Güncelleme Tarihi:
Hürriyet Yazarları Uğur Meleke, Fırat Aydınus, Güntekin Onay ve Mehmet Arslan, Futbol Konseyi'nde haftanın maçlarını ve yaşanan gelişmeleri masaya yatırdı.
1- Galatasaray lider oldu ama Okan Buruk’un da dediği gibi mutlu olamadı. Sarı kırmızılıları nasıl buldunuz? Artıları eksileri nelerdi?
UĞUR MELEKE: TEKNiK HEYETi TEBRiK ETMEK LAZIM
Galatasaray’ın iki devrede de ilk 40’ar dakikaları iyi, uzatmalarla beraber son 10-15 dakikaları yetersizdi. Bu da bence fiziksel bir arızaya işaret ediyor: Okan Hoca 60-70 aralığında yorulan Gomis’le beraber Mertens’i de kenara almalı, ön tarafta top tutacak tercihler yapmalıydı. Lakin Galatasaray’ı ilk 40 dakika izlemek keyifliydi, özellikle çalışılmış duran top setleri Okan Hoca’nın hafta içi bu konulara kafa yorduğunun kanıtı. Tebrik etmek lazım Galatasaray teknik ekibini.
MEHMET ARSLAN: iÇiNE MESSi KAÇMIŞ ADAM
Gomis... Ben ona “İçine Messi kaçmış adam” diyorum. İlerleyen yaşlarına ve kariyerlerinin son dönemlerinde enerjilerini mükemmel kullanıyor ikisi de. Messi ve Gomis’in topsuz oyunda sahada nasıl dolaştıklarına bir bakın. Bir sonraki pozisyona hazırlıkları mükemmel. Gomis’in kurtardığı 3. maç oldu bu. Toplam 9 puan eder. Galatasaray sıkıştığı anda çözüm üretiyor, hem de 37 yaşında. Futbolda kalitenin tam karşılığı. Bu maçın okunacak tek yanı Gomis. İstanbulspor gibi nispeten zayıf bir ekine karşı bu futbol şampiyonluk için yetmez. Sadece Gomis de yetmez.
FIRAT AYDINUS: PEKi YA GOMiS OLMASA NE OLURDU?
Okan Buruk mutlu olmadığını söylemekte pek de haksız sayılmaz. 80. dakikaya kadar her anlamda domine ettiğiniz bir maçta daha ilk yarı 4-5 fark elde edilecekken, ligin en az gol atan ve en fazla gol yiyen takımlarından biri olan, puan cetvelinde sonlarda bulunan İstanbulspor karşısında son 10-15 dakika adeta ecel telleri döküldü. Diğer taraftan ilk 10 hafta itibariyla eleştirilen Buruk ve Galatasaray’ın şu anki tabloda liderlik koltuğuna oturması tebriği hak ediyor. Midtsjö-Torreira-Mertens ve Oliveira mevki olarak Galatasaray’ın en güçlü tarafı gözüküyor. Ofans anlamında ise “Gomis olmasa ne olurdu?” diye sormaktan kendimi alamıyorum.. Ligde 11 maçta attığı 6 golün kazanılan 30 puandaki direkt katkısı göz önüne alındığında 37’lik delikanlıyı alkışlamak gerekiyor. Tam bir örnek alınacak profesyonel. Yaş, sayıdan ibarettir dedirtiyor.
GÜNTEKiN ONAY: BURUK ÇARE BULMALI
Son dakikalar Galatasaray için kâbus gibi geçse de İstanbulspor karşısında alınan 3 puanla gelen liderlik önemli. Bu sezon Başakşehir karşılaşması dışında rahat kazandığı bir maçı yok Galatasaray’ın. Okan Buruk bu duruma çare bulmalı. Daha güçlü bir oyunla enerjisini ekonomik kullanabilen bir Galatasaray, bu sorunu da çözecektir.
2- Derbide kazanan Trabzonspor, eleştirilen Jorge Jesus oldu. Nasıl buldunuz derbiyi? Bu sonucun ligin gidişatına etkisi nasıl olur?
