A.A.
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2010 10:53
Türkiye Jokey Kulübü (TJK) Yönetim Kurulu Başkanı Behçet Homurlu, Türk atçılığının kapasitesinin birçok Avrupa ülkesinden daha yüksek olduğunu belirterek, İngiltere, İrlanda ve Fransa'nın ardından Avrupa'da dördüncü sırada yer aldığını söyledi.
Homurlu, Türk atçılığının 5 bini koşan olmak üzere 20 bin at varlığı, 8 hipodrom ve 30 bin kişiyi istihdam sağlayan önemli bir sektör olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:
“Sektörümüz, çalışanların aileleri de hesaplandığında yaklaşık 100 bin kişi için ekmek kapısı. Mesela, en son hizmete açtığımız ve alan olarak Türkiye'nin en büyük hipodromu niteliğindeki Diyarbakır Hipodromu kente sosyo-ekonomik katkılar sağlamaya başladı. 400 yarış atının orada olduğunu ve bir atla ortalama 3 kişinin ilgilendiği göz önünde bulundurulduğunda kriz ortamında en az bin 200 kişiye iş imkanı sağladık. Sektörümüze yapılan her yatırımın 6 misli kadar katma değer yarattığı da düşünülürse yapılan Güneydoğu için büyük hizmet.”
Sektördeki yüksek vergi kesintilerinin planlanan birçok yatırımın önünü kestiğini belirten Homurlu, “Arjantin'de ve Güney Kore'de bahislerin yüzde 28'i, Kanada'da yüzde 23'ü ABD'de yüzde 21'i, Almanya'da yüzde 18'i, İngiltere'de yüzde 11'i kesintiye gidiyor. Türkiye ise yüzde 50'ye varan kesintiyle Dünya birincisi. Kesintilerin bu kadar yüksek olması canımız yakıyor ama bu konuda yeni düzenlemelerin olacağına inanıyorum” dedi.
KRİZE RAĞMEN ÜRETİM DEVAM ETTİKüresel mali kriz nedeniyle birçok ülkede at yarışı bahislerinin ciddi oranlarda azaldığını ama TJK'nın krizi düşük kayıpla atlatmayı başardığını aktaran Homurlu, şunları kaydetti:
“Kriz döneminde gelirlerimizde yaklaşık yüzde 5 oranında bir düşüş yaşandı ama şimdilerde yükselişe geçtik. Sıkıntılı sürecin çabuk atlatılmasında sektöre olan ilginin devam etmesi etkili oldu. TJK olarak aygırlarımıza 2 bin 500 civarında aşım yaptık. Bu devletin aygırları hariç, sadece bizim aygırlarımızdaki rakam. Görülüyor ki insanımız at üretmek istiyor. Sektör sevilmese, ilgi görmese bu sektörün ham maddesi olan atın ürememesi gerekir. İnsanlar, 4-5 bin lira para verip kısraklarını getiriyorsa bu sektörü daha güzel bir geleceğin beklediği anlamına geliyor.”
ANTALYA'DA DA NAL SESLERİ DUYULACAKSektördeki gelişmeye bağlı olarak yeni hipodromların açılabileceğini bildiren Homurlu, şunları söyledi:
“Biz hiç bir zaman sektördeki gelişmelerin gerisinde kalmayacağız. Büyüyen sektörün ihtiyaçlarına anında cevap vereceğiz. Yeni hipodromlar açılması gerekiyorsa bu konuda da gerekli adımları atacağız. Bugün Antalya'nın bir hipodroma ihtiyacı var. Gerekli girişimlerimiz burası için devam ediyor. Yer tahsisinde ufak pürüzler var. Kısa sürede çözülmesi için uzmanlarımız çalışmalarını sürdürüyor. O proje hayata geçerse orası çok önemli organizasyonlara ev sahipliği yapacak.”
“BİZİM ALEX VE ARDA'MIZ TURBO VE KAFKASLI”Homurlu, at yarışlarının en önemli aktörünün atlar olduğunu, at kalitesinin yükselmesinin sektöre ilgiyi artırdığını ifade ederek, “Alex olmasa
Fenerbahçe, Arda olmazsa
Galatasaray, bu kadar renkli olmaz. Bu futbolcular nasıl futbolun vitriniyse 'Turbo' ve 'Kafkaslı' gibi şampiyon atlar da bizim için öyle. Bizim şampiyonlarımızın şöyle farklılığı var. Bu atları sadece sahipleri sahiplenmez. O atın üzerine bahis oynayanların da en az sahipleri kadar sahiplenir” dedi.
2012'DE ULUSLARARASI EV SAHİPLİĞİTJK'nın ulusal ve uluslararası kuruluşlarlan işbirliği yaparak eğitim ve bilimi etkin olarak kullanmaya çalıştığını dile getiren Homurlu, şöyle devam etti:
“Her konuda birçok Avrupa ülkesinden oldukça üst seviyedeyiz. Bugün İngiltere, İrlanda ve Fransa'nın ardından Avrupa'da dördüncü sıradayız. Birikimlerimizle birçok konuda Avrupalılara örnek teşkil ediyoruz. Yine Dünya'da Arap Atı yetiştiriciliğinde söz sahibi olan birkaç önemli ülkeden biriyiz. Uluslararası Safkan Arap Atı Yarış Otoriteleri Federasyonu (IFAHR) üzerinde büyük ağırlığımız var. Gücümüzün daha da bariz göstergesi 38 ülkenin dahil olduğu Asya Yarışçılık Konferansı'nın (ARC) 2012 yılında ülkemizde düzenlenecek olması. Burada at yarışlarının sorunlarına çözüm aranacak ve geleceğine ilişkin önemli stratejiler belirlenecek. Türk atçılığı geldiği konumla bugün bir dev, insanlarımızın bunu görmesini istiyorum.”