Güncelleme Tarihi:
Dünya Kupası’nda yönettikleri 3 maç ile Türk hakemliği adına büyük bir başarı elde eden Cüneyt Çakır, Bahattin Duran ve Tarık Ongun, turnuvadan döner dönmez ilk kez ve sadece TRTSPOR’da yayınlanan Gökhan Telkenar ile İşte Goool programına konuştu. Şeyda İpek Baykal’ın sorularını yanıtlayan Çakır ve ekibi ses getirecek açıklamalar yaptı.
Hakemlik adına büyük bir başarıya imza attınız. Bizim açımızdan çok güzel bir turnuvaydı çünkü çok başarılıydınız. Sizin açınızdan nasıl bir turnuva geçti?
Dünya Kupası’nda başarılı olduğumuzu düşünüyorum
Cüneyt Çakır: Ben çok başarılı bir turnuva geçirdiğimizi düşünüyorum. Her kıtadan e iyi hakemlerin katıldığı, dünyanın en iyilerinin bulunduğu bir turnuvada, onların arasından sıyrılıp yarı finale kalma başarını gösterdik. O açıdan çok değerli oldu bizim açımızdan. Çok başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Bunun için tabi çok çalıştık biz. Yıllardır bu hedefe ulaşmak için elimizden gelenin en iyisini gösterdik. Bunun zamanı geldiğinde orada da bütün birikimlerimizi, aldığımız eğitimleri, çalışmalarımızın karşılığını orada somut bir şekilde aldığımızı düşünüyorum. Halkımızı çok iyi bir şekilde temsil ettiğimizi düşünüyorum.
Hakem performansları çok eleştirildi ilk maçlardan itibaren. Oynanan futbolun önüne geçtiği zamanlarda oldu. Çok konuşuldu çok tartışıldı.Sizin düşünceniz nedir bu konuda?
Yardımcı hakem turnuvası oldu diyebiliriz
Bahattin Duran: Bana göre yardımcı hakemlik açısından çok başarılı bir turnuva geçti. Yardımcı hakem turnuvası oldu diyebiliriz. Çok güzel uygulamalar oldu. Hakem – yardımcı hakem işbirliği, ofsaytlar, ofsaytın yeni yorumuyla ilgili. Ben yardımcı hakemlik açısından çok başarılı geçtiğine inanıyorum. Tarık Ongun gibi bir yardımcı hakemle orada görev yaptım. Benim için çok büyük bir mutluluk. Tabi Cüneyt Hoca’yı söylemiyorum, yardımcı hakemlikten bahsettiğim için.
Çok güze bir takımdık. Yardımcı hakemlik açısından çok güzel bir turnuva oldu. Benim içinde çok güzel bir turnuva oldu. Söze başladığınızda da dualarla izledik dediniz, gerçekten de dua eden herkese çok teşekkür ediyoruz. Dualarla, bizde o duaları hissettik gerçekten.
Üzerinizde baskı var mıydı? Çünkü Türk hakemliği adına ilk defa bu kadar büyük bir organizasyonda görev yaptınız. Biz çok heyecanlandık. Siz maç açıklandığında neler hissettiniz?
Cüneyt Hoca liderliğinde iyi bir turnuva çıkardık
Tarık Ongun: Baskıdan ziyade heyecan vardı diye düşünüyorum. Birlikte çok maç yönettik. 100’ün üzerinde maç yönettik. Ama her maçın ayrı bir heyecanı var. Dünya kupasındaki ilk maçımız olmasından dolayı arıca bir heyecan duyduk. Ama her sporda olduğu gibi maça başladığınız zaman ilk birkaç dakikanın sonunda o heyecanı üzerinizden atıyorsunuz. Ondan sonrası, konsantre olmak, birlikte çalışmak, doksan dakikaya her şeyinizi vermekle alakalı. Bizde onu yaptık diye düşünüyorum. Cüneyt Hocamızın liderliğinde gayet güzel bir ekip çalışması sergiledik.
Maçlar nasıl açıklanıyordu? Herkes bir yerde toplanıyor muydu?
Brezilya-Meksika maçımız açıklandığında birbirimize sarıldık, ele ele tutuştuk
Cüneyt Çakır: Maçlar şöyle açıklanıyordu. Bütün hakemler toplanıyor bir araya. Oradaki kurul üyesi kürsüye çıkarak, elinde listeyle her gün 3 ya da 4 maçı açıklayarak oluyordu. İlk maç bizim için çok önemliydi. Sadece bizim için değil, Türk hakemliği adına, ülkemiz adına çok önemliydi çünkü biz kırk yıl aradan sonra bir dünya kupasına katılma şansını yakaladık. Heyecanla bekliyorduk ilk maçı ve ilk maçımızın da Brezilya – Meksika gibi çok önemli bir maç olması o maçı duyduğumuz zaman ilk olarak birbirimiz yan yana oturuyoruz ilk olarak birbirimizle sarıldık, ellerimizi tuttuk. Kenetlendik. Daha maç başlamadan kenetlendik. Ve onu çok iyi yöneteceğimize inanmıştık. Ben zaten o anda o duygularımızla o maçın çok iyi geçeceğine emin olmuştum.
