Turgay Şeren: Bir hafta sonu

Güncelleme Tarihi:

Turgay Şeren: Bir hafta sonu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2000 00:00

Turgay ŞEREN
Haberin Devamı

BİZİM güzel bir tatil köyümüz var. İstanbul'a aşağı yukarı 100 kilometre uzaklıkta. Ancak Tekirdağ'a da çok yakın. İstanbul'dan bunalanlar rahatlıkla yarım saat içerisinde Tekirdağ'a gider, o güzel deniz kıyısı yörenin her türlü imkanlarından istifade eder.

Tatil köyümüzün güzel bir de adı var; Kaptan Country. Bu siteyi yapan Mustafa Önsipahioğlu, sporcuların dostu bir kardeşimiz. Kaptan-1, Kaptan-2, Kaptan-3, Kaptan-4, Kaptan-5 derken, en sonunda Kaptan Country'yi meydana getirdi. Her türlü imkana sahip güzel bir site bu. En önemlisi de içinde yaşayan insanların tümünün birbirine dost gözüyle bakması.

Cumartesi gecesi

Avrupa Şampiyonası Finalleri'nden sonra, tabii ki dinlenmeye hepimizin ihtiyacı vardı. Eşim ve çocuklarımla kısa süreliğine de olsa denize girmeye ve dostlarla buluşmaya gittim. Cumartesi gecesi Önsipahioğlu'nun kızı evlendi. Damadın babası Avukat Rahmi Özkan. O da çok tatlı bir insan. Karşıda sizi gördüğü zaman yüzü gülüyor adamın. Yani, sizlerle mutluluğu paylaşıyor. Ne güzel değil mi? Tabii hep beraber ailece Celal Çapa'nın yeni oluşturduğu Hammam isimli eğlence yerine gittik. Başkalarını bilmiyorum ama bu, benim ilk deneyimimdi.

Güzel bir de masamız vardı. Fatih Terim, Nezih Alkış, ben, Ünal ve eşlerimiz, bir de Şansal, güzel bir ekiptik.

Hammam için söylenecek şey şu: Sarayburnu'nda püfür püfür esen bir yer. Ancak ben, tam o sırada, ‘‘Buradan deniz ne kadar güzel gözüküyor’’ derken, kocaman bir vapur geldi. Onların iskelesiymiş. Biz kalkana kadar da oradaki herkesin görüşünü yok etti. Yani denize karşı oturanlar olarak vapurun sağ yüzünü seyrettik.

Biraz sonra İbrahim Tatlıses geldi. Düğün sahibi Rahmi Bey'in yakın dostu olduğu kesin. Niye kesin, onu da anlatayım. Bulunduğumuz yerin yanında bir de disko var. Hoparlörleri sonuna kadar açılmış. İbrahim'i dinleyebilmek için kulaklık takmak lazım. İbrahim'le arana özel hat çekmek şart. İnsanda biraz saygı olur. O diskonun sahibi, yan tarafta böyle büyük bir düğün varsa, İbrahim de çıkıp sahne almışsa, en azından diskonun müziğini biraz olsun keser. Ayıp be... İbrahim'in ya sabır çektiğini görmemek mümkün değil. Ancak yapacak bir şey yok. Başka bir yerde olsa sahneyi bırakır gider. Ama düğün sahibi arkadaşı.

ÇAPA, YANLIŞA SON VER

Neyse... Bir ara, İbrahim Tatlıses sahneden inecek gibi oldu. Bir medya grubu davetlilerle onun arasında adeta baraj oluşturdu. Ne İbrahim bizleri görebiliyor, ne biz İbrahim'i... Hani İbrahim'in plakları çalınsa belki daha iyi olacak. İşte böyle bir maceralı gecenin sonuna geldik. Arabaları parktan alacağız. Siz deyin 500, ben diyeyim bin araba bir yere hapsolmuş. Bir saatte ya arabanı bulursun veya buldurursun, yahut da tımarhaneye gidersin.

Celal Çapa, sen bu tip organizasyonları en iyi yapanlardansın. Bu yanlışlara bir son ver.

CEVİZ KABUĞU TEKNE

Yazlık sitemizin önü apaçık deniz. Bizim Nezih Alkış'ın da ceviz kabuğu gibi bir teknesi var. Hava lodos. Sahilden denize girmek söz konusu değil. Karar verdik, hep beraber tekneye bineceğiz, derinlere gidip orada suya batıp, çıkacağız. Nezih teknenin içinde, ben iskeledeyim. Bir ayağımı iskeleden attım, teknenin demirlerini tuttum. Bizim Nezih tekneyi bir tornistana takmaz mı? Düşünün bir kere, bir elim teknenin, diğer elim iskelenin demirinde. Ya ortadan ikiye bölüneceğim, ya da ellerimden birini bırakacağım. Tabii, elimi bıraktım ve denize düştüm. Cebimde de son model cep telefonum. Cep telefonu uçtu gitti, çalışmaz oldu.

Sormak istediğim şu. Nasıl ki, sudan korunan saatler var. Acaba bu telefonları da suya karşı koruyacak bir sistem çıkmaz mı? Bu, araştırılmalı.

YOLUN AÇIK OLSUN FATİH

Fatih Terim ve eşi geldiler. Hep beraber açıklara gittik. Az daha unutuyordum. Ünal da koştu geldi. Ünal, bizim Fatih'in bacanağı. Ama son zamanlarda ismi değişti. Hepimiz ona Sefa diyoruz. Nedeni şu. Gece 12'den sonra ortada hiç yok. Eşi ile de bu yüzden arası açıldı. Ama o hala sefa peşinde. Bu ismi de hak eder doğrusu.

Denizin ortasında temiz bir yer bulduk ve hep birlikte atladık. Zavallı Fatih beni mi tekneye çeksin, eşi ile mi uğraşsın, Ünal'a ve Nezih'e ellerini mi uzatsın? O da şaşırdı. Herhalde Fiorentina'da teknik direktörlük yapmak, bizleri tekneye çekmekten çok daha kolay onun için. Zaten biraz da beli sakatlandı. Herhalde bir sürü kem gözlünün Fatih'in bu gidişinde ve G.Saray'daki başarılarında gözü var olmalı. Nasıl olmasın ki...

Fatih, G.Saray'da devrim yaptı. Metin Oktay Tesisleri imrenilecek haldedir. Yokluklar içinde dört yıl kendi futbolcusu ile yönetimi ile başkanı ile ve rakiplerle savaştı. Sonunda da hepsinden galip çıktı. Yolun açık olsun Fatih. İnşallah seni alkışlamaya ilk Fiorentina maçına geleceğim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!