Topumuz Nike’tan Total 90 Aerow Yıldız adayımız Gençlerbirliği’nden Isaac Promise

Güncelleme Tarihi:

Topumuz Nike’tan Total 90 Aerow Yıldız adayımız Gençlerbirliği’nden Isaac Promise
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 07, 2005 01:28

Gençlerbirliği'nin Nijerya'dan transferi romise Isaac, Fenerbahçe maçında göz doldurdu, spor otoriteleri Isaac'ı İlhan Cavcav'ın 'Afrikalı yeni yıldızı' olarak niteliyor.

Bu sıcakta futbol oynanır mı? Sezon ne zaman bitti ki? Takımlar bu kadar zamanda nasıl hazırlansın? soruları herkesin ağzında. Ama, futbol beklemez. Türkiye Süper Ligi’nin 48. sezonu cuma akşamı Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçıyla başladı. 2005-06 sezonunda Süper Lig’de yeni yüzler var. İki kariyerli oyuncu Ganalı Stefan Appiah Fenerbahçe’nin, Brezilyalı Ailton Beşiktaş’ın kilit isimleri olacak. Galatasaray’daki en önemli yenilik ise Belçikalı teknik direktör Eric Gerets. Ayrıca bu ünlüler arasında patlama yapmaya hazır başka bir genç isim de var: Nijerya Genç Milli Takımı’nın kaptanı 18 yaşındaki Isaac Promise. O da Gençlerbirliği’nin silahı olacak. Yeni yüzler, yeni top, yeni kural, yeni tartışmalar derken hepsini içeren bir rehber hazırladık. Sezonun ilk haftasında, yenileriyle Türkiye Süper Ligi.

YENİ YÜZLER

ISAAC PROMISE (18, Gençlerbirliği)

Bu genç yıldız ligin tozunu atacak

Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav Afrika liglerinden futbolcu bulup yıldız yaratmakla nam saldı yıllarca. Bu kez tüm Avrupa’nın gözünün önünden bir yıldız adayını kaptı: Dünya ikincisi Nijerya Genç Milli Takımı’nın kaptanı Isaac Promise. Haziran ayındaki Dünya Şampiyonası’nda finale kadar yükselirken herkesi hayran bırakan Nijerya Milli Takımı’nın forvet oyuncusunun peşinde Feyenoord, Auxerre ve Sporting Lizbon gibi takımlar vardı. Ama o, bu sezonu yedek bankında geçirmemek için Türkiye’yi tercih etti. Geçen sezon ülkesinde Grays International takımında oynuyordu.

STEPHAN APPIAH (24, Fenerbahçe)

Juventus ilk 11’inden Fenerbahçe’ye geldi

Fenerbahçe yıllardır orta sahasına asker tabir edilen yani top kapan ve savaşan bir oyuncu arıyordu. Bu tip oyuncuların ustalaştığı İtalya’dan sonunda bir tane buldu. Tabii 8 milyon dolar ödemeyi göze alarak. İki sezondur Juventus’ta forma giyen Appiah, mevkidaşı Brezilyalı Marco Aurelio’yla çok iyi bir ikili oluşturacak. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle orta sahayı parselleyen Ganalı oyuncu dokuz yıl önce Galatasaray’a gelmiş ama bir sezonluk denemeden sonra yetersiz bulunmuştu. Üç yıl Udinese’de, iki sezon Parma’da ve bir sezon Brescia’da oynadı. Gana Milli Takımı’nın da kaptanı. Hedefi, Gana’yı 2006 Almanya Dünya Kupası’na taşımak.

SOULEYMANE YOULA (27, Beşiktaş)

Sinirli bir kontratakt oyuncusu

Geçen yıl hızlı bir forvet oyuncusu yokluğu çekiyordu Beşiktaş. Aradığı kanı Türkiye’de buldu ve iki yıl önce gözüne kestirdiği Souleymane Youla’yı kadrosuna kattı. Yeni Gineli forvet dört yıl önce 2 milyon dolara Belçika’nın Anderlecht takımından Gençlerbirliği’ne gelmişti. Çok iyi bir kontratakt oyuncusu. Oyun sırasında zaman zaman sinirine yenik düşebiliyor. 2004 Türkiye Kupası finalinde hakem Kuddusi Müftüoğlu’na saldırması unutulmadı. Beşiktaş’a karşı kalabalık savunma yapan takımlara da aynı oranda etkili olup olmayacağı en büyük soru işareti. Gine Milli Takımı’nın önemli isimlerinden biriydi. Geçen yıl milli takıma gitmek istemeyince ilişkisi koptu.

