Turgay Şeren: Mustafa nihayet konuştu...

Güncelleme Tarihi:

Turgay Şeren: Mustafa nihayet konuştu...
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2000 00:00

Turgay ŞEREN
Haberin Devamı

FENERBAHÇE son maçında Denizlispor'u sadece farklı yenmedi. Belirli bölümlerde tam bir Fenerbahçe takımı gibi oynadı. Şimdi ben burada Mustafa Denizli ile hem karşılıklı tartışmak, hem de dertleşmek istiyorum.

Mustafa F.Bahçe'ye teknik direktör oldu. Esasında daha Milli Takım'la sözleşmesi vardı. Hatta, 500 bin dolarlık tazminatı da cabasıydı. F.Bahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, ona güvendi, takımının başına getirdi. Ona verilen ve daha da verilecek rakam inanılır gibi değil. Kesin bilmediğim için burada açıklamıyorum, açıklamak da istemiyorum. Bu benim sorunum değil. F.Bahçe Kulübü öyle layık görmüş, vermiş. Onların bileceği iş. Daha sonra Mustafa Denizli, Avrupa Şampiyonası'ndan F.Bahçe'ye transfer etmek istediği oyuncuların listesini verdi, Yıldırım'a. O da Allah biliyorya, hiçbirini aksatmadan F.Bahçe kadrosuna dahil etti.

TAKIMINI SAKLIYORSUN

Mustafa, Milli Takım'dan ayrıldı, bu da F.Bahçe'ye 500 bin dolara patladı. Mustafa, lig maçları başlamadan Inter-Toto'ya katılabilirdi, hayır dedi. TSYD Kupası'na da katılabilirdi, ona da hayır dedi. Yani, takımını ligler başlamadan ne kendisi gördü, ne de başkasına gösterdi. Avrupa'da 1-2 maç oynadı, o kadar. Oysa, dünya futbolunda resmi maçlar başlamadan her takım çok iyi hazırlanmasının yanında, pek çok turnuvaya katılıyor, pek çok güçlü takımlara karşı kendi takımının eksik, fazla taraflarını tartıya koyuyor. Mustafa'nın bu tavrı hiç de yabancı değil. Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası'nda İtalya karşısına çıkarken hiçbir hazırlık maçı oynamadı. Sonra İsveç karşılaşması, tam bir içler acısıydı. Arkadan Belçika maçı geldi. Futbol bu, Milli Takımımız o gün iyi oynadı. Ama, Rüştü'nün kalesinde devleştiğini, B.Hakan'ın inanılmaz iki gol attığını unutmamak lazım. Ne dedi Mustafa, onu eleştirenlere, ‘‘Ben İtalya ve İsveç maçlarını hazırlık karşılaşmaları olarak kabul ediyorum.’’ Mustafa Belçika maçını kazandı ya, tabii ki konuşacaktı.

FENER’i SEN DE BEĞENMEDİN

Benim anlamadığım bir şey var, maçlara gidiyoruz, görüyoruz, kendimize göre yorumlarımız var. Alkışlıyoruz, yahut eleştiriyoruz. Bunlar herkesin kendi fikirleri, ne yapılmalı yani? F.Bahçe ilk oynadığı Kocaelispor maçından sonra Denizlispor karşılaşmasına kadar sahada yürümüşse, Mustafa'nın kendisi de ‘‘Aldığımız puana seviniyorum ama ekibimin kişiliksiz futbolunu kabul etmem mümkün değil.’’ diyorsa, buradan şu anlam çıkar, Mustafa da takımının ortaya koyduğu futboldan memnun değil. Mustafa memnun değilse, o maçları izleyenlerin memnun olması söz konusu olur mu? Çok kötü oynanan maçlar, sahaya sürülen 6 yabancı, üçer üçer yenen goller, mağlubiyetler. Bunlar unutulur mu, Mustafa? Bir maç çıkacaksın 5 gol atacaksın, bütün geçmişi sileceksin. Futbolda böyle şey yok Mustafa. Bundan sonraki maçlarında F.Bahçe aynı tempoda oynar, rakibini boğarsa, belirli bir çizgiyi sarı lacivertli ekip yakalarsa, herkes seni de alkışlar, futbolcularını da. Futbolda devamlılık şarttır Mustafa. 35 yıllık futbol mazim var diyorsun, bunu bilmemezlikten gelemezsin.

