Şermin TERZİ <br>Fotoğraf: İlhami YILDIRIM
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2006 00:00
Son zamanlarda adı sıkça linç kelimesiyle anılan Trabzon’un iletişimini daha iyi yapabilmek için, İstanbul’da yaşayan, kendilerine "Trabzon Diasporası" adını veren grup bir fikir kulübü kurdu. Aslında 10 yıldır faaliyetteler ama şehrin bugünkü algılanışına yüksek sesle itiraz ettikleri için daha faal olmaya karar vermişler.
18. yüzyılda kadınların gazete çıkardığı, Cumhuriyet’ten önce 57 günlük gazete yayımlanan, operetlerin oynandığı, Olimpiyatlar’da Türkiye’yi temsil eden ilk atletlerden Süleyman Kuğu’yu yetiştiren, Einstein’ın tanışmak için kendisine mektup gönderdiği bilim adamı Behram Kurşunoğlu’yla gurur duyan şehir artık bambaşka bir halde. İşte Trabzon Fikir Kulübü’nün amacı kulağa tuhaf gelecek ama şehri 100 yıl geriye götürmek! 20 kişiden oluşan fikir kulübünden iletişim danışmanı Yavuz Saltık (34), iktisatçı Seyfi Erbaş (46) ve avukat Murat Başman (48) ile konuştuk.
Trabzon Fikir Kulübü’nü niçin kurdunuz?- 1996 yılında İstanbul’da yaşayan ve kendilerine Trabzon Diasporası adı veren bir grup arkadaş Trabzon’un bir marka olarak iyi yönetilmediğini görüp, elimizi taşın altına sokmaya karar verdik. Trabzon markası 50 yıldır iyi yönetilemiyor. Trabzon bütün entelektüellerini İstanbul’a gönderdi, vizyonsuz kaldı. Şehir, Trabzon Diasporası’nın yaptıklarıyla beslendikçe vizyon kazanacak, ekonomik olarak ayağa kalkacak.
Diaspora provokatif bir isim değil mi?- Diaspora Ermenilerle anılıyor ama Latincede ana parçadan kopan, kopuntu anlamına geliyor. Biz de şehirden kopuşumuzu, Trabzon dışında yaşadığımızı anlatıyoruz bu kelimeyle.
Peki ne yapmak istiyorsunuz?
-İmparatorluk şehri Trabzon’un bugün kamuoyunda algılanış biçimine itirazımız var. Ekşi Sözlük’te Trabzon "linç kültürünün yoğun olarak yaşandığı şehir" olarak tasvir ediliyor. Hemen hemen her yerde görülen olayların sadece Trabzon’da oluyormuş gibi gösterilmesi, böyle algılanması bizi rahatsız ediyor. Böyle algılayanları suçlamıyorum, suçlu olan Trabzon halkı, çünkü iletişimini yapmıyor.
Trabzon’da bariz bir milliyetçilik olduğunu inkar etmeyeceksiniz herhalde.
- 1980’den sonra Trabzon’un sosyolojik yapısıyla oynandı. Yoğun tarikat faaliyetleri yürütüldü. Kolay etkileyebilecekleri köylüleri seçtiler, kamplar kuruldu. Trabzonluların bölgesel, ulusal etkisinden dolayı şehir hedef seçildi. Trabzonlu, Türkiye’nin her yanına kolayca gurbete çıkar, gittiği yere uyum sağlar. Bugün Meclis’e bakın 550 milletvekilinin 53’ü ve lisanslı Türk futbolcularının yüzde 40’ı Trabzon kökenli. Trabzon’da 1980’den sonra şehir merkezinde yaşayanlar büyük kentlere gitti, merkeze köyden gelenler yerleşti. Bir de civar vilayetlerden göçler oldu. Kentleşmesi gereken Trabzon, gittikçe köylüleşti.
HAMSİYE VE TEMEL’E SIRT DÖNDÜLER
Peki milliyetçi mafya niçin hep Trabzon’dan çıkıyor?
- Trabzonlu neye inanırsa inansın, şiddetle savunur. Kontrol edilebilir, sosyolojik analiz yapılıp sınıflara ayırt edilecek bir toplum değildir. Bir Trabzonlu’ya inanmadığı bir şey için gem vurup kendinize çekemezsiniz. Devlete karşı itaatkárdır ama kendi sosyal çevresinde asidir. 30 kişinin yaşadığı köyde 20 muhtar adayı çıkmasının sebebi de budur. Temel fıkraları bu yüzden çıktı.
Ekonomik gücü olan Karadenizli işadamları yerine niye siz bu işe talipsiniz?
