Güncelleme Tarihi:
Özgür MENEMENCİOĞLU
Fenerbahçe açısından maçın önemi; kazanma serisini devam ettirmek, ilk dört içinde kalmak ve mümkünse CSKA ve Olympiakos’un olası mağlubiyetleri ile daha yukarıya tırmanmak, Daçka’nın hedefi ise; tepetaklak gidişi sonlandırmak, geçen hafta Milano’da yaşanan, 25 sayıdan verilen maçı unutmak ve playoff potası içine geri dönmek şeklinde özetlenebilir.
Fenerbahçe maça rahat, özgüvenli, tam kadro geliyor. Sakatlıktan dönen Bogdanovic forma girmiş, Datome ve Vesely geçen yıl takımı final four’a taşıyan seviyelerine dönmüş, Nunnaly ve Sloukas istikrarlı oynamakta. Hatta Bennett bile Türkiye ligi son hafta deplasmanında 20 dakikada sessiz sedasız 5 sayı 9 ribaund 2 top çalma 2 asist ile oynamış durumda. Görece kötü haberler; Kalinic’in hücumdaki formu düşük ve bu savunmasını, dolayısı ile sürelerini de etkiliyor. Dixon ise sezon içindeki inişini yaşadı ve bence form olarak dip noktada. Pero Antic ise yükselişte olmasına rağmen halen kendisi ile ilgili planlanan üretim seviyesine geri dönemedi. Buna rağmen CSKA maçında yüzdeli top kullanarak iyi verim verdiği söylenebilir. Fenerbahçe geçen yıl bize gösterdiği içeride dışarıda rahat kazanabilen ‘’makine takım’’ düzenine dönme esintileri veriyor.
İŞLER İYİ GİTMİYOR
Daçka’da ise işler iyi gitmiyor. Son Milano deplasmanında 25 sayıdan maç verdiler ve kaybetme serisi üç maça çıktı. Daçka ve David Blatt için ders gibi bir maç oldu doğrusu. Bu sene Darüşşafaka’nın kadro kurulumundaki bence en büyük sorun oyun tutmasını bilen tempoyu düzgün ayarlayabilecek ‘’oldschool’’(eski model) Pablo Prigioni benzeri bir playmaker eksikliği gibi görünüyor. Ne Wanamaker ne Wilbekin hatta ne Ender Arslan bu tür bir guard değil. Oyun transition’a (geçiş hücumu) dönünce üçü de kusursuz oynuyor ancak yarısaha oyunu oynanması gerektiğinde oyunu yönetemiyorlar. EA7 maçı bunun mikro bir örneğini gösterdi. Çok benzer bir takıma sahip olmalarına rağmen; EA7 Krunoslav Simon gibi bir beyne/lidere sahip olma farkı ile içeride Daçka’ya bence sezonun en kalp kıran mağlubiyetini yaşattı.
Blatt’ın ilk senesinin sorunu; takımda geçen yıllardan kontratı devam eden oyuncular olması ve istediği takımı tam olarak oluşturmaması gibi görünüyor. Takımda kontratı olup elle tutulur katkı yapmayan ağırlıklı olarak -maalesef-Türk oyuncular var. Furkan, Ender, Birkan,Semih, Harangody, Oğuz ve Mehmet Yağmur 7’lisi; 3 dakikadan 15 dakikaya uzanan kötü olmayan süreler almasına rağmen; toplam 16,8 sayı 11,4 ribaunda katkıda bulunuyorlar. (20 yaşındaki Ante Zizic’in ortalaması 23,13 dakika sürede 9,7 sayı 7,3 rebound)
Fenerbahçe maçında Scottie Wılbekin ve Marcus Slaughter olmayacak. Bu Ender ve Wanamaker’ın daha fazla sorumluluk alması anlamına geliyor. Wanamaker iyi kötü bu sene güvenilir bir istatistik ortaya koyabiliyor(15,2 s-4,6 asist) Ender ve Mehmet Yağmur’un istatistiklerini buraya koymak bile istemedim. Özeti şu; üst düzey bütçeli üst düzey olma iddiasıyla kurulmuş bu takım bir maçı daha, düşük kalibreli bir guard rotasyonu ile oynamak zorunda kalacak ve karşısında Kostas Sloukas gibi sezonun formda ismi (11,2-4,8 a) ve Bobby Dixon gibi şu anda formsuz olsa da (10,8 Sayı) her maçı 20+ sayı ile tamamlama potansiyeli olan, bunu yaparken az top kaybı yapan ve oyun temposunu tutabilen guardlar olacak Bunlara ek olarak Bogdanovic gibi gerektiğinde point oynayabilecek (Partizan’da bir sezon zorunluluktan Point guard oynadı) bir oyuncu daha var. Yani backcourt da Fenerbahçe üstün.
