Tamirci şampiyonlar

Güncelleme Tarihi:

Tamirci şampiyonlar
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 1998 00:00

Haberin Devamı

Türkiye Off Road Şampiyonası'nın dördüncü ayağı bugün. İlk kez bir şirketin (Chrysler) sponsorluğuyla İstanbul Kozyatağı'ndaki İSOFF off-road parkurunda koşulacak. Yarıştan önce off-road'un Türkiye'deki iki öncüsüyle konuştuk. İlhan Usta oto tamircisi. Dışarıdan bakınca yaşını başını almış bir görüntüsü var. Tanıyınca ruhça yaşıtım olduğunu anlıyorum. Turhan Usta, o da otomobil tamircisi. O da dışarıdan bakınca başka, tanıyınca bambaşka. İkisi de uzun süredir yalnızca cip üzerine çalışıyor. İkisi de ‘‘Amerikancı.’’ Yani sadece ‘‘Jeep’’ marka Amerikan cipleriyle çalışıyor. İkisi de birer off-road şampiyonu...

İlhan Elagöz, 1980'lerden beri cip üzerine çalışıyor. Asker kökenli, 1965'de teknisyen astsubay olarak girdiği Silahlı Kuvvetler'den 1976'da ayrılmış. Orduda, 4x4 yani çok çekerli araçların teknik altyapısını öğrenmiş. 1980'lerin sonunda cip furyasıyla beraber ustalığını bu alanda yoğunlaştırarak, yalnız bu dalda çalışmaya başlamış. Yetmemiş, Jeep marka ciplerin de sadece ‘‘CJ’’ serileri üzerine uzmanlaşmış.

Türkiye'de ilk off-road yarışının 1987'de, Camel Trophy'nin katkılarıyla Bilezikçi Çiftliği'nde yapıldığını, birkaç sene ara verilen yarışlara İstanbul Motor Sporları Kulübü'nün (İMK) katkılarıyla tekrar başlandığını öğreniyorum. İlhan Usta, bu süreç içerisinde, yarışan araçlara teknik destek vermekle yetinmiş. Ta ki 1993 senesine kadar. O sene Turhan Usta, kendisinden co-pilotu olmasını isteyince İlhan Usta nihayet bu spora tamamiyle bulaşma fırsatını bulmuş. Ertesi sene Turhan Usta ile birlikte Türkiye Şampiyonu olmuşlar. İlhan Usta, seksenli yıllardan beri bu sporla ilgili kulüpler olduğunu söylüyor ama bu kulüplerin bir türlü süreklilik kazanamamasından yakınıyor. Bu nedenle 1993'de, birkaç arkadaşının katılımıyla başka bir kulüp kurmuşlar. O kulüp şu anda Türkiye'nin tek tescilli off-road kulübü olan İstanbul Off-Road Kulübü (İSOFF) ve İlhan Usta'nın bu kulüpteki sicil numarası 001.

BULAŞICI HASTALIK

İlhan Usta'nın şampiyonlukla başladığı off-road macerası iki sene sonra 1996'da yakaladıkları şampiyonlukla devam etmiş. İlhan Usta, 1998 sezonunda ise bir yarış eksiği ile şu anda 4. durumda. Off-road'u bir hobi değil ‘‘süper hobi’’ olarak değerlendiren İlhan Usta'ya göre bu spor, acayip bir hastalık, kronik bir takıntı: ‘‘Çünkü 4x4 araçları çok iyi tanıyorum; bu doğrultuda 4x4 araçlardan arazide nasıl daha iyi verim alınabileceğini düşündüm.’’

İlhan Usta, bu hastalığın bulaşıcı olduğunu da söylüyor. Bunu şöyle ifade ediyor: ‘‘Bizim yaptığımız işi dışarıdan seyreden insanlar, işin içine girince bizden daha iyi olabilmek için çabalıyorlar. İşte bu bana çok büyük bir zevk veriyor.’’

