Turgay Şeren: G.Saray ve Beşiktaş’ın halka arzı

Güncelleme Tarihi:

Turgay Şeren: G.Saray ve Beşiktaş’ın halka arzı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2000 00:00

Turgay ŞEREN
Haberin Devamı

Galatasaray, uzun zamandan beri, Galatasaray A.Ş'nin hisse senetlerinin bir bölümünü blok olarak AİG'nin Cayman Adaları’nda oluşturduğu, 100 milyon dolarlık bir fona satmak için büyük uğraş verdi. Faruk Süren ve arkadaşları bu satışın bir an önce olması için Eyüp Sultan'a bir sürü adaklar adamış olmalılar. Zira Galatasaray, Süren'in savurganlıyla batma, tıkanma noktasına geldi. Sonunda öyle veya böyle Galatasaray kongresinin otomatik kalkan parmaklarıyla, bu olay gerçekleşti. Ve Galatasaray A.Ş'nin yüzde 22 hissesi, 20 milyon dolara AIG'nin himayesindeki fona satıldı.

Ben ve aklıbaşında Galatasaraylılar, blok satışa karşı çıktık. Ve bunun savaşını verdik ancak olmadı. Ve bu satış yapıldı. Para geldi mi, gelmedi mi o da beli değil. Zira söylenen şuydu. Eğer bu satış olmazsa, Galatasaray madden toparlanamıyordu. İyi güzel de satış yapıldı, Galatasaray'da maddi sorun değişmedi ki.

Gelelim Beşiktaş'a. Beşiktaş, normal bir şirketin halka arzını yaşadı. Zaten Galatasaray'da sorun buradaydı. Bir kısım ben de dahil diyorduk ki, Galatasaray'ın hisse senetleri, kongre üyelerine, divan heyetine Galatasaray'a gönül vermiş taraftarlara satılsın. Ancak, acil paraya ihtiyacı olan Süren bu Beşiktaş'ın düzgün davranışı gibi bekleyemedi. Serdar Bilgili'yi ve arkadaşlarını Beşiktaş camiasına kazandırdıkları bu halka arz şeklinden dolayı kutlamak isterim. Sakın ha, Galatasaray Spor Kulübü ile Beşiktaş'ın hisse senedi satışlarını birbirine karıştırmayın. Arada çok fark var. Güzel, gerçek ve yakışan Serdar Bilgili ve arkadaşlarının yaptığıdır.

Noel Moel dinlemem

GALATASARAY yönetimi, çok yanlış bir davranış içine girdi. Süren'e ve yanındakilere sormak lazım. Galatasaray Futbol Takımını siz mi yönetiyorsunuz, yoksa yabancı futbolcular mı? Jardel efendi, ‘‘ayağım sakat’’ diyor. Karısı Mete Razlıklı ile Rio bileti için münakaşa ediyor. En önemlisi çok inandığım ve Galatasaray'a büyük hizmetler veren Dr. Burhan Uslu'ya göre Jardel'in sakatlığı yok beyler. Bir spor kulübünde Jardel bu davranışlarıyla akıl almaz şekilde cezaladırılır. Biz de adam ödüllendirildi. Noel izni verildi. Portekiz, arkasından belki İspanya, daha sonra da Rio'ya Jardel uçtu. Bakalım ikinci yarı kampının ilk gününde İspanya'da Jardel boy gösterecek mi? Lucescu, Hagi ve Popescu için ‘‘Çok iyi profesyoneller’’ diyor. ‘‘Kasten 4.

