Güncelleme Tarihi:
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Osman Turan Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen ve fazla ilginin olmadığı toplantıya, eski başkanlar Özkan Sümer, Salih Erdem, Ahmet Celal Ataman ve Atay Aktuğ, eski yöneticiler, divan kurulu üyeleri ve davetliler katıldı. Daha önce toplantıya katılmayacağını açıklayan Trabzonspor Kulübü Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetim kurulu üyeleri, salonda yer almadı.
Trabzonspor Divan Kurulu Başkanı Ali Sürmen, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, niyetlerinin suçlu aramak değil, sorunları tespit etmek, çözüm üretmek ve danışma kurulu olarak tavsiyelerde bulunmak olduğunu belirtti.
Divan Başkanlık Kurulunun mutlaka tarafsız kalması gerektiğini dile getiren Sürmen, "Biz tarafsızlık sözümüzün arkasındayız ancak tarafsızlık herkesle istişareyi gerektirir. Sadece yönetimin talepleriyle görüş bildirmek tarafsızlığı değil, bağımlılığı doğurur. Tüzüğün 48-C maddesi, 'Kulübün gelişmesini ve geleceğini ilgilendiren konularda görüş ve dileklerini ilgili organlara bildirir' hükmü mevcut olup, biz tüzüğün gereğini yapmak için bu toplantıyı düzenledik" dedi.
Sürmen, toplantı kararını almadan önce kurumsal ziyaret olur diye yönetim kurulunun kendilerini ziyaret etmesini beklediklerini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın başkana ulaşamadığımızdan, kendisine ulaştığımız sayın asbaşkanımıza toplantı kararı almadan önce durumu sözlü olarak aktardık. Bize dönüş olmayınca da kurullar arası diyalog ve sevgi köprüsünden yana olduğumuzdan, bu toplantının altyapısının oluşturulması için görüş istedik. Ayrıca 6 Mart tarihli bu yazımızda, bir süre önce Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'ne alınan Divan Kurulu sekreteryasının, kulüp üyelerimizin aidat yatırma ve kaydolma konusunda yaşadıkları zorluklar nedeniyle yeniden Ziyabey Sitesi'ndeki Divan Başkanlığı makamına gönderilmesini istedik. Sanırım Trabzonspor sekreteryasının yeni bir hatasından yazıya hiçbir yanıt verilmemiş, arzu edilmeyen yanlış anlaşılmalara ve beyanatlara neden olunmuştur. Bu nedenledir ki bugün bu toplantının hazırlanmasındaki maddi ve manevi tüm altyapının Divan Başkanlık Kurulu yönetimine ait olduğunun bilinmesini isterim."
Yönetim Kurulu gibi seçimle göreve gelen Divan Başkanlık Kurulu'nun tüzüğün kendilerine verdiği görevlerin bilincinde olmaları, dışına çıkmamaları gerektiğini ancak bu kurulları ve yöneticilerini değişik nedenlerle yok saymak veya muhatap almamanın, kulübün saygınlığına ve Divan Genel Kurulu'nun iradesine karşı çıkmak olacağını söyleyen Sürmen, "Bu toplantı nedeniyle gelişen ortam, yönetim dışındaki kurulları yönetimin maddi imkan ve kaynak baskısından kurtaracak düzenlemelerin yapılacak ilk tüzükte yer almasını gerekli kılmıştır" diye konuştu.
Türk futbolunun içinde bulunduğu kaostan çıkması için çeşitli öneriler de getiren Sürmen, şöyle devam etti: "Atatürk'ün, 'Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklı olanını severim' sözü bugün statlardaki skorboardlar dahil tüm alanlardan kaldırılmıştır. Oysa günümüzde en çok özlem duyulan bu nasihat Türk futbolunun kurtuluş reçetesidir. Türk futbolunun düştüğü bu kötü durumdan çıkarmak için, yıldırmak amacıyla ceza yağdırmaktan başka hiçbir ciddi adım atmayan TFF'ye buradan çağrı yapmak istiyoruz. TFF'nin Kulüpler Birliği ile projeler geliştirerek, sadece kulüp başkanlarının veya delegelerinin katılacağı toplantılar değil, kulüplerin tüm kurullarının ve yöneticilerinin katılacağı toplantıların, Trabzon, Ankara ve İstanbul'da düzenleyerek, Türk futbolunda yeni bir yol haritası belirlemesi gerekir."
