Güncelleme Tarihi:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in “Futbolcular sendikalaşsın” söylemiyle destek verdiği, Şenol Güneş, Fatih Terim, Hakan Şükür, Emre Belözoğlu, Saffet Sancaklı ve Kemalettin Şentürk gibi önemli futbol adamlarının da “Futbolcuların sendikası olması lazım” diyerek, olumlu yönde görüş belirttiği sendikalılaşma süreci, Türkiye'de ilk kez Beşiktaşlı Şükrü Gülesin'in girişimleriyle başladı.
Beşiktaş'tan 1950 yılında İtalya'nın Palermo takımına, oradan da Lazio'ya transfer olan Gülesin, İtalya macerasının ardından 1965'te döndüğünde, orada gördüğü futbolcu sendikasını, Türkiye'de de hayata geçirmek istedi. Gülesin'in kurduğu Profesyonel Futbolcular Sendikası, “Profesyonel Futbolcular, Antrenörler, Menajerler ve Monitörler Sendikası” ve “Futbol-İş” adlarıyla var olmaya çalışsa da üye sayısı hiçbir zaman neredeyse 2 takımın futbolcu kadrosunun toplamını dahi bulamadı.
Yeni örgütlenme PFD ve AFD çatısı
Futbol-İş'in “Sendikalar Yasası'na uymadığı” gerekçesiyle 1984'te kapanmasının ardından sporcuların yeni örgütlenme adresleri ise yakın zamanda hayata veda eden eski Galatasaraylı Metin Kurt'un kurucuları arasında yer aldığı “Profesyonel Futbolcular Derneği (PFD)” ve “Amatör Futbolcular Derneği (AFD)” oldu.
Gençlerbirliği'nde oynadığı dönemde Ankara'da İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, Galatasaray forması giyerken de İstanbul Üniversitesi'nde Felsefe ve İşletme okuyan Eser Özaltındere'nin İstanbul başkanlığını yaptığı, Beşiktaş sorumlusunun Mehmet Ekşi, Trabzon sorumlusunun ise Şenol Güneş olduğu AFD de 12 Eylül Askeri Darbesi sonrası kapatıldı.
Sürece “Sportmence” katkı
Askeri darbeyle tıkanan örgütlenme süreci, yine Metin Kurt'un da kurucuları arasında yer aldığı Spor Emekçileri Sendikası (Spor-Sen) ile yeniden başladı. Sendika kurucularının çıkardığı “Sportmence” dergisi de örgütlenmenin basın ayağını oluşturdu.
Dergi etrafında toplanan “örgütçü çevre”, dernek mi-sendika mı tartışmalarının ardından ASD deneyimini de dikkate alarak, Spor-Sen'de karar kıldı. Sportmence'nin 3. sayısında “Spor-Sen Kuruluş Bildirisi Taslağı”nın yayınlanmasının ardından 28 Aralık 2009'da da kuruluş dilekçesi verilerek, yasal süreç başlatıldı ve sendika, 25-26 Eylül 2010 tarihlerinde ilk genel kurulunu yaptı.
Metin Kurt ise Aralık 2010'da anlaşmazlığa düşerek Spor-Sen'den ayrılırken, mücadelesine, hayatını kaybetmeden kısa süre önce kurduğu “Spor Emek-Sen”de devam etti.
“En yenisi” Futbol-Sen
Sektörde en son “örgütlenme çatısı” olacağını iddia eden sendika ise Futbol Çalışanları Sendikası (Futbol-Sen) oldu.
“Tüm futbol çalışanlarının yanındayız” sloganıyla 8 Ekim Pazartesi günü yola çıkan “Futbol-Sen”, genel amacını ise “Yüce bir değer olan emeğin, alın terinin futbol çalışanları açısından da uygulanması, futbol çalışanlarının gerçek ve profesyonel anlamda işçi sayılması, bu yönde oluşturulacak komisyonlarca spor iş yasasının çıkarılması veya halihazırdaki iş yasasına futbol çalışanlarının da dahil edilmesini ve futbolun ana öznesi futbol çalışanlarının oynanan futboldan elde edilen naklen yayın, sponsorluk gibi gelirlerden hak ettikleri oranda pay almasını sağlamak” olarak açıkladı.
Bu arada, ekonomisi gittikçe büyüyen ve sektörde çalışan sayısı da buna paralel olarak her geçen gün artan futbolda, “Futbol-Sen”den başka sendika kurma çalışmalarının da yoğun şekilde devam ettiği biliniyor.
