Güncelleme Tarihi:
2-) Gomis’in yeri doldurulamadı. Terim, bunu özellikle Şampiyonlar Ligi’nde nasıl tolere edecek?
3-) Cocu, Kayseri maçından sonra, “Bu yenilgiden utanç duymalıyız” dedi. Utancın büyüğü kimin olmalı?
4-) 4 haftada 3 yenilgi... Mevcut Fenerbahçe takımı ‘kan, ter ve gözyaşı’ vaadine değecek bir takım mı?
5-) Beşiktaş da tatsız. Takımın kimyasında mutluluk yok gibi. Karius ve Ljajic gidişatı değiştirebilir mi?
6-) Lucescu’nun açıkladığı milli takım kadrosunu nasıl buldunuz? Rusya ve İsveç maçlarından umutlu musunuz?
FATiH TERiM DIŞINDA ÖZELLiKLE ŞENOL GÜNEŞ VE COCU’DA BiR FORM DÜŞÜKLÜĞÜ VAR
O BÜYÜK TRANSFERLER YOK ARTIK. TEKNiK ADAMLIĞIN DEVREYE GiRECEĞi, ANTRENÖR TAKIMLARININ OLUŞTURULACAĞI BiR SEZON YAŞAYACAĞIZ. ÇALIŞMANIN VE ANTRENMANIN ORTAYA ÇIKARACAĞI TAKIMLAR GÖRECEĞiZ.
UĞUR MELEKE
ESKi TERiM OLSA 25’TE DEĞİŞİKLİK YAPARDI
1- MODERN futbolda bir takımın tek bir futbolcunun bile laubali oyununu tolere edebilecek lüksü yok. Belhanda kırmızı kart görmeden önce de 3 kritik top kaybı yaptı. Eski Fatih Terim olsa, 25’te durum 2-0 olduğunda tabela kalkar ve en azından 1 oyuncu değişirdi. Belhanda’nın ligde 38 haftada gördüğü 3. kırmızı kart bu. Biri F.Bahçe, biri Trabzon maçı. Bunu yapan yerli olsaydı herhalde şu anda 1.Lig’deydi.
EREN, 2013-14 SEZONUNDAKi UMUT’UN BiLE GERiSiNDE
2- Geçen sezon G.Saray’ın en iyi oyuncusu Gomis’ti. G.Saray’ı şampiyon yapan adam da Gomis’ti. Gomis, Galatasaray’ın sadece golcüsü değil, oyun aklıydı, kalbiydi. Zaten bir santrfor (mesela Modeste) alsanız bile, Gomis’in yerinin dolacağı şüpheliydi. Bugünkü Eren, 2013-14’te Drogba-Burak’ın ardından Galatasaray’ın üçüncü seçeneği olan Umut’un bile gerisinde. Ki Eren bugün Galatasaray’ın birinci santrforu!
BU UTANÇ ELBETTE PHILLIP COCU VE EKiBiNiN
3- NE yaptığını bilen, 11 oyuncusuyla uyanık ve dinamik olan Kayseri’ye karşı Fenerbahçe de 11 futbolcuyla mücadele etmeliydi, 10 kişiyle değil. 4 aydır top oynamamış Reyes’in böyle bir maçta yok olması, asla Meksikalı oyuncunun suçu değil. Bunu öngöremeyen Cocu’nun suçu. Kocaman’ın ekibinin hâlâ Cocu ile çalıştığını söylüyorlar, herhalde onlar da Kayserispor’u hiç izlememişler! Bu utanç elbette Cocu ve ekibinin.
6 YENi TRANSFERiN NE VERECEĞi KONUSUNDA HiÇ FiKRiMiZ YOK
4- BUNUN yanıtını hâlâ tam olarak bilemiyoruz, çünkü 11 transferin 3’ü bu hafta ilk kez sahaya çıktı, 3’üyse henüz sahne almadı. Yani 11 transferin 6’sının ne vereceğiyle ilgili daha hiç bir fikrimiz yok. 6 yeni oyuncu, bir takımın çehresini tamamen değiştirebilecek ciddi bir sayı. Cocu, her hafta son yarım saatlerde oyuna yapamadığı müdahalelerle kredi kaybetse de, bu takım üzerinde Ali Koç menşeili bir kredi olduğu kesin.
