Tekne sahiplerine vergi müjdesi

İlk Bölüm: Tekne keyfi 850 YTL'den başlıyor

İkinci bölüm: Bir nalbur dükkanından zirveye

- Ne kadara kadar vergi yok? Â
 
9.9 beygire ve 5 metreye kadar vergi yok. Aynı zaman da ehliyet de istenmiyor. O yüzden müşteriler daha fazla tercih ediyor. Ancak şimdi bu uygulamayı iyileştirecek yeni bir yasa çalışması yapılıyor.

- Ne getirecek yeni yasa?         Â

7 metre ve 25 beygire kadar serbestlik saÄŸlanacak. Bizim yıllardır mücadelesini yaptığımız bir bayrak olayı var. 'Bayrağımı istiyorum' projesi altında binlerce imza toplandı ve ilgili yerlere gönderildi. Bu çabaların sonucunda da hükümet bizi dikkate aldı ve sektörümüzden iki milletvekilinin hazırladığı tasarı Meclis'e gönderildi. Yakın bir zamanda bu kanun çıkabilir. Böylece 7 metreye ve 25 beygire kadar teknelerin kıyı kaptanı ehliyetsiz kullanımı ve Türk bayrağı ile sadece yılda bir kez vergilendirmesi ve vergilerin düşürülmesi saÄŸlanabilir.  Â
 
- Vergi ödemeden sularda gezmek mümkün mü?

Vergilerden kurtulmak için 500 euro, 700 euro gibi paralar ödeyerek bir yabancı bayrak alıyorsunuz ve böylece Türk sularında yabancı bayrakla dolaşabiliyorsunuz. O zaman vergi ödemekten de kurtuluyorsunuz.
 
Biz de diyoruz ki, "Şu vergileri düşürün de bizim bayraklarımız dalgalansın sularda..."

- Vergiler düşünce herkes teknesine Türk bayrağı çekecek o zaman...
 

Aynen. Biz vergi ödemeye hiç bir zaman karşı değiliz. Ama makul ve mantıklı fiyatlarda olsun ve kendi teknemize bayrağımızı çekelim. Bugün ben milletçiyim diyenler, bu konuda uç noktalarda gezinen insanlar bile 300-500 euro için başka bayrağı dikiveriyorlar. Bu da bizi rahatsız ediyor. Ben kendi ülkemde, kendi teknemde, kendi bayrağımla gezmek isterim ve aynı şekilde diğer insanların da o bayrakla burada dolaşması bana haz verir.

Bakın küçük bir hesap yapalım. Bugün Fenerbahçe Yat Limanı'nda yaklaşık 1000 tekne var diyelim. Siz deseniz ki ben sizden 250 euro alacağım, teknenize Türk bayrağı çekin, gelin verginizi ödeyin... Ben size söyleyeyim, hepsi kabul eder. Bu parayı 1000 ile çarpın, 10 tane marina varsa 10 bin ile çarpın, ülkeye gelecek parayı düşünebiliyor musunuz?
 
Ciddi bir para giriÅŸi olacak ve bu da hepimize yarayacak...

- Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Bence denizcilik sektörünün önü çok açık ve gelecek vaat eden bir sektör. Yeni modellerle ve uygulamalarla sektörün gelişeceğini düşünüyorum. Zaten Türkiye bugün denizcilik sektöründe çok önemli bir mesafe katetti. Eskiden denizcilik deyince Hollanda, İtalya, Yunanistan gibi ülkeler akla gelirdi, ama artık Türkiye de söz sahibi oldu. İmalat Türkiye'ye kaymaya başladı.

Sektörde çok dikkat çekici gelişmeler oluyor ve milyon dolarlık yatların imalatlarında sıra var.
 
- Sizin tarafın geleceğini nasıl?
 
