Güncelleme Tarihi:
GAZİANTEPSPOR Kulübü Başkanı Celal Doğan aynı zamanda bu şehrimizin Belediye Başkanıdır. Bundan önceki seçimlerde Gaziantep'e gittim. Mahalle mahalle dolaştım. Hakikaten Celal Doğan, Gaziantep'e çok güzel şeyler yapmış. Tabii bunun sonucunu da gördü, son seçimde yine Belediye Başkanı seçildi.
Gaziantepspor'un altyapı tesislerini gezdim, süperdi. Gaziantepspor takımı belirli bir çizgiye geldi, bütün bu yukarıda yazdıklarımdan dolayı, ben hep Celal Doğan'ı alkışladım. Zira, bu alkışlar onun hakkıydı. Haa, şimdi gelelim sadede. Celal Doğan, FIFA'nın dış transfer yönetmeliğinde yaptığı değişikliğe karşı çıkıyor. Karşı çıksa ne olur, çıkmasa ne olur? FIFA, bu talimatı çıkarmak için tam 1 yıldır uğraşıyor. Hatırlayın, Avrupa Birliği'nden (AB), Bosman Kararları'ndan doğan baskılara FIFA göğüs gerdi, ama dayanamadı. Ne dedi, ‘‘15 Temmuz 2001'den sonra bir ülkeden diğer ülkeye gidecek futbolcular kulüplerine herhangi bir transfer ücreti ödemezler. Elini kolunu sallaya sallaya bir başka Avrupa ülkesine gider, mukavelesini imzalar. Orada da futbolunu oynar.’’
İŞİN PÜF NOKTASI
Şimdi burada bir püf noktası var. Bir Türk futbolcusu dış ülkeye transfer oldu, 23 yaşını bitiren ve mukavelesi biten tabii. 10-15 gün sonra gittiği kulüple karşılıklı oturdu, mukavelelerini feshettiler. O futbolcu gelir, eğer arzu ederse, Türkiye'de de onu bir kulüp almak isterse mukavele imzalar, Türk Futbol Federasyonu ona lisans vermek mecburiyetindedir. Varsa bunun aksini iddia eden, 37. madde, 47. madde diye ortaya çıkan, gelsinler iddialaşalım.
HAKAN-ÜMİT UÇAR
Bir örnek vereyim. Hakan Bayraktar ve Ümit Karan her ikisi de bir Avrupa kulübüne gidip mukavele imzalarlar, Gaziantepspor'a ve G.Birliği'ne 5 kuruş ödenmez. Kısa bir süre sonra da bu iki futbolcu gelir, istediği Türk kulübü ile mukavele imzalar. Bunun adına Türkiye'de ‘‘hülle’’ dendi. Celal Doğan da hülleyi esas manasında kullandı, ne dedi: ‘‘Bu karısını başkasının koynuna verip, tekrar geri almaktır.’’ Sonra da Beşiktaş Kulübü Başkanı Serdar Bilgili'nin ismini unuttu. Bunlar ne belediye başkanı, ne de bir kulüp başkanı olan Celal Doğan'ın ağzına hiç yakışmadı.
Celal bey, siz Ayhan'ı kaça almıştınız, şöyle bir düşünün. Sonra Ayhan'ı Beşiktaş'a 8 milyon dolara sattınız. Bu satıştan Gaziantepspor büyük para kazanmadı mı? Kazanırken kurallar iyi, FIFA, AB'ye uyarak futbolcular lehine kural çıkardığı zaman mı çok kötü? Bu size hiç yakışmadı. Futbolcu artık köle değil, 23 yaşını bitirmişse, mukavelesi de sona ermişse, Avrupa'ya elini kollunu sallayarak gider. Sonra da isterse istediği kulübe döner. Buna ne sen, ne de emireriniz Türk Futbol Federasyonu mani olamaz.
Sevgili Orhan Kaynar
Kaynar’ın son sözleri hep kulağımda:
‘‘Turgay kaptan, burada dostlarımla Trabzonspor'un başarısı için uğraşıyorum. Bu yıl Trabzonspor istenilen seviyeye asla çıkmadı. Bu devam edecek, kulüp yapısı değişti. Düşman kardeşler çoğaldı. Oysa hepimiz Trabzonluyuz. Hepimizin kavgası Trabzonspor içindir ağabey. Gel gör ki, bunu kime anlatırsın. Trabzonspor kendi sahasında maç mı kaybederdi? F.Bahçe'ye, Galatasaray'a, Beşiktaş'a 3'er 4'er gol atmadık mı? İstanbul'a gidip yine bu takımları yenip şampiyon olmadık mı? Bak o Trabzonspor ne hale geldi ağabey, gördün mü? Özkan Sümer altyapıya önem verirdi. Şimdi ismi cismi bilinmez 4 Brezilyalı ile geldi. İnsanın aklı durur.’’
