Güncelleme Tarihi:
1- F.Bahçe-Trabzon maçında faul ve topla az oynanmasını konuştuk. Lig mi sert, gereksiz düdük mü çok?
2- Kocaman, ‘saha dışı’na ve ‘her şeye rağmen’ şampiyon olacaklarını söyledi. Kocaman neyi kast ediyor?
3- Diğer taraftarların ‘nefret’ini kazanma pahasına F.Bahçe için her şeyi yapan Volkan Demirel’in nasıl yuhalanır?
4- İlk iki haftanın flaş takımı G.Saray. Tudor, kafasındaki G.Saray’ı yavaş yavaş getiriyor mu?
5- Beşiktaş, geçmişteki gibi başlasa da karamsarlık var. Bu öz güvensizliğin nedeni nedir?
6- Başbakan, “Konya’nın cezasını indirmek için elimden geleni yapacağım” dedi. Ne dersiniz?
1- TÜRKİYE’DE HAKEMLER ÇOK KOLAY DÜDÜK ÇALIYORLAR
TÜRKİYE’de hakemler çok kolay düdük çalıyor, ancak zor kart gösteriyor. Temel sorun bu. Sahtekâr oyuncu sayısı çok, bu da ikinci sorun. Kartlar zamanında çıksa, taktik faullere göz yumulmasa bu sorun çözülür.
2- KAYBEDEN TEKNİK DİREKTÖR AĞZIDIR BU
Kaybeden teknik direktör ağzı bu. Saha dışında bir şeyler olabiliyor ve bu şampiyonluklara engel olabiliyorsa sen nasıl şampiyon oldun diye sorarlar adama. Boş laf. Her şeye rağmenden kastı belki lige kötü başlamak olabilir, daha ikinci hafta çok zaman var. Ama Fenerbahçe’deki ışığı nasıl gördü, ben merak ettim.
3- TARAFTAR NANKÖR VE ASLINDA TARAFTAR DEĞİL
Taraftar nankördür bizde. Taraftar değil aslında. Taraftar İngiltere’deki gibi olur. Bizde ‘yenilsen de yensen de taraftarın senle’ diye şarkı söylerler ama oyuncuları satmaktan da çekinmezler.
4- G.SARAY’IN KADROSU KAT BE KAT DAHA İYİ
Farkı yaratan Tudor mu oyuncular mı kesin karar vermek için erken. Tudor’un kuşkusuz ki etkisi ve katkısı var ama unutmayalım ki bu sezon G.Saray’ın kadrosu, geçen sezon ruhu uçmuş kadrodan kat be kat daha iyi.
5- YARIŞ BEŞİKTAŞ İLE G.SARAY ARASINDA OLUR
Kim karamsar, ben bilemiyorum. Süper Lig yarışı Beşiktaş ile Galatasaray arasında geçecek gibi görünüyor. İki haftada bunu söylemek için erken belki ancak şu andaki fikrim bu.
6- TAHKİM KURULU BAĞIMSIZ DEĞİL, KARAR VEREMEZ
Başbakan’ın yaptığı tipik politik popülizm. Başbakan böyle davrandığı sürece futbolda şiddet bitmez. Tahkim Kurulu bağımsız olmadığı için bir türlü karar veremiyor. Bu Türkiye’de futbol yönetiminin tamamen, her yönüyle çöktüğünün bir göstergesi aslında.
HAFTANIN ENLERİ
Haftanın olayı: Fenerbahçe-Trabzonspor karşılaşmasında topun sadece 43 dakika oyunda kalması.
Haftanın takımı: Galatasaray
Haftanın hocası: Erkan Sözeri
Haftanın futbolcusu: Gomis
Haftanın hakemi: Bülent Yıldırım
UĞUR VARDAN
1- HAKSIZ REKABET BAŞKA SEÇENEK BIRAKMIYOR
TÜM dünyanın futbolu sert. ‘Sınıfsal’ güç dengeleri herkesi buna itiyor. La Liga ve biraz Bundesliga’yı dışında tutabiliriz. Genelde sertlik, mücadele ve agresiflik var. Bizde mesele şu: Haksız rekabeti yok etmek için ana aktörlerin dışındakilere başka seçenek kalmıyor. Ayakta kalmak için rakibi bozacaksın. Kocaman’ın serzenişi ise malum Yanal’ın oyun anlayışı ama bu da yeni değil. Bunun üstesinden gelmek için de çözüm üretmeli.
2- BÜYÜKLERİN SIZLANMASI GERÇEKÇİ DEĞİLDİR
Valla bu sözlerden niyet okumak zor. Daha 2. haftada ‘saha dışı’ etmenler veya ‘her şeye rağmen’ nedir, bilemiyorumi. 74’ten beri ligi izliyorum ve ‘büyükler’in sızlanmalarını çok gerçekçi bulmuyorum. Sistem zaten sürekli ‘büyükler’ etrafında tanımlıyor ve onlara eşit şanslar tanıyor. Bir dönem biri domine ediyor, diğerleri seyrediyor. Sonra sıra diğerlerine geliyor vs. Yani her şey için erken; ‘saha dışı’ ve ‘her şeye rağmen’ için de...
