunun yanında ekoturizm, Ardahan, Bitlis, Kars, Gaziantep, Muş, Rize, Şanlıurfa ve Van gibi fazla turist almayan ama doğal açıdan çok zengin illerimiz için önemli bir alternatif gelir kaynağıdır ve doğayı korumanın ekonomik faydasını göstermektedir.
Bu tur, ülkemizde de profesyonel kuş gözlem turlarını gerçekleştirebilecek organizasyon ve uzmanlığın olduğunu başarıyla göstermiştir. Ümit edilen, Türkiye çıkışlı kuş gözlem ve diğer doğa turlarının sayılarının hızla artarak, hem ülke ekonomisine hem de doğal bölgelerimize kaynak yaratması ve koruma bilincini geliştirmesidir.