SÜMER'İN BREZİLYALILARI
Gerçekten insanın aklı duruyor. Özkan Sümer, her zaman genç futbolcu yetiştirme çabasındaydı. Onu bir kez yağmur altında Orhan Kaynar ile birlikte gencecik futbolcuları çalıştırırken saatlerce izlemiştim. O Özkan Sümer gitti, yerine gerçekten Orhan'ın da söylediği gibi bir başka Özkan Sümer geldi.
Sevgili Orhan sen her zaman benim yüreğimde yaşayacaksın. Trabzonspor senin kadar olmasa da benim de çok sevdiğim ve çok ilgi duyduğum bir camiadır. Sümer'i ve Brezilyalılarını dikkatle izleyeceğim.
ÖNEMLİ NOT: Sayın Mehmet Ali Yılmaz, Kaynar tek başına Trabzonla sizin için savaştı. Siz onun caneze törenine gelmediniz...
Böyle rezalet yaşanmadı!
GALATASARAY Spor Kulübü'nün bir Divan Kurulu var, ben de üyesiyim. Bir kez gittim. Divan Kurulu'nda G.Saray enine boyuna masaya yatırılır. Daha doğrusu masaya yatırılmalıdır değil mi? Ancak tam aksi oldu. G.Saray futbol takımının başarıdan başarıya koştuğu günlerde Faruk Süren yönetiminin yaptığı her hata alkışlandı. Ben ve benim gibi G.Saray'ı yüreğinde hissedenlerin içleri cız ediyordu.
G.SARAY DİVAN KURULU
Ben kalemimle şimdi burada isimlerini yazmak istemediğim gerçek G.Saraylılar, Divan Kurulu toplantılarında ve genel kurullarda G.Saray'ın Süren'in ve yönetiminin savurgan tutumu ile çok kötü, içinden çıkılamayacak mali sorunlar yaşayacağını haykırdık. Başta Divan Kurulu üyelerimiz bizleri kınadı. Hatta hatta zamanında G.Saray'da çok büyük olaylara birlikte imza at
tığımız insanlar beni G.Saray Disiplin Kurulu'na verdiler. Üstelik G.Saray Spor Kulübü üyeliğinden çıkarılmam için yarıştılar. Ama aklıselim ve gerçeği hep gören bir grup G.Saraylı buna mani oldular.
İTİBARIMIZ YOK OLDU
Şimdi bugünkü bilançoya bakın. Bir haftalık spor sayfalarını şöyle bir inceleyin. Süren, ‘‘Bana 20 milyon dolar bulun’’ diyor röportajında. Bu yazının yanında Vakıfbank'ın faizleri hariç 21 milyon dolarlık borç için haciz haberi var. Koçbank'ın eğer verilen sözler vaktinde tutulmazsa, haczinin devam edeceği, imzası olanların da hapse gireceği haberi de gazetelerde. Dünkü bir büyük gazetenin manşeti, ‘‘Vah, G.Saray vah.’’ Avrupa'dan Avrupa şampiyonu G.Saray'a futbolcular gelmek istemiyor. Banka teminat mektubu şart diyorlarmış. Real Sociedad Kulübü çeklerinin tefecilere kırdırıldığını, hem Arif'ten hem de paradan yoksun olduklarını, olayı FIFA'yla götüreceklerini açıkladılar. Bir bu eksikti.
SÜREN-CANSUN'A BRAVO!
Galatasaray’ı dibe çökerttiler. Akla hayale gelmez borçlar, hacizler koskoca kulübün bankalarda bir kuruşluk kredisinin kalmaması, Ali Sami Yen Stadı rezaleti ve ortada Jardel denilen büyük bir sorun. Süren, Marsilya, Cansun Porto diyor. Jardel habersiz. Jardel'in olayında belirsizlik dizboyu. G.Saray takımı paramparça oldu. Yeni bir takım kurmak şart. Ortada bir sürü laf var, tek bir gerçek bile yok. G.Saray Spor Kulübü tarihinde böyle bir rezalet yaşanmadı. Kulüp ikiye değil, 10'a bölündü. Bravo Süren'e, bravo Cansun'a ve bravo G.Saray Divan Heyeti’ne...