Tenis sosyete sporu mu?

Güncelleme Tarihi:

Tenis sosyete sporu mu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2008 00:00

Kuyumcu Kenan Obuz 20 yıldır aktif olarak tenis oynuyor. Onunla tenis üzerine güzel bir konuşma yaptık.

Haberin Devamı

*Kenan Obuz kimdir?

 

Çok genç yaşlarda kuyumculuk sektörüne giren Obuz, imalat, toptan ve perakende ağları olan bir şirketin sahibi… Kenan Obuz aynı zamanda yirmi yıldır aktif olarak tenis oynuyor.

 

*Spor hayatınızın ne kadarını kapsamaktadır?

 

Her gün düzenli olarak spor yapıyorum. Günde en az iki saatimi spora ayırıyorum. Özellikle güne sporla başlamam yaşamıma zindelik ve enerji katıyor. Sporla genç yaşta tanışmasaydım ve bu kadar hayatımın bir parçası olmasaydı, günlük hayatımda karşılaştığım stresi ve yoğun çalışma temposunu kaldıramazdım. Bence her iş adamı sporu günlük hayatının bir parçası haline getirmeli. Mesela Ahmet Nazif Zorlu (Zorlu Holding Yön. Kurulu Bşk.)ile zaman zaman sabah sporu yaparken karşılaşıyoruz. Genelde her sabah yürüyüş ve koşu yapıyor.

 

Haberin Devamı

Özden TOPRAK yazıyor

Bizim sektörden bir örnek de İmam Altınbaş. Biliyorsunuz Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı. O da tenisi hayatının bir parçası haline getirmiş iş adamlarımızdan. İş adamlarımızın çoğunun günlük hayatlarının negatif enerjisinden arınmak için spor yaptığını biliyoruz; ancak ben toplumuzdaki bütün bireylerin sporu bir yaşam tarzı haline getirmesi gerektiğini düşünüyorum. Tıpkı yüz yıkamak, diş fırçalamak gibi.

 

*Peki bunu günlük hayatımızda Türk toplumu olarak uygulayabiliyor muyuz?

 

Maalesef hayır. Örneğin ben bir tenis tutkunuyum. Ama ne yazık ki ülkemizde tenis bir sosyete sporu olarak tanımlanıyor. Oysa böyle bir kimlik almamalı.

 

*Neden bu şekilde düşünülüyor?

 

Haberin Devamı

Tesislerin az olmasından dolayı saha ücretleri yüksek… Aynı zamanda ders almak istendiğinde ders saati ücretleri de ne yazık ki her bütçeye uygun değil. Tenis deyince Türkiye’de akla gelen kaç isim var? Bir tek Hülya Avşar aklınıza geliyor değil mi?Sokaktaki bir insana bu soruyu sorsanız hemen size bu yanıtı verir. Oysa bizim ismini magazin basınının ön plana çıkardığı popüler sanatçılardan çok daha yeteneklisporcularımız da var. Üstelik birçok dalda. Örneğin İpek Şenoğlu gibi. Ama bugün bir turnuva olsa magazin basını ve hatta spor basını Hülya Avşar’ın maçlarını İpek Şenoğlu’na tercih ediyor. Bu durumda da tenis belirli bir zümreye malolmuş oluyor. Belki sosyete sporu denilmesinin bir sebebi de bu.

 

Haberin Devamı

*Sizcemedyaya bu konuda ne gibi görevler düşüyor?

Halkımızın spor alışkanlıkları edinmesi, sporu günlük yaşamının bir parçası haline getirmesi konusunda için medyanın çok hassas davranması gerektiğini düşünüyorum.

Spor alışkanlığının insan sağlığına ve iyi düşünmesine katkısı olduğu gerçeğini yayınlarla ve yaptığı haberlerle desteklemeli. Toplumumuzun sadece futbol merakına yönelik yayınlar ve tartışmalar değil; diğer spor dalları ile ilgili de eğitici - öğretici ve hatta özendirici yayınlar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin olimpiyatlardaki başarısızlıklarımızı da bu konudaki genel yetersizliklerimize bağlıyorum.

 

 

*Ne gibi yetersizlikler?