ERIC GERETS (53, Galatasaray)

Cimbom’u şampiyon yapar mı?

Belçikalı teknik adam zor bir dönemde Galatasaray’la anlaştı. Geçen sezon Alman 1. Ligi’nde Wolfsburg’u çalıştıran Gerets, daha önce Belçika’da mütevazı Lierse’i ve Hollanda’da PSV Eindhoven’i şampiyonluğa taşımıştı. Hücuma dönük futbol oynatmasıyla tanınıyor. Ancak, Galatasaray’da istediği kanat oyuncuları yok, bu nedenle benzer bir sistemi oturtmakta zorlanacak. Futbolculuk kariyerinde Belçika Milli Takımı’yla 1980 Avrupa Şampiyonası’nda final ve 1986 Dünya Kupası’nda yarı final oynadı. 1983’te Belçika’da Standard takımında oynarken bir şike skandalına adı karışınca ceza aldı. Hollanda’nın PSV takımıyla 1988’de Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazandı. Hatta o sezon Galatasaray maçında teknik direktör Mustafa Denizli’yi saha kenarında iteklediği için tepki de almıştı.

SELİM TEBER (24, Denizlispor)

Futbola annesi sayesinde başladı

Denizlispor, iki sezondur başarılı sonuçlar alıyor ve Süper Lig’de üst sıraları zorluyor. Birkaç yıldır Türkiye’ye transfer olacağı konuşulan Teber’i ikna etmeyi başadılar. Teber de, tıpkı Yıldıray Baştürk ve İlhan Mansız gibi Almanya’da yetişti. Ama onların tersine Alman vatandaşlığını seçti. Futbola annesinin satın aldığı bir forma sayesinde başladı. Orta saha oyuncusu. İki yıl Alman 2. Ligi’nde forma giydikten sonra 2002’de Kaiserslautern’e geçti. İlk sezonunda takımıyla Almanya Kupası finalinde oynadı. Bir sezon Avusturya’nın Salzburg takımına kiralık gitti. Geçen sezon Alman Ligi’nde 22 maçta 2 gol attı.

AILTON (32, Beşiktaş)

Dikkat, attan düşüp sakatlandığı oluyor

Beşiktaş transfer bombasını gecikmeli patlattı ama sonunda golcüsünü buldu. Geçen yıl Alman Ligi’nin şampiyonluk adayı Schalke’de huzursuz bir sezon geçiren Ailton kulüple arasındaki ipleri koparttı. Schalke 3 milyon Euro’luk transfer bedelini ve Ailton da yıllık 1,8 milyon dolar maaşı kabul edince ortak nokta bulundu. Ailton 2003-04 sezonunda Werder Bremen formasıyla şampiyonluğa koşarken altı yıllık Almanya kariyerinin doruğuna çıktı ve 28 golle krallık tacını kaptı. İki yıl önce Katar’dan vatandaşlık teklifi aldı ama sonra iş suya düştü. İki kız babası Ailton’un bir merakı da atlar. Doğduğu Mogeiro’da 12 atı bulunan Brezilyalı, zaman zaman rodeo yapıyor, hatta düşüp sakatlanıyor.

WERNER LORANT (56, Sivasspor)

Görevi Sivasspor’u Süper Lig’de kalıcı yapmak

Sivasspor, geçen yıl 2. Lig A kategorisinde şampiyon oldu ve Alman Werner Lorant ile anlaştı. Lorant, 2001’de Mustafa Denizli’nin kovulması üzerine Fenerbahçe’de teknik patronluğa getirilmişti. Sonrra aynen Denizli gibi yenilgiyle biten bir Diyarbakır maçı sonrası görevinden alınmıştı. Bir ara Almanya 2. Ligi’nde Ahlen’i ve Güney Kıbrıs’ta Apoel’i çalıştırdı. İlk kez Super Lig’e çıkan ve kadrosuna 10 yeni oyuncu katan bir takımı küme düşme hattından uzak tutmaya çalışacak.

YENİ TARTIŞMALAR

Yayın gelirleri nasıl paylaşılsın?