MEHMET ARSLAN: FENERBAHÇE’DE DÜŞÜŞ VAR
Sahanın her santimetresine hakim olan, Fenerbahçe’ye bırakın oynayacak alan, düşünecek zaman bile bırakmayan, fiziksel açıdan rakibinden çok daha güçlü Trabzonspor’un hak ettiği bir galibiyetti. Jesus’un oyun planıyla, Jesus’u yendiler. Fenerbahçe’nin mükemmel oynadığı dönemde bizzat Avcı’ya sormuştum, “Bu oyuna karşı hamleniz var mı?” diye. “Elbette var” demişti. Dediği gibi oldu. Pozisyonu az, mücadele gücü çok olan bu maçın kazananı sadece Trabzon değil, zirveye oynayan tüm takımlardı. Fark açılmadı, zirve dengelendi. Fenerbahçe’de ise Dünya Kupası öncesi başlayan form düşüklüğü devam ediyor. Özellikle güçlü rakipler karşısında çözüm üretme konusunda kısırlık yaşıyorlar.
UĞUR MELEKE: JESUS ÖNEMLi HATALAR YAPTI
Dünya Kupası arasını eldeki veriler ışığında en iyi değerlendiren hocanın Abdullah Avcı olduğunu söyleyebiliriz. Kasım-Aralık’ta alternatifsiz futbolcularına alternatif yarattı, stoperde Gbamin, sol bekte Arif, sol açıkta Naci gibi seçenekler bence oynayanları da sarsmış. Jesus’unsa oyuncu değişiklikleri konusunda hem geç kaldığını hem de Crespo kırmızı kart gördüğünde Lincoln tercihinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Güce-dinamizme-ciğere ihtiyacınız söz konusuyken ve kenarda İsmail, Zajc, Mert varken Lincoln iyi bir tercih olmadı.
GÜNTEKiN ONAY: AVCI F.BAHÇE’Yi iYi ANALiZ ETMiŞ
Net bir şekilde gördük ki Avcı, Fenerbahçe’yi iyi analiz etmiş. 11’e 11 iken de hücumda üretkenlik sağlayamayan Jesus’un takımı, 10 kişi kaldıktan sonra gardını iyice düşürdü ve savunmada ciddi açıklar verdi. Fenerbahçe’nin fiziksel ve yüksek efor gerektiren oyununun dışında topa sahip iken farklı opsiyonlar bulması gerekiyor.
FIRAT AYDINUS: LiGDE KARTLAR YENiDEN DAĞITILDI
İlk yarısı pozisyonsuz ve mücadele açısından bile kısıtlı bir maçtı. İkinci yarı biraz daha hareketli ve gol pozisyonlarının yaşandığı bir bölümdü. Fenerbahçe’nin 10 kişi kalması buna etken oldu. Trabzon olası bir mağlubiyet halinde yaşaması muhtemel olan olumsuz havayı 2-0’lık galibiyetle bertaraf ederek, “Yarışın en büyük adaylarından biriyim” dedi. Diğer maçların sonuçlarını da dikkate aldığımızda kartlar yeniden dağıtıldı diyebiliriz.
3- Beşiktaş, Gaziantep’te aradığını bulamadı, çok fazla net pozisyon üretemeden 1 puan aldı. Güneş’in ilk 11’i ve hamleleri doğru muydu?
GÜNTEKiN ONAY: GÜNEŞ’i ANLAYAMADIK
Şenol Güneş, orta alanda Atiba-Necip ile başlayarak nasıl bir kurgu ve plan hedefledi? Bunu kestiremedik. Rakamlar Necip’in beklenilen defansif katkıyı yapmadığını ortaya koyuyor. İkinci yarıdaki hamleler ile baskı artsa da iyi savunma yapan Gaziantep karşısında sadece 1 gol bulabildi. Bu kayıp bu şartlarda normal.
FIRAT AYDINUS: DEMiRSPOR MAÇI FAY HATTI GiBi
Cenk iyi bir oyuncu fakat onu oynatmak adına Weghorst’un kenarlara doğru açılması ve asıl efektif olacağı bölgeden uzaklaştırılması anlayışı kesinlikle gözden geçirilmeli. Kabul, Atiba Beşiktaş tarihine iz bırakan bir futbolcu. Ama eski Atiba oynar bu takımda. Şu anki görüntüsü yetersiz. Güneş’in bir şeyleri oturtma adına vakti yok. Beşiktaş’ın artık zamanı kalmadı. Şu andan itibaren her kayıp, telafisi zor olan bir viraj olacak Beşiktaş için. Hatta Adana Demirspor maçı Beşiktaş için fay hattı niteliğinde. Kırılması halinde büyük hasar ve enkaz oluşabilir.