sarı kartı almazlar’’ diyor. ‘‘Haberleri yoktu. Suç bende, hatırlatmadım’’ diyor. Hagi efendi Galatasaray’la transfer konuşmalarına otururken, maç başını eliyle kenara itmesini biliyor. 3.5 milyon dolar istemesini ve almasını da biliyor . Ama 3 sarı kartı olduğunu nasıl bilmez. Bu mu Profesyonellik. Aynı söz Popescu çin de geçerlidir. Ben Antalya'da maçtaydım. Hagi'ye sarı kart gösterilince yeri göğü inletirdi. Sesi çıkmadı. Popescu'da öyle. Sorarım size Avrupa'da oynayan dünya çapındaki futbolcular niçin Noel’de evlerine gitmediler? Niçin hepsi sahada formaları için mücadele ettiler? Onlar insan değil mi? Aramızdaki fark , onların disiplinli, ne yaptığını bilen yönetimler ve teknik direktör lerle donatılmış olmalarıdır. Bizler ise, laf ola beri gele. İste Lucescu. Geldiği günden beri destek olanlardan birisiyim. Son davranışını tasvip etmem mümkün değil. Bu kaybedilen 3 puanı Lucescu ödeyecek bakalım nasıl.

Yılmaz Vural

FENERBAHÇE, Denizlispor maçı öncesi, Denizlisporlu yöneticiler bana Afrika'dan bir kaleci aldıklarını ve süper olduğunu söylemişlerdi. O gün methedilen kaleci çok kötü oynadı. Ondan sonra da 1-2 maç Denizlispor'u yakmış olmalı ki, Galatasaray karşısında yedek kadroda bile yoktu. Afrikalı yabancı oyunculara sen paraları dök. Sonra parasızlıktan şikayet et. Olmadı. Yılmaz Vural'ın Galatasaray maçı sonrası söylediklerini büyük bir hayretle dinledim ve gazete sütunlarında okudum. Yılmaz sen çalışkan bir adamsın, gittiğin takıma bir canlılık getirirsin. Bu doğru. Ama nasıl oldu da ortaya çıkıp, böylesine iddialı laflar ediyorsun. Galatasaray'ı Trabzon'u yendik. Beşiktaşla berabere kaldık diyorsun. Futbolda bunlar olağan şeyler Yılmaz. Bir gün bakarsın işler ters döner. Sen bunu çok yaşadın. ‘‘Fatih'i ve Hakan'ı da ben yarattım’’ diyorsun. O nasıl oldu. Bir gün bana anlat.

Sosyal Dayanışma Vakfı

TÜRKİYE Futbol Federasyonu Kemal Onar'ın ve arkadaşlarının oluşturduğu bir vakıf kurdu. Profesyonel futbolcuların ileriki günlerini güvence altına alan bir vakıf bu. Kuruluş aşamasında ben de komisyonun içindeydim. Sonra pek ilgilenmedim. Güzel bir vakı ancak, bugünden itibaren 10 yıl beklemek lazım. Yani, şimdi futbol oynayanlar, 10 yıl sonra bundan yararlanabilirler. Bu yanlış. Bu süre 5 yıl olmalıydı. Hala da vakit geçmiş değil, düzeltilir. İyi yapılan şaylerin her zaman yanındayım.

Hakem Ali Aydın

Galatasaray Denizlispor maçının hakemi Ali Aydın'ın beyanıtını okudum. Diyor ki, ‘‘Ben gördüğümü çaldım.’’ Fatih ikinci yarıda Galatasaray ceza sahasının köşesinde Levent'i uçurdu. Sen 5 metre yanındaydın nasıl görmedin? Bu bir. Hasan Saş, o gece maçın en iyi oyuncusu Ahmet Hassan'ı yaka paça indirdi. Bu da penaltıydı. Gene görmedin. Etti mi iki. Bülent 'de Tolunay'ı düşürdü. İşte sana bir penltı daha. Sen bunu da görmedin. En önemlisi yan hakemin bayrağına uyarak, çok yakınında olmana rağmen Bülent'in attığı ikinci Galatasaray golünü de iptal ettin. Bu kadar maçın kaderini değiştirecek yanlışları eğer görerek yaptıysan, kusura bakma ben sana hakem demem.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!