Güncelleme Tarihi:
ESKİ Beşiktaşlı Mustafa Özkan ile İstanbul’da yaşadığı şehrin en lüks gökdelenlerinden birinde buluşuyoruz. Bir Beşiktaş efsanesi olması beklenirken bir ‘futbol gezgini’ oldu. Bir çok kulüpte top koşturdu. O da gurbetçi futbolculardandı. Almanya’da geldi. Siyah beyazlı formayla erken buluştu ama erken de koptu. Yıllardır bunun nedenini sorgluyor. Beşiktaş’ın efsane başkanı Süleyman Seba’nın yeğeni Tayfur Havutçu’nun transferinde takas edilerek Kocaelispor’a gönderildi. O gün bugündür de “Seba’nın yeğenine kurban mı edildim” diye soruyor kendine..
‘DAUM’UN TEKLİFİYLE ŞOKE OLDUM’
Mustafa Özkan’ın futbola başlama öyküsü kendi deyimiyle filmlerdeki gibi olmuş: “Almanya’da işçi olarak yaşayan ailemizin 8 çocuğundan biriyim. Nürnberg yakınlarında bir kasabada sesiz sakin çocukluğumu yaşarken futbol sevdalısı bir Alman komşumuz babama gelerek “Ben senin oğullarınla bir futbol kulübü kurmak istiyorum” deyince hayatımız değişti. Nürnberg alındım”
Beşiktaş’a onu Daum aldırmış: “Teklif karşısında şoke oldum. Türkiye’yi sadece tatillerde gören bir genç olarak ürktüm. Vatanıma yabancı olduğumu o an anladım. Ancak adaptasyon dönemim kısa sürdü, İstanbula, Beşiktaşa alıştım.”
‘METİN’LE aLİ İLE OYNAMAK MUAZZAMDI’
Aslında ailden Beşiktaşlıymış: “19 yaşında Rıza,, Metin ve Ali ile aynı takımda oynamak muhteşem bir duyguydu. İstanbul’da Kayserispor’u 3-2 yendiğimiz maçta 2 gol atınca Daum “Artık tüm yaşantına dikkat et” dedi. Özkan, Beşiktaş macerasının neden sadece 2 yıl sürdüğünü ise şöyle analatıyor: “Rasim Kara ile küçük bir olay yüzünden tartınca yedek kaldım. Sezon sonunda futbol şube sorumlusu Serdar Bilgili, beni bir gecede Tayfur Havutçu ile takas yaptı. Aklımda hep “Acaba Süleyman Seba’nın yeğeni olan Kocaelisporlu Tayfur’un Beşiktaş’a alınabilmesi için kurban mı edildim” sorusu kalmıştır.”
Şenol Güneş’in rakibi iyi niyeti
mİllİ Takım’daki hocam Şenol Güneş, Türk futbolunda gördüğüm en iyi niyetli insanlardan biridir. Ancak futbocular çok uyanıktır. İyi niyetli insanları hep kullanmaya çalışırlar. Bu iyi niyeti bence kendisinin en büyük rakibi.
Daum’un başarı ihtimali zayıf
Bazılarına soğuk gelse de çok önemli bir isimdir. Bazen yanınızdan geçer selam vermez, bazen görmemezlikten gelir ama bire bir tanıdığınızda onun hep bilgi amaçlı konuştuğunu görürsünüz. Bir öğrencisi olarak ondan çok şey öğrendim. Elindeki kadroyla her zaman en iyi sonucu almak için çabalar. ‘Ben şu oyuncuyu isterim’ diye tutturmaz. Tek kusuru gençlere çok fazla önem vermemesidir. Daum her zaman garantiye gider, isim yapmış tecrübeli futbolculara forma verir. Ancak Bursaspor’da başarılı olma ihtimalini zayıf görüyorum.
310 MAÇTA 66 GOL
1975 Almanya Perchheim doğumlu. Futbola Nürnberg’de başladı. 1995’te Beşiktaş’a geldi. 2 yıl sonra Kocaelispor’a satıldı. Sonrasındaysa sırasıyla Stuttgart, Grasshopper, Göztepe, Denizlispor, Gençlerbirliği, Malatya, Antaly, Ankaragücü, Diyarbakırspor ve Rizespor formalarını giydi. 2010’da futbola veda etti. 310 maçta toplam 66 gol kaydetti. Bir kez milli formayı giydi.
KARiYERi
1995–1997 Beşiktaş
1997–1999 Kocaelispor
1998 İstanbulspor (Kiralık)
1999 Grasshoppers
1999–2001 Stuttgarter Kickers
2001–2002 Göztepe
2002–2003 Denizlispor
2003–2005 Gençlerbirliği
2005–2007 Malatyaspor
2007–2008 Ankaragücü
2008–2009 Antalyaspor
2009–2010 Diyarbakırspor
2010 Rizespor
Emre Can da Almanya’yı seçer
Mustafa “Gurbetçileri tarayan ekip doğru çalışmıyor. Bir futbolcuyu A milli takım standardına eriştiği zaman yönünü çeviremezsiniz” dedi.
Malum son yıllarda ülke futbolunu gurbetçi futbolcular domine ediyor. Kendisi de bir bu kontenjandan Türkiye’de koşturmuş olan Özkan, Türk tarama ekiplerinin iyi çalışmadığını savunuyor: “Gurbetteki Türk çocuklarını tarayan ekip doğru çalışmıyor. Bir futbolcuyu A milli takım standardına eriştiği zaman yönünü çeviremezsiniz. Bu kadar geç kalmamak lazım, o gençleri daha 17-18 yaşlarındayken bulup rotasını Türkiye’ye çevirmek gerekir. A milli takım çizgisine kadar gelmiş bir futbolcu o noktada tabii ki Almanya’yı tercih eder. Almanya formasıyla bir maçta yıldız olabilme, tüm dünya tarafından tanınma şansınız var.
İddia ediyorum yakında Emre Can’ın milli takım tercihi spekülesyonu başlayacak. Bence tercihini o da Mesut gibi Almanya’dan yana kullanacaktır.
Yanal mutlaka başarılı olacaktır
Ersun Yanal, futbolcunun metebolizmasını inceler, gittiiği her kulübü bilimsel aletlerle donatır. Diş doktoru, diyetisyen, kas grubu uzmanlarıyla dirsek teması kurar. Fenerbahçeliler sabretsin, mutlaka başarılı olacaktır. Önde pres yapan, rakibi kondisyonla ezen, hızla gole giden bir takım yaratır.
Avcı’ya 10 yıl sabretmek lazım ama
Abdulah Avcı, uzun vadeli düşünülerek getirilmiş bir teknik adam. Kendisinden genç ve geleceğe dönük bir milli takım yaratması bekleniyor. Kendisine 5-10 yıl sabretmeli ama Türkiye çabuk başarı bekleyen bir ülke. Sabırsızlık en büyük düşmanımız. Sabretmeyi öğrenmeliyiz.
En iyi gurbetçi İlyas
Türkiye’ye gelmiş geçmiş en iyi gurbetçi futbolcu İlyas Tüfekçi’dir. Erhan Önal ve Uğur Tütüneker de çok büyük futbolculardı. Genelde gurbetçi futbolcular Türk futboluna katkı sağlamışlardır.
Salih’in işi çok zor
Salih Uçan’ın F.Bahçe’de işi çok zor. Oynadığı mevkii de çok kaliteli yabancılar ve çok iyi Türk futbolcular var. Onun için forma aslanın ağzında değil miğdesinde. Kaybulup gitmemesi için çok çalışması gerekiyor.