Güncelleme Tarihi:
1970'ten beri eski Türk Müziği eserlerini toplayan, sonunda 100 senelik fonoğraf makinaları ve ‘‘kovan’’larla tanışan Muammer Karabey; Tanburi Cemil Bey'i, Hafız Aşir'i ve Bahriyeli Şahap'ı müzikleriyle tanımış ve müzikleriyle tanıtmaya çalışıyor. Muammer Karabey'in ‘‘Kovan Akşamı’’ söyleşisi bu akşam 18.30-20.30 arasında Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nde.
Bu akşam Borusan Kültür ve Sanat Merkezi'nde özel bir söyleşili dinleti gerçekleştirilecek. Bu etkinliği özel kılansa dinleti programında yer alan eserlerin 100 yıllık (belki daha da eski) bir geçmişe sahip olması. Daha da enteresanı, dinletinin 1890'da imal edilmiş bir fonoğrafta çalınacak ‘‘kovan’’lardan oluşması...
Bu dinletiyi gerçekleştirecek insan olan Muammer Karabey, tam bir Türk Müziği tutkunu. Bir müzikolog ya da müzisyen olmadığını açıkça belirten Muammer Karabey'in özellikle Münir Nurettin Selçuk'u tanıdıktan sonra başladığı bu koleksiyon tutkusu, sonunda kendisini fonoğraf ve kovanlara kadar sürüklemiş. ‘‘İyi de kovan ne şimdi?’’ diyebilirsiniz. Açıkçası Muammer Karabey'i ziyaret etmeden önce biz de bu bilgiden yoksunduk.
Muammer Bey'in tarifiyle kovan; dünyada ilk kez üzerlerine ses kaydının yapıldığı, metalik sabun denilen bir maddeden yapılan, ısıya, suya ve solventlere dayanıklı ancak fiziksel etkilere karşı oldukça kırılgan, 55 mm. dış ve 42 mm. iç çapında, 110 mm. boyunda içi boş silindirler. 1878'de Edison'un icat ettiği fonoğraf makinasıyla kullanılan, tarihin bu ilk kasetlerinin hemen hemen hepsini İstanbul ve Türkiye'de bulup aldığını söyleyen Karabey, bu aletin icadından hemen sonra Osmanlıya da geldiğini belirtiyor. Şu anda 200'e yakın kovan ve 3000'e yakın taş plağın sahibi olan Muammer Karabey, koleksiyon merakına kendisini öyle kaptırmış ki sahibi olduğu fonoğraf makinalarını, Columbia ve Master Voice gramofonları, RCA ve Marconi markalı lambalı radyoları görünce afallıyoruz. Üstelik Karabey, eline geçen bu eşsiz makinaları kendi bilgi ve becerisiyle (1960 İTÜ Makina Mühendisliği mezunu) tekrar hayata döndürmüş. Onun derdi, hepsi orijinal ve tamamı çalışır durumdaki bu gramofonlar ve fonoğraf makinalarına küçük bir servet ödemiş olması değil, keşfedilmeyi bekleyen, henüz bulunamamış ya da bulunduğu halde ne oldukları anlaşılamadığı için bir köşeye atılmış olan nazik kovanlar.
1890'a uzanan ve hala tıkır tıkır çalışan bir fonoğrafta dinlediğimiz Osmanlı Marşı'nın büyüsü, müziğin o tarihlerden kalmış olmasında değil, Mızıka-i Hümayun'un bir eserinin yer aldığı bu kovanın dünyada eşi benzeri olmaması belki. İşte bu yüzden değerleri binlerce kez katlanan bu kovanlara ulaşabilmek için İstanbul'un bütün antikacılarıyla ahbap olmuş Muammer Karabey. Hala müziğe ve tarihe tutkun, bir kulağı antikacı dostlarından gelecek telefonda. Unutmadan ekleyelim; Muammer Bey, tarihe tanıklık eden bu kovanları elektronik olarak okutmaya ve bunun için pikap kafalarını fonoğrafa ardapte etmeye çalışıyor. Üstelik bu işi de başarmak üzere.
aütöaütaütütaüsylmeatylmeaylmeatylmeatylmeatylmeatylmieaty=lmeaty=laüy=lylieütylmatylylmaütyşlmaatyş=lmöeaüt=yşmayşmeatşylmeatşylmeatşymeatyşlmeatşymeatyşlektylmeatylmaüylmatkylmaütylvüatylmeatylmaüylmaütylmaütylmaütylmaütylmaütyltkmtkmtkmtktkmtkmtkmtkmtkmtkmtmdtükütktükmktkmtkmütkütkmkürtk
DİNLETİ PROGRAMI
1. Hafız Şaşı Osman ve Kemani Ağa / Bir Mersiye.
2. Hafız Şaşı Osman ve Tanburi Cemil Bey / Güzel tanbur ile.
3. Hafız Şaşı Osman, Kürdilihicazkar Şarkı / Bu gönül ne gülde ne gülşendedir. (Sarı Onnik)
4. Bahriyeli Şahap, Hüzzam Şarkı / Görmedim uysun felek amalime. (Selanikli Ahmet Bey)
5. Hafız Sami ve Kemani Salih / Güzel keman ile.
6. Hafız Sami ve Tanburi Cemil Bey / Güzel tanbur ile.
7. Hafız Şaşı Osman, Rast YürükSemai / Yüzündür Cihanı münevver eden... (İsmail Dede)
8. Hafız Aşir, Rast Şarkı / Esti nesim-i nev bahar... (H. Arif Bey)
9. Hafız Aşir, Uşşak Türkü / Bugün bir keyfim var benim. Ayvaz mey doldur mey doldur. (Köroğlu)
10. Hafız Şaşı Osman, Kürdilihicazkar Şarkı / Karşıyaka'da İzmir'in gülü. (Lavtacı Hristo)
11. Osmanlı Marşı, Bando ile / Mızıka-i Hümayun.