GÜNEŞ, TÜM TALEBELERiNE EŞiT DAVRANMIYOR
5- BEN hâlâ birkaç oyuncunun Güneş’in sezon başı yaptığı o gereksiz çıkışların etkisinde olduğunu düşünüyorum. Güneş, Negredo ve Tolgay gibi birkaç oyuncusunu anlamsızca değersizleştirdi ve şimdi de onların performansına çok ihtiyacı var. Antalya önünde Tolgay’ı erken çıkarması mobbing gibi bir şeydi, Bursa önünde de Tolgay-Necip değişikliği kötü sonucu hazırladı. Güneş’in tüm talebelerine karşı eşit hissetmediğini çok belli ettiğini söyleyebiliriz sanırım.
CANER ERKiN DIŞINDAKi OYUNCU SEÇiMLERi iSTiKRARLI
6- CANER’in milli takıma alınmamasının, Arda-Burak-Selçuk’la birlikte o problemli dörtlünün dördüncü ayağı olarak değerlendirilmesiyle ilgili olabileceğini zannediyorum. En azından tahminim bu yönde. Zira Ali Hasan’ın kadroya alınıp Caner’in alınmamasını herhangi bir futbol verisiyle açıklamanız imkansız! Onun dışındaki kadro seçimleri istikrarlı. Lucescu’nun Türkiye’nin/Avrupa’nın her yerinde maç izlemesi olumlu. Takımın gençleşmesi sevindirici.
MEHMET ARSLAN
G.SARAY’IN SORUNU GOLCÜ DEĞiL DEFANS
1- G.SARAY, geçen yıl da iç saha takımıydı, görünen o ki bu yıl da bu tablo değişmiyor. Bunun ana bir nedeni var: Ne yazık ki herkes takımda golcü eksikliğine takıldı ama asıl problemi gözardı etti. Galatasaray, Maicon’lu, Ahmet’li (ve hatta Serdar Aziz’li) savunma ikilisiyle geriden oyun kurma becerisine sahip değil. Trabzonspor, Maicon’a baskı kurunca bu gerçek ortaya çıkıverdi. İç sahada seyirci baskısı ve rakibin savunma anlayışıyla bu zayıflık sırıtmıyor. Herkesin düşündüğünün aksine G.Saray’da sorun golcü değil, savunmadır.
GEÇMiŞTEKi O BÜYÜK TRANSFERLER YOK ARTIK
2- bu soruyu yanıtlamadan önce 4 haftalık görüntüye dair bir gözlemimi ifade etmeliyim. Fatih Terim dışında özellikle Şenol Güneş ve Phillip Cocu’da bir form düşüklüğü var. Bu sonuçlar sadece oyuncuların formsuzluğu ile açıklanamaz. Sorunuza gelince. ‘Teknik adamlığın devreye gireceği ve antrenör takımlarının oluşturulacağı bir sezon yaşayacağız’ demiştim. O büyük transferler yok artık. Çalışmanın ve antrenmanın ortaya çıkaracağı takımları göreceğiz. Kapasitesini zorlayan oyuncu geliştirilebilirse (Örneğin Eren) neden golcü eksikliği yaşasın ki Galatasaray...
ALINAN SONUÇLARIN SORUMLULUĞU COCU’YA AiT
3- FENERBAHÇE için sabır şart. Her şey değişsin, ama işler hep yolunda gitsin... Ne yazık ki böyle bir şey değil futbol. Elbette henüz daha ligi ve oyuncularını tanımayan Cocu’nun da hataları var. Ama takım olmak, birbirini tanımak ve birbirini tamamlamaktan geçiyor. Bunun için de zamana ihtiyaç var. Şu ana alınan sonuçların tüm sorumluluğu da muhakkak ki teknik adama ait.
iMKÂNLAR KISITLIYSA, AKLA VE ALTYAPIYA ÖNEM VERiRSiNiZ
4- sonuçlara bakıp değerlendirirseniz değil. Ama yeni bir yol açan, farklı bir anlayışla yürüyüşe geçen bir yönetime inanıyorsanız elbette değer. Deniz bitmiş, transfere para kalmamış. Kaliteli ve çok daha iyi oyuncularla yola devam etmeyi kim istemez! Ama imkânlarınız buysa, bunun ölçeğinde transfer yapmaya, çalışmaya, akla ve altyapıya önem vermek zorundasınız. İşte o zaman çekilecek açılara değecektir...
BU SEZON LiGDE YENi BiR ŞAMPiYON ÇIKABiLiR
5- daha yolun başındayız. Her şeye rağmen Beşiktaş bu ligin kalite olarak en üstünde yer alan ekip. İlerleyen haftalarda bu görüntü yeni birkaç oyuncunun ve Şenol Güneş’in formuyla birlikte yerine mutluluğa bırakacaktır. Ama bir kez daha söyleyeyim:
a-) Artık sorumluluk tamamen hocalarda.
b-) Bu sezon ligde altıncı bir şampiyon takım çıkma olasılığı da çok yüksek.
