Güncelleme Tarihi:
Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Faruk Süren, kulübü maddi yönden çökertti. Hatırlayacaksınız bir AIG olayı var. Süren ne diyordu, AIG ile anlaşacağız, G.Saray AŞ'nin gelirlerinin yüzde 20'sini blok hisse ile bu şirkete satacağız ve mali yönden düzlüğe çıkacağız. Ben ve benim gibi yüreğinde G.Saray'ı hissedenler Süren'in bu söylediklerine asla inanmadık. Zira, sarı kırmızılı kulübün başkanı olarak yaptığı yanlışlardan dolayı ona hiç güvenmedik.
AIG MAHKEMEDE
G.Saray Genel Kurulu'ndaki komisyon, bu hisse satışı değildir, yüzde 40 faizle dolara endeksli bir kredi alımıdır dedi, ama kime anlatırsın. İşin garibine bakın ki, Faruk Süren AIG'ye verdiği sözleri de yerine getirmedi. Neydi bu sözler; kulübün bütün gelirlerinin G.Saray AŞ'ye aktarılması. Ne yaptı Süren biliyor musunuz? Tüm gelirleri G.Saray Kulübü'nde topladı, G.Saray AŞ'ye aktarmadı. Ve şimdi AIG, G.Saray yönetimini bu davranışından dolayı mahkemeye vermek üzere. Sakın ha, buna kimse yalan demesin. Bundan önce olduğu gibi kedi misali pisliklerini saklamasınlar.
BECERİKSİZLİK ÖRNEĞİ
Gelelim Mehmet Cansun'a. Kongrede kalktı aynen şunları söyledi: ‘‘Emre 25 milyon dolar. Okan ve B.Hakan toplam olarak 70 milyon dolar beyler.’’ Yani AIG'nin vereceği 20 milyon doları bir dakikada öderiz demeye getirdi. Ama Hakan, Emre ve Okan'ı 7.2 milyon dolara Inter'e verdik. Yani 70 milyon doların yüzde 10'una. Mali Kongre bilançosunda B.Hakan'ın satışından 20 milyon dolar gösterildi, o da yalan çıktı. Hem de bir beceriksizlik örneğiyle. Inter, Türkiye'ye geldi 12 milyon dolar verdi Hakan için. Bizimkiler cin ya, 18 milyon dolarda ısrar ettiler. Al sana 7.2 milyon doları, ver 1 yerine 3 futbolcuyu, derdine yanarak güle güle harca.
BAŞARIYI TÜKETTİLER
Peki, G.Saray'da bu hesapları kim soracak derseniz, ben hiçkimse diyorum. Faruk Süren'in uçak uçak doldurup dış maçlara götürdüğü divan ve kongre üyeleri mi? Asla. Faruk Süren'e bağlı, ağzıdan salyaları akarak, onun müdaafasını yapan tetikçileri mi? Asla. Öyleyse Faruk Süren'in hesap vermesine de gerek yok.
G.Saray futbol takımı tarihinin en büyük paralarını kazandı. Ne yazık ki, bu paralar kulübün kasasına girmeden havada bitti. Ancak hep diyorduk ki, böylesine kötü yönetiliyoruz ama G.Saray'ın saha başarıları var. Şimdi Süren'in beceriksizliği onu da tüketti. Devam et Süren!
Yazıklar olsun
Galatasaray futbol takımı, Ali Sami Yen'de bu yıl dördüncü maçını kaybetti; Ankaragücü, Samsunspor, Denizli ve Kocaelispor. Bu doğru. G.Saray futbol takımını hiçbir zaman yalnız bırakmayan, Ali Sami Yen tribünlerini dolduran sarı kırmızılı taraftarların bu mağlubiyetler ağırına gitti. Bu da doğru. Ancaaak, bir iki eksikle G.Saray futbol takımı, G.Saray camiasına 4 yıl Türkiye şampiyonluğu, UEFA Kupası ve Süper Kupa'yı müzesine getirdi.
Pazar akşamı büyük bir üzüntü ile sarı kırmzılı takımın sahadan soyunma odasına gidişini izledim. Taraftar ağıza alınmadık küfürler ediyor, futbolcuların kafasına pet şişeler, paralar, çakmaklar, görmedim ama söylendiğine göre cep telefonları yağdırıyordu. Bu olmadı.