MEHMET ARSLAN: iSMAEL’E ZAMAN VERiLMEDi
Valerien İsmael bu beraberliği alsaydı 5. kez kovulmuştu. Tamtam davulları onun kellesi için çalınmaya başlamıştı. Şenol Güneş geldi ne değişti? Hiçbir şey. Ama bakın medyaya, tepkiler ne kadar farklı. Çünkü medyanın yabancı teknik adam ile yerliye yaklaşımı iki yüzlü. Beşiktaş’ta suçlu, ne İsmael ne de Güneş. İsmael’e gereken zaman verilmedi, Güneş ise psikolojik olarak geri düşmüş bir takıma geldi. Beşiktaş ve Türk futbolu sadece teknik adam ve hakem üzerinden futbolu okumayı bırakmadıkça ve taraftar tepkisine karşı koymadıkça bu sonuçlara alışmak zorunda.
UĞUR MELEKE: NEDEN iKi ÖN LiBEROYLA OYNADI?
Herkes Necip-Atiba merkez ikilisini eleştiriyor ama bence esas odaklanmamız gereken şu: Böyle tutucu bir merkez tercihi yapıyorsanız bekleriniz hücumcu olmalıydı. İlk yarının sonunda ortalama pozisyonlara baktım, Antep’in sol beki Hanousek’in ortalaması Umut Meraş’ın önündeydi. Siz bir büyük takımsanız, bekiniz de ileri çıkmayacaksa, iki ön libero kullanmanın sebebi ne olabilir ki? Ayrıca Redmond sahadayken Beşiktaş merkezden aksiyon üretirken, N’Koudou neredeyse reklam panolarında oynuyor futbolu.
4- Ligde Dünya Kupası sonrası en dikkat çekici değişim uzatma süreleri. Derbide 19 dakika uzatma vardı. Bu uzatmalar futbolu hızlandırır mı?
MEHMET ARSLAN: BRAVO ATiLLA KARAOĞLAN
Atilla Karaoğlan’ı avuçlarım kızarıncaya kadar alkışlıyorum, N’Koudou’ya sarı kart gösterdiği ve kararından dönmediği için. Bir eksiği var yalnız; Gaziantepli oyuncuya da sarı kart göstermeliydi. İlk kez bir hakemin futbolun ruhuna uygun mükemmel yorumuna şahit oldum. Anlatayım... Rakibi tam 3 kez faul yaptı ve tekme attı N’Koudou’ya. O da kalktı ve orantısız tepki verdi. Kafa atmadı, kafa gösterdi. Rakip de hakemi aldatmak için kendini yere attı. Bu reaksiyona kırmızı verilmez. Uzatma dakikaları çözüm değil. Yerde yatana, aldatana, sürekli itiraz edene ceza verilmediği sürece ligi izlemek içimden gelmiyor. Çünkü sahada sahtekarlar cirit atıyor. Cezasız olmaz.
FIRAT AYDINUS: 9 MAÇ ALANA 1.5 MAÇ BEDAVA!
Evet hızlandırmaz olur mu! Artık futbolumuz bu uzatma dakikalarının artmasıyla hızlı, seri ve bizi bizden alan bir anlayışla gözlerimize hitap edecek kesinlikle! Bu hafta 9 maç toplam 132 dakika uzatma... Uzatmalardaki duran oyunun eklenmesini de dahil edersek ortalama 140 dakika tekabül edecek. Yani 9 maç alana 1.5 maç bedava! Promosyon gibi. Peki topun oyunda kalma süresindeki değişiklik kayda değer mi? Hayır. Hatta oransal olarak daha düşük. Demek ki neymiş asıl çözüm? Hakem, futbolcu ve teknik adamların futbolu güzelleştirmek için üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeleri...
UĞUR MELEKE: ASIL SORUN FAUL SEREMONiSi
15’inci haftada oynanan 9 maçta 132 dakika toplam uzatma süresi gösterilmiş. Yani her maç yaklaşık 15’er dakika uzamış. Artık bir müsabakanın brüt süresi 105 dakika. Ancak maçların 105 dakika olmasının futbolun temposunun artmasına bence en ufak bir katkısı yok. Aksine futbolcular dinlenerek oynamayı tercih ediyorlar biraz daha. Bence Süper Lig’in esas sorunu faul seremonisi. Faul sonrası yerde 10 saniyeden fazla kalan oyuncuyu kenara gönderip bir sonraki düdüğe kadar bekletmedikçe Süper Lig’i bu temposuzluktan kurtaramayacağız.
GÜNTEKiN ONAY: TOP OYUNDA DAHA FAZLA KALIR
Uzatmaları olumlu karşılıyorum ve faydası olacağına inanıyorum. En azından topun oyunda kalma süresini ve gol sayısını artıracaktır. Vakit geçirmeye yönelik oynayan takımlara da prim tanımayacaktır.