Maç öncesinde ufak toplantılar yapıyorsunuzdur ama bu maç öncesi yaptığınız toplantı biraz daha farklıdır. Mutlaka duygusal bir şeyler geçmiştir konuşmalarınızda. Ne konuştunuz? Nasıl bir söz verdiniz birbirinize?
Maç öncesi duygusal bir konuşma yaptık
Bahattin Duran: Biz zaten bu işe başlarken, üçümüz bir takım olduğumuzda birbirimize bir söz vermiştik. O sözümüz sonuna kadar geçerli zaten. Tabi ki bahsettikleri gibi arkadaşlarımın çok tatlı bir heyecan vardı. İlk olması açısından. Özellikle sahaya çıktığımızda ısınırken, bir an durdum ben etrafıma baktım neredeyim, ne oluyor onu kanıksadıktan sonra çok güzel bir duygu yaşadık. Maçtan öncede duygusal olarak tabi ki maçtan iki gün önce Cüneyt Hoca bizle o konuşmayı yaptı. O heyecanı zaten hepimiz yaşıyorduk. Onunla birlikte bir kat daha yaşadık. Ondan sonraki günde maçtan bir gün önce her iki takımı da incelediğimiz çok uzunca bir toplantı yaptık. Maça o şekilde hazırlandık.
Milli Takım teknik direktörü Fatih Terim ve ekibinin size desteği oldu turnuva boyunca. Nasıl bir çalışma paylaştılar sizinle?
Fatih Terim her maçtan önce bize mesaj attı, motive etti
Cüneyt Çakır: Fatih Hoca’ya çok teşekkür etmek istiyorum. Ben her zaman hocanın çalıştırdığı takımlarda onun oyuncularını nasıl motive ettiğini biz duyuyoruz. Hoca bir kere öncelikle her şeyden önce her maç öncesi bize attığı mesajlarla gerçekten bizi maça çok iyi hazırladı. Onun attığı mesajları ben arkadaşlarımla paylaştım. Her maç öncesi, 3 maç öncesinde de sağ olsun bizi hiç yalnız bırakmadı. Hep yanımızdaydı.
Terim ve ekibinin çalışmasından bütün hakemler faydalandı
Cüneyt Çakır: Metin Çakıroğlu’na da çok teşekkür etmek istiyorum. Yaptığı müthiş analizlerle biz her maç öncesi kendisinin hazırladığı o görüntülerle yaklaşık 2 saatlik bir çalışma ile maçlara hazırlandık. Bu yaptığımız çalışmada sadece biz değil diğer hakem arkadaşlarımızda faydalandılar. Hoca’nın liderliğinde o ekip gerçekten müthiş bir çalışma çıkarttı. Özellikle bizim açımızdan. Kusursuzdu diyebilirim. Benim zaten her zaman işte günde 2- 3 maç seyrederek, bu teknik çalışmalara çok önem veren bir kişiyim. Bu maçları izleyip, görüntüleri kesip arkadaşlarımla birlikte biz paylaşırız. Yorum yaparız pozisyonlara. Bizimki eleştirmek değildir. Böyle bir şey olursa nasıl başa çıkabiliriz bu pozisyonla. Her şeye hazır olmakla alakalı bir şey bu. Oyuncuların özelliklerini, takımların özelliklerini tanıdığınız zaman işiniz daha da kolaylaşıyor. Buna inanan bir kişi olarak, bu çalışma benim için işte tam da budur dediğim bir çalışma oldu. Tekrar kendilerine çok teşekkür ediyorum.
Oyuncuların el hareketinden bile ne yapacağını biliyorduk
Tarık Ongun: Burada şöyle bir şey eklemek istiyorum. Metin Çakıroğlu’nun, hocamın bahsettiği çalışmasında oynayacak iki takımın tüm duran top organizasyonları, ofsayt taktikleri, hücuma ne şekilde çıktıkları, karşı tarafı ne şekilde karşıladıkları, kontra ataklardaki reaksiyonları, kornerler. Bunların hepsini çok net kliplerle ezberledik diyebiliriz. Biz her kornerde az çok ne olacağına çok hazırlıklıydık. Mikrofondan da konuşuyorduk. Bir oyuncu elini kaldırırsa ne yapar, şöyle yaparsa ne yaparına kadar artık algılamıştık. Buna hazırlıklıydık. Maça o özgüvenle çıktık. Bende ekibe çok teşekkür ediyorum. Fatih Hoca nezninde. Onlar sayesinde çok rahat ettik.
