Terim röportajımdan çeÅŸitlemeler

Güncelleme Tarihi:

Terim röportajımdan çeşitlemeler
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 07, 2001 00:00

Rahatlatma yöntemiHürriyet Pazar'da da okuyacağınız gibi, röportajın süresi baÅŸtan sınırlandırılmıştı. Fatih Terim'in iletiÅŸim danışmanları görüşmenin 1 saat 15 dakikadan fazla sürmeyeceÄŸini söylediler. Röportaja baÅŸladık, daha soracaklarımın yarısını bile soramamışım, süre bitmek üzere, gözüm saatte, Terim sorduÄŸum soruya yanıt verirken birden durdu ‘‘Bakmayın saate, süre var’’ dedi. Benim ‘‘Ne iÅŸ?’’ gibilerden bakışlarımı karşısında ‘‘Rahat olun, iÅŸimize bakalım’’ diye ekledi.. Sorularımı birbiri ardına sormaya devam ettim. Üç saatin sonuna gelmiÅŸtik ki, Terim bir çalışanın kendini iÅŸe adaması konusunda düşüncelerini söylerken birden yine durdu ve ‘‘Hani bir saat önce mi, iki saat önce mi neydi saatine bakıyordun ya.. Ä°ÅŸte benle çalışanın mesai bitti mi diye gözü saatte olmayacak’’ dedi. Sonra ekledi: ‘‘Bunu engellemek liderin asli görevidir, bak ben seni nasıl rahatlattım, bir daha saate bakmayıp, iÅŸine verdin kendini!’’İmajını yönetiyorlar mı?Ä°majını yönetmek üzere profesyonel iletiÅŸim danışmanlığı hizmeti alan ilk teknik direktör olduÄŸunu anımsatıp ‘‘Niçin?’’ diye sordum. Terim, beklemediÄŸim bir ÅŸekilde tatlı-sert çıkış yaptı. ‘‘Ben imajımı falan yönettirmiyorum. Benim o taraklarda bezim yok. Ben ne artistim, ne de ÅŸarkıcıyım. Sadece iletiÅŸim trafiÄŸimi düzenlemek için hizmet alıyorum’’ gibi ÅŸeyler söyledi. Bence Terim'in bu konuda hassaslık göstermesine gerek yok. EÄŸer Türkiye'de Terim imajını yönettirmeyecekse kim yönettirecek! Bu tür bir hizmetin de adı dünyanın çoÄŸu yerinde imaj yönetimidir. Terim çok çaÄŸdaÅŸ bir iÅŸ yapmaktadır ve bu davranış bile bence onun farklılığını ortaya koymaktadır.Ä°lginçtir, röportaj boyunca ne ben Fatih Terim'e ‘‘Hoca’’ diye hitap ettim ne de o bana ‘‘Hoca’’ diye hitap etti. Ä°kimiz de çok alışık olduÄŸumuz bu hitap ÅŸeklini aramızda gizli bir anlaÅŸma varmışçasına kullanmadık. O daha çok ‘‘Ali Bey, Beyefendi’’ gibi hitapları tercih ederken ben daha çok ‘‘siz’’i tercih ettim. Nedenini çok anlamlandıramadım ama bana Hoca Hoca'yı görünce sopasını sakladı gibi geldi.Kitap toplatacak gibiRöportaj sırasında masanın üzerinde Necati Kola'nın ‘‘Terimizm-Bir Ä°syan Modeli’’ isimli kitabı duruyordu. Kitap bir iki kere gözüne iliÅŸince, Terim ‘‘Bu iÅŸ hangi avukatta’’ diye sordu. Anladığım kadarıyla kitabın içeriÄŸine, kendinden izin almadan basılan sözlerine, aile fotoÄŸraflarına oldukça içerlemiÅŸ. Kitabı toplattırmak üzere avukatlarına incelettiriyor. Röportajdan sonra kitabı bir çırpıda okudum tam bir facia. Kitaptaki bilgiler uzaydan gelmiÅŸ gibi, ne kaynak var, ne kaynakça. Bu iÅŸ bu kadar ucuz olmamalı diye düşünüyorum. Bir yöntemi olan ve alıntılarını harfi harfine yazan, teliflerini ödeyen otobiyografi çalışmalarına itirazım yok. Ama tırnaklarıyla bir yere gelen insanların sırtından böyle kurnazca para ve ün kazanmaya yönelik ‘‘korsan otobiyografilere’’ bir dur demek gerekiyor. Bakalım Terim kendi mi çarpacak yoksa