SERT SAVUNMA ŞART
Dacka’nın kazanabilmesi için bu maçta çok sert savunma yapması ve yüzdeli atması gerekiyor. Daçka’nın Fenerbahçe’den üstün olduğu tek alan birebir hücum. Wanamaker, Clyburn, Anderson hatta Bertans gibi iyi birebir oynayan kendi şutunu veya lay up’ını yaratabilen oyuncuları var. Bunun için önce transition’ı (geçiş hücumu) zorlamalı yoksa her topta isolation yapıp birebir hücum edecek spacing’i (boş alan) yaratmaları lazım. Clyburn ve Wanamaker’ın +40 maç oynamaları lazım. Bunun yanına da son haftaların yükselen yıldızı Ante Zizic, Bertans veya Moerman’dan bir veya ikisinin +10 skorlara ulaşması şart. Daçka son kazandığı iki maçtan biri olan Baskonia maçını Bertans’ın 29 sayı Kazan maçını ise Zizic’in 13 sayısı ile yarattığı farklarla kazanmıştı.
Boston Celtics’in 1.tur 23. Sıra seçimi olan Ante Zizic’in gelişimini mutlulukla takip ediyoruz. 20 yaşında bir genç oyuncu olarak takımda sorumluluk alıyor ve oyun aklı koyuyor. İyi çalıştığı iyi idman yaptığı ve zeki bir çocuk olduğu belli oldu ve bu Celtics camiası için iyi bir haber.
HEDEF BELLİ
Darüşşafaka’nın hedefi play off bölgesinde kalmak. Ustündeki rakipleri; kendini toplamaya çalışan Efes, düşüşte olan ama özünde iyi takım Baskonia; alttan tehdit edenler ise son dönemde şahane oynayan Zalgiris, takım takım Brose ve eski şampiyon Barça. Kısaca, Daçka’nın işi çok çok zor ve hemen kazanmaya başlamazlarsa play off hayal ötesinde kalacak.
Fenerbahçe takımı, yükselen form grafiği ile maçta sakin kalmaya çalışacak iyi şut seçmeye çalışacaktır. Daçka’nın birebirlerini switch ederek (adam değişerek) savunmak isteyeceklerdir. Bu sebeple mismatch (kötü eşleşme) olmaması için Kalinic veya Datome’nın 4 numara oynadığı bir beşi sahada sıklıkla görebiliriz. Benim kanaatim her deplasman takımının yapması gerektiği gibi Fenerbahçe takımının da oyunu kontrol edip hücum adetlerini düşürmeye çalışacağı, topu iyi dolaştırmaya çalışacağı, bunun için Bogdanovic ve Kostas gibi drive edip savunmayı kapatıp içeriden dışarı oyun kuran guardları daha çok kullanmak isteyeceği yönünde. Ancak son maçı saymazsak genelde Daçka Fenerbahçe maçlarının +180 sayı ile bittiğini de unutmamak gerek.
Son Söz: Daçka play off’a girmek istiyorsa morale ve galibiyete ihtiyacı var. Bu maçı kazanarak bir seri başlatmalı çünkü formda rakipleri var ligin boyu kısalıyor. Fenerbahçe ise formda tam kadro ve kendine güvenli. Seyretmeye değer bir maç olacaktır. Maçı kontrol eden kazanır. İbre açık ara Fenerbahçe takımından yana.