- Trabzon’da doğan, çocukluğunun ya da gençliğinin bir kısmı burada geçen Cevahirler’in, Ulusoylar’ın anıları vardı. Ama onlardan sonraki kuşakların Trabzon anıları yok. Onlar globalleşti, Trabzon’a bakışları değişti. Trabzon peyniri istetmek yerine, rokfor peyniri istetiyorlar artık. Trabzon’u umursadıkları yok.
Trabzonlular kendi şehirlerine sırtını mı döndü yani?
- Trabzon isminden yararlanıp siyasette, sanatta, iş dünyasında bir yere gelmiş Trabzonlular en kolay yolu seçip, önce hamsiye sonra Temel’e sırtını döndü. Trabzonlu büyük işadamlarının şehre ekonomik katkısı yok. Oysa Kayseri’yi Kayseri, Gaziantep’i Gaziantep yapan, büyük şehirlerdeki işadamları. Trabzon, İpekyolu’nun geçtiği 5 bin yıllık bir şehir. Tarihteki tüccarlar salak mıydı, burayı niye seçmişlerdi, liman var, bölgenin en büyük şehri. Amerika üs istiyor. Bizim İstanbul’la rekabetimiz sadece spordan gelmiyor, iki imparatorluk yaşamış iki şehirden bahsediyoruz. Bizim bütün rekabetimiz gücün paylaşımıdır. Ve bu güç paylaşılırken bizim işadamımız Trabzon’u düşünmemiştir.
Trabzonspor kültürel yaşantıya zarar vermeye başladıNe şehrin sorunları ne de ülkenin sorunları, en önemli konu Trabzonspor. İnsanların mutluluğu, mutsuzluğu kulübe bağlı. Artık kültürel yaşama zarar veriyor. Kulüp, şehrin en büyük sanayisi. Bütçesi 100 milyon dolar. O yüzden burası sadece bir futbol kulübü olmaktan çıkıp, siyasetin bir argümanı olarak düşünülüyor. Trabzon sadece futbola indirgeniyor, bu bir açmazdır. Böyle olunca kültürel yaşam geriye taşınıyor. Bunun durulması lazım. Yoksa, hepimiz Trabzonspor sevdalısıyız.
TRABZONSPOR’A KADIN ELİ DEĞSİN İSTİYORUZ1800’lü yıllarda kadınların gazete çıkardığı bir şehirde, 2000’li yıllarda kadın başkan olabilir, vizyonunu ortaya koyan bir ekibiz. Trabzonspor’a kadın eli değsin istiyoruz. O kadının başkan seçilip seçilmemesi çok önemli değil. Trabzon bunu tartışmalı. İstanbul’da yöneticilik yapan Trabzonlu bir işkadını bizim başkan adayımız. Ama bazı tereddütleri var. Adayımızın desteklenmesi için dünya çapında iki sponsorla görüşmeler yapıyoruz. Ama altını çizmek istiyoruz: Trabzon Fikir Kulübü bu projenin fikir sahibi, yönetimin talibi değil.
O taşı altlarından çekeceğizBakanlık yapmış Mehmet Ali Yılmaz da, şu an Bayındırlık Bakanı olan Faruk Özak da Trabzonspor yöneticiliğinden geliyor. Trabzonspor çok iyi bir atlama taşı. Ama taş o kadar büyük değil artık. 22 yıldır büyütmeyenler hálá onun üstünden atlamaya çalışıyor. İşte biz Diaspora’daki Trabzonlular, oluşturacağımız kamuoyu baskısıyla ya bu taşı onların altından çekeceğiz ya da başlarına vuracağız.
İŞTE PROJELERTrabzon’da bir futbol enstitüsü kurmak için Dünya Bankası ve AB ile çalışmalar yapıyoruz. Enstitüde
spor pazarlaması, antrenörlük, teknik direktörlük eğitimleri verilecek.
Trabzon’un büyükşehir belediyesi statüsü kazanması için uğraşıyoruz. Büyükşehir olabilmek için 350 bin olan merkez nüfusun 750 bine çıkması gerekiyor. Şehri, merkezden doğu ve batıya kaydırmazsak 10 yıl geçse de bu nüfus aynı kalır. O yüzden stadı Trabzon’un en düz yeri Araklı’ya taşırlarsa şehir genişleyebilir.
Temel, bizim Nasreddin Hocamız. Temel’i Trabzonspor’un bir figürü haline getirmek istiyoruz. Bir amigo. Yüzünü göstermez, askere gider, evlenir, karısı da Fadime’dir. Fadime de kadın amigo olur.