Birbirine bağlı zaten. Şimdi siz 3.50-4.50 tekne alıp bunu geliştirmek büyütmek istiyorum diyorsunuz. Üretim de öyle. Belirli bir noktaya geldikten sonra üretimimizi daha büyük teknelere, yata, motoryata kaydırmak, kendinizi geliştirmek istiyorsunuz.
 
- Sizin de öyle bir hedefiniz var mı?

Kesinlikle. Daha büyük tekneler yapmak istiyoruz. Bu da Safter'in önümüzdeki yıllara ait en önemli hedefi.
 
Ayrıca Tuzla'da çok büyük bir showroom yapacağız. Jetlerden tutun ATV'lere kadar, tekstil grubu da dahil olmak üzere çok büyük bir alan hazırlayacağız. 'Safter'de herşey var' konseptini orada tam olarak göstereceğiz. En yakın gelecekteki hedefimiz bu. Bombardier'in tüm ürünlerini Türkiye'ye getirip bunları sergileyeceğiz.
 
- Büyük tekne üretimine ne zaman başlayacaksınız?
 
8 metre motoryat var hali hazırda. İlk etapta onu biraz daha geliştireceğiz. Kısa vadede çok lüks ve büyük yat üretimine geçmek kolay değil. Bunlar birdenbire olmaz. Hem kendinizi hem çalışanlarınızı eğitmeniz lazım. Evet, biz bu polyesteri çok iyi biliyoruz, çok iyi yapıyoruz ama diğerlerini yapmak biraz daha bilgi ve beceri ister. Bundan sonra yavaş yavaş ve adım adım gideceğiz. Bizim acelemiz yok. Bulunduğumuz noktada kendimizi ispat ettik, iyi bir yere geldik. Bundan sonra da aynı şekilde gideceğiz.
 
- Ahşap tekne üretimine girecek misiniz?
 
Hayır, hiçbir zaman girmeyeceğiz çünkü bizim işimiz fiber.
 
- Fiber teknenin avantajları ve dezavantajları neler? 
 
Dezavantajı yok diye düşünüyorum. Hafif, ucuz, sağlam, her yere taşınabilir, bakım gerektirmez, tamir malzemesini kolaylıkla bulabilirsiniz... Bu yüzden tahtaya göre daha fazla tercih ediliyor.

- Ahşap tekne mi fiber mi daha çok satılıyor?

Tüketici tercihlerinde bir dönüş var. Daha çok fiber satılıyor artık. Tahtanın bakım zorluğu insanları bezdiriyor.

- Alanlar bu tekneleri nerede tutuyor?
 
Marina fiyatları biraz yüksek olduğu için genelde balıkçı barınakları ve kendi oluşturdukları yerlerde tutuyorlar.

- İstanbul'da yeteri kadar yer var mı?
 
Hayır yok ve o bizim en büyük sorunumuz. Bugün Pendik'te çok büyük bir liman yapılıyor. Orası yapıldığında nispeten fiyatların biraz düşeceğini bekliyoruz.
Ama tabii bizim de gücümüz bir yere kadar. O işleri yapan insanlara telkinlerde bulunuyoruz. Fiyatları fazla şişirmeyin, daha fazla müşteri edinin, kazancınızı hizmetle elde edin, farklı olun gibi yaklaşımlarda bulunarak bunları sağlıyoruz. Ama gidip Fenerbahçe veya Ataköy'de böyle bir telkinde bulunma şansımız yok.
 
Eğer marinalardaki fiyatlar, vergiler düşer ve bayrak problemi çözülürse denizcilik sektörü patlama yaşayacak. O kadar iddialıyım.
 
- Ortaklık teklifleri geliyor mu?

Biz kendi yağıyla kavrulmayı seven bir şirketiz. Normal eğitimleri yapıp bölünmeden devam etmek istiyoruz. Ortaklık teklifleri geliyor ama biz tek başımıza devam edeceğiz.

İlk Bölüm: Tekne keyfi 850 YTL'den başlıyor

İkinci bölüm: Bir nalbur dükkanından zirveye