Allah'a mı havale edecek! Yeminli Medya Mensubu!Fatih Terim özellikle spor ve magazin basınına ciddi ÅŸekilde güvenini kaybetmiÅŸ gibi geldi bana. Hatta her aÄŸzından çıkanın yanlış yazılacağı gibi bir kaygı içinde. Bu kaygının nevrotik bir hal aldığını bile söyleyebilirim. Yazık tabii ki. Spor ve magazin basınının oturup kullandığı yöntemleri bir kere daha gözden geçirmesinde kendisiyle hesaplaÅŸmasında yarar var. EÄŸer bu ilkesizlik devam ederse yakında görüşme yapılan kiÅŸiler, görüşmeyi yapanlardan ‘‘Yeminli Mali Müşavir’’ örneÄŸinde olduÄŸu gibi, ‘‘Yeminli Medya Mensubu’’ belgesi isteyecek..Fatih Terim, özel hayatı ve Berlusconi ile ilgili bazı sorularıma yazılmamak kaydıyla yanıt verdi. Ben de bir cümle dışında yazılmasını istemediÄŸi hiçbir ÅŸeyi yazmadım. Yazılmasını istemediÄŸi ama benim yer verdiÄŸim tek cümle ÅŸu:‘‘Berlusconi Son Perugia maçından sonra bile arayıp, basına aldırmamamı öğütledi.’’ Bu cümleye, çok eÄŸitici bir mesajı içermesi nedeniyle yer verdim. Gel de Türk filmlerine dil uzatSon Hazır Kart reklamının dramatik yapısıyla ilgili bir iki ÅŸey söylemek istiyorum. Kızla oÄŸlan tanışalı neredeyse altı ay oldu. Ä°kisinin de varlıklarının nedeni telefon ve de ikisi de birbirlerinin telefonlarından haberi yok. EÄŸer haberleri olsa koca filmi çöpe at. Åžimdi sen gel eski Türk filmlerine dil uzat.Eti Cim Tart reklamındaki dans eden insanlara, özellikle Baba'ya ve Baba'nın çivit mavisi pijamalarına resmen bittim. MüthiÅŸ! Bundan daha iyisi olamazdı! Lütfen yakınındaki bir maÄŸazada çivit mavisi saten pijama bulanların insan niyetine bana haber vermelerini rica ederim. Çünkü çivit mavisi pijamam geldi ve giymezsem çatlayacağım. Lütfen!Eti'nin diÄŸer müthiÅŸ reklamlarında biri ise Paykek, Topkek, Popkek ve Dilim Kek ürünlerini aynı konsept içinde birleÅŸtirmeye çalıştığı ‘‘guruldayan karın’’ reklamları. Allah için fikir müthiÅŸ. Bir de uygulama iyi olsa varya resmen ortada iki ayaklı kek bile kalmayacak. Uygulamanın hatası guruldama sahnelerinde.. O karınlar guruldamıyor da sanki, ‘‘Alien’’ filmindeki ucube amipler çoÄŸalmadan önce doÄŸum krizi geçiriyorlar. Ä°ÄŸrenç.. Hele zil sesi. Ben çan sesini tercih ederdim. Böyle reklam dehalarını kim eÄŸitiyor anlamıyorum!Serdar Erener'den mektup var!‘‘ONÄ°KÄ° Dev Adam ve müziÄŸin etkisi konusundaki yazın bizi sevindirdi. Ama Bonibon'dan bu yana böylesi görülmemiÅŸti demen tarihe biraz hasızlıklık olmuyor mu? Son bir iki senede yaptığımız iki iÅŸ, reklam müziÄŸinin nelere kadir olduÄŸunu ‘uh-ah'tan önce göstermiÅŸti.. Birincisi ‘Alo alo orası neresi, alo alo burası alo garanti'.. Mazhar'ın müziÄŸi/spotu 2 haftada radyolarda en çok istek alan parçalardan biri haline gelmiÅŸti.. Ä°kincisi Hazırkart'ın ‘Ben Özgürüm' ÅŸarkısı.. Geçen yıl, 1 haftada 150 bin sattı. Toptan satışları 200 bini buldu... ‘Uh-ah' şüphesiz bir baÅŸeser. Ama reklam müziÄŸi yaratmak deyince biz bunu zaten hep yapıyoruz galiba.. (Serdar Erener)’’ÇekirgelikBir lider yapılacak en iyiyi, bir yönetici ise en iyinin nasıl yapılacağını bilir. (John Adair)Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!