3- KOCAMAN, KALE İŞİNDE GÜNEŞ’İ ÖRNEK ALMALI
5 maçta 1 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 yenilgi var. Bunda kaleci payları yüksek. Volkan’ın Göztepe’den onra Trabzon karşısında da benzer bir hata yapması buna yol açtı. Tıpkı Şenol Güneş’in Fabri-Tolga ikileminde tercihini birinden yana kullanıp onda ısrar etmesi gibi, Kocaman’ın da birinde karar kılıp kaleyi ona teslim etmesi gerekiyor.
4- HENÜZ KENDİ SIKLETİNDE RAKİPLE OYNAMADI
Görüntü böyle ama şurası da bir gerçek; Galatasaray şu ana sanki kendi sıkletinde bir takımla karşılaşmadı gibi. Fikstür avantajı da var. Bütün bunlar hem psikolojik üstünlük sağlıyor hem de takımın oturması için gerekli zamanın kayıpsız atlatılmasına kapıyı aralıyor.
5- ÖZGÜVENDEN ZİYADE BİRAZ ZAMANA İHTİYACI VAR
Özgüvensizlik var mı, doğrusu bilmiyorum ama bence takımdaki en önemli problem yeni transferlerin montesi. Bu da doğal olarak belli bir zaman gerektiriyor, Beşiktaş bu zamanı en az kayıpla atlatırsa omurga oturduğunda yeniden eski ‘öz güvenli’ kimliğine kavuşur.
6- AÇIKLAMA TALİHSİZLİKTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL
Siyaset, bu ülke tarihinde her zaman futbolun içindeydi. Her şeyin daha bir siyasallaştığı bir dönemde, futbolu hayatın ve genel rutinin işleyişinin uzağında göremeyiz tabii ki. Başbakan’ın açıklamasına ise ‘talihsizlik’ten başka ne denilebilir ki?
HAFTANIN ENLERİ
Haftanın olayı: Volkan Demirel’in Kadıköy’deki Trabzonspor maçında kendi taraftarlarınca ıslıklanması.
Haftanın takımı: Galatasaray
Haftanın hocası: Igor Tudor
Haftanın futbolcusu: Gomis ile Beto
Haftanın hakemi: Özgür Yankaya
1- SİSTEMATİK FAULE KARŞI KART ÇIKMALI
3 yıldır bunu dile getirmeye çalışıyorum: Maç başına faul ortalamamız 33, Premier Lig’inse 23. Ama kart ortalaması orada 7 iken burada 5! Fauller haklı çalınıyor, lig sert ve göğüs göğüse. Ama kartlar bir türlü çıkmıyor. MHK hakemlere “Erken kart çıkarmayın, maçı germeyin” diyorsa skandal. Millet birbirini doğruyor maç gerilmiyor da; kart çıkınca mı geriliyor? Sistematik faule kart hemen kullanılmalı. Gerekirse 5. dakika.
2- AYKUT KOCAMAN’A YAKIŞMIYOR
Aykut Hoca değerli bir teknik adam. Ama şu jargondan vazgeçmeyerek değerini baltalıyor. Geçen 3 ayda Konya 2 kupa kazanırken saha içi faktörler rol oynadı da, şimdi mi saha dışı faktörler devreye girdi? Aykut Hoca’ya katılıyorum, yeni oyuncuları katıldıkça takımı gelişecek. Ama bu söylemler insani kalitesine yakışmıyor.
3- TARAFTAR BU KEZ HAKLI
TERY, Chelsea’den 2. lige gitti. Totti bıraktı. Bir oyuncu sembol diye sonsuza kadar ilk 11’de oynayacak diye bir kaide yok ki. Islığın sebebi Volkan’ın kötü performansı ve taraftar şikâyetlenmekte haklı. Aykut Hoca, Volkan’a verdiği şans kadar Kameni’ye de bir zahmet verirse; kimin önde olduğu anlaşılacak. Ve kim öndeyse o oynayacak.
4- KAVGA BİTTİ GOMİS DE KİMYAYI DEĞİŞTİRDİ
G.Saray’ın oyuncu kalitesi düşüktü, griydi. Soyunma odası problemliydi, çeteleşme vardı. Çeneleri ayaklarından çok çalışan Selçuk, Sneijder, Sabri, Podolski, De Jong ayrıştırılınca ortada futbol kaldı sadece, çekişme bitti, kavga bitti. Transferlerle kalite 2 kat arttı, Gomis kimyayı değiştirdi. Tudor da çalıştırmayı seviyor. İyi bir sinerji yakaladılar şu an. Zayıf kulübeyi de takviye ederlerse önleri açık.
