Güncelleme Tarihi:
Kim derdi ki, Trabzon sokaklarında kendi deyimi ile ‘yama top’larla başlayan bir futbol serüveninden, Türk futbolunun kaderini değiştirecek bir futbol adamı çıkacak... Ahmet Suat Özyazıcı’dan bahsediyoruz... Önceki gün 87 yaşında hayatını kaybeden Trabzonspor’un efsane teknik direktörü, Türk futbolunda gerçekten devrim diyebileceğimiz başarılara imza atmış, Anadolu futbolunun makus kaderini değiştirmiş bir kişiydi. 1959 yılında oynanmaya başlayan Türkiye Birinci Lig’inde (şimdiki Süper Lig), 1970’li yılların ortasına kadar sadece 3 takım şampiyon olmuştu. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş... Ama 1975-76 sezonunda Özyazıcı’nın yönetimindeki bordo mavili Karadeniz takımı şampiyonluk ipini göğüslerken, Üç Büyükler devri bitiyor ve artık Türk Futbolunda Dört Büyükler devri başlıyordu.
AKREP CELAL’iN TÜRK FUTBOLUNA HEDiYESi
1936 yılının ilk günü 1 Ocak’ta Trabzon’da dünyaya gelen Ahmet Suat Özyazıcı, doğumunu “Trabzon Kemeraltı numara 6” sözleriyle özetlerken, futbola dönemindeki her çocuk gibi sokaklarda başladı. İlkokuldan sonra eğitim mi, futbol mu yol ayrımında tercihini futboldan yana kullandı.
Onun kaderini değiştiren ilk kişi, Akrep Celal olarak tanınan, mahallenin ağabeylerinden birisiydi. Akrep Celal’in 1953 yılında elinden tutup Yolspor’a götürdüğü küçük Ahmet Suat, o günlerdeki Yolspor tercihinin sebebini şöyle anlatmıştı:
“Biz anadan babadan İdmanocaklı’ydık. Ancak genç bir çocuktum. Kendimi o zaman İdmanocağı’nda oynamaya hazır hissetmedim. Futbola yeni başlarken yeni kurulan bir takım olan Yolspor’da başlayıp deneyim kazandıktan sonra İdmanocağı’na geçerim düşüncesiyle hareket ettim ve bir yıl sonra da İdmanocağı’na transfer oldum.”
iLK ŞAMPiYONLUK GENÇ TAKIM iLE GELDi
1967’ye kadar İdmanocağı’nda futbol oynayan Ahmet Suat Özyazıcı bu takımda kaptanlık yaparken aynı zaman da teknik direktörlük görevini de beraber yürüttü. Askere gittiğinde bir süre Havagücü formasını da giydi. 1967’de Trabzonspor’un kurulmasıyla bu takıma geçti. 1969’a kadar futbola devam ettikten sonra da kramponlarını asarak eşofmanlarını sırtına geçirdi ve Türk futbolunda devrim yapacak asıl Ahmet Suat Özyazıcı sahneye çıktı.
1970 yılında A takımda yardımcı antrenör oldu, ardından genç takımın başına geçti ve Karadeniz Bölge Şampiyonu yaptı. 1972-73 sezonunun ikinci yarısından itibaren de Trabzonspor teknik direktörüğüne başladı ve ilk yılında 1 gol averajı ile 2. Lig şampiyonluğu kaçtı. Ancak Özyazıcı 1973- 74’te ikinci sezonunda Trabzonspor’u 2. Lig Kırmızı Grup şampiyonu yaparak bordo mavili takımı Türkiye’nin en üst ligine taşıdı.
