Türkiye’de geçirdiÄŸim yıllarımı asla unutmam

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’de geçirdiğim yıllarımı asla unutmam
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2004 00:00

Gheorge Hagi. Hiç kuÅŸkusuz Türkiye’de top oynamış ‘en büyük’ yabancı futbolcu. Galatasaray’da Metin Oktay’ın ardından ‘efsane’ mertebesine yükselmiÅŸ tek oyuncu. Adı Pele ve Maradona’nın ardından anılan, ‘yetenek’ sıralamasında gelmiÅŸ geçmiÅŸ en iyilerden biri.Köstence’de futbola baÅŸlayan, Steau Bükreş’te parlayan, önce Real Madrid, ardından Barcelona’da dünya yıldızı olan ve baÅŸarının doruÄŸuna sarı kırmızılı forma altında ulaÅŸan futbol tanrısı. Fatih Altaylı, Hagi’yle Hürriyet okurları için uzun bir bayram sohbeti yaptı.HAGÄ°, 1996 yılında Galatasaray’a gelmesi söz konusu olduÄŸunda hiç kimse bu ‘kalibrede’ bir oyuncunun Türkiye’ye geleceÄŸine inanmamıştı. Ama o geldi. Sarı kırmızılı forma altında oynadığı futbolla, en fanatik rakiplerinin bile hayranlığını kazandı. Galatasaray’da oynadığı 5 yıl boyunca önce 4 lig ÅŸampiyonluÄŸu ve bir UEFA Kupası, son yılında bir Süper Kupa kazandı. Veda yılında Åžampiyonlar Ligi’nde takımıyla birlikte çeyrek final oynadı. Ve futbolu zirvede bıraktı. Galatasaraylıların ‘unutamadığı’ Hagi, 3 yıl aradan sonra tekrar Galatasaray’a, üstelik de en bunalımlı döneminde, sezon ortasında döndü. Herkesin kafasında soru iÅŸaretleri varken, lige müthiÅŸ bir baÅŸlangıç yaptı. Hagi’nin Galatasaray’ı ÅŸu anda ligde zirvenin ortağı, ÅŸampiyonluÄŸun en güçlü adayı ve son iki maç dışında ligin en iyi futbol oynayan takımı. Galatasaray’ın bu efsanesi ile Florya Metin Oktay tesislerindeki odasında, AEK maçı için Atina’ya doÄŸru yola çıkmadan önce konuÅŸtuk. Sadece bugünü ve yarını deÄŸil, geçmiÅŸi de yad ettik. İŞİN SIRRI ÇOK SIKI REKABET VE DOSTLUKCiga, ta en baÅŸa dönmek istiyorum. Türkiye ligi Avrupalı büyük oyuncuların oynamak için can attığı bir lig deÄŸil. Sen ise Avrupa’nın en iyi oyuncularından biriyken, kendi ayarındaki fubolcuların yapmadığı bir ÅŸeyi yaptın ve Galatasaray’ın teklifini kabul edip Türkiye’ye geldin. Seni Türkiye’ye getiren neydi?- Benim karakterimin bir özelliÄŸi vardır. Hep kazanmak, hep zirveye oynamak isterim. Åžampiyon olmak, 1. olmak dışında bir hedefim yoktur. Galatasaray’a geldiÄŸim dönemde Avrupa’dan da pek çok teklif vardı. Ama bu takımlardan hiçbiri Galatasaray’ın objektiflerine sahip deÄŸildi. Galatasaray benim uzun zamandan beri tanıdığım, hem ülkesinde hem Avrupa’da ÅŸampiyonluk hedefleyen ‘karakterli’ bir takımdı. Avrupa’da beni isteyen takımlar arasında bu nitelikte bir takım yoktu. Bir de Meksika’nın çok iyi takımlarından biri bana talip olmuÅŸtu. O da ÅŸampiyonluk peÅŸinde bir takımdı ve ben tam