Güncelleme Tarihi:
Geçen gün
Tenisten sonra Osman Tural’la, başta kendisine sosyal medyada yönelen eleştirileri ve seçildiği bu 4 yıllık süreçte neler yapacağı konusunda sohbet ettik. Tural, bilhassa tenisin içinde olmayan, tenisi bilmeyen bazı kişilerin yaptığı yersiz ve ön yargılı eleştirilere üzüldüğünü söyledi ve şöyle devam etti:
Zaten federasyondaydım
“Beni sanki hükümet tarafından
Bütün bu yazılıp çizilenlerde sevindirici olan konu tenisin fazlasıyla medyada yer alması. Esasen Türk Tenisi’nin tanıtım acısından patlama noktası ve basında eskisinden daha çok yer almasının en büyük nedeni iki senedir düzenlediğimiz WTA Bayanlar Şampiyonası’dır.
SPOR BAKANLIĞINDAN BÜYÜK DESTEK
Spor ve siyasetin birbirine bağlantılı olması çok doğal. Bu sadece bizim ülkemizde değil diğer ülkelerde de öyle.
''Performans tenisindeki sıkıntıları biliyorum. Bizim yetenekli genç tenisçilerin yurtdışındaki tenis akademilerine gitmelerini ve orada eğitim görmelerini doğru bulmuyorum.Bizim tenis kortlarımız oradakilerden bir farkı yok. Ayrıca iyi antrenörlerimiz de var.
En kısa zamanda Türkiye çapında 3-4 tane uluslararası tenis akademisinin kurulması için faaliyet göstereceğiz. Burada başta İzmir’deki UTEM, Trabzon’da gençlik oyunları için yapılan tenis kortları ve bu sene Akdeniz Oyunları için yeniden inşa edilecek tenis tesislerini birer 5 yıldızlı tenis akademilerine dönüştürmek istiyoruz. Akademi içerisinde yatakhanesinden, fitnes alanına, okuluna kadar tüm ünitelerini sağlayacağız . Akademideki okul müfredatı konusunu ise Milli Eğitim ile görüşeceğiz.
Esasen bizde profesyonel tenisçi yetişmesi genel zihniyetimiz açısından öyle kolay değil. Size birkaç örnek vereyim. Eğer bir veli antrenman içeriğine karışıp kendi çocuğunun tenis antrenörünü değiştiriyorsa o çocuktan bir şey olmaz. Bizim antrenörlerimiz de profesyonel tenisçi olmak isteyen gençleri tamamen sahiplenmeleri gerekiyor. Tenisçi yetiştirmek sadece ve sadece çalışarak olur. Sabahın 6’sında da, akşamın 10’unda da tenis oynanır, oynanmalı ve oynattırılmalı.
EKMEK ELDEN SU GÖLDEN
Elit sporcularımız lüks içerisinde yaşıyorlar. Şöyle ki; aldıkları sponsorluk destekleri ile yurtdışında 5 yıldızlı otellerde konaklamaları, lüks restoranlarda yemek yemeleri, masraflarının karşılanmaları dışında bir de yüklü miktarda cep harçlığı almaları ister istemez kazanma hırsını azaltıp onları rahatlığa sürüklüyor.
Fazla uzağa gitmemize gerek yok. Türkiye’de yapılan uluslararası turnuvalarda yabancı tenisçileri ne kadar limitli bütçe ve imkânlar ile hayat standartlarını sürdürdüklerini biliyoruz. Bazı yabancı tenisçiler bizdeki bollukları görünce adeta şaşırıyor. Ben şunu görmek istiyorum; Bir genç tenisçimizin kulübünden veya ailesinden aldığı harçlıkları biriktirip kendi imkânlarıyla turnuvaya gitmesi ve orada birkaç tur geçmesi. Bu şartlarda elde edilen başarının kıymeti çok daha değerli olup, bir sonraki turnuvalarda da hırs yapıp daha büyük başarılar istemesini sağlayacaktır.
KULÜPLERE BEDAVADAN OY HAKKI YOK
Size, çok tartışılan ana statümüz de yaptığımız değişikliklerle ilgili bazı bilgiler vermek istiyorum. Bildiğiniz gibi eskiden kulüpler bulundukları liglere göre delege sayısı çıkarırlardı. Bunu artık kaldırdık. Liglerimize Türkiye Takım Şampiyonası adını verdik. Burada başarılı olan kulüplere hatırı sayılı miktarda para ödülü yapacağız. Kulüplerin oy alabileceği kriterlere gelince; 18 yaş altı takım şampiyonasına erkeklerde ve kızlarda katılan kulüplere 1 oy. Son iki yılda dünya klasmanında ilk 100’de oyuncu bulunduran kulüplere 3 oy. 101 ile 200 arasında oyuncu bulunduran kulüplere 2 oy. 201 ile 300 arasında 1 oy. Gençlerde ise İTF
TENİSİ KURUMLAŞTIRMAK
Benim en büyük amacım tenisimizi kurumsallaştırmak, yaygınlaştırmak olacaktır.Tenis sporunu bir değer haline getirmek istiyorum. Bürokrat olmamdan dolayı hükümetle bağlantılarımın tenise olumlu sonuçlar vereceğine inanıyorum. Fakat şunu da belirtmem gerekiyor bu bir ekip işidir. Başarı yakalayacaksak sadece yönetim kurulu olarak değil hepimizin sahiplenmesi gerektiği düşüncesindeyim.”