Türkiye'de sektörün her geçen gün büyümesine karşın istenilen olgunluğa bir türlü erişemeyen futbolda sendikalaşmanın, Avrupa liglerinde başlaması ise 1900'lü yılların başlarına kadar gidiyor.
İngiltere'de futbolcuların sendikalaşma süreci, 2 Aralık 1907'de başlıyor. İngiltere Profesyonel Futbolcular Sendikası olarak kurulan ve daha sonra adını Profesyonel Futbolcular Birliği (PFA) olarak değiştiren sendika, dünyanın en eski futbolcu örgütlenmesi olma özelliği taşırken, 4 binden fazla da üyesi bulunuyor.
Görev tanımını “profesyonel sporcuları korumak, geliştirmek, durumlarıyla ilgili müzakerede bulunmak, pazarlık anlaşmalarıyla haklarını korumak” olarak belirten PFA, 2001'de tanımına uygun davranarak dünya spor kamuoyunun dikkatini İngiltere'ye çevirdi. PFA üyesi David Bekcham, maç yayınlarından kendilerine ayrılan payın artırılması taleplerinin kabul edilmemesi halinde greve gideceklerini açıkladı. Bu dönemde konuyla ilgili oylamaya 2 bin 315 futbolcu katıldı ve 2 bin 290'ı greve “evet” dedi. Yapılan görüşmeler sonucunda taraflar arasında anlaşma sağlandı ve grev kararı iptal edildi.
PFA'nın ayrıca profesyonel futbolcu sendikalarının oluşturduğu Avrupa merkezli FIFpro'nun (Uluslararası Profesyonel Futbolcular Federasyonu) 11 ülkeden oluşan üst yönetimde de üyesi bulunuyor. Merkezi Hollanda'da olan ve 1965 yılında kurulan çatı örgüt FIFpro'nun, 50 binden fazla da futbolcu üyesi var.
Dünya çapında 43 üyesi olan FIFPro'nun, 8 aday üyesinin yanı sıra 5 de gözlemcisi bulunuyor. Afrika ve Asya ülkelerinden de temsilci bulunduran FIFPro'da Türkiye ise yer almıyor.
İTALYA
İtalya'da futbolcuların haklarına sahip çıkan İtalya Futbolcular Birliği (AIC), avukat Sergio Campana ve bazı eski futbolcular tarafından 3 Mayıs 1968 tarihinde kuruldu.
Birlik kuruluşundan bugüne kadar Serie A, B, C1 ve C2 ile 2000'den sonra da Amatör Kümeler'de top koşturan futbolcuların özlük haklarına sahip çıkıyor. Bunun en büyük örneği ise geçen yıl yaşandı.
Serie A'da oynayan futbolcular ve onları temsil eden AIC, işveren konumundaki kulüpler ve Serie A Kulüpler Birliği ile “dayanışma vergisi” ve “sözleşmesi devam eden ama kadro dışı kalmış oyuncunun (B) takımla antrenmanlara katılması” konularında anlaşamaması sonucunda grev kararı aldı. Bu nedenle Seri A'da 2011-2012 sezonunun 1. haftası sonraki bir tarihte oynandı. Görüşmeler sonucunda tarafların orta yolu bulmasıyla Seri A'ya ancak 2. haftadan itibaren başlanabildi.
Buna benzer başka bir grev ise 1996'da futbolcuların sözleşmelerindeki garanti ücretler konusunda işverenle anlaşamamaları nedeniyle yaşanmıştı.
AIC'yi eski futbolcularla birlikte 1968'de kuran Sergio Campana, 43 yıllık başkanlık döneminin ardından 2 Mayıs 2011'd yerinie eski oyuncu Damiano Tomassi'ye bıraktı.
Bu arada AIC'nin de FIFPro'da temsilcisi bulunuyor. İtalyan Leonardo Grosso, FIFPro'nun İngiliz başkanı Gordon Taylor'un, Philippe Piat (UNFP, Fransa), Gerardo Movilla (AFE, İspanya) ve Jorge Dominguez (FAA, Arjantin) ile birlikte yardımcılığını da yapıyor.
İSPANYA
İspanya'da Ocak 1978 tarihinde kurulan İspanyol Futbolcular Derneği, (AFE) futbolculara, sportif kariyerleri boyunca ve futbolu bıraktıktan sonra haklarını koruyan bir kurum olarak görev yapıyor.