Meksika’ya doÄŸru yola çıkmak üzereyken Galatasaray’ın teklifi geldi. Sabah Meksika biletimi almıştım, akÅŸam Ä°stanbul’a uçtum ve Galatasaray’la anlaÅŸtım. En büyük neden Galatasaray’ın ÅŸampiyonlara özgü bir yapısı olmasıydı. Tabii bir de Romanya ile Türkiye arasındaki sıcak baÄŸlar. Bir Fransız futbolcu için Türkiye ‘uzak’ ülke olabilir ama Romanya için ‘yakın’dır.Galatasaray Real Madrid’in elinden Süper Kupa’yı aldı. O dönemde takımın havası nasıldı?- MüthiÅŸ bir atmosfer, müthiÅŸ bir hava vardı. Çok sıkı rekabet ama çok iyi bir arkadaÅŸlık ortamı vardı. Zaten bunlar olmasa kazanamazdık. Çok iyi bir dönem geçirdik. Benim gelmemden bir önceki sene Galatasaray çok iyi sezon geçirmemiÅŸti. Ama biz müthiÅŸ bir jenerasyon yakaladık. O ekipten 10 kiÅŸi Milli Takım’ın iskeletini oluÅŸturuyordu. Ve o 10 kiÅŸinin iskeletini oluÅŸturduÄŸu milli takım Dünya 3’üncüsü oldu. Yani Galatasaray’ın baÅŸarısı ÅŸans iÅŸi deÄŸildi. Bütün ÅŸartlar uygundu. BaÅŸarıya aç, yetenekli çocuklardık. Futbolcular azuluydu, hırslıydı. YavaÅŸ yavaÅŸ birlikte olgunlaÅŸtık. Önce kazanma fikrine, sonra kazanma kapasitesine ulaÅŸtık ve kazandık. Peki bugün de bu fikre ve bu kapasiteye ulaÅŸabilecek misiniz?- Ben hep kazanmak isterim diye baÅŸta söyledim. Hedefimiz bu.Peki Hagi, 60 yaşına gelip torunlarını kucağına oturttuÄŸu zaman anılarını anlatırken, en güzel günler olarak hangi dönemi anlatacak. Real’i, Barcelona’yı mı, Galatasaray’ı mı?- Hepsini. Ben futbola ilk baÅŸladığım Köstence’deki kulübümü bile unutamıyorum. Sahaya ilk çıkışımı, topa ilk vuruÅŸumu. Steau’yu, Real Madrid’i, Barcelona’yı, Galatasaray’ı... Önemli olan hep ileri gitmektir. Çıkış yapmaktır. Gururla söyleyebilirim ki, futboda hep ileri doÄŸru gittim. Hep daha iyiye doÄŸru yöneldim. Kariyerimi de en iyi ÅŸekilde zirvede noktaladım. Son 5 yılımda çok büyük bir kulüpte, en yüksek seviyede performans sergiledim. 36.5 yaşıma kadar oynadım ve Avrupa ÅžampiyonluÄŸu ile noktaladım. Ama ÅŸu daha iyiydi, bu daha güzeldi diyemem. Hepsi bir ÅŸeyler kattı. Ama en uzun süre Galatasaray’da oynadım. Demek ki, anılarımda en önemli bölümü Galatasaray alacak. Fakat Galatasaray’da oynadığın dönemde tribünden seni izleyen bizler senin çok keyifli, çok mutlu olduÄŸunu gözlemledik. Sanki Galatasaray’da Avrupa’daki günlerine oranla daha mutluydun.- Bu doÄŸru olabilir. Evet çok mutluydum. Zaten öyle olmasa 5 yıl kalamazdım. 