Sürmen, şike sürecinde Trabzonspor'un mağdur edilişini unutmanın ve unutturmanın mümkün olmadığını da ifade ederek, şunları söyledi: "Anamızın ak sütü kadar helal olan şampiyonluk kupasının müzemizde yer alması için mücadele sonsuza kadar sürse de devam etmelidir ancak yöneticilerin ya da yönetime talip olanların kupa taahhütlerinde dikkatli olması, hedef şaşırtmadan kupanın verilmesinin kimin iradesine kaldığını artık açıkça söylemeleri gerekmektedir. Ayrıca kupa mücadelemiz başka kupaları almamıza engel olmamalıdır. Kaybedilen her kupanın değerli olduğu unutulmamalı, 2011 yılından sonra da ciddi harcamalar yapılmasına rağmen alınamayan her kupanın nedeni irdelenmelidir. Trabzonsporumuz'un başarılı ve başarısız yıllarının etüdü iyi yapılmalıdır. Trabzonsporumuz'un Trabzon'daki amatör spor kulüpleri ve sporla ilgili derneklerle daha sıkı diyaloglara girmesi, sorunlarının aşılmasında onlara yardımcı olması gerekir."
Sürmen, sözlerinin sonunda, en büyük sorunun diyalog eksikliği olduğunu kaydederek, "Herkes 'ben Trabzonspor'un menfaatini düşünüyorum" diyor ama nedense bir masa etrafında ve bağırıp çağırmadan konuşmayı, fikirlerimizden ve görevlerimizden fedakarlık yapmayı hiç düşünmüyoruz. Bu noktada Trabzonspor'da başkanlık ve asbaşkanlık yapmış ve yapmakta olan değerlerimize büyük görevler düşmektedir. Son Yargıtay kararıyla oluşan hukuki ve idari durumun kaosa dönüşmemesi en büyük temennimizdir. Umarım bugün buradan Trabzonspor'un eski ve mevcut başkanlarına, asbaşkanlarına ve yöneticilerine, Trabzonspor'un gelişimi ve geleceği için çağrılarınız olur" ifadesini kullandı.
Konuşmacıların görüşleri
Toplantıda söz alan Divan Kurulu üyeleri ve davetliler, kulübün sorunları ve çözüm önerileri konusunda görüşlerini açıkladı.
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, "Bu şunu yaptı, bunu yaptı şeklinde değil de yönetim kuruluna tavsiye mahiyetinde görüşler ortaya koyulmalı" diyerek başladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Şike sürecinde yaptığımız mücadelelerle ilgili bir diyalog eksikliğimiz var. Güce karşı ayakta durma mücadelesini veren herkes bu karakteri ortaya koymasına rağmen kolektif manada birliktelik sorunumuz var. Genel kurul seçmişse bu kritik süreçte hep beraber seçilen başkanın arkasında durmak lazım. 'Yargıtay kesinleşti mi, kayyum mu?' diye enerjiyi başka alanlarda harcıyoruz, yanlış yapıyoruz. Yarıştığımız kulüpler bizden güçlü olabilir, medyada güçlü olabilir ancak bizim güçlü olduğumuz temel bir alan var; haklıyız. Haklıysak bu hak mücadelesini sonuna kadar sürdürmeliyiz."