‘O YOK, BU NiYE VAR?’ YAKLAŞIMI DOĞRU DEĞiL
6- TEKNİK adamların kararlarına saygı duyarım. “O yok, bu niye var” gibi bir yaklaşım kesinlikle doğru değil. Milli takım yeni bir başlangıca imza atıyor. Herkes gibi ben de umutlu olmak istiyorum.
BABEL, QUARESMA, MEDEL, ADRIANO, PEPE; HEPSi 30 YAŞIN ÜZERiNDE. GENÇLER iSE iSTiKRARSIZ
YAŞLI KADRO YOĞUN TRAFiĞi KALDIRAMIYOR
Beşiktaş’ın genel problemi kadro genişliğine karşın giderek yaşlanan bir kimliğe sahip olması. Bu yoğun maç trafiğini sadece tecrübe ve teknikle kaldıramaz. Bursaspor karşısında yenen gol de sanki bu durumun somut göstergesiydi.
MEHMET YILMAZ
DEPLASMAN KOMPLEKSi DEĞiL, DEFANS SORUNU
1- BUNA deplasman kompleksi yerine takımın defans sorunu desek daha doğru. Geçen sezon da takım savunmasında sorunlar vardı ve yakaladığını atanlar Galatasaray için sorun yaratıyordu. Trabzon’da da böyle oldu. Deplasman faktörü, sadece bu tabloya yanıt vermeyi güçleştiriyor.
GOMIS GiBi FUTBOLCU ASLA ELDEN BIRAKILMAZ
2- GOMIS ayarında golcüyü buldun mu, bırakmayacaksın. Üstelik alınan para da önemli bir rakam değil, bu yanlış bir transfer politikasının sonucu. Şampiyonlar Ligi’nde bu eksikliği çok hissedecek bu takım.
BU TAKIMIN OYNAYABiLECEĞi FUTBOL ANCAK BUDUR
3- COCU, elindeki kadroyu tanımıyor. Tanıyor olsaydı böyle bir kadro ile maça başlamazdı. Utanılacak bir yenilgi olduğunu da düşünmüyorum. Bu Fenerbahçe kadrosunun elinden gelecek olan oyun bu kadar zaten.
ŞU ANA KADAR UMUT VERiCi BiR GÖRÜNTÜ OLUŞMADI
4- ŞU ana kadar böyle bir umut verici görüntü izlemedik. Genç oyuncular var. Bu oyuncuların gelişme potansiyeli olduğu da açık. Ama bu Fenerbahçe gibi yarışmacı bir takım için yeterli olmaz. Takımı gençleştirirsin ama yarış içinde kalacaksan oyunu etkileyecek, takımı saha içinde yönetecek kaliteye de ihtiyaç var.
SORUN ORMAN iLE GÜNEŞ’iN ÖRTÜLÜ MÜCADELESi
5- BEŞİKTAŞ’ta sorun başkanla hoca arasındaki örtülü mücadeleden kaynaklanıyor sanki. Hocanın mutsuzluğu takıma da yanıyor. Karius ve Ljajic önemli transfer. F.Bahçe’de de, G.Saray’da da bu ayarda transfer olmadı. Fark yaratacaklardır.
FUTBOLU BiLEN HERKES CANER’i KADROYA ALIRDI
6- İKİ maçtan da ümitli değilim. Caner’in olmaması, kadroyu yapanın Lucescu olmadığını düşündürtüyor. Futbolu bilen herkes bu kadroya Caner’i dahil ederdi çünkü.
UĞUR VARDAN
DEPLASMANDA SIRITIYOR BLEHANDA GÖNDERİLMELİYDİ
1- G.SARAY’ın vasat bir kadrosu var; bu kadro içeride muazzam seyirci desteği ve saha avantajı gibi unsurlarla farklı bir kimlikle oynuyor ama iş deplasmana gelince problemler sırıtıyor, elbisenin dikişleri atıyor. Öte yandan umut bağlanan kimi isimler fazlasıyla ‘gamsız’; ki bu isimlerin başında Belhanda geliyor. Faslı oyuncu Trabzon maçı özelinde gamsızlıktan öte spor ahlakı dışında da davrandı. Gaddarca girişi, genç meslektaşı Yusuf’un futbol hayatını tehlikeye atabilirdi. Üstelik kırmızı görüp takımı eksik bırakması rutinleşti. Çoktan gönderilmeliydi ama bu ortamda böylesi bir veda zor tabii.