Serbest vuruş atılacak top nereye gidecek? Kornerde nereye gidecek? Her şeyi biliyorduk
Bahattin Duran: Özellikle korner organizasyonlarında takımlar çok yeni taktikler uygulamaya başladı. Mesela bazı takımlar korner atışlarında kale direğinde hiç kimseyi bırakmıyor. Yardımcı hakem olarak biraz teknik bilgi vereceğim. Siz çizgide durmak zorundasınız korner atılırken, onların verdiği bilgiye göre mesela, Cezayir takımı kornerde oyuncu bırakmıyor. Top ortalandıktan sonra hemen sondan ikinci oyuncuyu alabiliyorsunuz. Veya Hollanda. Arka direkte her zaman kornerde Robben duruyor. Bizim için o kadar iyi oldu ki. Tarık’ın söylediği gibi. Cüneyt Hoca’nın anlattığı gibi. Serbest vuruş atılacak top nereye gidecek? Kornerde nereye gidecek? Nasıl dışarı çıkacak? Biz izlerken aslında daha düz izliyoruz ama onun arkasında ne kadar meşakkatli bir çalışma var.
Hakem performansları çok eleştirildi bu turnuvada. Bu turnuvada hakkınızın yendiğini düşünüyor musunuz? Final yönetmeliydik dediniz mi? ,
40 yıl aradan sonra final yönetmemiz iyimser bir tablo olurdu
Cüneyt Çakır: Sonuçta bu tarz yorumlar bizim için gurur verici ve çok güzel ama hiç kimsede 40 yıl aradan sonra bir turnuvaya katılmış bir hakem ekibine kalk gel finali yönet, hoş geldin. Bu iyimser bir tablo sadece. Biz 40 yıl aradan sonra oraya katılarak ülkemizi temsil etmenin gururunu yaşadık. Çokta iyi bir performans gösterdiğimizi düşünüyorum bu katıldığımız ilk turnuvada. Dünya kupasında bir yarı final maçı yöneterek de taçlandırdık. Ama bu bir son değil bizim için. Bu ilerdeki başarılarımızın habercisi olarak görüyoruz biz bunu. Motivasyonu olarak görüyoruz. Finalleri hedefliyoruz.
2018’de düzenlenecek Dünya kupası için en kuvvetli final için aday olarak siz gösteriliyorsunuz.
4 seneyi çok iyi geçirirsek 2018’de olabiliriz
Cüneyt Çakır:Bu günkü koşullarda oraya gidersek inşallah en iyisi olur ama oraya kadar o 4 yıllık süreçte biz dediğimiz gibi adım adım ilerleyeceğiz. 2014-2015 sezonunu en iyi şekilde bitirip, hem Türkiye’de hem de yurt dışında yöneteceğimiz Şampiyonlar ligi ve Avrupa ligi maçlarını en iyi şekilde bitirirsek 2016 yılında düzenlenecek Avrupa Futbol Şampiyonası için bizim için bir referans olacak. Dünya kupasının mutluluğunu yaşıyoruz ama 1 hafta sonra bitecek bu. Sadece 1 haftamız var. Dinleneceğiz önce dinlenmemizi bitirdikten sonra hemen bu 2 senenin planlamasını yapacağız. Daha yapacak çok işimiz var bizim. İnşallah o 4 sene periyodu çok iyi bir şekilde geçirerek önce aday hakemler arasına gireceğiz ve inşallah Rusya’ya gidersek orada da elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Ama onun için biraz daha vakit var.
Çok uzun süre birlikte oldunuz. Zorluklarını yaşadınız mı? Arada yaşadığınız ilginç, enteresan bir anınız var mı? Maçlardan ve antrenmanlardan arta kalan zamanlarda neler yaptınız?
Brezilya’da masa tenisinde de ülkemizi en iyi şekilde temsil ettik
Tarık Ongun: Bu turnuva evden çıkış eve giriş 45 gün sürdü. Bundan önce 4 tane daha büyük turnuvamız var. En çok 35-36 günü görmüştük ama 45 ilk defa oldu. Çok alıştık birbirimize. Ben hayatımda eşim dahil hiç sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği 45 gün boyunca birileriyle yapmadım. Kolay bir şey değil. Ama çok adapte olduğumuz için artık bir aile gibi yaşıyoruz. Arta kalan zamanlarımızda yine birlikte, güneş açtığı zaman Brezilya’da kıştı güney yarım kürede. Güneş açtığı zaman fırsat bulursak biraz hava aldık. Yürüyüş yaptık, kitap okuduk. Sohbetler ettik, pinpon turnuvasına katıldık. Masa tenisinde hocam çok iyidir. Orada da başka bir şekilde de temsil ettik Türkiye’yi. Gayet başarılı bir şekilde temsil ettik. Diğer ülkeden arkadaşlarla, Avrupa’dan, Amerika’dan, G. Amerika’dan, Afrika’dan, Asya’dan diğer kıtalardan arkadaşlarla sosyalleştik. İstanbul’dan misafirlerimiz geldi onlarla birlikte olduk. İzmir’den de geldiler.