Siyahi kaleci fiyaskoları

FENERBAHÇE-Denizlispor maçı öncesi Basın Tribünü'nün çay ocağında oturuyordum. Denizlisporlu yöneticiler geldi, tabii konuşmaya başladık. Denizlispor'un çok iyi bir form yakaladığından bahsettiler. En önemlisi de, Afrika'nın hangi ülkesinden olduğunu bilmediğim bir siyahi transfer ettiklerini ve süper bir kaleci olduğunu söylediler. Siz benim yerimde olsanız, ne yaparsınız? F.Bahçe-Denizlispor maçında dikkatlerinizin çoğunu Denizlispor kalecisine çevirirsiniz, değil mi? Ben de öyle yaptım. Maç sonrası bu kaleci hakkındaki fikrimi size söyleyeyim.

KALECİ BU GOLLERİ YEMEZ

F.Bahçe'nin her yan topunda, Denizlispor kalesini hayaletler korudu. Andersson'un attığı bir ilk gol var. Kalecinin el uzunluğu vardır, bu yok oldu. Bu arkadaş, zıplayamıyor bile. Andersson direğin dibinden golü attı. Arkadan, bir kaç pozisyonda daha topu elinden kaçırdı. Bereket, defans oyuncuları sağa sola vurdular. Sonra Ogün'ün nefis golü geldi, bu da bir yan ortaydı. Rapaiç topa vururken, soldan ortalanan bu pozisyonda siyahi adam kalesinde uyudu. Çıktı ama, F.Bahçe'nin üçüncü golü ağlara gittikten sonra. Ceza sahasının üzerinden Baliç'in golü de geldi. Daha sonra da yine Baliç'in ortasından Serhat maçı beşledi. Bu nasıl kaleciliktir? Yabancı futbolcu olarak nasıl transfer edilir? Bunu anlamak mümkün değil. Futbol Federasyonu Başkanımız yabancı transferinde üçe indireceğin dedi, altıya çıkardı. Devam etsin.

SCALA FEVZİ'Yİ HATIRLAMALI

Bir de Beşiktaş kalecisi Shorumnu var. G.Saray maçında Ümit'ten yediği bir gol inanılır gibi değil. Top kornerden geldi, onun burnunun dibinden Ümit vurdu. Shorunnu uyudu. Maç sonrası yazımı okursanız orada da var. Ben G.Saraylı olarak Shorumnu'ya teşekkür ederim demiştim. Gelelim Milan maçına. İki yan top, iki kafa golü daha. Ve Beşiktaş 2. tura çıkma şansını Shorumnu'nun bu hatalı golleri sonrası yitirdi. Sadece UEFA'nın bir araştırması var, sonucunu bekleyeceğiz. Az daha Leeds maçını unutuyordum. Altı yan orta, altı gol. Shorunmu kalesinde trafik memuru gibiydi. Beşiktaş, bu hatalı gollerden sonra başı eğik ülkeye döndü. Bunlar iyi güzel de, pırıl pırıl bir Fevzi var Beşiktaş kadrosunda. Geçtiğimiz yıl G.Saray maçında yediği bir gaflet golü var. Ama çok da Beşiktaş'a kazandırdığı maçlar var. Hatta bir keresinde, G.Saray ile Ali Sami Yen'de oynanan Toshack zamanındaki final maçında, 90 dakikadaki süper oyunu ve kurtardığı penaltılarla kazandırdığı Türkiye Kupası ne çabuk unutuldu. Bu Türk çocuğu hep yedekte mi kalacak? Scala, Fevzi'ye de Beşiktaş kalesinde şans vermeli.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!