TRABZON’UN AYAK SESİ KIBRIS’TAN DUYULDU
Türk futbolunda Anadolu İhtilali’ni yapacak takımın ayak sesleri ilk kez 1975 yılının ocak ayında duyuldu. Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından düzenlenen ve G.Saray, Beşiktaş ile Kıbrıs Karması’nın katıldığı Kıbrıs Barış Kupası’nda Aslan’ı 2-1, finalde de Kartal’ı 1-0 yenen Trabzonspor şampiyon oldu. Bordo mavililer 1974-75’te kupada final oynayarak (Beşiktaş’a 1-0 ve 0-2’lik skorla kaybetti) adından söz ettirmeye devam etti. 1975-76 sezonunda henüz 40 yaşındayken Ahmet Suat Hoca ve ekibi, “Artık 3 Büyük yok, 4 Büyük var” dedi. Trabzon o sezon 23. haftada Fenerbahçe’yi Hüseyin Tok’un golü ile 1-0 yenerek liderlik koltuğuna otururken, bir daha oradan inmedi ve sezonu 43 puanla, Kanarya’nın 3 puan önünde şampiyon bitirdi.
15 DEFA SANA ÇALIŞTIM 1 DE KENDiME ÇALIŞAYIM
“Kuş Faik’ lakaplı Faik Arıkan isimli bir kalecimiz vardı. G. Saray’da o dönem Turgay sakat, Bülent de cezalı, kalecileri yok. Bizim Faik’i izlemek için geldiler. Ama önceden söyledim. Elimi sağa kaldırınca sağa, sola kaldırınca sola atacağım. Sola atıyorum tutuyor, sağa atıyorum tutuyor. Belki 15 tane attım. Bir tane sağa gösterip, sola attım. ‘Ya ne yapıyorsun’ dedi. ‘Oğlum 15 defa sana çalıştım, bir defa da kendime çalışayım’ dedim.”
KARADENiZ’İN BREZiLYALI TEKNiK DiREKTÖRÜ
Brezilya nere... Karadeniz nere... Birbirinden binlerce kilometre uzakta bu iki yerin iki benzer özelliği var. Birisi futbol tutkusu, diğeri ise sahilleri...
İşte bu kumsalda top koşturan Ahmet Suat Özyazıcı’nın da içine biraz Brezilyalılık kaçmış olacak ki, taktikleri, idman şekli, modeli ve de başarıyla uygulayabilmesinden ötürü, taraftarlar ve yorumcular ona çoğu zaman ‘Brezilyalı Hoca’ benzetmesi yapmıştır hep. Sadece Türk futbolseverler ve yorumcular değil, safkan Brezilyalılar’ın gözünde de o bir ‘Brezilyalı’ydı.
Özyazıcı ilk şampiyonluğunu kazanmadan önceki iki sezon F. Bahçe Brezilyalı Didi yönetiminde duble yapmıştı. İşte Didi’ye göre, üçlemesine engel olan Ahmet Suat Hoca’nın Trabzonspor’u bir Brezilya takımı gibi topu koşturuyor, Brezilya takımı gibi performans ortaya koyuyor ve sahada, tribünlerde Brezilya takımı gibi karnaval havası estiriyordu. Brezilyalı Pele’nin takım arkadaşı da olan Didi, en çok çekindiği takımın da Trabzonspor olduğunu söylüyordu.
LiVERPOOL VE iNTER’E ECEL TERLERİ DÖKTÜRDÜ
AHMET Suat Hoca, Trabzonspor ile sadece Türkiye’de devrim yapmadı, o dönem için Avrupa’da da Türk takımlarının kolay kolay başaramayacağı tarihi sonuçlara imza attı.
Dönemin Avrupa’da en ünlü takımları arasında yer alan, bugün de futbolda söz sahibi olan takımlardan Liverpool ile İnter, belki de çantada keklik olarak gördükleri Trabzonspor karşısında beklemedikleri zor anlar yaşadı.
DEVLERi 1-0’LA UĞURLADI
1976-77’de o zamanki adıyla Şampiyon Kulüpler Kupası 2. turunda Liverpool, Avni Aker’deki maçı 1-0 kaybetti. Rövanşı 3-0 kazanan İngiliz ekibi o sezon kupayı da müzesine götürürken, Avrupa’da sadece Trabzonspor ve Saint Etienne’e kaybetti.