Bahattin Duran: Biz üçümüz birbirimizi eşlerimizden fazla görüyoruz. Ben bir hesap yaptım. Ben 2010 yılında evlendim. 2011 yılında Kolombiya, 2012’de Polonya-Ukrayna, 2013’te Türkiye’de ki U20, 2012 sonunda Japonya, 2014’te Brezilya. Benim eşimi gördüğüm zaman Tarık ve Cüneyt hocayı gördüğüm zamanın tahmin ediyorum yarısı kadar evlendiğimden beri. Ama gerçekten bir aile gibi olduk. Tarık’la ikimiz için ok güzel bir turnuva bu. Biz her turnuvada bir şekilde tartışırdık. Hiç tartışmadık. Çok tecrübe kazanmışız. Tabi ki bunlar tatlı tartışmalar. Mesela Avrupa şampiyonasında ayak voleybolu oynuyorduk. Ayak tenisi oynuyorduk. Oyunlardaki tartışmalar, tatlı tartışmalar. Cüneyt Hoca biraz bize kızar o konularda ama
Cüneyt Hocam siz en çok neyi özlediniz?
Cüneyt Çakır: Biz turnuva hakemiyiz. Çok fazla sayıda turnuvaya katıldık. Bununla baş edebilmeyi biliyoruz. Çok kolay bir şey değil. Çıkıp orada maç yönetmek değil. 45 gün içerisinde sadece 3 maç yönetiyorsunuz ve bunu bekliyorsunuz. Bunla baş etmeniz lazım. Bugün maç geldi mi? Yarın gelecek mi? Bunlar çok önemli konular. Ben ok iyi vakit geçirdiğimizi düşünüyorum. Sadece maç yönetmek değil. Onun dışında kalan zamanlarda da. Sadece oturup beklemiyorsunuz. Sonuçta bir hazırlık var. Kafanızı boşaltmanız var. Keyif almanız lazım. Sonuçta, dünyanın, futbolun en yüksek bir ilgiyle izlendiği bir turnuvadasınız. Bunun daha büyük üzeri yok. Dünya kupası bu. Biz zaten çalışmamızı yaptık. Bütün sorumluluklarımızı yerine getirdik. Ama bir de bunu keyif alma yönü var. Orada olmanın keyfini de çıkardık biz. Bu çok önemliydi. Tabi ki özlediğiniz her şey var yemekleri bile özlüyorsunuz. Sevdiğiniz kişilerin dışında. Her şeyi özleyebilirsiniz. Buranın havasını bile özleyebilirsiniz. Ama sonuçta biz orada bir görev için oradayız. Ona konsantre olduğunuz zaman bence baş etmek çok kolay oluyor ki bu bizim son turnuvamız olmayacak. Bu bizim son turnuvamız olmayacak. O yüzden bundan sonrakiler içinde bu da büyük bir tecrübe oldu bizim için.
Çok başarılı 3 maç. Dünya’nın en iyi hakemleri arasında gösteriliyorsunuz. Bu size ayrı bir sorumluluk yüklüyor mu? Bu sizi farklı bir yere taşıdı mı?
Dünyanın en iyi hakemleri arasından sıyrılıp yarı finali aldık
Cüneyt Çakır:Dünya’nın en iyi hakemlerinin olduğu yerde maç yönetmek şansısını yakaladık. Onların arasından sıyrılıp yarı finale yönetme şansını yakaladık. Bu çok önemli bir gösterge. Sonuçta biz bunun için çalışıyorduk, bunu başardık. Bundan sonraki maçlar için bundan sonraki turnuvalar için, çok güzel bir şey bizim için. Önemli ama sonuçta bu çalışmamızı bizim devam ettirmemiz gerekiyor. Aynı sorumlulukla. Belki daha fazla çalışmamız gerekiyor. Bundan sonraki maçlarda alacağımız maçların önem seviyesi daha da artacak. Finaller olacak umarım, inşallah. O yüzden onları çok iyi geçmemiz lazım. Geride kalan sezonları çok iyi tamamlamamız için bunların gösterdiğimiz başarıların arkasına sığınırsak yok olup gideriz. Bunu yapmayacağız biz. Biz çalışacağız. Biz ne yapmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Bundan sonrada onu yapacağız.
