Güncelleme Tarihi:
Yıldız futbolcular, büyük meblağlar ve cazip teklifler… Suudi Arabistan, bu yıl transfer sezonuna adeta damga vurdu. Aslında bu filmin fragmanı Cristiano Ronaldo transferiyle tüm dünyaya gösterilmişti.
Ronaldo’dan sonra Ballon d'Or sahibi Karim Benzema, Chelsea'li Kante, İnter'li Brozovic, Bayern Münih'li Mane, Manchester City'li Mahrez gibi yıldız isimler Suudi Arabistan’ın yolunu tuttu. En son ise Al-Hilal, PSG'nin Brezilyalı yıldızı Neymar'ı 90 milyon Euro (yaklaşık 2 milyar 660 TL) karşılığında renklerine bağladı.
Öyle ki, 18 takımlı Suudi Arabistan Ligi'nin dört büyük takımı olan Al-Ittihad, Al-Ahli, Al-Nassr ve Al-Hilal'in toplam piyasa değerleri yapılan transferlerin ardından 700 milyon Euro'ya (Yaklaşık 21 milyar TL) yaklaştı.
GÖZLER ŞİMDİ DE ŞAMPİYONLAR LİGİ’NE ÇEVRİLDİ
İtalyan basınında yer alan haberde ise yaşanan çılgın transferler sonrası, Körfez'den bu kez de Şampiyonlar Ligi için sürpriz bir hamle geldiği iddia edildi.
Suudi Arabistan yönetimi, Pro Lig'de şampiyon olan takımın ‘wild card’ (turnuva kartı) alarak UEFA Şampiyonlar Ligi'nde oynamasını istedi.
Suudiler bu yolla kendi kulüplerinin gelişeceğini, organizasyondaki rekabetin ve sponsorlukların artacağını düşünüyor. UEFA'nın ise bu talebe nasıl cevap vereceği merakla bekleniyor.
Peki, Suudi Arabistan takımları Avrupa'nın en büyük futbol organizasyonu olan Şampiyonlar Ligi'nde yer almalılar mı? Yapılan yıldız transferler Avrupa'da olmak için bir anahtar mı? UEFA, artık Şampiyonlar Ligi’ne diğer kıtaların takımlarını da dahil etmeli mi? Spor yazarları ve yorumcularla konuyu masaya yatırdık.
Spor yazarı Uğur Meleke, Suudi Arabistan’ın bu talebinin biraz da Katar’ın Concacaf Gold Cup’a (Orta-Kuzey Amerika Sampiyonası) katılmasıyla ilgili olduğunu düşünüyor. Meleke, “Katar birkaç turnuvaya özel davetle katıldı. Bu durum Suudi Arabistan açısından ‘Neden biz de UEFA’nın turnuvalarında yer almayalım?’ görüşünün ortaya çıkmasına neden oldu. Fakat Suudi Arabistan’ın UEFA turnuvalarında yolunun açılacağını pek tahmin etmiyorum” dedi.
Şampiyonlar Ligi dışında artık FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nın büyük önem kazandığını ve giderek büyüdüğünün altını çizen Meleke, “FIFA, 2025'te ilk kez 32 takımın katılımıyla düzenlenecek FIFA Kulüpler Dünya Kupası'na ABD'nin ev sahipliği yapacağını açıkladı. Turnuvaya hem Real Madrid, PSG, Manchester City gibi takımlar hem de Suudi Arabistan temsilcileri katılacak. Bu organizasyon artık daha da fazla ses getirecek” ifadelerini kullandı.
‘İLK OLARAK WILD CARD VERİRLER ARDINDAN DA UEFA’YA ÜYE YAPARLAR’
Gazeteci ve spor yorumcusu Okay Karacan ise Suudi Arabistan takımlarının UEFA organizasyonlarında yer almalarına biraz daha sıcak bakanlardan…
Karacan, “Şu an Suudi Arabistan’da petrol kaynaklı bir para var. Özellikle Körfez’de kontrolü biraz daha üçüncü nesil almış durumda… Bu nesil Batı’da okumuş, Batı kültürünü almış ve Batı ekonomisine hâkim. Dedelerinden ve babalarından kalmış geleneği daha da geliştirmek istiyorlar. Kulüpleri aldılar, statlara sponsor oldular ve şimdi de Avrupa’nın önemli futbolcularını kendilerine çekiyorlar. Şunun çok iyi farkındalar; Futbol dünyaya kendinizi tanıtmak için önemli bir kanal” dedi.