Bu tartışma aslında yıllardır var ama son haliyle geçen sezon lig daha bitmeden yeniden başladı. Digitürk’ün yayınladığı lig maçlarından gelen para nasıl paylaşılmalı? Önce Futbol Federasyonu Genel Kurulu’nda Anadolu kulüplerinin girişimiyle yeni bir paylaşım şekli kararlaştırıldı. Yeni düzenlemeye göre televizyon yayın gelirlerinin yüzde 50’sini artık dört büyük kulüp almayacaktı. Tabii bu çıkış büyük kulüpleri kızdırdı. Futbol Federasyonu da orta bir yol bulmak amacıyla bir plan hazırladı. Türkiye Kupası maçlarının yayın haklarını da topluca Digitürk’e satıp yayın pastasını büyüttü. Bu sayede 4 büyük kulübün toplamda aldığı meblağı, geçen sezonla aynı hale getirdi. Üstelik ligde ilk altı sıra dışında kalırlarsa uğrayacakları zararı bizzat tazmin etmeyi taahhüt etti. Yine de bu şekliyle düzenlemeyi kabul etmeyenler çıktı. Ankara Büyükşehir Belediyesi, karar aleyhine İdare Mahkemesi’nde dava açtı.

Stat güvenliği için polise para ödensin mi?

Türkiye’de futbol maçları sırasında stadyumdaki güvenliği polis veya jandarma sağlıyor. İstanbul’daki stadyumlarda emniyet güçleri her maç günü saatlerce görev yapıyor. Özellikle Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın arasındaki derbi maçlarında stadyumun içinde ve dışında görev alan polis sayısı 4-5 bini buluyor. İki yıl önce yasalaşan Spor Güvenliği Kanunu’nda stadyum güvenliğinin kulüplere bırakılması maddesi vardı. Ama uygulamanın nasıl yapılacağı tam belirlenemeyince bu yetki devri ertelendi. Bu sezona başlarken stadyum güvenliğiyle ilgili toplantıların birinde İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah beklenmedik bir çıkış yaptı. Cerrah’a göre madem stadyumlarda güvenliği polis sağlıyordu, bunun karşılığı da alınmalıydı. Bu ekstra hizmet için televizyon gelirlerinden Emniyet’e 3.4 milyon dolarlık bir kaynak aktarılması gerektiğini belirtti. Avrupa’nın önemli ülkelerinde örneğin İngiltere’de polis memurları da görev alıyor ama stadyumların güvenliği, kulüplerin özel güvenlik ekipleri tarafından sağlanıyor.

YENİ KURAL

Kollar rakipten ilerideyse ofsayt yok

Futbolun en tartışmalı kuralı ofsaytla ilgili olarak FIFA geçen ay bir değişiklik kararı aldı. Bu değişklik hem lig hem Avrupa kupası maçlarında uygulanacak. Ofsaytın bu yeni tanımında kollar rakipten ilerideyse hücum eden takımın oyuncusu ofsayt pozisyonda sayılmayacak. Böylece çizgi halindeki savunmanın arasına giren hücum oyuncusu için ‘kolu öndeydi’, ‘elini kaldırdı’ gibi ofsayt gerekçeleri öne sürmek geçersiz kalacak.

YENİ TOP

İlk defa bütün takımlar aynı topu kullanacak

Türkiye Futbol Federasyonu, sezon öncesi Nike firması ile özel bir anlaşma imzaladı. Buna göre 2005-06 sezonunda lig maçları Nike’ın yeni futbol topu ‘Total 90 Aerow’ ile oynanacak. Bu sezona kadar maçlar ev sahibi takımın seçtiği toplarla oynanıyordu. Nike’ın iddiasına göre bu top hız, hedefe doğru varış, havada doğru gidiş ve dizayn özellikleriyle ön plana çıkıyor. İki yıllık bir araştırma ve geliştirme süreci sonunda ortaya çıkan top, üretime geçmeden önce birçok profesyonel futbolcu tarafından test edildi. Yapımında kullanılan Nike patentli dış kaplama maddesinin özellikleri, Total 90 Aerow’a aerodinamik bir üstünlük sağlıyor. Nike’ın geliştirdiği ‘Geo Technology’ üretim tekniğinde, vuruş anındaki basınç topun her tarafına eşit dağılıyor. Böylece topun yuvarlak biçimi değişime uğramıyor. Total 90 Aerow, Türk Milli Takımı’nın yanı sıra Manchester Unıted, Arsenal, Juventus, Barcelona gibi Avrupa’nın önemli futbol kulüpleri tarafından da kullanılıyor. Nike, ayrıca bu sezon karlı havalar için de bir top üretti. Total 90 Aerow Hi-vis, parlaklığı ve kontrast renk özellikleri ile insan gözünün en kolay gördüğü renk kombinasyonuna sahip.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!