1983-84 sezonunda UEFA Kupası 1. turunda Trabzonspor bu kez İnter’i Tuncay Soyak’ın golü ile 1-0 mağlup etti. Ancak rövanşı 2-0 kaybederek elendi.
LiGiN ŞAMPiYONLUK DEFTERiNE DÖRT SEZON iMZASINI ATTI
Trabzonspor’un zirveye çıkması gerçekten Türk futbolu için bir devrimdi. İlk kez lig şampiyonluklarına ambargo koyan İstanbul’un 3 büyüğü F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş’ın dışında bir Anadolu takımı şampiyonluk kazanıyordu. Ahmet Suat Hoca sonraki sezon da takımını şampiyon yaparken, 1979-80 ve 1983- 84’te de mutlu sona ulaşıp, 4. kez şampiyonluk defterine imza atan ilk teknik adam oldu.
EN ÇOK ŞAMPiYONLUK KAZANAN iKiNCi HOCA
Fatih Terim’den sonra Türkiye’nin en çok şampiyonluk gören teknik direktörü olan Özyazıcı, 4 lig şampiyonluğu yaşadığı kariyerine 3 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası ve 2 de Başbakanlık Kupası ekledi. Trabzonspor’a toplam 18 kupa kazandırdı.
AYAĞIMI ÇOK PARÇALADIM
“3-5 çocuk bir araya gelip lastik botlarımızla top oynardık. O zamanlar böyle toplar nerede. Yama topu deriz biz. Bezden yapılırdı. Bizim mahallede Ahmet diye bir arkadaşımız vardı. O terziydi. Artan kumaşlardan bir top yapardı. Yere vurduğunda 50 santim zıplardı. Biz o toplarla oynardık. Bazen zıplamayınca da yalın ayak yere vururduk, ayağımızdan bir parça kopardı. Ayağımı çok parçaladım ama oynamaya da devam ettim.”
DÖRDÜNCÜ KUPA YOK Ki ALALIM
Özyazıcı kupalara ambargo koydukları dönemde ne kadar başarılı olsalar da bazı taraftarları memnun edemediklerini şu sözlerle dile getiriyordu: “Üç kupa alıyoruz, ama vatandaş geliyor diyor ki; ‘4. kupayı da alalım.’ Ben de onlara, ‘Tamam alalım ama, alamıyoruz ki. Çünkü 4 kupa yok. Federasyon bir kupa daha koyarsa o zaman alırız” diyordum.
DÜNYADA FUTBOL TARiHiNDE BiR iLK: YARIM KUPA
“1957-58’de Türkiye Amatör Futbol Şampiyonası finalleri Trabzon’da yapıldı. Ama ben o zaman Havagücü’ndeyim. Trabzon İdmanocağı’na karşı oynadım. Benim için çok duygusal bir maçtı. İdmanocağı ve Havagücü 4’er puan topladı. Averajlar da eşit olunca yeni bir maç oynama imkanı da olmadı. Onlar burada oynamayı kabul etmiyor. Seyircisiz oynamayı İdmanocağı kabul istemiyor. O zaman şöyle bir çare bulundu. Erkek Sanat Enstitüsü’nde kupa ikiye bölündü. Yarısı Havagücü’nde kaldı, yarısı İdmanocağı’nda kaldı. Bu da dünyada bir ilktir.’’
BALKAN KUPASI SAHiBi TEK TÜRK TEKNiK ADAM
Ahmet Suat Özyazıcı Bursa, Sarıyer ve Van’da da görev yaptı ve Sarıyer’i çalıştırdığı dönemde 1991-92 sezonunda apoletlerine bir de Balkan şampiyonluğu ekledi. Bu kupayı Fenerbahçe ve Samsunspor da kazandı. Ancak Kanarya’nın başındaki teknik adam Molnar, kırmızı beyazlıların hocası ise Multescu’ydu. Ahmet Suat Özyazıcı, Balkan Şampiyonluğu kazanan tek Türk teknik adam olarak da adını futbol tarihimize yazdırdı.