“UEFA organizasyonlarına wild card ile girmelerinde bir sakınca olup olmadığına UEFA karar verecek” diyen Karacan, “Girmeliler mi? Sponsor oluyorlarsa, takım alıyorlarsa, takımları Avrupa şampiyonluğu yaşıyorsa, liglerindeki takımlardan birinin de oraya girmesi gerekiyor. Bence ilk olarak wild card verecekler ardından da UEFA’ya üye yapacaklar” görüşünü paylaştı.
Suudi Arabistan Ligi’ndeki takımların UEFA organizasyonlarında yer aldıklarında çok çabuk Avrupa futboluna adapte olacaklarını da düşünen Okay Karacan, “Futbolun dili ortak. Zaten Avrupalı teknik adam ve futbolcuları kullanıyorlar. Haliyle Avrupa’da bir heyecan yaratırlar. Şampiyonlar Ligi’nde Manchester City ile bir Suudi Arabistan takımının oynadığını ve maçı Suudi’lerin kazandığını düşünsenize… Bu gerçekten çok farklı bir heyecan ortaya çıkarır. Fakat şu da bir gerçek ki, Avrupa futbolunun dengelerini bozarlar. Başarı geldikçe bütün oyunculara büyük paralar vererek futbolcuları çok genç yaşta transfer etmeye başlayabilirler. Bu parasal durumla dünyanın en iyi takımlarını ortaya çıkarmak gibi bir şansları var” dedi.
‘MAHALLE MAÇLARINDA KENDİ TOPUNU GETİREN ZENGİN ÇOCUĞA BENZETİYORUM’
Uzun yıllar pek çok kulübün akademisinde görev yapmış Teknik Sorumlu ve Spor Yorumcusu Semih Sezerli, Suudi Arabistan’ın bu tutumunu kestirmeden olaya dahil olma çabası olarak yorumluyor.
Sezerli, “Geçtiğimiz sezondan bu yana fısıltı halinde olan bu söylemler artık yerini yüksek seslere bıraktı. Arabistan Ligi’nin bu tutumunu, mahalle maçlarında kendi topunu getiren zengin çocuğa benzetiyorum. Tamamen kestirmeden olaya dahil olma çabası. Hiç sempatik değil ve futbolun doğasına aykırı. 'Bakın biz yıldızları topluyoruz. Bu nedenle dünyanın en büyük ligine bizi de alın' düsturuyla hareket ediyorlar. Sadece yıldızları astronomik rakamlara ülkelerine getirmekle Şampiyonlar Ligi’ne katılma talebini bir hak ediş olarak göremiyorum. Kısacası pozitif ayrımcılık isteniyor” dedi.
Eğer Suudi Arabistan takımları Şampiyonlar Ligi’nde yer alırsa, kendileri için çok faydalı bir hareket olacağının altını çizen Sezerli, “Şampiyonlar Ligi’nde yer almak hangi kulübü kurumsal olarak olgunlaştırıp ileriye taşımaz ki? Kendi menfaatlerini düşünürsek onlar için çok faydalı olacağı kesin… Ancak konunun futbolun ötesinde olup asıl amacın vizyon 2030 projesine yatırım yapmak olduğunu düşünüyorum. Büyük resimdeki amaç arka planda turizme yatırım yaparken futbolu başrol oyuncusu olarak göstermek. Mantıklı mı? Çok dahice bir fikir. Araştırmalar ve gözlemlerimden anlıyorum ki kimsenin futbolla ilgilendiği yok. Amaç futbolu kullanarak imajı değişikliği ve düzeltmesi yapmak” ifadelerini kullandı.
'SUUDİ ARABİSTAN TAKIMLARI GİRER, DOĞU AVRUPA'NIN ŞAMPİYONLARI ATILIR'
“UEFA'nın son zamanlarda Avrupa'nın büyük kulüpleri ile turnuva gelirlerinin paylaşımı üzerine ciddi tartışmaları var, bu kulüpler tüm pastayı kendilerine istiyorlar. Şimdi bir de Suudi takımları işin içine girerse işler daha da karışabilir” diyen Spor Yorumcusu Didem Dilmen, “Suudi Arabistan'ın yıldızlar karması takımlarının bu turnuvaya dahil olması pek çok değişkeni kökünden sarsacaktır. UEFA ve para ikilisi bir araya gelince, olmaz diye bir şey yok. Suudi Arabistan takımları turnuvaya girer, Doğu Avrupa'nın gelir olarak alt sıradaki ülke şampiyonları turnuvadan atılır. Bu asla şaşırtıcı olmaz” dedi.
