Güncelleme Tarihi:
Aynur Aydan Tarabyaspor Kulübü'nün başkanı. Futbolcuları filmlerde oynatmak istiyor. Onlarla futbol oynuyor, öğütler veriyor. Bir yandan da, yabancı olmadığı politik çalışma yöntemleriyle sahayı çamurdan kurtarmak, tesisleri yenilemek için sponsor arıyor.
Tarabyaüstü'nde büyük evler, büyük bahçeler, yüksek duvarlar arasında kalmış toprak bir alan. Ağları olmayan demirden bir kale. Karşısında değil, çaprazında başka bir kale. Sahayı çizgiler yerine, çeşitli yerlerinden yırtılmış tel örgüler çevreliyor. Bir köşede, sahanın önemli bir kısmını göle çeviren yağmur sularını tahliye etmesi gereken künkler toprak üstünde öylesine duruyor. Hemen yanlarında yaşları 14-16 arasında değişen gençler ıslana ıslana gülleye dönen toplarla antrenman yapıyor.
Yoksul bir kulüp
Kulüp binasının duvarına mezartaşlarında olduğu gibi, gri zemin üzerine siyah büyük harflerle şu ifade kazınmış: ‘‘Bu lokali yapan Ali Rıza Çarmıklı ve dönem başkanı Aynur Aydan'a Tarabya halkı ve yönetim kurulu adına teşekkür ederiz. 22.12.1992.’’
Lokal denilen yer, küçük bir oda. Girişte solda buzdolabı ve mutfak. Karşısında eski bir çek yat, altında formalar. Önünde, parlak mavi örtünün altında kalan oval bir yemek masası. Rengi bir zamanlar gri kahverengi olan sandalyeler. Yanda iki tane büyük, demir ve saçtan mamul devlet dairesi masası. Soluk ampül ışığı, nem ve eski eşya kokusu sefalet havasını tamamlıyor. Biz de ıslak giysilerimizle bir köşeye büzülüp ortama uyuyoruz.
Doğru Yol'cuymuş
Bir zamanların bakan düşüren kadını, günümüzün Tarabya Spor Kulübü Başkanı Aynur Aydan, son model otomobil-cip karışımı aracı, parlak mor montu, bembayaz kazağı, komando pantolonu, tertemiz spor ayakkabıları ile kulübün havasına tezat oluşturacak bir şekilde geliyor ve karşımıza oturuyor.
İlk kez 1992'de, ‘‘yol falan’’ yaptırdıktan sonra, imza toplayan halkın ‘‘bizim kulübü adam et’’ talebi ile Tarabya Spor Kulübü Başkanlığı görevini üstleniyor. İlk işi yaptığı görüşmelerle bir hafta içinde kulübe su getirmek oluyor. Sonra Beşiktaş'tan fazla toplarını ve malzemelerini istiyor.
Yaptıklarını politik faaliyete benzettiğimizde: ‘‘Ben hep politikada çalıştım, Doğru Yol'da’’ diyor. 80 öncesi AP mitinglerinde boy gösterdikten sonra Çiller'li DYP döneminde ‘‘halkı galeyana getirip parti için bağırttırmak, bayrak sallamak’’ suretiyle çalışmalarını sürdürmüş.
Heykelini yapmadılar
Sonra kulübe komşu Ali Rıza Çarmıklı'nın katkıları ile, çatısı olmayan kulübenin yerine lokali, 3 soyunma odası ve duşları bulunan bir kulüp binası yapılmış. Takım şampiyonluğa koşarken sezon bitimine bir ay kala kulüp başkanlığını elinden almışlar.
O dönemdeki çalışmaları yüzünden ‘‘sanatından olmuş’’, kaset yapamamış. Ondan sonra, DYP'de çalışan hanımlar başkanlık görevini üstlenmiş, beceremeyince de bırakmışlar. Bunlar olurken Refah Partisi'nden milletvekilliği teklifi almış. Ama o DYP'den adaylığını koymak istemiş. Fakat ‘‘insanların tuhaflığı’’ yüzünden vazgeçmiş.
Mart 2000'de yine istek üzerine, üstelik kulübün söz verdiği heykeli yapılmadığı halde tekrar başkanlık görevini kabul etmiş. Şimdi 90 milyar karşılığı sahaları çim yapmak, yıpranmış tesisleri yenilemek ve futbolcu gençlerin bir araya gelip bilardo oynayabilecekleri küçük bir salon yapmak için sponsorlar arıyor. Ayrıca, belediyeden ellerindeki yetenekleri başka kulüplere kaptırmamak amacıyla düzenli gelir sağlayayabilecekleri bir işletmenin kendilerine verilmesini istiyor.
Hedef kulübün tek faaliyet alanı futbolda yaş gruplarında ve amatör ligde mücadele eden 92 gencin, hem okuması, hem spor yapması ve kültürlü, pırıl pırıl gençler olarak yetişmesi. Daha fazla sayıda genç gelmek istiyor ama malzeme bu talebi karşılamak için yetersiz.