Tarık Ongun: Sonuçta Dünya kupası hocamın dediği gibi bir vitrin. Bu vitrinde bütün dünya futbol vitrininde olabilmek çok önemli. Aynı futbolcular ve teknik adamlar gibi. Ama onlarda başarılı olduklarında ve yeni transferler yaptıklarında üzerlerine kat kat sorumluluk biniyor. Daha sonra farklı durumlar düşüşler, çıkışlar yaşanabiliyor. Hocamın da dediği gibi bundan sonra daha çok çalışarak çünkü vitrindesiniz artık daha çok çalışarak bu yerimizi korumak ve daha iyi yerlere götürmektir amacımız.
Bahattin Duran: Hakemlikte dün yoktur. Çok klasik bir laftır ama çok doğru bir laftır. Biz bahsettiğiniz gibi çok güzel bir turnuva geçirdik. 3 tane güzel maç yönettik. Ama bitti. Bundan sonra bizim ilk yöneteceğimiz bizim için en önemli maç. Maç bitiyor onun mutluluğunu biz maç akşamı yaşadık. Onu kapattık. Önümüzde hedefler var hocanın söylediği gibi. Bizim için en önemli maç ilk yöneteceğimiz maç bundan sonra.
Dünya Kupasında kullanılan teknolojilerden bahsetmek istiyorum. Köpük sistemi MHK başkanı Zekeriya Alp’te açıkladı. Bu yıl süper ligde olacak. Faydalı bir sistem mi?
Köpük sistemi Süper Lig’de faydalı olacaktır
Cüneyt Çakır: Bu tecrübeyi geçen yıl ülkemizde düzenlenen U20 dünya kupasında yaşadık. Deneme süreciydi. Çok başarılı olduğuna inanıyorum ki dünya kupası gibi bir organizasyonda kullanıldı. Zaten Güney Amerika’da ki oynanan liglerde bu uygulama vardı daha önceden. Fakat dünya kupasında denenmesi ve bence ok başarılı olduğunu düşünüyorum. Şöyle 9.15lik mesafe futbolda çok önemlidir. Özellikle ceza alanına yakın serbest vuruşlarda yarım penaltı gibi düşünebiliriz. Şu anda o tarz pozisyonlarda siz barajı çok iyi açtırmanız gerekiyor, oradan tek vuruşla gol yapacak oyuncu sayısı çok fazla.
Bu doğrultuda sizin barajı iyi açmadığınız taktirde onun gol olma ihtimali azalıyor. Vuruşun doğru, nizami bir şekilde yapılma ihtimali azalıyor. Bu uygulama ile bunun önüne geçiyorsunuz. Bu çizgiyi çektiğiniz zaman herkes nerede duracağını biliyor. Topun nerede duracağı belli. Oyuncu nizami bir şekilde atışı kullanabiliyor. Bence bu çok faydalı olacağını düşünüyorum. Gelecek yıl ligimizde göreceğiz bunu. Çok faydalı olacak ve yararını göreceğiz.
Gol çizgisi teknolojisi, bu yıl 20.cisi düzenlendi. İlk defa bu turnuvada kullanıldı sanırım. Diğer 19 turnuvada kullanılmamıştı. O zamandan bu zamana 3 kritik pozisyon olmuştu. 20. Dünya kupasında da yine 3 tane pozisyon oldu. Faydalı mı bu sistem sizce? Yoksa hakemliğin insani tarafını bitiren bir teknoloji mi? Çok tartışılıyor.
Cüneyt Çakır: Dediğiniz çok doğru. Bugüne kadar düzenlenen 19 turnuvada benimde aklımda kalan 3 tane kritik pozisyon var ama sadece bir turnuvada 3 tane kritik pozisyon gerçekleşti. Gol olup olmadığına. Bunu bizde tartıştık aramızda. Mesela Kosta Rika maçı vardı yanılmıyorsam, onu seyrederken Tarık ve Bahattin’e sormuştum. Burada mesela gol teknolojisi olmazsa biz bunu görebilir miydik? Mümkün değil göremezsiniz. Doğru yerde olsanız bile göremezsiniz. Çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Bunun şeyini gördük dünya kupasında. Bu da bir denemeydi. Bundan sonra belki bir sonraki dünya kupasında yine olacaktır bu. Belki Avrupa şampiyonasında da olacaktır. Bunu göreceğiz bence. Neden ülkemizde olmasın? O da iler ki yıllarda olabilir.
Gol çizgisi teknolojisi Türkiye’ye gelebilir
Çok pahalı bir sistem gol çizgisi teknolojisi Türkiye’ye gelme imkanı olur mu onun?
