Güncelleme Tarihi:
Dakika 85... Ben, maç yazımı yazdırmaya başladım... Galatasaray Futbol Takımı, Taffarel'in dışında hepsi rakiplerine pres yapıyor. Bir Rapidli futbolcu karşısında her zaman iki Galatasaraylı futbolcuyu buluyor... Ve dikkat edin maçın başı değil, sonları... Özellikle defansta oynayan Popescu, Capone, Fatih rakiplerine fevkalede iyi markaj yaptılar ve gerektiği kadar kademeye girdiler.
Galatasaray'ın dün akşam tek problemi K.Hakan'dı. Evet rakibine pres yapmaya çalıştı ama her zaman mağlup oldu. Üstelik bomboş bir gol pozisyonunu, kime verdiği, nereye gittiği belli olmayan bir vuruşla kaçırdı. Galatasaray'ın bu presli oyununun mimarı orta sahası. Emre, Suat, Ümit ve Okan. Hele hele Okan... Onu bir Taffarel'in önünde, bir orta sahada, bir de rakip kaleci Maier'in önünde gördüm. Nefis bir kafa vuruşuyla gol de attı. Hagi baktı ki, Galatasaray turu atladı, fantaziye yöneldi. Topu rakibinin bacağının arasından atmak istedi, topuk pası yaptı, kısacası alay etti. Ama bana göre bu doğru değil. Mağlup olan bir takımın futbolcusuyla dalga geçilmez.
Rapid'de bir tek oyuncuya bayıldım. O da 4 numaralı Schiesswald'dı.. Hakan Şükür'le çarpışan ve onu hastaneye gönderen Rapid'in stoperi bu... Çok yürekli bir futbolcu. Kafası sargılı olduğu halde havadan gelen topların hepsine müdahele etti.
TUGAY'I BEĞENDİM
İkinci yarının ortalarında Tugay'ı da çok beğendim. Yüreğini ortaya koyarak, orta sahada topa iyi bastı. Rakip defansın arasına dalmak da istedi. Bir kaç kez Hagi ile ver-kaç'a da girdi. Her seferinde top, ya rakibin topuğuna çarptı ya da vücuduna.. Neyse... Demek ki, Tugay'ın da aklı başına gelmiş. Tugay böyle arzulu ve özverili olursa, Galatasaray'da her zaman yer bulur. Sonradan oyuna giren Arif de oyunun temposunu, presli futbolunu devam ettirdi.
Zaten G.Saray'da maç kazanmanın tılsımı, rakibe iyi top kullandırmamak için 2'li, 3'lü pres yapmak ve top sarı kırmızılı takımın ayağında olunca da tek pasla rakip sahaya, gidip gol aramak. Bu tarz oyunu Galatasaraylı futbolcular oynuyor ama bunun mimarlarını unutmamak lazım. Kim bu mimarlar? Tabii ki başta Fatih Terim ve yardımcıları Bülent, Müfit, Eser.
Şimdi hepimiz Türk ulusu olarak, Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki başarısına dua etmeliyiz. Çok büyük bir acı geçirdik. Bunun yaraları tabii ki sarılacak. Söylenecek şey şu: Hayat devam ediyor.