Ali Sami Yen tribünlerini coşturan, en son Real Madrid gibi bir dünya futbol devini 2-0'dan 3-2 ile Madrid'e postalayan, Milan'ı deviren ve İstanbul'da uzun süredir hiçbir Avrupa kupası maçını kaybetmeyen bu takımın futbolcuları, bir maçta alınan sonuçla yapılanlara asla layık değildir. Hep şunu savunmudum, ‘‘Futbolda dün yoktur, bugün ve yarın vardır’’ dedim, ama G.Saray takımı gerisinde öylesine bir başarı tablosu bıraktı ki, bir maçla bunu unutmak çok büyük haksızlıktır. Ne yazık ki, bu haksızlığı G.Saray seyircisi futbolcularına layık gördü. Yazıklar olsun.
Fatih sana yakışmadı
Fatih Akyel'in düğününe gitmiştim. Muazzam bir rüzgar vardı, Polat Oteli fevkalade dekore edilmişti. Havuz başında gelin ile Fatih'in bu mutlu gününde bulunmak keyfini yaşadım. Fatih hatırlar mı bilmiyorum, yıllar önce onun G.Saray'da ilk maçını izledikten sonra ‘‘Fatih sen çok gençsin ama büyük bir aşama kaydetmişsin. Dikkat et evlat, hem Milli Takım'ın değişmez oyuncusu olursun hem de para kazanırsın’’ diye yazmıştım.
Fatih, Milli Takım'da oynadı. G.Saray'a çok da faydalı oldu. Lucescu'nun gelişiyle takımda yer almasında aksamalar oldu, bu doğru. Fatih'in son zamanlarda çok kötü oynadığı da bir gerçek. Ben bunların hepsini affederim. Bir futbolcunun saha içindeki yanlışları tabii ki olacak. Yeterki teraziye konduğu zaman başarılı kısmı diğer tarafa ağır bassın. Fatih'te hep başarılı taraf maçı kazandı.
İFTİHAR EDİYOR MUSUN?
A.Gücü maçı sonrası TV ekranından, Fatih'in Metin Oktay Tesisleri'nin kapısında polislerin üstünden taraftarlara yumruk vurmak için saldırdığını gördüm. Çok üzüldüm. Bir de üstelik ben izlemedim ama, izleyenler anlattı. Bir TV kanalında ‘‘Vuramadığım için üzgünüm. Vurmayı isterdim’’ demiş. Fatih bu davranışınla, bu konuşmanla ikinci büyük ayıbı işledin. Şöyle bir yalnız kaldığın zaman düşün bakalım. Sen Türk Milli Takımı ve G.Saray'ın futbolcususun. Sen büyük bir sporsever kesimin gönül bağladığı bir insansın. Bu yaptıklarınla iftihar ediyor musun?
Türkiye İsrail dostluğu
Efes Pilsen'in Final-Four'daki maçlarını izlememek mümkün değil. Düşünün bir defa, bir Türk takımı Avrupa'nın en iyi 4 basketbol takımı arasına giriyor ve orada mücadele ediyor. Efes Pilsen ilk maçında çok kötü oynadı. Bu arada tribünlerde Yunanlı seyirciler de vardı. Haliyle Türk ve Yunanlı seyirciler kapıştı. Doğaldır, seyirci psikolojisidir. Bunu ülkelerarasında bir kavga olarak düşünmüyorum. Bu arada İsrailliler de bizimkilerle birleşti. Ne güzel değil mi? Ne yazık ki, tribün koalisyonu da Efes'in galibiyetine yetmedi.
ORHAN DEMİRDAL
Şimdi sıkı durun size bir şey anlatacağım. Adana spor camiasının çok sevdiği Demirdal kardeşler vardır. Orhan Demirdal amansız bir hastalığa yakalandı. Lösemi oldu. Ülkemizde tedaviye başlandı, fakat İsrail'den gelen umutlu haber bu sevgili kardeşimi ailesiyle beraber oraya götürdü, doğru Kudüs El Karen Hadassa Hastanesi'ne. Şu anda Prof.Dr.Simon Slovin onu tedavi ediyor. Orhan Demirdal, yalnız benim değil, onu tanıyan herkesin çok sevdiği bir sporcu kardeşimdir. Acil şifalar diliyor ve onun için dua ediyorum.