Dilmen, “UEFA için Şampiyonlar Ligi tam anlamıyla bir para basma makinesi… Kulüpler de bu turnuvaya para üzerinden bakıyor. Hatta pastadaki paylarını artırmak için kendi taraftarlarını bile karşılarına almaya hazırlar. Öte yandan Şampiyonlar Ligi’nin, bir kıta futbol organizasyonu olmaktan çıkalı çok uzun zaman oluyor. Sadece maçların oynanacağı saatleri değiştirmeleri bile turnuvanın kültürel yapısını derinden sarstı. Bakalım, ABD izleyebilsin diye ne zaman gece yarısına maç koyacaklar…” ifadelerini kullandı.
‘BENZER BİR TALEP AMERİKALILARDAN DA GELEBİLİR’
Çok yakın zamanda ABD’nin Şampiyonlar Ligi finali istediğini hatırlatan Hürriyet Gazetesi Spor Yazarı Koray Durkal, “UEFA Başkanı Aleksander Ceferin bu isteğe son derece sıcak yaklaştı. Benzer bir talep Amerikalılardan da yakın zamanda gelebilir. Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmek isteyen yüzlerce takım birçok eleme maçından geçerken, Suudi Arabistan takımlarına bir wild card vermek hiç adil değil" yorumunda bulundu.
‘RONALDO’NUN İLK MAÇI BİLE SUUDİ ARABİSTAN’DA REYTİNG REKORLARI KIRMADI’
“Suudi Arabistan’ın parasal anlamda Rusya ve Çin’in futbola kattıklarından çok daha fazlasını katacaktır ancak izlenme oranlarına baktığımızda aynı şeyi söylemek çok mümkün değil” diyen Durkal, “Çok basit bir örnek vermek gerekirse Ronaldo‘nun ilk maçı bile Suudi Arabistan’da reyting rekorları kırmadı. Ancak Messi’nin ilk maçı Amerikan televizyon tarihinin reyting rekorlarını kırdı" ifadelerini kullandı.
Eğer Suudi Arabistan takımları Şampiyonlar Ligi'nde yer alırsa organizasyonda rekabete katkı vereceklerini düşünmeyen Durkal, "Arabistan takımlarının Avrupa takımlarıyla oynadığı hazırlık maçlarına baktığımızda ne kadar geride olduklarını gördük. Şampiyonlar Ligi'nde olurlarsa rekabet konusunda dengeleri çok fazla değiştireceklerini düşünmüyorum” dedi.
Yıldız transferlerinin Suudi Arabistan'ı ön plana çıkarsa da Şampiyonlar Ligi’nin ruhunun hâlâ çok güçlü olduğunu söyleyen Koray Durkal, şu detayların altını çizdi:
-- Günümüz futbolunda oyuncular artık tamamen para odaklı. Hiçbir futbolcu on binlerce kilometre ötedeki kamplara gitmek istemiyor, haftada üç maça çıkmak istemiyor, ailelerinden uzak kalmak istemiyor. Bu nedenle paranın daha fazla olduğu kendilerini daha az yoracakları ve aileleriyle daha çok zaman geçirecekleri yerleri tercih ediyorlar.
-- Ronaldo, Benzema, Neymar düşüncesindeki oyuncuların sayısı artarken Modric, Thiago Silva ve Pepe gibi futbola daha çok şey vermek isteyen oyuncuların sayısı da giderek azalıyor. Her ne kadar para şimdilik Suudi Arabistan’ı öne çıkarmış gibi gözükse de Şampiyonlar Ligi’nin ruhu hâlâ pek çok organizasyon ve ligden çok daha güçlü.
Şampiyonlar Ligi'ndeki format değişikliğinin tek pozitif yanı takım sayısını 32’den 36’ya çıkarmaları olacak. Bakın; Şampiyonlar Ligi ve Dünya Kupası dünyanın en prestijli ve en havalı futbol organizasyonları. Şampiyonlar Ligi isim olarak lig diye geçer ancak aslında bir turnuvadır. Yıllardır alıştığımız, bizlere heyecan veren grup aşamaları ve devamındaki heyecandır. Yani bunu paket bir turnuva görüntüsünden lig şablonuna çevirmenin pek sağlıklı olacağını düşünmüyorum. Adı üstünde geleneksel grup aşamaları yerini lig formatına bırakacak. Belki ben ve benim gibi gelenekçi olanlara ters geliyor olabilir. Düşünün; zaten kendi liglerimizde sürekli lig formatı ve uzun sıralamalar takip edip izliyoruz. Oysa ki turnuva formatları her zaman daha heyecan verici olur. Lig usulü sonrasında devam edecek olan 16 takımlı play-off ve 16 turunun daha çok izleneceğini ve talep göreceğini düşünüyorum.
Semih Sezerli