Eski başkanlardan Özkan Sümer ise şike sürecinin yaşandığı 2010-2011 sezonu şampiyonluk kupası haklarını almak istediklerini ancak bu kupaya saplanıp kaldıklarını belirterek, "Başka elde edebileceğimiz kupalardan mahrum kaldık. İstanbul kulüpleri potansiyel olarak daha iyi imkanlara sahip ama bunu yanlış değerlendiriyorlar. Biz ise onların izinden gidiyoruz. Kendi potansiyelimizi iyi kullanırsak önlerine geçeriz. Çok transferin sonuç üretme yanılgısı içerisindeyiz. Kendi kökünü, değerini anlayamayan Trabzonspor, yapay yollardan bu hedefe nasıl ulaşacak? Kökümüzü sulamak yerine gölgemizi suluyoruz" diye konuştu.
Hacıosmanoğlu döneminde başkan yardımcılığı görevinden istifa eden Sebahattin Çakıroğlu, "Trabzonspor ciddi mali yükün altında ama bana göre Trabzonspor'un en büyük sıkıntısı para değil. Trabzonspor'un bir tek birlik, beraberliğe ihtiyacı var. Bu kulüpte birbirine saygı ve sevgiye ihtiyaç var. Hiçbir kurumda yaklaşık 1,5 senedir yönetiminin yarısı istifa etmiş bir başkan orada durmaz. Delegenin yarısının oy verdiği insanlar orada yok. Şu anda mahkeme karar vermiş, Yargıtay onamış ve bin 600 imza var. Delege sizin seçime gitmenizi istiyor" ifadesini kullandı.
Trabzonspor'da seçim olması halinde başkanlığa aday olduğunu açıklayan Celil Hekimoğlu da "Trabzonspor, uçuruma gidiyor. Uçurama giderken Kartal veya Doğan ile değil Ferrari ile son hızla gidiyor. Her yıl 100 milyon açık veriliyor" dedi.
Bayrak verilmedi
Toplantıda konuşan eski asbaşkanlardan Hayrettin Hacısalihoğlu, "Yönetim rakiplerine göstermediği tavrı kurullarına gösteriyor. Bu toplantıyı düzenleyenlere bir bayrak, bir çöp dahi verilmiyor. Bir personel dahi gönderilmiyor buraya" diye konuştu. Hacısalihoğlu, kendilerine 'yönetime destek olun' dendiğini belirterek, "Neye destek olalım, yanlışa mı, kulübün çökmesine mi? Bu kulüp nerelerden buralara geldi, nasıl kuruldu. Ekonomik borç rakamı, hukuki sorunlar akıl alır, izah edilir bir konu değil" dedi.
Genel kurul salonuna Divan Kurulu Başkanı Ali Sürmen'in makamındaki Türk bayrağı ve Trabzonspor flamasının getirildiği öğrenildi.
Sürmen'in kapanış konuşması
Toplantının kapanış konuşmasını yapan Divan Kurulu Başkanı Ali Sürmen, kulüp genel sekreteri Köksal Güney hakkında aralık ayında yapılan mali genel kurulda divan seçimi konusunda yaşananlarla ilgili yaptığı şikayetin, bundan sonrası için ders niteliği taşıdığını ifade ederek, şunları söyledi: "Orada hukuki ve adil davranmadı. Trabzonspor başkanı bize bir telefon açıp da 'hayırlı olsuna geleceğiz" deseydi, maçta karşılaştığımızda, 'olan olmuş siz de vazgeçin' deseydi, bu inanın ki sürdürülebilecek mesele değildi. Ben Divan Başkanı olarak yarın da belki bu tasarrufta bulunabilirim ama kimse bunu benim önüme ön şart olarak koyamaz. Biz değerli başkanımızı da haksızlık karşısında savunuruz. Ona biri haksız söz söylerse onun yanında da dururuz. Trabzonspor için kim doğruyu yapıyorsa onun yanında oluruz. Beni mekanla, parayla, imkanla kimse tehdit etmesin. Kimse kalıcı değildir. Önemli olan kalıcı izler bırakmaktır. Önümüzdeki günlerde hep birlikte olalım. Safları sıklaştıralım."