Güncelleme Tarihi:
Onur Belge’nin konuyla ilgili yazısı şöyle;
Hiç karışmayacaktım, ama baktım bazıları ‘Türkiye’de futbol bizden sorulur, spor yazarlığı hakkında biz karar veririz.’ havalarına girdiler. Beyefendiler güçlü olabilirler, patronları veya güçler onları oraya getirebilirler. Ama Türkiye’de spor yazarlığı ve futbol kimsenin tekelinde değildir. Nitekim Erhan Telli gibi olmadık yerde yakalanan ve o beyefendilerin yapmaya çalıştığı gibi ‘kontrolden-sansürden’ kaçabilir. İnsanları havaya zıplatır. Ya da 18 bir çocuk çıkar, sizin pompalamaya çalıştığınız haybeden yıldızı rezil eder, bitirir.
Ben Ercan Saatçi işinin önünde veya arkasında değilim, bir gerçeği açıklayacağım. Her zaman karşılıklı diyaloğumuz oldu… Ersun Yanal teknik direktör, Atina’da Yunanistan ile golsüz berabere kaldığımız maç.Türkiye Spor Yazarları Derneği Genel Başkanı’yım.Ercan Saatçi arkadaşım yazı konusunda daha yeniydi. Ayrıca evrakları da yetersizdi. O nedenle ben ve yönetim kurulumuz ona basın akreditasyonu vermedik. Şimdi ona ‘spor yazarı değil’ diyenlerin o zamanlar aynı yerde çalışanları hakkımızda demedikleri lafı, etmedikleri dedikoduyu bırakmadılar. Uzatmayalım, Atina’da basın tribününe girdim, Ercan Saatçi orada oturuyor. Boynunda basın akreditasyon kartı var. Bakım üzerinde başka isim var. Yunanistan ‘da kendi aramızda mesele çıkaracak değildik herhalde.
Ben açıklarsam doğru olmaz. Şimdi hep beraber soralım, Ercan Saatçi açıklasın, o gün boynuna asılı olan akreditasyon kimin adınaydı !?.. Ve ey siz bazı iki yüzlü efendiler, Ercan Saatçi o gün spor yazarı idi de bugün mü değil !?..Ne yazık ki böylesine bir konuda Fenerbahçe ile Galatasaray kulüpleri alet edildi.