5 yılda bu kadar büyük baÅŸarılara imza atamazdım. Burada performansım gerçekten çok iyiydi. Olgunluk çağımdı. Tanrı böyle yazmış herhalde. Burada her ÅŸey denk düştü. Kulüp, takım her ÅŸey. Kendimi burada hep çok iyi hissettim ve hep bunun için Tanrı’ya şükrettim.Futbolcuların eÅŸleri ve aileleri hep sorundur. Türkiye’ye gelmek istemezler. Ama senin ailen Ä°stanbul’a iyi alıştı. - Bu da önemli bir neden. Ä°stanbul’da iyi ortamda yaÅŸadık. Herkesten sevgi gördük. Ä°yi komÅŸularımız oldu. EÅŸim çok keyifli günler geçirdi. Ä°stanbul dünyanın en güzel ÅŸehri. Burada mutlu olduk. Sakin bir hayatımız oldu. Ama doÄŸrusunu istersiniz ben Ä°stanbul’u pek yaÅŸamadım. YeÅŸilköy, Florya arasında hayatım geçiyor. Åžehir merkezini, oradaki hayatı pek fazla tatmadım. Zaten gece gezmeye gideyim, dolaÅŸayım pek sevmem. Ev ortamını tercih ederim. ÖNCE OYNAYACAKSIN SONRA Ä°STEYECEKSÄ°NGalatasaray’ın mali açıdan en bunalımlı dönemlerinde burdaydın. BeÅŸ kuruÅŸ alamadan oynadınız. Ben Galatasaray’da 2. BaÅŸkan olduÄŸumda hesapları inceledim. Senin 2 milyon dolara yakın alacağın vardı ve hiç sesini çıkarmadın. FÄ°FA’ya gitmedin. - Birincisi Galatasaray’ın ciddi bir kulüp olduÄŸunu biliyordum. Er veya geç paramı verirlerdi. Ä°kincisi Galatasaray gibi Avrupa’da hedefi olan bir kulübün para yüzünden prestijini sarsmayacağını biliyordum. Benim bir prensibim var. Alacaklı ol, borçlu olma. Ben Galatasaray’da hep alacaklı oldum. Hep alacaklı kalabilmek için de kendimi zorladım. Daha iyi oynadım. Alacağımı hak etmek için oynadım. Bana kimse kötü gözle bakmasın, parasının hakkını vermiyor demesin diye oynadım. Önce oynayacaksın, kazanacaksın ki, isteme, konuÅŸma hakkın doÄŸsun. Öyle bir kulübe döndüm ki hem seviyor, hem seviliyorumGeçmiÅŸi andık ama biraz da bugüne gelelim. Senin de dediÄŸin gibi Galatasaray’dan hem takım, hem sen zirvedeyken ayrıldın. Bir efsaneydin. Ama bunu riske edip en bunalımlı, en zor dönemde geri döndün. Senin gibi efsane olmuÅŸ bir baÅŸka isim, Fatih Terim de dönmüştü ve ne yazık ki, baÅŸarılı olamadı ve kendi ismini yıprattı. Sen bundan çekinmiyor musun?- Ben her ÅŸeyden önce futbolu seviyorum ve futbolsuz yapamıyorum. Bu iÅŸin içinde olmam lazım. Her kulübün iyi, daha az iyi ve kötü zamanları olmuÅŸtur. Çok iyi organize olmuÅŸ Avrupa’nın en büyükleri bile zaman zaman ligi son sıralarda tamamladılar. Bu normaldir. Galatasaray da sıkıntılı bir dönemden geçti. Bu sıkıntılı dönemler genelde baÅŸarılı dönemlerin ardından gelir. Ama ben bu iÅŸi, zorluklarını seviyorum. Öyle bir kulübe döndüm ki, hem seviyorum hem de seviliyorum. Bu kulübü yükseklere, hak ettiÄŸi baÅŸarılara ulaÅŸtıracağım. Eminim. Ä°nanıyorum. Yeter ki destekleneyim. Nasıl bir destek?- Ä°dari destek ve zaman. Gelirken ne para ne pul istedim. Sadece zaman istedim. Ne kadar zaman?- En az bir, en çok 2 yıl. Bunun yanı sıra yönetimin desteÄŸini ama gerçek desteÄŸini istiyorum. Ben lafta konuÅŸmuyorum. Yarışın içindeyiz. Zirvenin ortağıyız. Ben zamanı iyi kullandığımız kanaatindeyim. Ama takım olacaksak, yönetim, teknik kadro, futbolcular hep birlikte bir ekip olmalıyız. Biz ekip olursak taraftar da bizim arkamızda yerini alır. Sözlerinden yönetimden yeterli desteÄŸi görmediÄŸin gibi bir anlam çıkarıyorum. Yanılıyor muyum?