TEKNiK DiREKTÖRLERiN CV’LERi MAÇ KAZANDIRMAZ
2- ŞAMPİYONLAR Ligi’nde ülkenin tek temsilcisinin, üstelik çok iyi bir kura çekmişsin ve en önemli problemin olan santrfor işini halledemiyorsun. Akıl alacak gibi değil. Nasıl bir strateji yaptılar bilmiyorum ama nihayete erdiremediler ve elde şu anda Eren ve Muğdat seçenekleri var. Ligde belli noktalara kadar idare etmek mümkün de Şampiyonlar Ligi’nin üstesinden nasıl gelinecek? Maçları teknik direktörlerin CV’leri ya da tecrübeleri kazandırmıyor ki? Fatih Terim’in nasıl bir çözüm bulacağını bilemiyorum doğrusu.
FATURAYI TABii Ki COCU VE EKİBİ ÖDEYECEKTİR
3- MILAN dönemi arka arkaya gelen yenilgiler sonrası Terim’le yollar ayrıldığında kırmızı siyahlıların golcüsü Filippo Inzaghi, “Bütün takımın gidecek hali yoktu, bu gibi durumlarda tabii ki teknik direktör gider” demişti. Yani fatura her zaman teknik direktörü kesilir, burada da muhatap elbette Cocu’dur. Evet, F.Bahçe’de tablo pek iç acıcı değil ama yine de ben, değişimin sonuçlarını görmek için beklemek gerek diyorum.
MiLLi ARA SONRASI YENi BiR F.BAHÇE GÖREBiLiRiZ
4- DÖRT maçta üç mağlubiyet yüksek bir yüzde ama futbol, finali itibariyle kesin yargının verilebildiği bir oyun. Ben sabırdan yanayım ama bu sabrın sonu selamet olmayabilir ve ileride “Keşke zamanında mücadele edilse, Cocu’yla yollar ayrılsaydı” denilebilir. Başarı gelirse de “Eğer o zaman Cocu’yu kapı önüne koysaydık bugünleri göremeyecektik” denecektir. Bir sürü yeni oyuncu alındı ve gerçek takım hangisi, henüz bilmiyoruz, izlemedik. Milli takım arası sonrası bambaşka bir Fenerbahçe izleme ihtimalimiz de var. Klişe olacak fakat bekleyip görmekten başka şansımız yok sanki.
KARIUS iYi KALECi, LJAJIC ÜST DÜZEY YILDIZ DEĞiL
5- BEŞİKTAŞ’ın problemi kötü goller yemek değil ki. Karius iyi bir kaleci ama onun varlığı gidişatı değiştirmez. Llajic’in ise üst düzey bir yıldız olduğunu düşünmüyorum ama gençliği, geldiği lig (Serie A) ve ait olduğu futbol kültürü (Yugoslav ekolü) açısından referansları iyi. Takımın genel problemi sanki kadro genişliğini karşın giderek yaşlanan bir kimliğe sahip olmaları ve tecrübeyle tekniğin bu yoğun trafiği (lig ve Avrupa) kaldırmakta zorlanması. Bursaspor karşısında yenen gol sanki bu durum göstergesiydi: Eski Barcelonalı Adriano orta yapılmasını engelleyemedi, eski Real Madridli Pepe de golün yenmesini. Gökhan Gönül, Babel, Quaresma, Negredo, Medel; hepsi 30 yaş üzeri futbolcular. Gençlerden de Oğuzhan ve Tolgay istikrarsız, Larin daha yolun başında. Ben sorunun özetle bu olduğu kanaatindeyim.
iKi MAÇTA iKi BERABERLiK MİLİLER İÇİN iYi SONUÇ OLUR
6- gençleştirme hamlesine devam ediliyor görüntüsü var. Lakin beş günde takım nasıl kaynaşacak ve sonuç alınacak, burası muamma tabii ki. Kalede sanki Harun Tekin’e ihtiyaç var gibi, Caner’in orta isabeti Hasan Ali’den daha iyi (hoş, bu hafta Hasan Ali’nin ortası gol getirdi) ama belki de Lucescu sonuca kanat ortalarıyla değil göbekten gitmeyi düşünüyordur! Rusya’yla Dünya Kupası öncesi oynamış ve 1-1 berabere kalmıştık. Ama o Rusya, kupa sırasında bambaşka bir kimlik ortaya koydu. İsveç vasat bir takım ama mücadele gücü yüksek. İki maçta iki beraberlik iyi sonuç olur bence.