Cüneyt Çakır: Tabi ki olabilir. Sonuçta ileride bunu görebiliriz. Bir tek İngiltere’de Premier ligde uygulanıyor. O da geçtiğimiz sezon başlamıştı. Orada da çok büyük faydasını gördüler bunun. Çok pahalı bir sistem. Yöneticilerimizin takdiridir o. İleriki yıllarda neler olur onu bilemeyiz. Bizler hakemler olarak futbolu ileriye götürecek, fayda sağlayacak her türlü teknolojiye her türlü karara açığız. O yüzden neden olmasın.
Siz takip edebildiniz mi? Turnuva boyunca Türkiye’de çok güzel haberler çıktı. Kalıcı bir şeylerin yapılması gerektiğine inanıyor insanlar hatta Cüneyt Hocam sizin ve ekibinizin isminin bir sokağa, bir caddeye verilmesi konuşuluyor. Bu sizi mutlu eder mi? Sizin beklentiniz yoktur ama kalbinizden geçen bir şey vardır mutlaka. Kalıcı bir şeyler yapılmasını istiyor musunuz sizinle ilgili?
Cüneyt Çakır:Futbol ve hakemlik hepimizin çocukluk aşkı çok sevdiği bir şey. Biz karşılık beklemeden yapıyoruz. Bu çok büyük bir zevk ve gurur duyarak yapıyoruz. Bu seviyede de Türkiye’yi temsil etmek hepimizi de çok mutlu ediyor. Bunun üstü bizim hiçbir şekilde beklentimiz ya da isteyeceğimiz bir şey değildir. Tabi ki takdir edilirse bizi mutlu ve gururlu kılar.
Bahattin Duran: Bu tip şeylerin konuşulması tabi ki onur verici bir şey. Özellikle ailelerimiz için bizi yetiştirenler için daha büyük bir gurur kaynağıdır sanırım. Bizim için de öyle. Tarık’ın söylediği gibi hiçbir beklentimiz yok. Ama bu tip şeylerin konuşulması bile çok mutluluk verici bir şey.
Tarık Ongun: Sonuçta biz sadece bu dünya kupasında değil, bundan önceki Avrupa şampiyonasında da, yönettiğimiz şampiyonlar ligi maçlarında da orada ülkemizi temsil ettik. Türk futbolunu temsil ettik. Bunun içinde en iyi şekilde temsil etmek içinde elimizden gelenin en iyisini yaptık. Çok iyi şekilde çalıştık bu maçlara bu turnuvalara. Her turnuvadan anlımızın akıyla çıktık çok şükür. Böyle şeylerin konuşulması bizim için gurur verici bir şeydir. Bunlar büyüklerimizin takdiridir. Onlar nasıl takdir ederse bizde bunla gurur duyarız. Bizim için en önemli şey ülkemizi iyi bir şekilde temsil etmektir. Bu dünya kupasında tanımadığımız birçok kişiden binlerce mesaj aldık biz. Sizin için dua ediyoruz diye. Bizim için en önemli şey o. O insanların duaları zaten biz orada sahaya çıktığımızda en büyük güçtü.
Sayın başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da bir açıklaması oldu siz yarı final maçına çıkmadan önce. Başarılar diledi, dualarının sizinle olduğunu söyledi. Görüşmenizde neler yaşandı?
Cüneyt Çakır:Sayın başbakanımız her zaman sporun ve sporcunun yanında olan biridir. O da bize başarı dileklerini iletti. Dualarını iletti. Çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten bizim için çok önemliydi. Bir güç oldu. Onun desteğini hissetmekte. Ayrıca spor bakanımızda üçümüzü ayrı ayrı arayarak konuşarak başarı dileklerini iletti. Ben kendilerine tekrar çok teşekkür ediyorum buradan.
Dünya kupası geri kaldı. Fikstürde çekildi. Eğer bir aksilik olmazsa federasyondan şöyle bir açıklama geldi. Yarı sezonun maçları gün gün saat saat açıklanacak bir aksilik olmazsa. Bu sizin açınızdan nasıl bir rahatlık sağlar?
Tarık Ongun: Planlama çok güzel bir şey. Bizler içinde çok güzel bir şey çünkü bizler profesyonel değiliz hakemlikte hiç birimiz profesyonel değiliz. Bu işi amatör bir ruhla ama profesyonel bir yaklaşımla sürdürmeye gayret ediyoruz. Hepimizin kendi meslekleri, işleri var. İşimizi ve hakemliğimizi birbirini etkilemeyecek, minimum etkileyecek şekilde düzenleyebilmemiz için bu takvim çok değerli. Umarım gerçekleşir, hepimiz için çok iyi olur. Hocamın dediği gibi şampiyonlar ligi maçları başlıyor. Avrupa ligi maçları başlıyor.
Çok başarılı 3 maç yönettiniz. Siz orada maçları yönetirken burada da çok konuşuldu her şey. Ne yapılmalı? Kalıcı bir şeyler yapılmalı mı? Mutlaka bunun maddi manevi karşılığı olmalı şeklinde. Hatta isminizin bir sokağa, caddeye verilmesi bile gündeme geldi.
