Tadından yenmez

Güncelleme Tarihi:

Tadından yenmez
Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2008 16:29

Derbiden önce “Mustafa Denizli hiçbirimizin aklına gelmeyen bir sürpriz hazırlamış olabilir” demiştik.

Haberin Devamı

Tello, Bobo ve Holosko’yu kenarda başlatıp üstüne de futboldan az çok anlayan herkesin “olmaz” dediği Gökhan Zan’lı defansla Kadıköy’e çıkan hocam Fenerliler’e hoş, Beşiktaşlılar’a da acı bir sürpriz hazırlamıştı...

Beşiktaş’ın bu idealin çok dışındaki kadro ve sistemi bile neredeyse maçı kopartmaya yetecekti. Ancak maçın kader adamı dediğimiz Delgado, formsuzluğunu bu maçta da sürdürünce kaçınılmaz son geldi.

Gülşah Erkaya yazıyor

Fenerbahçe iki derbi maçta aldığı sonuçlarla hem müthiş bir moral ve özgüven depoladı, hem de biraz uzaktan izlediği liderlik mücadelesi için potaya girdi. Bu iki maç Aragones’e faizsiz ve uzun vadeli bir kredi açtı. Sadece Aragones değil, kaliteli bir yayla, Çin malı oklar kullanan ve bu yüzden de hedefi hep ıskalayan Okçu Guiza’da biraz olsun nefes aldı.

Haberin Devamı

Bir teknik direktör için kazanmak, golcü içinse gol atmak elbette ki esas başarı ölçüsüdür. Ancak bizim de dahil olduğumuz bir grubun hep söylediği gibi, “bir süre gol atamayan golcü ile bir kaç maç kötü giden teknik direktör” kötü ve başarısız damgası yememelidir.
Guiza gol atmak anlamında başarılı gözükmemiş olabilir. Ama maç boyunca Okçu’yu seyrettiğinizde her pozisyonun içinde, tam yerinde ve zamanında olduğunu görürsünüz. İster formsuz deyin ister şanssız bir devrede, hep kötü ve netice getirmeyen vuruşlar yapıyordu sadece...

Bir maçta 5-6 gol pozisyonuna giren bir golcü kötü değil, şanssız, formsuz ya da bilemediniz beceriksiz dönemindedir. Bunlar da aşılmayacak şeyler değildir. Sanırım Guiza yavaş yavaş takımının ve taraftarının sevgilisi haline gelme sürecine girecektir.

Aragones’e gelince, adam şampiyon olmak için değil bir sistem kurmak için uğraşıyor. Bunu başaracak kadar süre verildiğinde belki bir şampiyonluk kaçmış olacak (o da belki) ama hem Fenerbahçe hem de Türk futbolu çok şeyler kazanacak. (Bkz. Aragones Fenerbahçe’nin Derwall’i Olur mu? başlıklı yazımız)...

TRABZON ve CİMBOM UCUZ YIRTTI

Haberin Devamı

Maçtan önce “Trabzon Kayseri’de tökezleyebilir, Hacettepe her an makus talihini yenebilir” dediğimizde aslında Trabzon’un mağlup olacağını, Galatasaray’ın ise en azından beraberlik kaptıracağını düşünüyorduk. Kayseri de, Hacettepe de yakından takip ettiğimiz takımlar. Sonuçta Trabzon’u direkler, Cimbom’u ise hakemler kurtardı.

Hacettepe oynadığı iyi futbolunun hak ettiği yerde olmayan bir takım. Ligi orta sıralarda bitireceğini ve bu sene kesin düşeceğine inandığım Ankara takımlarından biri olmayacağını düşünüyorum. Bence Süper Lig’in en sempatik takımı Hacettepe.

Lobisinin gücü ve taraftarının inadı nedeniyle kısa vadede şampiyonluk yaşayabilecek tek Anadolu takımı olarak gördüğüm Trabzonspor’un ipi göğüslemesini çok istememe rağmen, bu kadro ile zor olduğu düşünüyorum. Futbol, taraftar ve mantalite olarak şampiyonluğa hazır ve aday olmalarına rağmen bizim uşakların dar kadrolarını şampiyonluk için takviye etmeleri gerektiğine inanıyorum. Valla bana sorarsanız Mehmet Yıldız’ın işini bitirirlerse ligi de en önde bitirirler. Ama bu fikrime sayın Mecnun Odyakmaz ne der onu bilmiyorum...

Haberin Devamı

HAKEMLERE SEMİNER ŞART

Aslında futbolcularımız gibi hakemlerimiz de çok iyi kumaşlara sahipler. Ancak kimse çıkıp da “Püf noktasını” anlatmıyor bu camiaya. Hakemlerimizin şiddet kullanmadan ve terör estirmeden (kart anlamında) otorite kurmayı, olayları ve maçı kontrol altında tutmayı öğrenmeleri gerekiyor. Sarı kartların maçın başından itibaren bir baskı ve otorite kurma aracı olarak kullanılması daha kaç futbolcunun canını yakacak bilmiyorum.

Bir hakemin sahada duruşuyla, düdük çalışındaki ve pozisyonlara gidişindeki kararlılığı ile hakimiyet kuramaması ve bu nedenle sarı kartlarına gerekli gereksiz başvurması mesleğine ihanettir. Futbolcuların ve takımların ekmeğiyle oynamaktır. İyi bir hakemin her şeyden önce bu sorunu aşması ve özgüven sahibi olması gerekir...

Haberin Devamı

ORTANIN ÜSTÜ DE ALTI DA KARIŞTI

Ligin birinci ve altıncı sırası arasında sadece beş puan fark var. Ligimizin onucusu ile sonuncusu arasındaki puan farkı ise sadece yedi. Lig tarihimizde 14 puan geriden gelip şampiyon olan takımlar bulunduğunu dikkate alırsak, şu anda Denizlispor’un ve üstünün şampiyonluk şansı var. Aynı mantıkla bakarsak, lig 5. sinin bile şampiyonluk kadar düşme ihtimali var.

İlk yarının son 4 haftasının işleri ve hesapları iyice karıştıracağı gün gibi aşikar. Altta da üstte de nefes nefese bir yarışın süreceği ve takımların son düzlüğe kadar şampiyonluk ve kümede kalma mücadelesi vereceği bir süreç yaşayacağız sanıyorum.

Bu lig tadından yenmez. Gözünüzü dört açın ve ayrıntıları kaçırmayın. Kaçırdıklarınızı da biz hurriyet.com.tr spor yazarlarından takip etmeye devam edin...

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!