İspanya ulusal liglerinde oynayan ve “emekli” futbolcuların dahil olduğu toplam 7 bin 500 üyesi olan AFE'de, Real Madrid'den İker Casillas, FC Barcelona'dan Lionel Messi, Xabi Alonso, Carles Puyol, Athletic Bilbao'dan Fernando Llorente, Valencia'dan David Albelda gibi futbolcular olduğu gibi, spor yaşantısını İspanya dışında sürdüren Arsenal'den Santiago Cazorla, Chelsea'den Juan Mata gibi ünlü isimler de yer alıyor. AFE, talep gelmesi halinde, İspanya'da oynayan ancak yurt dışındaki diğer dernek ve sendikalara bağlı futbolculara da yardımcı oluyor.
Futbolcular, profesyonel boyutta kulüpleriyle herhangi bir sorun yaşamaları halinde AFE'ye başvururken, bir suç duyurusu veya şikayet halinde AFE'nin direkt olarak İspanya Futbol Federasyonu'ndaki Karma Komisyon'a veya 1. ve 2. lig kulüplerinin dahil olduğu Profesyonel Futbol Ligi (LFP) kurumlarına konuyu yasal olarak taşıma hakkı bulunuyor.
Bu arada işsiz olan futbolculara burs ve eğitim veren, formda kalmaları için antrenman olanakları sağlayan ve dostluk maçları organize den AFE'nin, çocuklar için bir de futbol okulu var.
AFE'nin yakın zamanlardaki en büyük eylemi, 2011-2012 sezonunun başında yaşandı. 2. lig takımlarında oynayan birçok futbolcunun toplamda 52 milyon avroyu bulan alacağının ödenmemesi üzerine greve gidilmiş ve AFE, 1. ve 2. liglerde, sezonun ilk iki haftasında grev kararı aldı ve bu eylemiyle ilk hafta maçlarını erteletti. Casillas, Puyol, Llorente, Albelda, Cazorla gibi ünlü futbolcular da basın toplantısı düzenleyerek, dayanışma içinde olduklarını gösterdiler.
Daha sonra futbolculara yapılacak ödemeler garanti edilip, taraflar arasında anlaşma sağlanınca, birlik 2. haftada grev kararını kaldırdı.
ALMANYA
Almanya'da profesyonel futbolcular “Sözleşmeli Futbolcular Birliği (VDV)” adlı sendika ile temsil ediliyor.
Futbolcular Benno Möhlmann, Ewald Lienen ve Frank Pagelsdorf tarafından 1987 yılında kurulan VDV'nin bugünkü başkanı ise avukat ve noterlik yapan eski futbolcu Florian Gothe.
Sendikada Gothe'nin yardımcılıklarını ise Carsten Ramelow ve Christian Metzelder yapıyor. Almanya Birinci Ligi'nden (Bundesliga) 3 oyuncu, 2. Lig'den 4 oyuncu ile 3. ve 4. liglerden 3'er oyuncunun yer aldığı oyuncu konseyi, başkanlık heyetine danışmanlık hizmeti sunuyor.
VDV'ye Almanya Futbol Federasyonu'na bağlı liglerde maaşlı futbolcu olarak çalışan veya bu mesleği icra etmek isteyen ve 15 yaşını doldurmuşlar üye olabiliyor. Bundesliga'da oynayan bir oyuncu, 6 ay için 270, 2. Lig oyuncusu 210, 3. Lig oyuncusu 150, 4. Lig oyuncusu 90, diğer liglerde oynayanlar ve bayan futbolcular ise 60 avro aidat öderken, gençlerdense üye aidatı alınmıyor.
Kuruluş amacını ve görevini, 'üyelerinin ve genel olarak futbol sporunun ekonomik, sosyal, mesleksel ve kültürel çıkarlarını korumak ve teşvik etmek' olarak belirleyen VDV'nin bin 300 profesyonel futbolcu üyesi var.
VDV, üyelerine, hukuki yardım, kulüp ile yapılan sözleşme ve prim anlaşmalarının incelenmesi, yabancı oyuncuların emekliklik primlerinin geri ödenmesi için yardım, bir kulüp ile sözleşmesi olmayan futbolcular için antrenman olanağı gibi birçok hizmeti ücretsiz olarak veriyor.