Cipleri çok iyi tanımasının, co-pilotlukta kendisine büyük bir üstünlük sağladığını da ekliyor İlhan Usta. Çünkü bu sayede pilota, araçla ve aracın yapabilecekleriyle ilgili daha kontrollü komutlar verebiliyor. Nerede hızlanması gerektiği, aracın nerelerden sığabileceği, hangi çukurlarda zıplamayacağı ve nerelerde aracın kırılabileceği gibi.

Off-road'un tehlikelerinden bahsetmeye kalkınca hemen atılıyor: ‘‘Biz o tehlikeleri bertaraf ediyoruz. TOMSFED'in (Türkiye Otomobil Motor Sporları Federasyonu) yayınladığı yönetmeliklere göre yarışacak araçlarda her türlü emniyet tedbiri alınır. Nedir bunlar? Roll bar, roll cage (arabanın içine devrildiğinde içeridekileri korumak için eklenen çelik destekler), 4x4 emniyet kemeri, kask, vb... Biz zaten bu tedbirlere güvenmesek araçlara biner miyiz hiç. Üstelik hızlı da gidemediğiniz için olası tehlikeler son derece yumuşak bir şekilde atlatılır.’’

LADACI YUSUF USTA

Fotoğraflar gösteriyor, devrilmiş ama düzeltilen arabaların fotoğrafları. Sonra onların yarışa nasıl devam ettiklerini anlatıyor. Bunları anlatırken heyecanlanıyor, heyecanını farkedince ‘‘Bu heyecan beni gençleştirir, özellikle yarışlarda. Ben her yarışta daha da gençleşiyorum’’ diyor. Ne zaman bırakacağı sorusuna ise kısa yanıt veriyor: ‘‘Heyecanımı kaybedince.’’ Yusuf Cinal'ın bir Lada servisi var. Aynı zamanda İSOFF'un yönetim kademelerinde görev yapıyor. Yusuf Usta ile daha farklı konulardan konuşuyoruz, araçların güvenlik standartlarından, parkurların hazırlanmasından, puanlamalardan.

Parkurları belirlerken, hem zorluğu hem de görselliği ön planda tuttuklarını, seyircilerin gözlerine en çok hitap edecek noktaları değerlendirdiklerini söylüyor. Zorluk, emniyet, heyecan ve görsellik arasında nasıl bir ortak payda hazırladıklarını anlatıyor.

Yusuf Usta yarışlara katılmıyor ama antrenman niteliğindeki ekspedisyonları hiç kaçırmıyor. Bunların aynı zamanda ailece güzel vakit geçirdikleri tatiller olduğunu da ayrıca belirtiyor.

Daha önce çok da fazla bilgi sahibi olmadığım off-road hakkında şu an öyle doluyum ki, aklımda tek bir şey var: Bugün gerçekten de görsel bir şölen olmaya aday.

OFF-ROAD

İngilizce ‘‘yol dışında’’ anlamına gelen bu kelime, bir otomobil sporunun adı. Arazide, araziye uygun cip gibi araçlarla, kapalı bir parkurda yapılan ve ‘‘ralli’’ gibi otomobil sporlarından hız faktörüyle ayrılabilen bir spor.

İSOFF

İstanbul Off-Road Kulübü. 1993'de kuruldu. Şu andaki en önemli faaliyeti İstanbul'da düzenlenen yarışları organize etmek ve eğitim seminerleri düzenlemek. Birkaç hafta önce Türkiye'nin ilk yerel Off-Road yarışlarını düzenledi. Şu anda 140 üyesi var. Şimdilik Türkiye'nin tescilli tek Off-Road kulübü.

Kendi cipini kendi yapıyor

Turhan Yıldırım Yavuz 1963'den beri oto tamiri ile uğraşıyor. Ailesi ile beraber uzun seneler Almanya'da bulunmuş. Orada altı yıl kadar Volkswagen servisinde ustabaşı olarak çalışmış. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında askerliğini yapan Turhan Usta, bozuk bir cipi herhangi bir kamyondan söktüğü bir parça ile tamir ederek ismini duyurmuş.

