Güncelleme Tarihi:
İstanbul kulüpleri, bilhassa 3 Büyükler Avrupa futbolunu yakından takip eder. Avrupa’da bir takım şampiyon olduğunda nasıl kutladıklarını her yıl televizyonlarda izliyoruz.
Milletin Trabzonspor’un şampiyon olmasının sıkıntısını anlayamıyorum. Şampiyon takımların da aldığı sonuçlarda hakem hatalarının olumluolumsuz etkileri olur. Ancak, sezon sonunda terazinin kefeleri hemen hemen denk olur. Bir takım şampiyon olduğunda, sadece “Hakem hataları ile şampiyon oldu” şeklinde değerlendirilmesi, her şeyden önce etik değildir. “VAR” sisteminin olduğu bir organizasyonda hakem hatalarının etkisi en aza iniyor.
TRABZON NÜFUSUNUN 5 KATI İSTANBUL'DA
Bir de şu var; Cumhuriyet’in ilanından sonra İstanbul’a Anadolu’dan bir göç akını oldu. Bugün geldiğimiz noktada İstanbul’un nüfusu 20 milyona dayandı. Dolayısıyla gerçek İstanbullu sayısı azınlığın azınlığında kaldı. Hatta yarısından fazlası gayrimüslim olan nüfusun hemen hemen hepsi 1956 olaylarında İstanbul’u terk etti.
Ben İstanbul’daki Trabzonlular Derneği’nin 40 yıllık başkanı olarak, Trabzon nüfusunun 5 katının İstanbul’da yaşadığını istatistiksel olarak biliyorum. Bu olayların bir örneğini, Trabzonspor’un şampiyonluğunu yurt geneli ve Avrupa’nın bütün şehirlerinde nasıl kutladıklarına şahit olduk. Bu kutlamalara diğer takım taraftarları, hatta yabancılar da katıldı. Alman Konsolosluğu bile Trabzonspor bayrağı asarak anlamlı bir dostluk mesajı verdi.
BÜYÜK KULÜPLER ALTAY'DAN DERS ALMALI
Trabzonspor’un şampiyonluk kutlamalarında stattaki 40 bini aşkın kişi ve çok daha fazlası da stat dışı ve Trabzon meydanında, 3-4 gün sonra İstanbul’da önce Yenikapı’da, ardından da 75 bin taraftar ile Olimpiyat Stadı’nda hak ettikleri şampiyonluğu hiçbir kötü olaya meydan vermeden Karadeniz insanına yakışır şekilde kutladılar. Sadece Altay, küme düşmesine rağmen Avrupalılar gibi, sahaya dizilerek rakiplerini alkışlayıp kutladı. Ama aynı Altay sahada aslanlar gibi mücadele etti. Diğer büyüklerin Altay’dan alacağı dersler var. Umarım, en kısa sürede Süper Lig’e tekrar dönerler, kendilerini kutlarım.
BU HUSUMETİ KÖKTEN KALDIRALIM
Şimdi benim Galatasaray’da yıllarca şampiyonluklar yaşamış, şampiyonluğu kıl payı ya da averaj ile kaybetmiş, hatta namağlup olmasına rağmen şampiyonluğunu yakalayamamış yönetici olarak bir teklifim var. Yeniden, beyaz bir sayfa açarak, hiçbir art niyet taşımadan bir araya gelip geç kalmış kutlamayı yapalım. Bugün bana, yarın sana olacağı için bu husumeti kökünden kaldıralım. Yoksa olaylar istenmeyen yöne gidiyor. Unutmadan söyleyeyim. Trabzonlulara da sesleniyorum. Şampiyon olan takımı, hangi takım olursa olsun Trabzon’da da alkışlamaları...
RAKİBİ GÖLGELEMEYİZ EKSİKLERİNİZİ BULUN
Yöneticiler, tribün ağzı ile konuşursa bu işin sonu gelmez. Trabzonspor Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerinin bu aşamadaki, olgunlukları, fair-play davranışları, efendilikleri, tahriklere karşı suskunlukları takdir edilmesi gereken bir yaklaşımdır.
Bir Trabzonlu olarak ben bile Trabzon yöneticilerinin tamamını tanımıyorum. Sporseverler de Trabzon yöneticilerinin pek çoğunu tanımaz. Ama, Abdullah Avcı’yı, futbolcularını tanımayan yoktur. Ki doğrusu da budur. Avrupa’nın en büyük takımlarının başkan ve yöneticilerini tanıyan var mı? Acaba diyorum, Trabzonspor, Avrupa takımı oldu da biz mi hâlâ anlayamadık? Son cümle: Trabzonspor’un şampiyonluğunu gölgeleyemeye çalışarak, başarısızlıklarınıza bahane üretmek yerine, hatalarınızı ve eksikliklerinizi doğru tespit ederek, gereken önlemlerinizi almaya gayret edin.