5- BEŞİKTAŞ MUTSUZ GÖRÜNÜYOR
FUTBOL olarak düşüş görmüyorum, işler yolunda. Yüz ifadelerinde ufak bir gerileme var sadece. Mutlu takım, mutsuz takıma evriliyor gibi. Sebebi Şenol Hoca’nın sürekli şikâyetlenen hali. Mutsuz fizyonomisi takımı da etkiliyor. Hoca şikâyeti bırakıp iyi enerji yaymalı.
6- KULÜPÇÜLÜK YAPMAMALIYIZ
Mesele, Türk futbolunun meselesi, Konya’nın Beşiktaş’ın filan değil. Şiddetin korkunç nefesi ensemizde. Hâlâ kulüp penceresine indirgiyoruz konuyu. Konya’nın-Beşiktaş’ın-Göztepe’nin vs. ceza almalarını ben de yadırgadım; esas sorumlu TFF-Bakanlık-Valilik-Emniyettir. Ama meseleyi biz hâlâ böyle kulüpçülük düzeyinde ele alıyorsak, daha kötü şiddet olayları yaşayabiliriz.
HAFTANIN ENLERİ
Haftanın olayı: Chelsea’nin sahaya İngiliz Ulusal Marşı söyleyecek tek bir adamla çıkmaması
Haftanın takımı: Galatasaray
Haftanın hocası: Erkan Sözeri
Haftanın futbolcusu: Pabla Batalla
Haftanın hakemi: Bülent Yıldırım
MEHMET ARSLAN
1- TEMPOSUZ OYUN HAKEME YARIYOR
İkisi de... Lig sert ama hakemler de çok gereksiz düdük çalıyor. Futbolcu da en küçük temasta kendini atıyor, düdük çalmak da hakemin işine geliyor. Oyunun durması, temponun düşmesi umurlarında değil. Hakem de futbolcu da kendini kurtarma derdinde.
2- DÜŞMANA HİÇ LÜZUM YOK
Sanıyorum Aykut Hoca, camia içinde bazı çevrelerin takıma yönelik eleştirilerine gönderme yapıyor. Hani şu ‘Aykut Kocaman’ın takımı sıkıcıdır’ diyenler var ya, işte onlara. Trabzonspor maçında izlediğim F.Bahçe, karakteri olan, mücadele eden bir takım görüntüsündeydi. Kocaman’a katılıyorum. Bu takımda ışık var. Yine de Kocaman’ın ‘iç düşman’ veya ‘dış’ düşman’ yaratması gereksiz.
3- VOLKAN METAL YORGUNU
Volkan Demirel geçen sezondan beri düşüşte. Sadece sahaya odaklansa daha iyi oynayabilir. Ama o F.Bahçe’yi 24 saat yaşayan biri. ‘Metal yorgunluğu’ yaşıyor. Volkan’ın toparlanamamasında sakatlıkların da etkisi var. Lütfen biraz hoşgörü.
4- GALATASARAY BUGÜN ÖSTERSUNDS’I DAĞITIR
G.SARAY’ın geçen seznona göre pozitif enerjisi müthiş artmış bir takım var. Tutkulu ve dayanışmacı. Tudor, sistemine uygun bir takım kurdu. Bugün Östersunds ile oynasa, dağıtır. Tudor’un yerinde olsam Selçuk İnan’a da yol veririm. Çünkü bu takım ‘mutlu bir takım’ ve asık suratlı isimlere yer yok.
5- KOMPLO TEORİLERİ KAFA BULANDIRIYOR
Bu öz güven eksikliği Beşiktaş’ın tarihsel bir sıkıntısı. 1 maçlık seyircisiz oynama cezası ile başlayan bir karamsarlık var. Kafalarını komplo teorileriyle bulandırıyorlar. Puan olarak geçmişten farklı bir durum yok ama ilk iki hafta takımın yaydığı hava, Şenol Güneş’in su molasına bile takması siyah beyazlılarda sıkıntı olduğunu da gösteriyor.
6- CEZALARDA TAVİZ VERİLMEMELİ
Sayın Başbakan’ın iyi niyetinden şüphem yok ama eğer Konya için devreye girerse bunun önü alınamaz. Futbol yönetimini devre dışı bırakır. O zaman her ceza alan doğrudan başbakanlığa gider. Şiddetin önüne geçmek istiyorsak bu tür cezalarda taviz verilmemeli ve siyaset de futbol kurumlarına destek vermeli.
HAFTANIN ENLERİ
Haftanın olayı: Nasri’nin Antalyaspor’a transfer olması.
Haftanın takımı: Karabük
Haftanın hocası: Erkan Sözeri
Haftanın futbolcusu: Torje
Haftanın hakemi: Bülent Yıldırım