Askerlik bitmiş, cip merakı bitmemiş. Kendi tamirhanesinde cip üzerine çalışmaya başlamış. İlhan Usta gibi o da 'Amerikancı'. Ama onun kadar katı kurallarla yaklaşmıyor bu işe, el attığı başka cipler de var. Bu arada Turhan Usta'nın farkı, cipleri sıfırdan itibaren ele alması, bir anlamda yaratması!

Turhan Usta'nın off-road macerası ise 1976-77'ye dayanıyor. Kendi yaptığı ciplerle, müşterileri ve arkadaşları eşliğinde ormanlarda, arazilerde başladıkları gezintiler, amatör yarışlar, 1981-82'de kurulan bir kulübe kadar uzanmış. Ancak bu arkadaşlarından birini bir trafik kazasında kaybedince kulübü kapatmak durumunda kalmışlar. Ama off-road devam etmiş, zamanla bu spora merak saranların çoğalmasıyla öyle bir duruma gelmişler ki yeni bir kulüp kurulmasına karar verilmiş.

Kurulan kulüp, İlhan Usta'nın 001 numaralı üyesi olduğu İSOFF. Turhan Usta kulüp kurma fikri çıkınca toplamış herkesi dükkanına, bütün arabaları dışarı çıkarmışlar. Çevre esnafın yardımlarıyla masalar, sandalyeler toplamışlar ve hemen oracıkta kulübü kurmaya karar vermişler.

Turhan Usta'ya göre off-road insandan çok şöy götürüyor ama yine de normal bir vatandaşın uğraşabileceği bir spor. Bir arazi lastiğinin Türkiye'de 500 dolar, yurtdışında ise 1500-2000 dolar olduğunu belirterek, bu gibi ayrıntılara dikkat edildiği takdirde off-road sporunun, otomobil sporları arasında en ucuz branş olabileceğini söylüyor.

1987'deki Camel Trophy'nin desteklediği ilk off-road'dan sonra yapılan yarışların birisi hariç tümüne katılmış Turhan Usta. Bir tanesi birincilik olmak üzere tam 30 kupanın sahibi. Bunları konuşurken aklım hala o devrik araçların fotoğraflarında. Dayanamayıp ailesinin bu spora yaklaşımını soruyorum, gülümsüyor. Son yarışa kızıyla beraber katılmış ve ikinci olmuşlar. Üstelik o yarışta oldukça iddialı araçlar da varmış. Turhan Usta ailece zaten spora eğilimli olduklarını, oğlunun 12 yaşından beri cip kullandığını ve kızlarının ikisinin da tekvando hocası olduklarını söylüyor. Bu işin ne kadar güvenilir olduğunu bir kez daha vurgulamak için de, 12-13 yaşındaki çocukların katıldığı kokart yarışlarını daha tehlikeli bulduğunu söylüyor.

Bir ara birşeyler arıyor Turhan Usta, bulamayınca hafifçe sinirleniyor. Meğer aradığı yurtdışında seyrettiği bir off-road yarışının fotoğraflarıymış. Bulamıyor ama anlatıyor: ‘‘Üç sene falan önceydi, Fransa-Belçika sınırında yapılan bir yarışa katılmıştım. Toplam 660 araç, düşünebiliyor musunuz? Biz katılamıyoruz işte çünkü çok pahalı. TOMSFED'in biraz daha olgunlaşması lazım bence. Oradaki insanlar, bizim gibi dağa, ormana çıkamıyorlar, yasak çünkü. Bizim parkurların fotoğraflarını görünce heyecanlanıyorlar, gelmek istiyorlar. İşte bizim sıkıntımız bu artık, dışarı açılmamız gerek.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!