 

Haberin Devamı

Mesela bir çocuk doğar doğmaz babası bu çocuğa bir takım kimliği veriyor. Bir futbol takımının forması ve futbol topu çocuğun ilk oyuncaklarından oluyor. Spor dalı olarak da şartlanmış bir şekilde ilk olarak futbolla tanışıyor. Aslında bu da biraz futbolun masrafsız bir spor dalı olmasından kaynaklanıyor özünde.

 

*Hangi açıdan?

 

Diğer spor dallarında öncelikli olarak gereken şey tesis. Oysa futbol, mahalle arasında iki adet taş konularak oynanabilen, öğrenilmesi için bir eğitmen tutulması gerekmeyen, fazlamalzeme gerektirmeyen bir spor dalı. Bu nedenle de çocuklar günlük hayatlarında zaten ilk tanıştığı spor dallarından biri olan futbolu bir tutkuya dönüştürüyor. Hatta kendini ekranda izlediği popüler futbolcularla özdeşleştiriyor ve hayal gücünü bu noktada geliştiriyor. Futbol çocuğun dünyası haline geliyor. Böyle bir çocuğa da ikinci bir spor dalını sevdirmek için ciddi bir uğraş gerekiyor. Ülkemizde diğer spor dallarının gelişmemesinin en büyük sebebi bence bu.

 

Haberin Devamı

*Peki sizin aileniz sizi futboldan önce tenisle mi tanıştırdı?

 

Ben de çocukluğumda her çocuk gibi mahalle aralarında ya da okul bahçesinde futbolla tanıştım ilk olarak. Hatta Feriköy Spor Kulübünün Genç Takımında  birkaç sene oynadım.    O yıllarda en büyük tutkularımdan biri de masa tenisiydi. O dönemde hafta sonları televizyonda yayınlanan tenis maçlarını da takip ediyordum. Sonra ders almaya karar verdim. Böylelikle Tenis bir anda hayatımın çok önemli bir  parçası haline geldi.

 

*Kaç yıldır tenis oynuyorsunuz?

 

17-18 yaşlarından beri. Yani yaklaşık yirmi yıldır tenis oynuyorum.

 

*Hangi kulüplerde oynadınız? Şu an nerede oynuyorsunuz?

 

Aslında İstanbul’un birçok yerinde ama yoğun olarak Bakırköy Spor Kulübünde.

 

*Zamanınızın ne kadarını tenise ayırıyorsunuz?

 

Haftada dört ya da beş gün. Ama spora her gün vakit ayırıyorum. Zaman zaman turnuvalara katılıyorum. Bazı birinciliklerim de var.

 

*Peki bunun dışında ilgi duyduğunuz zaman ayırdığınız başka hangi spor dalları var?

 

Sporun her dalıyla uğraşmayı seviyorum aslında… Hatta bir dönem Ankaragücü Spor Kulübü yönetimine girmek üzereyken bazı araştırmalarda bulundum. Viyana’yı ziyaret ettim ve Viyana kulüp Başkanı ile görüşme yaptım. Avurturya’nın başkenti ile Türkiye’nin başkenti Ankara’nın takımı Ankaragücü’nün kardeş takım olabilmeleri için görüşmeler yaptım. Bu kulübün adı Rapid Wien’di. Fakat eski Malatyaspor Başkanı Mahmut Suat Uzun başkanlık seçimini kazanamadığı için proje yarım kaldı.  

 

*Sizin gibi çok çoğun bir tempoda çalışan iş adamlarına tavsiyeleriniz nelerdir?

 

Ulu Önder Atatürk’ün önemli vecizlerinden biri olan “Sağlam kafa sağlam vücutta olur” sözünü ilke edinmelerini tavsiye ederim. Sadece iş adamları değil bütün bireyler, başta da değindiğimiz gibi sporu günlük yaşamının en önemliparçası haline getirmeli. Tabi burada    iş dünyasına çok önemli roller düşüyor. Her şeyi devletten beklemeyip kendi imkanlarını kullanarak ülkemize sporla ilgili katkılar sunmalılar.   

 

*Sizin kuyumculuk sektöründe bu konuda girişimleriniz olacak mı?

 

Tabi ki evet. Tenis sporuna ilgi duyduğum için bu konuda bazı girişimlerde bulunduk.Bakırköy civarında belediyelerden arsa taleplerimiz var. İnşallah en kısa zamanda tenis kortlarının yer alacağı büyük bir tesis inşa etmeyi planlıyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!