Cüneyt Çakır: Tabi ki çok mutluluk verici, gurur verici bizim adımıza. Biz sonuçta orada ülkemizi temsil ediyoruz. Sadece bu turnuvada değil. Bundan önce katıldığımız turnuvalarda da. Avrupa şampiyonasında yarı final yönettik. Orada Türk bayrakları dalgalandı. Keza bu turnuvada Türk bayrakları dalgalandı yarı final maçında, şampiyonlar ligi yarı finalinde, Avrupa ligi yarı finallerinde her zaman biz ülkemizi temsil etmenin sorumluluğu ile çıktık ve gururu ile çıktık. Bu bizim için çok önemli bir kere. Bu konuşulan şeylerde bizim için gurur verici ama bunlar büyüklerimizin takdiridir. Onlar nasıl uygun görürse, sonuçta onların takdiri olacaktır bu.
Size nasıl geliyor bu fikir? Mesela yol tarif edeceksiniz, Bahattin Duran, Tarık Ongun sokağından sola dönün. Ya da Cüneyt Çakır. Nasıl bir duygu? Benim adımın verilmesi mesela. Öyle bir başarı yakalar mıyım bilmiyorum ama insan söylerken bile heyecanlanıyor. Siz bunu düşündüğünüzde ne hissediyorsunuz?
Tarık Ongun: Ben sokağa isimlerimizin verilmesi konusunu şimdi duydum. Çok şaşırdım. İlginç geldi. Tabi ki çok mutluluk verici öncelikle. Hiç böyle bir şeyin hayalini dahi kurmamıştım. Şaşırdım bir şey diyemiyorum şu anda. Çok mutluluk verici.
Bahattin Duran: Bunların konuşulması bizim için çok onur verici, gurur verici şeyler. Ama Cüneyt ve Tarık konuşurken düşündüm, işte doğduğum sokak filan nasıl olur. Çok güzel tabi ki bunların böyle düşünülmesi. Çok mutluluk verici.
Süper ligde forma giyen birçok futbolcu ülkesi için, milli takımı için ter döktü. Diyaloglar nasıldı? Ekrana yansıyanlar çok güzeldi .
Cüneyt Çakır: Bizim ülkemizde karşılaştığımız oyuncu arkadaşlarımızla, orada dünya kupasında o arenada karşılaşmak gerçekten güzel, hoş sohbetlere yol açıyor. Orada tabi çok fazla uzun süreli sohbetler olmuyor ama orada gördüğümüz zaman başarı dileklerini ilettiler. Biz onlara başarı dileklerini ilettik. İşte Hollanda maçında olsun, Meksika’da eski oynayan Dos Santos vardı. Onla böyle sohbetimiz oldu. Keyifliydi güzeldi onlarla karşılaşmak orada.
Yarı finalden 1 hafta önce kimlerin kalacağı ve kimlerin yolcu olacağı belli oldu. 10 hakem 8’de yedek hakem. O gidecek ve kalacak hakemler açıklandığı sırada neler hissettiniz?
Cüneyt Çakır: Gidecek olan hakemler, turnuvadan ayrılacak hakemler çeyrek final maçlarından sonra açıklandı. Bizim son 16 turunda ve çeyrek finalde maçlarımız yoktu. Yönettiğimiz bu iki maça geriye dönüp baktığımızda, yönettiğimiz olan o iki maça baktığımız zaman kendimizden emin bir şekilde evet biz burada kalabiliriz çünkü bu performansımız bunu gösteriyor. Ama şunun huzuru vardı bizde. Biz görevimizi yaptık. Ülkemizi, Türk hakemliğini en iyi şekilde temsil ettik orada. Bundan sonrası yöneticilerin takdiridir. Dönersek başımız dik, gururlu bir şekilde döneriz ülkemize. O açıklandı heyecanlı bekledik. Önce orada kalacağımızı sonrada yarı final maçını yöneteceğimizi duyduktan sonra tabi bunun mutluluğunu, gururunu yaşadık. Bizim için artık son bir finaldi yarı final. Bizim kendi adımıza finalimizdi bizim. Biz o finalimizi attık. Çünkü gelecek için bunu yapmak zorundaydık. Gelecek maçlar, gelecek finaller için gelecek turnuvalar için bunu yapmak zorundaydık. Çok şükür ki bunu da en iyi şekilde bitirdik. Dediğim gibi yeni sezonda elimizden gelenin en iyisini yapıp üst düzey maçlarda görev almak istiyoruz.