Aydan, Tarabya'da oturan zenginlerin kendilerine yardım etmemesinden yakınıyor. Ama onlara hak da veriyor. Çünkü ‘‘Zamanında yardım etmişler ama bir şey göremeyince soğumuşlar.’’ Aynur Aydan, banka memuru ve Kulüp Müdürü Remzi Hançer, diplomalı antrenörler Haşim Çınar, Arif Gökdemir, Mahmet İpkin İlköğretim Okulu Müdürü ve kulüp yöneticisi Bayram Ali Yaşar'la birlikte bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Kulübün sorunlarını konşurken gaza geliyor: ‘‘Tarabya Belediye Başkanlığı'nı bir sene bana verseler yapayacağım şey yok. Yakışırım yani. Ama sürekli seyahat etmek isterim’’.
Rüyanızda top görün
Aydan, fotoğraf çekimlerinde filmcilere çağrıda bulunuyor ve kulüpte oynayan gençlerin filmlerde oynayabileceğini söylüyor. Ardından 14-16 yaş takımına küfür etmemeleri, yere düşen rakiplerini kaldırmaları konusunda uyarıyor. Eline bir top geçirdikten sonra, ‘‘Kafanızda hep top olacak. Rüyanızda bile topu göreceksiniz’’, takım çamurlu bölüme geldiğinde, ellerini iki yana açarak ‘‘Nerede spor bakanımız?’’ diyor.
Kıbrısta stres atacak
Ama görüşmenin sonlarına ‘‘Sıkıldım. Kıbrıs'a kaçacaktım bu hafta sonu. Gideyim biraz makinalarda oynayayım stresimi atayım diye. Sıcağı, güneşi seviyorum. Seyahat hastalığım var. Fakat pazar günü sezon açılışı var’’ demekten de geri kalmıyor.
Aydan'ın başka ilgi alanları da var: İlkyardım hastanesine bir oda yaptırmış. İstinye Hastanesi'ne de bir oda yaptırıyormuş. Şimdi yüzlerine bakılmayan ve sıkıntı içinde yaşayan bir zamanların ünlü kadın sanatçıları için de bir şeyler yapmak istiyor. Hatta İbrahim Tatlıses, böyle bir girişim başlatmak istiyen arkadaşlarına ‘‘başınıza güveneceğiniz birini getirin, ben yardımcı olacağım’’ demiş. Aydan ‘‘ama hangi birini yapayım’’ diyor.
Mankenlerden sıra gelmiyor
Aydan, hayır işleri dışında hala sinemayla ilgileniyor. Kandemir Konduk'un Ana ve Marziye dizilerinde oynadıktan sonra Gani Şavata'nın adını unuttuğu bir filminde oynayacakmış. Ama bu konuda da biraz sıkıntılı: ‘‘Sinema en büyük tutkum. Fakat mankenlerden bize sıra gelmiyor. Bir de şimdi tiyatrocular çok ya şimdi. Ama halk istiyor bizi. Çarşıda pazarda 'niye sizi devamlı göremiyoruz' diye soruyorlar.’’
TAKIM İÇİN GECE DÜZENLEDİ ŞARKI SÖYLEDİ
Aynur Aydan, Tarabyaspor için geçen hafta Tenis Eskrim Kulübü (TED) salonlarında bir gece düzenledi. Yıllardan sonra ilk kez kulübü için sahneye çıktı ve şarkılar söyledi. Çevresindeki dostlarının hayırsız çıktığını belirten Aynur Aydan, ‘‘Kimseye güvenmemek lazım. Herkesi davet ettim. Hepsi geliriz dediler. Ama hiç biri gelmedi’’ diyerek yakındı.
Canker TEZEL MAGAZİN SERVİSİ
Ben ne bileyim? Küçük bir haber olur sanmıştım
ŞARKICI Aynur Aydan 5 Ekim 1979'da Türkiye'nin gündemine oturdu. CHP'li İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, Aydan'ın Beşiktaş'taki evine girerken Hafta Sonu Gazetesi tarafından görüntülenmişti. Aynı gün haberi, başka gazeteler de Hafta Sonu'nun kapağını kullanarak vermişti. Aynur Aydan, bakanla nasıl tanıştıklarını, nasıl bir aşk yaşadığını tüm ayrıntılarıyla anlatıyordu. Adalet Partili olduğunu bakandan saklamamıştı. Tüm bu gelişmeler o zaman da ‘‘bu bir komplo mu?’’ sorusunu gündeme getirmişti.
Hasan Fehmi Güneş ‘‘Türk halkından özür diliyorum’’ diyerek istifa etti. 21 yıl sonra Aydan'a siyasi bir komploya alet oldunuz mu diye sorduğumuzda şu yanıtı aldık:
‘‘Öyle olsaydı beni yaşatmazlardı. Bizimki beş kuruş menfaatin olmadığı, tertemiz bir aşktı. Bir ay önce beni Hilton'a girerken Hürriyet gördü. Benim evime geliyordu, ben Ankara'ya gidiyordum. Biz samimiydik ve gazeteciler bunu biliyordu. 'Gel bunu bir gün çekelim, meşhur olursun' diyorlardı. Adam (Güneş), bana 'sakla, şöyle hareket et' deseydi öyle yapardım. Ben ne bileyim? Küçük bir fiskos haberi olur sanıyordum. Yaşandı bitti. İçimde bitmese de bitti.’’