Ogan TARHAN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 04, 2001 02:23
Guerİn Sportivo dergisi son sayısında Fatih Terim'in ‘‘30 yıldır futbolun içindeyim.
Öyle büyük bir yenilik görmedim, baha göre futbolda son devrimi 1968'de Hollandalı Rinus Michels yapmıştı.’’ şeklindeki demecine yer verdi. Ben de yıllardır kendi kendime soruyordum, ‘‘Acaba Fatih Hoca, ‘Terim Felsefesi'ni' yaratırken kimden etkilendi?’’ diye.
Şimdi cevabı bulduğumu düşünüyorum. Evet, Terim’in hocası efsanevi Rinus Michels... Total Futbol'u yaratan adam...Gerçi Ajax 1969, 70 ve 71'de Avrupa'nın zirvesine Stefan Kovacs'la çıkmıştı ama dönemin yıldızlarına göre devrimin mimarı Michels'di.
David Winner, ‘‘Beautiful Orange’’ adını verdiği ve ‘‘Hollanda futbolunun nörotik dehası’’ alt başlığıyla piyasaya çıkan kitabında Michels'i bakın nasıl anlatıyor;
‘‘O göreve geldiğinde Ajax'lı futbolcular amatördü. Johan Cruyff bile sokaklarda 'Sport World' isimli dergiyi satarak geçinmeye çalışıyordu. Michels, ilk iş olarak yönetime baskı yaptı ve profesyonelliği getirdi. Oyuncuların sadece futbolu düşünmelerini sağladı. Tesisleri yeniledi.’’ Dönemin yıldızlarından Barry Hulshoff, Michels'den bahsederken sanki Terim'i anlatıyor...
‘‘Antrenmanları çok ağırdı, ama yeni metodlar geliştirirdi. Topla yapılan zevkli ama çok sert çalışmalarla her maça hazır çıkardık. Son derece otoriterdi. Patronun kim olduğunu her fırsatta belli ederdi ama iş dışında çok canayakın ve güleryüzlüydü. Bazen ondan nefret ederdik ama sonradan düşününce haklı olduğunu anlardık.’’
Gerçekten de Rinus Michels Hollanda futbolunun bugünlere gelmesini sağlayan isimdi. O, Total futbolu yaratana kadar Avrupa'da Hollanda'nın esamesi okunmuyordu.
Her zaman hücuma yönelik, sert oyun isterdi. Kaleci dışında herkesin atağa katıldığı Ajax, 1967-68 sezonunda tam 122 gol atmıştı. Felsefe hücum olunca Ajax kupaları toplamakta zorlanmadı.
TARİHTEN DERS ALMALI
Terim'li
Galatasaray'da gördüğümüz herşey kasetlerden izlediğimiz efsane Ajax'da vardı. Saha içi rotasyon, boş koşularla alan yaratma, müthiş bir pres ve kademe anlayışı... Ajax hepsini mükemmel yapıyordu ve belki de son 30 yıldır, Ajax'a yakın oynayan tek takım Terim'in Galatasaray'ı olmuştu...
Michels ilk göreve geldiğinde Ajax'a 4-2-4 oynattı. Cruyff, Keizer, Groot ve Sjaak Swart'la Ajax rekorları altüst etti. Fatih Hoca da Hakan, Hagi, Ilie ve Arif'le ya da başka isimlerle birçok maçı 4 forvetle oynamış ve kazanmıştı.
Michels gençlere güvenir, gerektiğinde yıldızı takımdan kesip formayı altyapıdan bir gence verirdi. Fatih Terim gibi o da hata yapanı kolay kolay affetmezdi.
Dukla Prag'la oynanan Avrupa Kupası maçında hatası kritik bir golle sonuçlanan Frits Soutekow bir daha Ajax forması giyememişti.
Öğrencilerinin zayıflığı onu kızdırırdı. Kafa toplarını sevmeyen Swart, Michels'in ısrarı ve aylar süren özel çalışmaları sonucunda Ajax'ın havada rakip tanımayan oyuncularından biri haline gelmişti.
Michels'in sahada hep iki lideri vardı. Ajax'da Cruyff ve libero oynayan Velibor Vasoviç, 88'in şampiyonu Hollanda'da Ruud Gullit ve Ronald Koeman.
Hagi-Popescu, ya da Rui Costa-Pierini demek yeterli olur sanıyorum.
Profesyonel karakter, futbol felsefesi, düşünce ve uygulamalar hep aynı.
Fatih Hoca bugünlere kendi emeğiyle, çalışarak geldi ama görünen o ki Michels'in Total Futbol görüşünden de mükemmel biçimde faydalanmış.
Unutmadan... Rumen teknik adam Stefan Kovacs, Michels'in yerine göreve geldiğinde, ‘‘ Ajax'a daha kontrollü bur oyun oynatmak istiyorum.’’ demişti. Ajax biraz daha kontrollü ama hep kendi bildiğini oynayarak kupaları aldı. Lucescu'nun de geçen sene Monte Carlo'da aynı kelimeleri kullandığına şahidim. ‘‘G.Saray daha kontrollü oynamalı,’’ diyordu... Tarihten her zaman ders alınmalı. Galatasaray ancak Terim'li günlerde oynadığı gibi oynarsa ulaştığı standardı koruyabilir. Bugünkü oyun galibiyetler getirebilir ama Kopenhag'lar, Monaco'lar için yeterli değil.