Tarık Ongun:Bir de şöyle bakmak lazım. Orada hakem kadrolarını futbolcu gibi görmek lazım. Orada dünyanın en iyi 25 tane hakem kadrosu var. Bir hocanız var, yöneticiniz var. Hoca, grup maçlarında, 16’da, çeyrek finalde, yarı finalde nasıl bir teknik direktörün oyun taktiği varsa bizim başımızda ki insanın da mutlaka kendi kafasında bir takım planı var. En iyi 25 içinden ona uygun olan kişileri maça atıyordu. Cüneyt hocanın biraz önce bahsettiği gibi biz 2 maçı yönettik ve görevimizi yaptık. Bize bir görev gelmeyebilirdi de. Çünkü orada en iyi 25 var. Hoca bunun için hangisi uygunsa o maça onu atıyor.
Hollanda – Arjantin yarı finalinden sonra bitti, maçtan çıktınız. Başarılı bir yönetim. Soyunma odasına gittiğinizde ilk olarak ne söylediniz birbirinize?
Dakikalarca birbirimize sarıldığımızı hatırlıyorum. Hoca çok (sinirli) bir konuşma yaptı ama hatırlamıyorum ne dediğini.
Birisi bana vurdu da hangisi vurdu onu hatırlamıyorum. Galiba Cüneyt vurdu. Ben sadece benimle bir müddet konuşmayın. Ben ağlayacağım yoksa dedim. Onlar ağla dedi, ben otele gidince ağlamak istiyorum dedim.
Ağladınız mı?
Tabi ki.
İnsanın duygularına engel olması mümkün değil. O maç sonrası gelen mesajlar. Sadece onaları okuduğunuzda bile çok kötü oluyorsunuz.
Şimdi bile hala o duyguyu gözlerinizden
Ben o anı çok uzun zamandır düşünmemiştim.
Siz ne yaşadınız kendi adınıza?
Tarık Ongun: Çok özel duygular. Orada saat, an, mekan hepsi yok oluyor, kayboluyor, gidiyor. Sonuçta yıllardır uğraştığınız, neticesini aldığınız bir işin hazzını duyuyorsunuz. Çok özeldi.
Ben birde eşimin mesajlarını gördüm. Her şey bittikten sonra. Dakika dakika. 90 bitti allahım çok uzun süre 120 oldu. Yazmış onun ilki bitti, hayatımdaki en uzun 120 dakika. Allahım ne olur bitsin. Ondan sonra oh penaltılar. En sevdiğim bölüm filan diye. O şeyi yaşadım. Orada da çok kötü olmuştum. Zaten belli bir gün sonunda duygu yoğunluğu en üst seviyeye çıkıyor. O maçtan sonra annemizin, babamızın, kardeşimizin, eşimizin. Ben oğlumu çok özlemiştim. Tarık ile Cüneyt biliyor. Onu gördüğümde bile zaten artık tutamıyordum kendimi. Küsmüştü bir de bana.
Can, Bahattin’e küstü. Cüneyt ve bana mesajlar atmaya başladı.
Sesli mesaj atıyor 3 yaşında.
Onunla mesajlaşıyorduk. Bahattin’e söylemiyorduk. Kıskanmasın diye.
Turnuvadan aldığınız paralara kadar haberler yapıld. Siz bu haberleri gördünüz mü? Duydunuz mu?
Cüneyt Çakır: Biz oradayken böyle şeyleri hiç takip etmedik. Takip etme gereği de duymadık. Sonuçta biz işin o tarafı ile hiçbir zaman ilgilenmedik ki. Bizden fazla ilgilenenler varmış demek ki. O tabi onların kendi problemi. Biz hiçbir zaman öyle bakmadık olaya. Biz hakemliğe aşığız. Futbolu çok seviyoruz. Hakemliğe aşığız. Sonuna kadar da böyle kalacak bu. O insanlar istedikleri kadar, istedikleri müddetçe o haberleri yapmaya etsinler. Herkesin sonuçta bakış açısıdır bu. Futbolu ne kadar sevdiğiyle alakalı bir durumdur.
Bu yaşadığımız şeylerin para ile ölçülmesi imkansız. Onlar onu anlamayacak hiçbir zaman.
Birbirinize hitap etme tarzınız şekliniz var mıdır? Özel bir şey kullanır mısınız kendi aranızda?
Bahattin Duran: Ben kullanıyorum ama burada söyleyemem herhalde. Eski Türk filmlerinden alıntı yapıyoruz birbirimize. Bazen maç içinde bile söylüyoruz hatta bizimle birlikte maça çıkan dördüncü hakem arkadaşlar şaşırıyor o kim filan diye. Birbirimize hitap ediyoruz. Kibar bir şekilde. Eski Türk filmlerindeki karakterler gibi. Tosun Paşa filmini çok seviyorum o filmden karakterler gibi konuşmalar yapıyoruz maç içinde.