- Yanlış anlama. AÄŸlamıyorum. Sızlanmıyorum. Genel anlamda söylüyorum. Yönetim yoksa, ben de yokum. Onlar bana bir sorumluluk verdiler, ama ben sadece teknik taraftan sorumluyum. Ama bu organizasyonun baÅŸka yönleri de var. Onlar da iÅŸlerini benim kadar ciddi yapmak zorundalar. Yönetim beni dinlemeli, benim söylediklerimi ciddiye almalı. Çünkü ben bu takımın içinde yaşıyorum. Sorunları, sıkıntıları en iyi ben biliyorum. Deneyimim var. Ve öyle az buz bir deneyim deÄŸil bu. Dünyanın en büyük kulüplerinde, 20 yıl oynayarak edinilmiÅŸ bir deneyim. Takımın iniÅŸe geçtiÄŸini söyleyenlere gülüyorumSon iki maçta oynanan oyun, sonuç olarak Galatasaray açısından iyi geçmedi. Galatasaray iniÅŸe geçti, artık takımı sıkıntılı günler bekliyor yorumları yapılıyor. Katılıyor musun?- Gülüyorum. AÅŸağı giden bir ÅŸey yok. Bir futbolda her sonuç mümkündür, ikincisi biz bu iki maçta çok hatalar yaptık. Daha çok konsantre olmamız gerekirken gereksiz bir kendine güven ortamına girdik. Konsantre olacağımıza, rahatladık. Herkes tatil havasına girdi. Ligin tatile gireceÄŸi hafta bizim çocuklar tatili kafalarında bir hafta erkene aldılar. Herkes iyiyim havasına girdi. Beni bu korkuttu. Ama dersimizi aldık. Küçük takım yok, zayıf takım yok. Rahatlayınca, kendini bırakınca bir vuruÅŸta devrilirsin. Hep uyanık, konsantre olacaksın. BoÅŸ bırakmayacaksın. Futbolda mantık, hesap kitap olmaz. Kağıt üstünde iyi olabilirsin ama buna güvenirsen yenilirsin. Sahada rakipten daha uyanık olacaksın. Biz Sebatspor maçında uyku mahmuruyduk, Diyarbakır’da ise uyuduk. Hakan bence hálá 1 numara- Ben iÅŸimi yaparken duygusallık tanımam. Bence hálá Hakan Türkiye’nin 1 numaralı futbolcusu. Türkiye’nin en iyisi, en profesyoneli. Antrenmanlarda profesyonel, sahada profesyonel. Ama onun randımanı da takıma baÄŸlı. EÄŸer konu gol atmaksa Necati de son üç maçtır gol atamıyor ama Hakan’ın orucu gündeme getiriliyor.Hürriyet’ten açıklamaHÃœRRÄ°YET olarak Ramazan Bayramı’nda üç büyük kulübün teknik direktörleriyle futbol dışı konularda röportaj yapma kararı aldık. Galatasaray Teknik Direktörü Hagi ile Fatih Altaylı, BJK Teknik Direktörü Del Bosque ile de Sedat Ergin konuÅŸtu. Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum ile de yazarımız Tufan Türenç görüşecekti. Ancak Daum, ‘Böyle çok teklif var. Devre arasına kadar konuÅŸmama kararı aldım. Sizi kabul edersem, hepsiyle görüşmem gerekir’ diyerek teklifi reddetti. Bu nedenle Daum röportajı yapılamadı. Okurlarımıza duyururuz.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!